Güncelleme Tarihi:
Spor Toto Süper Lig'in 19. haftasında Gaziantep FK ile Fenerbahçe kozlarını paylaştı. Gaziantep Kalyon Stadyumu'nda oynanan mücadeleyi Fenerbahçe 2-1'lik skorla kazandı.
Sarı-lacivertliler, 8. dakikada Enner Valencia'nın kaydettiği golle öne geçti ve devreye 1-0 üstün girmeyi başardı. İkinci yarı baskısını artıran Gaziantep FK, 55. dakikada Kitsou'nun golüyle durumu 1-1'e getirdi. Dakikalar 90+1'i gösterdiğinde ise sahneye Enner Valencia çıktı ve takımına galibiyeti getiren golü kaydetti.
Öte yandan Gaziantep FK'da Sagal, 70. dakikada gördüğü kırmızı kartla takımını 10 kişi bıraktı.
Bu sonuçla birlikte puanını 38'e çıkaran Fenerbahçe, zirveyle olan 4 puanlık farkın artmasını engelledi. Gaziantep FK ise 19 puanda kaldı.
FENERBAHÇE'Yİ ENNER VALENCIA SIRTLIYOR
Fenerbahçe'nin Gaziantep FK'yı deplasmanda 2-1 mağlup ettiği karşılaşmada Enner Valencia performansıyla çok konuşuldu.
Fenerbahçe'de Enner Valencia, 64 gün sonra sahaya 11'de çıktı. En son Giresunspor karşısında maça 11'de başlayan Ekvadorlu yıldız, Dünya Kupası arası dönüşündeki Trabzonspor, Hatayspor, Antalyaspor ve Galatasaray karşılaşmalarında başlangıç planında yer almamıştı.
Ligin ilk dönemine attığı gollerle damga vuran tecrübeli yıldız, 11'de başladığı Gaziantep FK maçında da takımını galibiyete taşıdı. Mücadelenin 9. dakikasında sarı-lacivertlileri öne geçiren Valencia, 90+1'de de galibiyet golüne imza atan oyuncu oldu.
15 GOLE ULAŞTI
Süper Lig'de 15 maçta sahaya çıkan 33 yaşındaki oyuncu, 15 gole imza attı ve 4 asist yaptı.
VALENCIA, GAZİANTEP'E BENZER SENARYOYU YAŞATTI
Enner Valencia'nın uzatma dakikalarında attığı golle birlikte Gaziantep FK geçtiğimiz haftalara benzer bir senaryo yaşadı.
Erol Bulut'un öğrencilerinin son 4 maçında da uzatma dakikalarında gol olurken yalnızca Başakşehir karşısında gol atan taraf Gaziantep FK oldu.
İşte 4 maçın sonucu ve uzatmadaki goller;
Giresunspor 1-1 Gaziantep FK (90+5 yedi)
Gaziantep FK 1-1 Başakşehir (90+7 attı)
İstanbulspor 1-1 Gaziantep FK (90+12 gol yedi)
Gaziantep FK 1-2 Fenerbahçe (90+1 gol yedi)
ENGİN KEHALE: JESUS'A GÜVENMEK YA DA GÜVENMEMEK BÜTÜN MESELE BU
Fenerbahçelilerin önünde 2 seçenek var.
Sezon başından beri Fenerbahçe’nin başarılı olmasının temel nedeni, teknik direktörüne ilk günden beri mutlak hakimiyeti vermiş olması. Takım da Dinamo Kiev maçı haricinde ritmini bulunca aslında pek sorgulanmadı Portekizli. Galatasaray derbisi, bu anlamda bir şeyleri tersine çevirdi. Bir anda büyük maçlardaki performans, rotasyon ve tercihler konuşulmaya başlandı. Sarı lacivertlileri seneler ardından tekrar birleştiren noktanın teknik adamın gücü olduğu sanki unutulmuştu. Jorge Jesus eleştirilmesin, hataları söylenmesin demiyorum elbette ancak Fenerbahçe böyle durumlarda kendi kendini kaosa sürükleme konusunda biraz daha dikkatli olmalı.
ALIŞTIĞIMIZ F.BAHÇE GiBi DEĞiLDi
Gaziantep karşısında bu tedirginliği gördük. Derbi 11’inden 5 farklı oyuncu sahadaydı ama oyun, sezon başından beri alışık olduğumuz Fenerbahçe futbolu değildi. Ertuğrul’un büyük hatasıyla kolayca öne geçen sarı lacivertliler, sonrasındaki bölümde ön alan baskısını istediği gibi yapamadı.
Burada Erol Bulut’un hakkını teslim etmek lazım. Figueiredo’yu kenara atıp, Markovic’i rakip savunma arkasına sarkıtarak rakibi sürekli zor duruma sokmayı başardılar. Savunma dörtlüsünün üçü farklı, biri yeni transfer olunca Fenerbahçe Gaziantep’in güçlü olduğu duran top ve kafa vuruşlarını savunmada zorlandı. 23. dakikada Altay’ın kurtarışı, 39. dakikada Figueiredo’nun dokunamadığı pozisyon, 40. dakikada Markovic’in vuruşu hep kafa toplarıyla yaratılan tehlikelerdi. Sonunda yine bir frikiğin ardından dönen topu önünde bulan Kitsiou skora eşitliği getirdi.
