Geleceğin şampiyonları

Pilot bölge olarak seçilen Üsküdar çevresindeki okullarda beş bin çocuk üzerinde bilimsel bir araştırma yapıldı. Yapılan testler sonucunda fiziki gelişim ve uygunluk parametreleri belirlenen çocuklardan 100'ü 2008 olimpiyatlarında madalya almak için hazırlanıyor.

Unesco'nun Türkiye için söylediği şu söz durumun ciddiyetini çok iyi anlatıyor: ‘‘Türkiye bir bombanın üstünde oturuyor. Genç nüfus! Bu bombayı iyi kullanmalı yoksa tam üzerinde otururken patlayabilir!’’ Evet bu bombayı iyi değerlendirisek dünyada büyük bir patlama yaratabiliriz ancak tam üstünde otururken patlatırsak Türkiye için hiç de hoş olmayan bir durumla karşılaşacağımız kesin. Aslında umut veren adımlar atıldı, bundan sonrası devamının gelmesine bağlı.

Türkiye'de 14 yaşın altında olup da hiç spor yapmamış çocukların sayısı çok fazla. Bu çocuklar yılda en az 195 gün tatil yapıyorlar. Ve zamanlarını sokakta geçiriyorlar. Bu kadar boş zamanı olduğu halde neden hiçbirinin spor yapmadığı ise tartışma konusu.

İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Denetleme Kurulu Başkanı Sinan Erdem işte özellikle bunun değişmesi gerektiğini vurguluyor. ‘‘Bence bugün Türkiye'de spor yapan hiç çocuk yok. Yapanların da sistemi yanlış. Spor devlet tarafından yönetiliyor ve yönetimdeki her değişiklik büyük bir engel oluşturuyor. Yurtdışında çocuklar haftanın birkaç gününü okulla birlikte spor yapılan mekanlarda geçiriyor. Spor temel eğitimde çocukların hayatına girmeli.’’

Türkiye'de spor yapmamış çocukların sayısının fazlalığı düşünülerek ve başta Bulgaristan olmak üzere yabancı ülkeler örnek alınarak sekiz yıl önce bir adım atıldı. Üsküdar, pilot bölge olarak seçildi ve çevredeki okullarda okuyan beş bin çocuk üzerinde bir bilimsel araştırma yapıldı.

9-14 yaş grubundaki çocukların fiziki gelişim (antropometrik özellikler) ve fiziki uygunluk (motor özellikleri-sürat, kuvvet, dayanıklılık, beceri, esneklik gibi) parametreleri bu testler sonucunda belirlendi. Bu araştırmalar sonucunda Türkiye'deki çocuklarla ilgili ilginç bilgiler de ortaya çıktı. Örneğin, ailenin ikinci çocukları, birinci çocuğa oranla fiziksel olarak spora daha yatkın.

Veliler kulüp kurdu

1992 yılında Anadoluhisarı Gençlik ve Spor Akademisi öğretim üyelerinden Dr. Fehim Coşan ve Yard. Doç. Dr. Ali Demir'in önderliğinde başlayan bu çalışmalar Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Bölümü elemanları ve stajyer antrenör öğrenciler tarafından Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü koordinesinde yapıldı. Seçilen 100 çocuk, İstanbul Olimpiyat Oyunları Hazırlık ve Denetleme Kurulu tarafından da desteklenerek iki yıl önce atletizm dalında çalışmaya başladı. Bu çocukların spor eğitimine devam etmeleri ikinci adımdı. Ancak burada bir takım engellerle karşılaşıldı.

Antrenman yapmak için saha bulmakta zorlanan çocuklar, ailelerinin ve hocalarının da desteğiyle Burhan Felek Spor Salonu'nda çalışmalarına devam ediyor, yağmur altında atletizm sahasında çalışıyorlar. Fenerbahçe Stadı'nda antrenman yapmak istediklerinde ise içeri alınmadılar ama yılmadılar. Bütün bu zor şartlar altında çalışmalarına devam eden süper çocukların hocalarından sonra en büyük destekçileri de aileleri.

Öyle ki bu çocukların 2000 Mayıs ayında yapılan Türkiye şampiyonlarına katılmaları için bir kulüp bile kurdular. 40 velinin desteklediği ve Akpınar Spor Kulübü adını verdikleri kulüplerinde çocuklarını şampiyonaya soktular ve bir inanılmazı gerçekleştirdiler.

Kulübün 30 lisanslı sporcusundan miniklerde yarışan 10 sporcusu (beş kız beş erkek), bütün kulüpleri geride bırakarak Türkiye şampiyonu oldular. Önümüzdeki olimpiyatlar için hazırlanan bu ‘‘süper çocuklar’’ın 2008'de madalya getirmesi bekleniyor.

Proje Anadoluhisarı Gençlik ve Spor Akademisi öğretim üyelerinden Dr. Fehim Coşan (Solda) ve Yard. Doç. Dr. Ali Demir'in önderliğinde gerçekleştiriliyor.

Seçilen 100 çocuğun 30'u veliler tarafından kurulan Akpınar Spor Kulübü'nün lisanslı sporcusu. Kulübün maddi kaynağı yok. Bu yüzden sponsor olmak isteyen olursa çok sevinecekler.

BAKAN FİKRET ÜNLÜ

Projeyi Türkiye'ye yayacağız

OLİMPİYATLAR için sporcu kaynağı projesini destekleyen Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü sorularımızı yanıtladı:

‘‘Türkiye'deki Çocukların Spora Yönlendirilmesindeki Uygulama Modeli Projesi’’ne nasıl bakıyorsunuz?

Projeyi tüm olanaklarımızla destekliyoruz. Türkiye'ye yayılması için de bir karar aldık. Kasım ayı başlarında Türkiye'deki 54 üniversite bünyesinde kurulmuş bulunan Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulları'nın müdürleri, bölüm başkanları ve Spor Teşkilatı yöneticilerinin katılacağı bir organizasyon planlıyoruz.

- Neden bu işbirliğini YÖK'le yapmayı tercih ettiniz? Üniversitede geç kalınmış olmuyor mu? Milli Eğitim Bakanlığı daha uygun gibi.

Marmara Üniversitesi'ndeki çalışma güzel bir uygulamaydı. Yetenekli çocukların seçilmesi gereken laboratuvarlar üniversitelerde yer alıyor. Onlarla işbirliği yaparak yetenekli çocukları seçip eğitmeyi planlıyoruz.

- Peki sporcu çocuklar, başarılı da olsalar, lise ikinci sınıfa geldiklerinde, üniversiteye hazırlanmak için sporu bırakmak zorunda kalıyor. Bunun için bir çözüm düşünüldü mü?

Bu spor ve sanatla uğraşan çocuklar için büyük bir dezavantaj. Ben, yetenekli çocuklara sınavı kazanma hakkı tanıyalım dedim ancak yasa değişikliği yapılması gerekiyor. Ya da çocuklara ek puan verilecek. Ama somut bir çözüm yok.

- Türkiye'nin spor anlayışının değişmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?

Kesinlikle gerekiyor. Spor, günlük yaşamımızın bir parçası haline gelmeli. Ve bu değişim bilimsel bir temele dayanmalı. Kuşkusuz bu değişime katkı yapmak için fiziksel olanaklar sunmak gerekiyor. Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Uluslararası düzeyde başarılı olmak için okul-kulüp ve kamu otoriteleri üçgenini kurarak, bu tür bilimsel çalışmalarla hazırlık yapmak gerekiyor.