New York Knicks koçu Fizdale’in söylediği “Şu sıralar benim en büyük rakibim Boston Celtics değil, Fortnite (bir bilgisayar oyunu)” sözü, çok önemli. Artık antrenörlük, taktik-teknik eğitiminden çok, yeni nesli anlama ve empati kurabilme işine dönüştü. Ve galiba 1950’ler-60’lar neslinden ziyade, 70’lerde, hatta 80’lerin başında doğan koçlar daha iyi yapabiliyorlar bunu. Daha önce bu tanıma bir-iki kez değindim, çağı anlama adına önemli bir detay bu: Amerikalı tarihçiler Strauss ve Howe, 1990’ların ikinci yarısından sonra doğanlara “Z nesli” diyorlar. Başka bir deyişle, “doğuştan dijital” nesil bu. Teknolojinin içine doğdular, bilgisayarlar, akıllı telefonlar, tüm bilgiye arama motorları yoluyla ulaşabilmek “Z jenerasyonu” için çok sıradan. Ama bu dijital jenerasyonun önemli bir kısmında, önceki nesillerde olan karakteristik özellikler eksik: Bir şeye ulaşmak için çabalamak. Sabretmek. Toplum bilincine ya da ekip bilincine sahip olmak.