Güncelleme Tarihi:
Okumaz ama büyük futbolcu olur. Baba, biraz batıl inançları olan birisi.. Oğlu doğduktan iki gün sonra Rotterdam-Kralingen’in en ünlü Faslı kadın falcısına gider. Çocuğunun geleceği hakkındaki fikirlerini öğrenmek ister.. “İyi bir öğrenci olmayacak fakat çok ünlü bir futbolcu olacak”.. Baba falcı kadına inanmaz ama fikir aklını da kurcalar.. Oğlu yürümeye başladığında artık ufaktan dokunacağı topu da vardır.. Baba oğul top oynarlar.. 2-3 derken çocuk 6 yaşına gelir..
Artık mahallede maçlar yapılmaktadır.. Mahallenin en asi adamının evine giden topu almaya sadece bir kişinin yüreği vardı.. Çoğu Faslılardan oluşan çocukların içindeki cesur yürekli afacanın evin bahçesine girmesiyle birlikte çıkması bir oldu.. Koltuğunun altına sıkıştırdığı topla.. Ancak evin sahibi de bu ele avuca sığmaz çocuğun peşindeydi.. Amansız bir kovalamaca yaşandı.. Galip çıkan ufaklık olmuştu.. Üstelik kendisini takip eden adam düşmüş ayağını kırmıştı.. Artık o evin önünde top oynamak yasaklanmıştı..
SINIFINA TOP SEKTİREREK GİRERDİ
İşte topunu canı gibi koruyan küçük çocuk geçtiğimiz günlerde görkemli bir törenle Fenerbahçeli olan Van Persie..
Sanatçı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geliyor. Annesi ressam, babası heykeltraş.. Henüz iki yaşındayken anne babası ayrılıyor. Annesiyle yaşamaya başlayan Van Persie, kadını hiperaktifliğiyle canından bezdirir.. Bir gün anne, eski eşinin kapısını çalar.. Elinden tuttuğu oğlunu göstererek,
“Baş edemiyorum ben. Bundan sonra sen bakabilir misin?”
Artık baba Bob çekiyor “cıva” gibi yerinde duramayan çocuğun kahrını.. Öyle bir çocuk ki, uyku dışında kalan bütün dünyası futbol topu.. Evden okula kadar futbol topunu sürerek gidiyor. Hatta bazen sınıfa çıkan merdivenleri bile top sektirerek arşınlamaya çalışıyor..
VAN HOOIJDONK’U KIZDIRDIĞI AN
Feyenoord’da her şey iyi giderken Van Hoojdonk duvarına çarpar..
31 Mart 2002’te oynanan bir karşılaşmada Feyenoord kaleciye göre sol köşeden bir serbest vuruş kazanır.. Topun başına Van Hoojdonk geçer.. Ama Van Persie de oradadır ve kendisine çok güvenmektedir.. Hiç beklemeden atışı kullanır ve topu kaleci kurtarır..
F.BAHÇE’YE KARŞI OYNAYAMADI
Van Hoojdonk elleri belindeyken önce Van Persie’ye sonra da kenardaki hocası Bert Van Marwijk’e bakar.. Marwijk de öfkelidir ama maç sonunu beklemektedir.. Artık Van Persie yedeğe çekilir. Hatta 27 Ağustos 2002 Feyenoord Şampiyonlar Ligi eleme maçında Fenerbahçe ile karşılaşır ve bitime 15 dakika kala hocası ısınması için Van Persie’yi kulübeden saha içine gönderir ama oyuna sokmaz..
UÇAKTAN KORKAN BERGKAMP’IN YERİNE UÇAN HOLLANDALI
Rowley, müjdeyi Arsene Wenger’e verir. 1 yıl sonra Arsenal’den ayrılacak olan Bergkamp’ın yerini Van Persie ile doldurabileceklerini iletir.. Uçmaktan korkan hatta deplasmanlara bunun için takımdan ayrı trenle giden Dennis Bergkamp’ın veliahtı olarak işi gücü uçmak olan “uçan adam” Van Persie var artık Arsenal’da..
İlk antrenman ve ilk heyecan.. Thierry, Pires, Bergkamp!.” Bu oyuncularla aynı havayı solumak bile Van Persie’yi çıldırtmaya yetmişti.. “Böylesine büyük oyuncularla tek pas çalışması yaparken kendimi bulutların üzerinde hissediyorum” der.
EN BÜYÜK YARDIMCISI BERGKAMP OLUR..
Arsenal’daki en büyük yardımcısı da buz adam Bergkamp olur.. Ona Arsenal kültürünü, vatandaşı en ince ayrıntısına kadar öğretir.. Van Persie’nin 10 yılı aşan İngiltere kariyeri başarılarla doludur.. Premier Lig’in 100 gol üstüne çıkmış isimler arasında maç başı gol ortalaması en iyi 4. oyuncudur.
15 Nisan 2004’te Hollandalı yıldızın kariyerindeki dönüm noktası olan olay gerçekleşir.. Feyenoord-Ajax gençler takım maçını Arsenal’in baş scoutu Steve Rowley de izliyor. Van Persie o maçta yıldızlaşıyor, bir de gol atıyor ve maçtan sonra Ajax’lı taraftarların saldırısına uğruyor.. Tekme ve yumruklardan nasibini alan Van Persie o günü anlatırken, ”O gün öleceğimi sandım” der.
EN ZOR ANINDA EŞİ BÜŞRA VARDI
İngiltere günleri biraz tatsız başlar. Adı daha sonra aklanarak çıktığı bir olaya karışır.. 2005 Haziranı’nda Van Persie sonu cezaevi ile bitecek bir gece yaşar.. Bir bayan kendisine tecavüz edildiğini iddia eder.. Hakim suçlamaları mesnetsiz bulur Van Persie serbest bırakılır.. İşte bu olayda Faslı Müslüman eşi Bouchra kararlılıkla eşinin arkasında durur.. Eşine atılan iftiraya inanmaz ve ona en iyi avukatları tutar..
Baba Bob günlerce oğlunu okuması, uslu bir çocuk olması için ikna etmeye uğraşır ama nafile. Sonunda baba Bob oğlunu 11 yaşında Excelsior Kulübü’ne götürür..
3 yıl oynar. Arkadaşları antrenmandan eve otobüsle gider o sokakta top sürerek.. Şimdilerde Excelsior Stadı’nda Van Persie adına bir tribün var.. Ardından Feyenoord’un kapısı açılır ona.. Yeteneğiyle parmak ısırtır.. O’nun hayatını kaleme alan ünlü spor yazarı Leo Verheul, şöyle tarif ediyor onu: “Sol ayağıyla topu kullanması ve sürmesi bir annenin çocuğunu okşaması, topa vuruşu ise kırbacı yedikten sonra fırlayan at gibiydi.”