Güncelleme Tarihi:
Dünya Kupası’nın başlamasına artık sadece birkaç gün kaldı. 2002’de Dünya 3.’sü olmayı başardığımız turnuvadan bu yana bir kez daha ekran başındayız. Ancak geleceğe dair umutlar da hedefler de yüksek. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu da Türk Milli Takımı’nın her kupada her şampiyonada yer alması gerektiğinin altını çizerken, ay yıldızların önümüzdeki ilk hedef olan 2024 Avrupa Şampiyonası’na katılacağına inandığını ifade etti. Bakan Kasapoğlu, başta futbol olmak üzere Mehmet Arslan’ın sorularına içtenlikle yanıtladı.
2000'lerin başında çıkış yaladık
- A Milli Futbol Takımı’nın EURO 2024 kurasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Finallere kalma şansımız nedir?
Futbol dönemsel performansların önemli olduğu ama aynı zamanda geçmişten gelen alışkanlıkların, başarıların, oluşturulan kültürün de çok etkili olduğu bir branş. Türkiye’nin futbolda özellikle 2000’li yılların başından itibaren yaşadığı bir çıkış var. Orada Dünya Kupaları, Avrupa Şampiyonaları başarıları var. Kulüpler bazında bir ivme var. Avrupa’ya açılan sporcularımız var.
Euro 2024 kurasından umutluyum
Son dönemde özellikle turnuvalara katılım bazında bir düşüş görünebilir ama Türkiye spor altyapısıyla, futbol DNA’sıyla tekrar yükselişe geçebilecek potansiyele sahip. Ben Euro 2024 kurasından umutluyum. Türkiye dahil olduğu her yarışmada çıtayı en üste koyar, koymak zorundadır. Bu ülke son 20 sene içerisinde bir spor devrimi gerçekleştirdi, bu ivmenin futbol karşılığının da olması gerekiyor.
Bu grubun doğal lider adayıyız
Rakiplere baktığımızda Türkiye’nin, sahip olduğu potansiyeliyle bu grubun doğal lider adayı olduğunu düşünüyorum. Daha önce karşılaştığımız rakiplerimiz var. Hiçbir torbanın en güçlü takımıyla eşleşmemiş gibi görünüyoruz ama önceki tecrübeler bu gibi eleme gruplarında yaşanabilecek sürprizleri de ortaya koyuyor. Ben hem potansiyeliyle, hem sportif anlamda yaşanan ivmeyle Türkiye’nin bu gruptan çıkıp bize 2024 Avrupa Şampiyonası Finalleri heyecanını yaşatacak kapasitede olduğuna inanıyorum. Bundan sonra söz futbolcular ve teknik ekipte.”
Avrupa'nın yeni basketbol üssünü inşa ediyoruz
- Abdi İpekçi Spor Salonu’nun yerine yapılan basketbol kompleksinde durum ne? İnşaat tahminen ne zaman biter?
Biz orayı sadece bir basketbol salonu olarak değil; antrenman tesisleriyle, kamp tesisleriyle, salonuyla, sosyal alanlarıyla planlıyoruz. Türkiye’de müthiş bir basketbol potansiyeli var. Abdi İpekçi Spor Salonu yerine inşa edeceğimiz tesis, Avrupa’nın da basketbol üssü olacak. Sporda tesisleşme çok önem verdiğimiz bir nokta. Bu tesisin hem bu perspektifin yaşaması, hem basketbol kültürümüzün geçmişten geleceğe aktarılması noktasında önemli bir işlevi olacak. Orada çalışmalar güzel devam ediyor inşallah planlandığı sürede Türk basketboluna o tesisi kazandırmış olacağız.
Voleybolda ivme yukarı doğru devam etmeli
- Voleybolu da takip ettiğinizi bilerek soruyorum, Filenin Sultanları’nın Dünya Şampiyonası’ndaki performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle şunu söylemek isterim; bizim ısrarla altını çizdiğimiz ‘Tesis Devrimi’ ve ‘Spor Devrimi’ kavramlarının voleybolda doğrudan karşılığı var. Türkiye’nin dört bir yanında inşa ettiğimiz modern tesislerimizle voleybol için çok ciddi bir altyapı oluşturduk. Yine sahadaki antrenörlerimizle gençlerimiz gelişimlerini takip ediyor, yönlendirmelerini yapıyoruz.
