Gelmek istemez dönmek istemez

Güncelleme Tarihi:

Gelmek istemez dönmek istemez
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 1998 00:00

Haberin Devamı

Birol Giray, henüz bir yılını bile doldurmadan önemli organizasyonlara imza atan Production Department'ın patronu. 18 yıldır dj, radyo yöneticisi, organizatör gibi değişik işlerle eğlence dünyasının içinde bulunan Birol Giray ve arkadaşları, ‘‘Next Generation/ Gelecek Kuşak’’ olarak andıkları hedef kitlelerine yönelik organizasyonlarla dikkat çekti. Bugüne kadar aralarında Prodigy, Run DMC, Imaani, Sash, David Morales, Freddie Knuckles'ın da bulunduğu pek çok ismi Türkiye'ye getiren Birol Giray'ın; ilginç fikirleri, büyük hedefleri ve 18 kişiden oluşan üretken bir ekibi var...

BİROL Giray, Production Department'ı kuralı 10 ay kadar oldu. Ancak bu kısa süre içinde pek çok organizasyona imza attı. Production Department'ın bu hızlı dönemde getirdiği isimler arasında Prodigy gibi ‘‘gelmez’’ denilen bir topluluk, David Morales ve Freddie Knuckles gibi 'guru' konumunda dj'ler, Imaani, Hot 'N' Juicy gibi ‘‘one hit wonder’’ (müzik dünyasında tek parçayla kısa süreli meşhur olan isimlere böyle deniyor) isimler vardı. Production Department, sadece konser organizasyonuyla ilgilenen bir şirket değil. Giray'ın müzikalden sihirbaz gösterilerine, rock festivallerinden extreme spor organizasyonlarına kadar uzanan pek çok projesi var.

RİSKLİ İŞLER

Riskli gibi gözüken ama dinleyicisine ulaşan, eğlenceli işlerle uğraşmayı seviyor. ‘‘Ben Production Department olarak Next Generation'ı temsil etmek istiyorum. Buna yönelik çalışıyorum. Mesela ilk yaptığımız iş; 'House Mix Tour' du. Ocak ayında dünyanın en büyük dört dj'ini Türkiye'ye getirdik. Burada bakıyorsunuz. Bir risk alıyorsunuz, 'Acaba olur mu, çalışır mı, benim insanım dinler mi, arada kültür farkı var' diyorsunuz. Ama ben şunu görüyorum. Bilgi çağında yaşıyoruz ve herkes her şeyin farkında. Ardından Prodigy'yi yaptık. Prodigy'nin bütçesi 500 bin dolar'dı. Baktığınız zaman bu büyük bir bütçe. Hemen altına girilebilecek bir bütçe değil. Çünkü bilet satışlarında bizdeki handikapları, dünyanın diğer yerlerindeki promoterlar yaşamıyorlar. Londra'da böyle bir konser yaptığınızda, biletler satışa çıkar çıkmaz, ilk gün içinde tükeniyor. Ama Türkiye'de son günlerde bilet satılıyor, yani son iki günde filan...’’

Giray devam ediyor: ‘‘Production Department'ın kendine özel bir çizgisi var. Bunun için dünyanın en yeni akımlarını takip ediyor. Prodigy Türkiye'de Julio Iglesias gibi herkes tarafından tanınmıyor belki ama baktığınız zaman 40 bin albüm satışı var. Dünyada çıktığı zaman 5 milyon plak satışı var. Burada da 10 bin kişi dans etti. Prodigy'ye ben çok inanıyordum. Olması için çok uğraştık. Bir kere grubun tamam demesi gerekiyordu. Onların korkuları benden daha büyüktü açıkçası. Geldiklerinde gördüler ki Türkiye'de bu dinleyici var. Türkiye'de insanları eğlendirmek gerçekten zor. İnsanları kaldırmak, dans ettirmek zor. Ama eğlenmeye başladığında durdurmak daha da zor. Etrafımdaki herkes çok riskli buldu yaptığımı. ‘‘Yapma, girme bu işe’’ gibi konuşmalar oldu. Biraz inadımdan biraz da gençleri eğlenirken görmek istediğimden girdim.’’

