Güncelleme Tarihi:
Cideli Cemal Kaptan, 62 yaşında. Askerliğini denizci olarak yapmış. Bir gün başçavuşun odasına girince, küçük bir tekne maketi ve çeşitli gereçler görmüş. ‘‘Bana anlatır mısın, nasıl yaptığını?’’ diye sorunca, başçavuştan ‘‘Hadi ordan, sen ne anlarsın?’’ yanıtını almış. Cemal Kaptan, çok hırslanmış bu söze ve inat edip, maket yapmayı öğrenmiş. Hem de öyle bir öğrenmiş ki denizlere veda ettikten yıllar sonra, bugün, tüm armatörlerin sevgilisi olmuş. Çünkü milyarlara mal olan gemiler, kızağa konur konmaz, Cemal Kaptan'ın elinde hayat buluyor.
Adının ‘Cideli Cemal Kaptan’ olarak anılmasını isteyen Cemal Şahin, denize gönül verenlerden. Askerliğinin ardından, kaptan belgesi alan Şahin, ‘‘İlkokulu 8 yılda bitirdim, ama askerlikten sonra azmedip, kaptan belgemi aldım. Sonra da 25 yılı aşkın süre denizlerde kaldım’’ diye anlatıyor, geçen yılları. Denizleri bıraktıktan sonra Tuzla'da bir tersanede ‘tersane kaptanı’ olarak çalışmış ve burada gemi teknik planlarını, endaze planlarını okumayı öğrenmiş.
Ata’nın maketi
1986'da iş yaşamını bırakan Cemal Kaptan, avuntu bulmak için, maket yapımına sardırmış. Denizcilik bilgisi, tersane bilgisi ve el becerisi bir araya gelince, kaptanın hobisi, denizcilerin dikkatini çekmiş. Kaptan, evinin altında oluşturduğu atölyede, gemi üzerine gemi yapıyor artık. Armatörlerden de rica üzerine rica, ‘‘Ne olur, yaptıracağım geminin maketini yapar mısın?’’ Kaptan, onları kıramıyor ve gemiler, kızağa binmeden ya da kızaktan inmeden, onun tornasında, ellerinde hayat buluyor.
Cideli Cemal Kaptan'ın yaptığı maketleri, orijinallerinden ayırmak olanaksız. Maketleri, endaze planlarına kadar inceleyerek yapıyor ki hiç bir şey aslından farklı olmasın. Son olarak Türkiye'nin 300 metre uzunluğundaki en büyük gemisi Ata'nın maketini yapmış. Dev, dökme yük gemisi, hangar kapaklarından, yangın musluklarına, 2 metre uzunluğu 30 santimetre genişliğiyle müthiş olmuş. Kaptan, Ata'nın maketini oğluyla birlikte 3 ayda tamamlamış.
Cemal Kaptan'ın hobisi, oğluna da bulaşmış. Küçücük çocukken oğlunun eline çakı ve tahta verdiğini söyleyip, ‘‘Bir kaç kez ellerini kesti ama sonunda yeteneğini ortaya çıkardı’’ diye anlatıyor, o günleri. Oğlu Lütfü Şahin, Kaptan’ın atölyedeki en büyük yardımcısı. Ona denizcilik bilgisini, tersane bilgisini olduğu gibi aktarmış ve gemi maketi hobisi ailenin tek konusu olmuş neredeyse. Lütfü Şahin, henüz 10 aylık oğlu Baran'a da maket yapmayı öğreteceğini söylüyor ve ‘‘Bu hobi kuşaktan kuşağa gitmeli’’ diyor.