UEFA Uluslar Ligi B3 grubunun sanırım en çarpıcı manşeti şu: Grubun en yüksek bütçeli iki ülkesi Sırbistan ve Türkiye son dakikalara kümede kalma yarışıyla girerken; en mütevazı ekibi Macaristan, A Ligi biletini kaptı. Grupta oynanan 12 maçta kaderi kadro kaliteleri değil taktik savaş, çoğunlukla da antrenör farkı belirledi. Bu grubun kazananı Macaristan’ın koçu Marco Rossi... Peki biz neden bu grubun kazananı değiliz, hatta kaybedeniyiz, bolca düşünmemiz gerekiyor sanırım üzerinde... Bundan iki buçuk ay önce Sivas’ta Macarlar’a yenildiğimiz maçın sonunda “Orta sahada kaybettik” olarak atmışım manşeti... O maçın üzerinden 77 gün geçmiş, netice yine aynı olmuş: Maçı yine orta sahada kaybettik dün gece. Yılın bizim için en kritik maçına daha önce hiç denemediğimiz, üzerimize hiç uymayan bir garip 4-1-2-1-2 dizilişiyle çıktık. Savunmanın önünde Mahmut, onun önünde Ozan-Irfan ikilisi... Hakan on numara rolünde... Cenk ve Kenan da çift santrfor olarak başladılar maça... Orta sahamız kalabalık görünümlü bir yol geçen hanıydı maalesef! Zira oyuncularımız bu dizilişe alışık değillerdi, bir görev kargaşası yaşandı ve ne Ozan Ozan gibi oynayabildi, ne de Hakan Hakan gibi... Yine de şanslıydık, soyunma odasına golsüz gidildi. 46’da kenarda iki adam olacağına, Şenol Güneş’in herkesin yerli yerinde olduğu yeni bir oyun ve oyuncu grubuyla maça bir ‘reset atacağına’ emindim doğrusu. Maalesef yanılmışım. Devre arası diğer maçın sonucunu öğrenen iki teknik ekipten doğru hamleleri yapanlar yine Macarlar’dı. Onlara beraberlik yettiği için oyuna Cseri ve Varga gibi iki koşucu soktular, Şenol Güneş’se aynı futbolcu grubu ve aynı şaşkın dizilişle döndürdü takımını sahaya. Kaybetmemiz kaçınılmazdı. Sonuna kadar hak edilmiş bir yenilgiyle ayrıldık Puskas Arena’dan. Dünya Kupası elemelerine yaklaşık beş, Avrupa Şampiyonası’na kadar da sekiz ay süremiz var. Umarım Şenol Hoca bu süreçte bu takımın ne oynayacağını bulabilir de, bir daha bir maçın 85’inci dakikasında hâlâ kağıda bir şeyler çizerken görmeyiz onu. Bu akşam maç tavrı, maç isteği olarak düşük olduğumuzu gördüm. Baskılar iştahlı değildi. Topla buluşma iştahımız düşüktü. İrfan ve Ozan kötü günündeydi. Hakan biraz çabaladı. Genel olarak takımın görüntüsü iyi değildi. Cengiz Ünder'in önemi ortaya çıktı. Cengiz olmayınca sıradan oluyoruz. Bu takımda Cengiz farklı ve özel işler yapıyor. Macaristan'da 6 oyuncu olmadığı günde, biz Cengiz Ünder'i aradık. Milli Takım ve kulüp takımları olarak bireysel performanslarla iş yapıyoruz. Macaristan maçında bir tane öne çıkan oyuncu oldu mu? Merih Demiral iyiydi, onun dışında dikkat çeken isim yoktu. Bireysel olarak çok hata yapıldı. Caner Erkin'in yediğimiz gollerdeki hali tartışılır. İlk golde mesela top kaybı sırasında önde yakalandı ama geriye koşmakta gecikti. Bireysel performanslar çok önemli, biz bunu kabullenmeliyiz. Biz böyle bir takımız. Caner Erkin, Mert Günok'un kötü bir top attığını görüyor, pozisyon