Guidetti, yaptıklarıyla takdiri hak ediyor
Türkiye ligler seviyesinde de Avrupa’nın zirvesinde. Her sene Şampiyonlar Ligi, Dünya Kulüpler Şampiyonası gibi organizasyonların zirvesinde bizim takımlarımız var. Dünyanın en kariyerli koçlarından birine sahibiz. Giovanni Guidetti hem sportif olarak başardıkları, hem de bu ülkenin çocukları için yaptıklarıyla takdiri hak ediyor. Ülkede voleybolun popüler olmasında, yurt dışında Türk voleybolunun marka değerinin yükselmesine çok olumlu katkı yaptığını düşünüyorum.
Şapkanı önümüze koyup düşünmeliyiz
Futbolda da aynı şeyi söylemiştim. Biz milli takımlarımızdan her turnuvada başarı bekleriz. Ama sportif müsabakalar sahada kazanılıyor. Dünya Şampiyonası’nda ilk 4 takımın diğerleriyle arasında bariz bir güç farkı vardı. Ama bizim de “Ne eksikti, neyi daha iyi yapabiliriz?” diye şapkayı önümüze koyup düşünmemiz gerekir. Belki bir konsantrasyon kaybıdır, belki mental yorgunluktur onu voleybolun profesyonelleri değerlendirecektir. Ama durmak yok. Her branşta olduğu gibi voleybolda da düşmeden, ivmemizi yukarı taşımaya devam edeceğiz.
Beyzbol da izlerim, yüzme ve tenis sevdiğim branşlar
- Dünya genelinde izlemekten en çok keyif aldığınız futbolcular ve sporcular hangileri?
Ben spor yapmayı da izlemeyi de çok seviyorum. ABD’de okurken ciddi bir basketbol ve beyzbol izleyicisiydim. Sadece maçlar değil, sporun endüstrisi, yarattığı marka değeri de ilgimi çekerdi. Yüzme ve tenis de sevdiğim branşlar. Bu arada ülkemizde üst seviyede mücadele eden o kadar sporcumuz var ki artık onlara yetişmek, mücadelelerini takip etmek bile başlı başına bir mesai. Tabii en keyifli mesaimiz bu.
Keyif almaya çalışıyorum
Futbolda son 15 yılda hep bir Messi-Ronaldo rekabeti vardı, şimdi onun yerini yeni rekabetler alıyor. Bu dönüşümü görmek de zevkli. Aynı şekilde teniste Federer kariyerini noktaladı. Orada da yeni yeni isimler geliyor. Fırsat buldukça, bir izleyici olarak, sporun bu dinamik yapısının keyfini çıkarmaya çalışıyorum.
Kültürler geçmişten geleceğe aktarılıyor
- Geleneksel sporlar ülkemizde hak ettiği konuma geliyor diyebilir miyiz, bakanlık olarak bu konuda ne gibi yeni adımlar atmayı planlıyorsunuz?
Göçebe kültürü, son yıllarda sinemadan, müziğe, modaya kadar birçok alanı etkileyen sosyolojik bir tema. Göçebeliğin kültürleri ve insanları birbirine bağlayan yapısı, zengin bir birikim ortaya çıkmasını ve modern dünyanın bu birikimden faydalanmasını sağladı. Tarihe bakıldığında kültür alışverişlerinin önemli bir bölümünün göçebelerce yapıldığını görüyoruz. Ulaşımın bu günkü kadar kolay olmadığı çağlarda bilgileri farklı noktalara taşıyanlar göçebelerdi. Bu yıl geniş katılımla ev sahipliği yaptığımız oyunlara baktığınızda sadece sporu değil; kültürü, müziği, dansı, pazar yerini yani kültürü oluşturan birçok alt başlığı da görmek mümkündü. Geleneksel sporların, rekabet olgusu dışında, kültürlerin geçmişten geleceğe aktarılması noktasında da önemli katkısı oluyor. Biz bu zenginliği önemsiyoruz ve destekliyoruz.
