A.A.
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2011 10:51
Uluslararası Gazeteciler Kayak Kulübü (SCIJ), 2012 genel kurulunu geçen yıl üyeliğe kabul ettiği Türkiye'de yapacak.
Erzurum'un kayak merkezi Palandöken, bu kapsamda SCIJ üyesi 250 yabancı gazeteciyi ağarlayacak.
Soğuk savaş döneminde farklı ülkelerden gazeteciler arasındaki iletişimi, kayak gibi iyi bir bahaneyle artırmak amacıyla 1955 yılında kurulan SCIJ, genel kurulunu her yıl bir ülkede yapıyor. Genel kurulun yapıldığı ülkeye gelen gazeteciler, yazılarıyla hem evsahibi ülkeyi hem de o ülkenin kış turizmini tanıtıyor. Türkiye'de yapılacak SCIJ genel kurulu da Türkiye'nin ve kış turizminin uluslararası alanda tanınmasına imkan sağlayacak.
Spordan sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Kayak Federasyonunun desteklediği SCIJ Türkiye, Türkiye'nin ve Erzurum'un tanıtımını, geçen ay Kanada'nın Alberta eyaletinin Banff kasabasında düzenlenen SCIJ Genel Kurulu sırasında verdiği resepsiyonla yaptı.
Banff Ulusal Parkı içindeki Lake Louise Fairmont Chateau otelinde düzenlenen resepsiyonda, dünyanın çeşitli ülkelerinden gazetecilere Kültür ve Turizm Bakanlığından bir yetkili Türkiye sunumu yaptı. Gazetecilere bir Kayak Federasyonu yetkilisi de Palandöken'i anlattı. Erzurum'dan önce tarih ve kültür kenti İstanbul'da ağırlanacak gazetecilere, Palandöken öncesi ve sonrasında katılabilecekleri turlar da tanıtıldı.
46 ülkede 2 binden fazla üyesi bulunan SCIJ'in genel kurul toplantılarına katılım 250 üyeyle sınırlı. Basın kartı sahibi olunması şartıyla üye kabul eden SCIJ'in genel kurul toplantıları sırasında düzenlenen "Uluslar Gecesi", etkinliğe büyük heyecan ve eğlence katıyor. Gazeteciler, bu gecede ülkelerinin geleneksel yemeklerini ve içeceklerini tanıtma imkanı buluyor. En yeni üye Türkiye de bu vesileyle Banff'ın 100'den fazla kayak pistine sahip Norquay Dağı'ndaki kayak evinde düzenlenen "Uluslar Gecesi"nde geleneksel Türk yiyecek ve içeceklerini basın mensuplarına tanıttı.
"SCIJ üyeleri kayak sevmeli ve kayağı sevdirmeli" sloganını benimseyen bu uluslararası kulüp Genel Kurul sırasında, raporlu olmadıkları sürece herkesin katılması zorunlu kayak yarışı da düzenleniyor. Bu yarışlar, büyükler ve gençler kategorilerinde olmak üzere alp disiplini ve kros kayağı dallarında yapılıyor.
BANFF ULUSAL PARKIKanada'nın ilk ulusal ve dünyanın üçüncü en eski parkı Banff, UNESCO tarafından 1985'de Dünya Mirası Listesi'ne alınarak koruma alanı ilan edildi. Kanada'nın Kayalık Dağları olarak bilinen bölgesindeki parkın adını taşıyan ve nüfusu 7 bin olan Banff kasabası, kışın kayakçıların akınına uğruyor. Banff'ta kayak sezonu kasım ayında başlıyor ve mayıs ortalarına kadar sürüyor. Küçük olmasına rağmen Banff, kış turizminde milyonlarca yerli ve yabancı kayakçıyı ağırlıyor.
Dünya sınıfında en büyük kayak alanını sahip Lake Louise kayak merkezi, Banff'a yalnızca 45 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Kayakçıların en çok rağbet ettiği bu kayak merkezinde başlangıç, orta ve ileri seviyedeki kayakçılar için toplam 100'den fazla pist bulunuyor. 4 ayrı dağın birbirine liftlerle bağlandığı yaklaşık 18 kilometrekarelik alanı kapsayan kayak merkezinde, 8 kilometreden uzun pistler de bulunuyor.
Banff Ulusal Parkı içindeki bir diğer kayak merkezi olan Mount Norquay, özellikle çocuklar ve başlangıç seviyesindeki kayakçılar için ideal pistlere sahip. Bu merkezde çocuklar için bakımevi bulunuyor ve kayakçıların gece kayak yapmalarına imkan tanınıyor.
En eski kayak merkezi Sunshine Village da Banff'a 15 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Merkez çok soğuk ve kuru bir iklime sahip olduğu için, buradaki kar da kuru. Karın kuru, yani nem oranının düşük olması, sanılanın aksine kaymayı kolaylaştırıyor. Burada yaşayanlar, bu karı "şampanyaya" benzetiyor.
Sunshine Village'da kayak pistlerine ve liftlere 6 kişilik hızlı teleferikle ulaşılıyor. Kayakçılar, otopark ya da otobüs garından teleferiğe binerek, kayak merkezini oluşturan üç dağdan biri olan "Keçi'nin Gözü"ne 10 dakikada ulaşıyor.
Bu kayak merkezlerinde kayakçılara, "Sarı Ceketliler" adlı gönüllü rehberler yardım ediyor. Çoğu yaşlı olan gönüllü rehberler, adları gibi sarı ceket giyiyor.
ULUSAL PARKTA VAHŞİ HAYATUlusal Park'ta vahşi hayata da büyük önem veriliyor. Park yetkilileri, ayılar, kurtlar, geyikler ve diğer vahşi hayat sakinlerinin doğal ortamlarının bozulmaması için çalışıyor. Hayvanların her gün milyonlarca aracın geçtiği otoyallarda can vermemesi için, yol kenarları tel örgülerle çevrili. Hayvanların otoyolda karşıdan karşıya geçmesi açılan yaklaşık 31 geçitle sağlanıyor.
Örneğin kış uykusundan aç kalkan ayılar, bahar ve yaz dönemi boyunca beslenmek için otoyol kenarlarına geliyor. Ama şoförlerin durup ayıları beslemeleri yasak. Çünkü bu, hem
trafik sıkışıklığına yol açıyor hem de can güvenliğini tehdit ediyor. Park içine yerleştirilen kamera sistemiyle de vahşi hayat yakından takip ediliyor. Bu görüntülere, kurulan internet sitesinde de yer veriliyor.
Parkta yaşayan geyikler de her an her yerde insanların karşısına çıkabiliyor. Yetkililerin insanlardan tek ricası, bu hayvanları ellememeleri ve beslememeleri...