olacağını da görüyor, sen artık %100 deparla döneceksin. Savunmada aynı hataları Rusya'nın ikinci golünde de yaptık. Nazım Sangare yediğimiz ikinci golden önce son adam, bunu biliyor ama topu kontrol etmiyor, önü kapalı şut deniyor. Caner Erkin geriye koşmakta ağır kalıyor. Hayal kırıklığı yaşadık. Buraya kadar gelen kjadar belirgin örnekler verdik. Kazanırsak lider olacaktık ama sağlıklı şekilde buraya gelmedik. Bütün oyunu iyi oynadığımız bir maç yok, hep bölüm bölüm iyi oynadık. O iyi anlarda da değişen oyuncu performanslarına bağlı olarak oynadık. Cengiz Ünder'e izlerken mesaj attım; 'Sensiz kaleye gidemeyiz' dedim. EURO2020 bileti almış Milli Takım'da bir oyuncu anılıyorsa, içerdeki oyuncular da kendilerini sorgulamalı. Geriden gelirken ekstra işler yapmak bizi yorar hale geldi. Bizim oyuncularımızın oyun aklı ve oyun şekli belli olmalıydı. Hep reaksiyon vererek oynadık. Macaristan'a karşı reaksiyon da veremedik. Fatih Terim der ki; 'Atılan her gol, yenilen her gol Milli Takım seviyesinde çok önemlidir.' Sırbistan maçındaki 2-2 nedeniyle son sırada kaldık. İşte atılan ve yenilen her gol bu yüzden önemli. Allah'tan Macaristan'da 6 oyuncu eksik. Şu Macaristan Milli Takımı'nı sokaktaki vatandaşa sorsak, 3 kişiyi tanımazlar. Ancak baya baya oynadılar. Maçın 68. dakikasında bu oyunu kabul etmediğimi söyledim. Final maçında son 20 dakika böyle oynanmaz. Yıkarım oyunu rakip sahaya, Kaan Ayhan'ı oyuna sokarım ve ileride oynatırım. Doğaçlama işler yapmaya çalışırım. Biz yapmamız gerekenleri de yapmadık. Rusya 70 dakika 10 kişi oynadı, biz 3-2 kazandık, Uluslar Ligi'nde ilk galibiyetimizdi, sert eleştiriler olmadı ama günü kurtarmak sağlıklı gelmiyor. Uzun zamandır kötü oynuyoruz. Uzun zamandır anlık iyi oyunlarımız var. Güçlü oyunu oynayamıyoruz. EURO2020'ye mahallenin abisi gibi gittik. Fransa maçındaki havamızdan eser kalmadı. Belki pandemi, belki başka bir şey ama havamız bozuldu. Hem sonuç alacağımıza inanmıştım hem de iyi oyun beklemiştim. Hayal kırıklığı yaşadık, bundan sonra olay bizim işimiz olmaktan çıkıyor. Oyuncu bazında durumu saatlerce anlatabilirim ama neşteri vurup, pansumanı yapacak, orayı dikecek ve sağlıklı hale getirecek Şenol Hoca. Biz güçlü oyunumuzu kaybettik. Oynadıkça o duygu geldi. Fransa'da Almanya'da iyi oynadıkça o duyguyu elde ettik. Bizim oynamamız lazım ama neden oynamadığımız Şenol Hoca'nın bileceği iş. Bu maç bize yakışmadı. Artık şimdi oturup konuşacaklar, Şenol Hoca çareyi bulacak. C Ligi'nde daha başarılı olabiliriz ama kademe düştü, liderlik beklerken düştük, onun yıpranması, hayal kırıklığı oldu. Şenol Güneş EURO 2020'ye gittiğimiz havayı maalesef Milli Takım'da yaratamadı. Her maça değişik kadrolarla çıkmak Şenol Hoca'nın çaresizliğinin göstergesiydi. Kadro istikrarsızlığı uyum sorunu yarattı. Geri dönüşleri oyuncuların bireysel tepkileri sonucunda başardık. Şenol Hoca formsuz bir dönemi yaşadığı gibi maçlarda oyuna müdahale konusunda