GAZiANTEP’iN iLGiNÇ iSTATiSTiĞi
Son yarım saat, rakibin 10 kişi kalmasını da beraberinde getirince Fenerbahçe’nin her dakika artan baskısıyla geçildi. Güneydoğu temsilcisinin bu sezon ilginç bir istatistiği var. Başakşehir karşısında son dakikada beraberliği bulmuş olsalar da Galatasaray’a 90+1’de kendi kalelerine attıkları golle, Trabzonspor’a 90+8’de Bartra’nın golüyle yenildiler. Beşiktaş beraberliği 86’da Weghorst’la buldu, geçen hafta İstanbulspor ise 90+12’de Ethemi’nin penaltısıyla puanı kurtardı. Erol Bulut’un takımı son dakikalarda skor tutmayı beceremiyor. Yine öyle oldu. 90+1’de sahneye çıkan Valencia, sarı lacivertlilere galibiyeti getirdi.
KARAR FENERBAHÇE CAMiASININ
Fenerbahçe kendisi için çok önemli olan üç puanı almayı başardı. Şimdi camianın önünde iki seçenek var. Ya Jesus’a güvenip birkaç hafta öncesindeki kenetlenmiş yapıya geri dönüp şampiyonluğu sezon sonuna kadar kovalayacaklar. Ya da oyunu değil sistemi ve teknik adamı eleştirip, takımın stresle birlikte her hafta oyunundan bir şeyler kaybetmesine ve yarıştan kopmasına tanık olacaklar. Karar onların...
UĞUR MELEKE: JORGE GALİBA GİTTİ YERİNE YOSSİ JESUS GEÇTİ
Portekizli hoca dünya kupası sonrasında bambaşka bir kimliğe büründü.
26 Ekim günü Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi’nde Rennes’le oynayacağı müsabaka öncesi yapılan basın toplantısını hatırlarsınız. O basın toplantısında İrfan Can Kahveci de gazetecilerin arasına oturmuş, Jesus’a “kadroda rotasyon yapıp yapmayacağı” sorusunu yöneltmişti. Hocası Jesus da gülümseyerek, her müsabakada olduğu gibi o maçta da rotasyon yapacağını söylemişti öğrencisine.
iDEAL 11 DEĞiL iDEAL 25’i VARDI
O sıralarda rotasyon Fenerbahçe için bir tartışma konusu değil, bir alışkanlıktı. Jorge Jesus’un iki müsabakaya üst üste aynı kadroyla çıkması asla beklenmiyor, 6-7 oyuncu değiştirmesi doğal karşılanıyordu. O da kadrosunun derinliğinden çok iyi faydalanıyor, adeta bir “ideal 11” değil, “ideal 25” yaratıyordu.
Ne olduysa Dünya Kupası arasından sonra oldu. Avrupa Ligi’ne uzun bir ara verilince, Jesus da adeta rotasyonu unuttu. 25 kişilik kadrosunu sürekli sıcak tuttuğu için övdüğümüz Jesus, Katar sonrası ilk 4 lig maçında (Trabzon, Hatay, Antalya, Galatasaray’a karşı) ilk 11’de yalnızca 14 farklı futbolcuya yer verdi. Temmuz-Kasım döneminde kullandığı birçok oyuncunun ismini Aralık-Ocak’ta unuttu sanki.
DiĞER HOCALARDAN FARKLIYDI
Dün ilk 11’de şans verdiği Mert, Alioski, Valencia ve Emre’nin hepsi Dünya Kupası arasından sonra ilk kez 11 yüzü gördüler mesela. İsmail, Arda, Serdar Dursun gibi neredeyse rotasyon dışı kalanlar da cabası...
Jesus’u sezonun ilk 4 ayında farklı kılan şey “ilk 11” tartışmalarını, üçlü-dörtlü savunma karşılaştırmalarını çöpe atmasıydı. Dünya Kupası sonrası sanki o Jorge gitti, yerine gizli ikizi Yossi geçti. Jorge’yi Jorge yapan hemen her şeyden uzaklaşmış bir Jesus izliyoruz Katar sonrası...
KIRMIZI KART DENGEYi DEĞiŞTiRDi
Dün Fenerbahçe galip geldi. Ama Sagal’ın kırmızı kartına kadar sahada her departmanda Gaziantep’in çok gerisinde kaldı. Kalyon Stadı’ndaki maçın ilk 70 dakikasını mesela Malezyalı bir futbolsevere izletseniz, herhalde kırmızı siyahlı formalılar Fenerbahçe olmalı diye düşünebilirdi. Zira özellikle 45-70 arası topu anlamlı kullanan, önde baskı yapan, atak sürekliliği sağlayan, yani büyük takım davranışı gösteren taraf hep kırmızı siyahlılardı.