Birol Giray'ı uyaranlara bir noktada hak verenler de olabilir. Çünkü riskli işlerle uğraşıyor. Neticede ticaret...

‘‘Tabii, neticede ticaret. Çünkü o gece konserden sonra evine çok kötü pozisyonlarda dönebilirsin. Çünkü büyük bütçelerle oynuyorsun. Firmalardan söz alarak o işe giriyorsun, Bir konserde çalışan insan sayısı bin kişiye ulaşıyor bazen. Yani ertesi gün sokağa çıkamayacak hale gelebilirsin. Gecenin bir yarısı ‘‘Yahu sabah 1 milyon dolar borcum yoktu, şu anda var’’ noktasında bulabilirsin kendini...’’

‘‘Gelen sanatçılar açısından durum nasıl?’’ diye sorduğumuzda şu cevabı aldık: ‘‘Bence bizim memleketimizin sloganı şu: 'Gelmek istemez, dönmek istemez.' Türkiye politik açıdan dışarıdan iyi gözükmüyor. Ama siz birini ikna edip Türkiye'ye getirirseniz, düşüncelerinin tam tersi düşüncelerle Türkiye'den ayrılıyor. Teknik şartlardan korkuyorlar. Sesim doğru çıkacak mı, hoparlörler çalışacak mı, elektrik kesilir mi. Ama böyle şeyler yok artık yani. Gelmek istemiyorlar, gitmek istemiyorlar. Ama gittikten sonra iyi propagandamızı yapıyorlar. Bunu en son Prodigy-Depeche Mode olayında yaşadım. Ekim ayı içinde Depeche Mode'u getiriyorduk ama başka aksilikler oldu. Küçük bir ışık hala var. Eğer gerçekleşirse Prodigy'nin çok etkisi olacak. Aile gibi bunlar. O onunla konuşuyor, o ötekiyle konuşuyor. David Morales'i getirdim. Döndüğünde iki tane lafıyla Master At Work geldi. O döndüğünde Frankie Knuckles geldi.’’

Birol Giray ve ekibinin gelecek projeleri ayrı bir yazı konusu olur. Ama durumu özetlemeye çalışalım. ‘‘We Will Rock You’’ adı altında bir rock festivali düşünüyor. Bu klasik bir rock festivali olmayacak. Modern rock topluluklarının yanı sıra sihirbazlar, extreme sporlar gibi ekstra etkinlikler de festivalin kapsamına alınacak.

MAHSUN’LA ÇALIŞACAĞIM

Hayallerinden biri de Woodstock gibi bir festival. Önümüzdeki yılın yaz başında gerçekleştirmeyi düşünüyor bu festivali. Bir de Türk müzisyenlerle ilgili projeleri var. Production Department'la birlikte Türkiye'de ‘‘dj-prodüktör’’ kavramını tanıştırmayı düşünüyor.İbrahim Tatlıses'in iki parçasını remiks yapmış. Özlem Tekin, Yonca Evcimik gibi isimlerle çalışıyor. Bir gün Mahsun Kırmızıgül'le çalışmayı istiyor: ‘‘Mahsun 2 milyon satıyor. ABD'de 2 milyon sattığında seni nereye götüreceklerini şaşırırlar. Doğuş diye bir olay var. İki albüm çıkarıyor bir senede, ikisi de satıyor. Türk müziğine karşı anormal bir sevgi var. Mahsun stadı dolduruyorsa ben Mahsun'la çalışacağım. Ona albüm yapacağım, tebrik edeceğim. Bu ülkede satıyor. Kendi bilgimi ona göstereceğim, sevecek sevmeyecek, beğenecek beğenmeyecek...’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!