yetersiz kaldı. Macarlara karşı çıkan kadro da kazanmak için yeterli değildi. Yine bir oyun planımız yoktu. Defans arkasına koşu yapacak Burak ile bizi rakip sahaya hızlı hücumlarla taşıyacak Cengiz'in eksikliğini maç boyu hissettik. İrfan Can ile Hakan Çalhanoğlu oyunun patronluğuna soyununca çok başlılık yaşadık ve hiç organize olamadık. Macar oyuncular birbirlerini öylesine ezberlemiş ki; arkaları dönük halde isabetli paslaşmalar yaptılar. Caner'in savunma zaafı olmasını bildiği halde Şenol Hoca'nın önlem almaması şaşırtıcı bir hataydı. Macarlar ataklarını sürekli Caner'in koridorundan yaptılar. Yediğimiz gol de Caner'in bölgesinden geldi ama kaleci Mert'in garanti pas yapmak yerine kontrolsüz uzun top oynaması sonucu Macarlar golü üretti. Macar savunmasını hataya zorlayacak baskıyı yapmadığımız gibi maç boyu hiç eksik yakalayamadık. Bizi hızlı hücuma taşıyacak formda bir Deniz Türüç'ü ilk 11'de oynatmamak, ardından oyuna geç almak Güneş'in akıl tutulmasıydı. Kazanamıyorsan kaybetmemek kuraldır. Bunu bile başaramadık. Hayallerimiz kazanıp lider olarak A Ligi'ne yükselmekti. Kötü oynadık, kaybettik ve en acısı ikinci kez küme düştük. EURO 2020'ye giden Milli Takım'a ve Şenol Güneş'e küme düşme hiç yakışmadı. Maalesef Güneş de Lucescu'nun kaderini yaşadı. Ciddi bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Bunun birçok sebebi var. Ama oyun olarak 75. dakikaya kadar sahada etkisizliğimizi anlamakta da zorlanıyoruz. Maçın başında olan oyun seçimimiz rakibin üçlü savunmasına karşı oluşturduğumuz 4-4-2 oyun düzeniydi. Bu kağıt üzerinde seçilen oyuncularla iş yapar gibi görünüyordu. Fakat sahada olan oyuncu performansları bunun inanılmaz derecede gerisinde kaldı. Maçın içerisinde oyunu dizayn etmesini beklediğimiz, orta alanda Mahmut, Ozan, İrfan ve Hakan'dan kurulu dörtlümüz çok etkisiz kaldılar. Bunun sebebi merkezde birbirine çok yakın oynamaları ve baskı altında kalmaları oldu. Ne kendileri hareketlenebildiler ne de oyunu hareketlendirebildiler. Özellikle İrfan Can ve Ozan hayal ettiğimiz performanslarının çok altında kaldılar. İkinci yarı başlarken saha içerisinde oyunu Rusya'dan gelen Sırbistan gollerinin verdiği motivasyonla değiştiririz diye düşündük ama o da olmadı. Yediğimiz golden sonra oyunu ve oyuncuları değiştirsek de maalesef skoru bulmakta zorlandık. Orta alanda bulunan oyuncuların bu kadar işlevsiz olması, forvet oyuncularımız Cenk ve Kenan'ın da maçın içerisinde kaybolmasına sebebiyet verdi. Neredeyse isimlerini hiç duymadık. Maçın öncesinde sahaya çıkan Macaristan kadrosuna baktığımızda oynadıkları kulüpler ve piyasa değerleri bizim oyuncularımızın çok gerisinde. Ama sahada olan istek, arzu ve oyun coşkuları bizim çok üzerimizdeydi. Dün akşamki kayıp için gerçekten çok üzülüyoruz. İlk yarının bitimiyle yakaladığımız avantajı elimizden kaçırdık. Bir üst lige çıkma hayali kurarken, bir alt lige düşmenin acısını yaşıyoruz. Maalesef denizi geçip, derede boğulduk.