GÜRCAN BİLGİÇ
Maça müthiş başladı Beşiktaş ve bu temposundan, kazanma isteğinden hiç vazgeçmedi. İlk yarı bittiğinde rakibine şut çektirmemiş, ceza sahasına sokmamış bir takımdı. Sağdan-soldan geldiler, ortadan denediler, şut çektiler, korner setleri kurdular. Galibiyeti getirecek gol için hep birlikte ve büyük istekle oynadılar. Malatyaspor'un direnci, konsantrasyonu da hep yüksek kaldı. Böylesine sıkıştıkları halde, saha yerleşiminde gedik bırakmamaya çalışıyorlardı. Dişe diş bir maç izliyorduk. Sergen Yalçın, Aboubakar'ı pas istasyonu yaparak, kenarlardan gelen oyuncularını kaleye yüzleri dönük topla buluşturmak istiyordu. Buna savunma izin vermeyince, bu kez oyunu genişletip, sürekli denemelerini istedi oyuncularından. Bu baskıyı getiren "yangın söndürücü" Atiba oldu. 37 yaşındaki dinamo, sezgilerini o kadar iyi kullandı ki, paslarla çıkmak isteyen Malatyaspor'u, hep doğru yerde-doğru zamanda bulunarak engelledi. Beşiktaş'ı tek farkla kazanan diğer takımlardan ayıran en önemli özellik de geçen haftadan beri hissedilen mücadele duygusuydu. Bir takımı iddialı yapacak olanın oyuncu kalitesi kadar, oyun üstünlüğü olduğunu bir kez daha ispatladılar. Önde kalabalık olmayı hedefleyen ve topun olduğu alanda çoğalarak, "yeniden" atak geliştirmek isteyen komutlar var bütün oyuncularda. Konyaspor maçı sonrasında "linç" yiyen Vida'nın, bu maçın kritik dokunuşlarında başrol almasını da not alsın Beşiktaşlılar. Sonuçta performansı yukarıya taşıyan, takımın yarattığı sinerji ve istek... Hep birlikte istediklerinde, "para aldı-almadı" kaprisleri kalmıyor. "Oynattı- oynatmadı" tartışmaları da bitiyor. Kazanmak Beşiktaş'ı sadece sevindirmez, huzursuzlukları da azaltır.