Türk sporunun geleceği ipotek altına alınmasın
Bakanlık olarak bugünün sorunlarının çığ gibi büyüyerek Türk sporunun geleceğini ipotek altına almaması için çalışıyoruz. Spor Yasası da böyle bir bakış açısının ve detaylı çalışmanın ürünü olarak ortaya çıktı. Temel hedef, finansal anlamda muğlak yapıyı ortadan kaldırarak, Türk sporunun şeffaf ve hesap verilebilir bir düzlemde yönetilmesini sağlamak. Birçok kulüp borç sarmalına girmişti, gelir-gider dengesi bozulmuş, sorumluluk alanları tam belli olmadığından kısır döngü oluşmuştu. Bu yasayla amaç sporun hem finansal hem de idari anlamda sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasıydı. İnşallah orta ve uzun vadede, spor gibi büyük bir ekonominin kurallar bütünü içinde yönetilmesinin olumlu sonuçlarını göreceğiz.
Türkiye'de spora erişimi lüks olmaktan çıkardık
- Bakanlığınız döneminde uluslararası alanda tarihi başarılar kazanıldı. Bu başarılar içinde sizi en çok mutlu edenleri sıralar mısınız?
Gerçekten söylediğiniz gibi, her anlamda son dönemde adeta bir madalya yağmuru yaşıyoruz. Beni burada en çok sevindiren şey bu başarıların birbirinden farklı branşlarda geliyor olması. Size son rakamları vermek isterim; milli sporcularımız sadece bu yılın ilk 9 ayında uluslararası yarışmalarda toplamda 4 bin 167 madalya kazandı. Bu madalyalar 51 farklı branştan geldi. Bu gerçekten olağanüstü bir rakam.Bu başarının arka planında çok ciddi bir çalışma var. Tesisiyle, yetenek taramasıyla, yeteneğin yönlendirilmesi ve takibiyle bütünsel bir yaklaşımdan söz ediyoruz.
Ülkenin dört bir yanına modern tesisler
Modern tesislerimiz doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine ülkemizin her noktasına yayılmış durumda. En son Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla Zeytinburnu’nda Avrupa’nın en büyük buz pistini açtık. İki katlı, teknolojinin en son imkanlarının kullanıldığı bir tesis. Farklı illerde farklı tesisler; yüzme havuzları, spor salonları, tenis kortları, mahalle aralarında butik spor tesislerimiz hepsi bu milletin emrine amade.
Başarılar arasında ayrım yapmam
Biz spora erişimi bir lüks olmaktan çıkardık. Sporu bir lüks olarak değil, insan hayatının ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Sadece rekabet anlamında değil, sporun iyileştirici, rehabilite edici etkisinden her vatandaşımızın istifade etmesi için çalışıyoruz. Bu çalışmaların tarihi başarılarla taçlanıyor olması da tabii ki ayrı bir gurur vesilesi bizim için. Aralarından birini söylesem, diğerlerine haksızlık olur o yüzden hepsi benim için çok değerli diyeyim.”
Tüm ülkenin beklentisi A Milli Futbol Takımı'nı her turnuvada görmek
- Stefan Kuntz’a yönelik eleştiriler için görüşleriniz nedir?
Eleştiriler her zaman olacaktır. Daha ileriye gitmek noktasında yapıcı eleştirilerin fazlasıyla katkısı olur. Tabii teknik konularda benim bir yorum yapmam doğru olmaz; bu futbolun profesyonellerinin yönettiği bir alan. Ama beklentimi dile getirebilirim. Sadece benim değil, tüm ülkenin beklentisi Milli Takımımız’ın Avrupa şampiyonlarında, Dünya Kupalarında düzenli olarak boy göstermesi. Oradaki profesyonel yapının da bu noktada önemli çalışmalar yaptığını biliyorum, görüyorum.