Güncelleme Tarihi:
"Tekerlekli sandalyede yaşlanmak yerine 300 kilometre hızla duvara çarparak ölmeyi tercih ederim" diyen efsane pilot Ayrton Senna 27 yıl önce bugün, San Marino'da geçirdiği kazada hayatını kaybetti.
3 kez Formula 1 şampiyonu olan ve pek çok otoriteye göre Michael Schumacher ve Lewis Hamilton ile birlikte tüm zamanların en iyi F1 pilotlarından biri olarak kabul edilen Brezilyalı Ayrton Senna’nın yaşam öyküsü, tarihi başarılarının yanı sıra talihsiz bir kaza ile hayatının son bulması nedeniyle de oldukça etkileyici...
Ayrton Senna, 1960 yılında Sao Paulo’da varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Daha 4 yaşındayken karting aracı sürmeye başlayan Senna, 13 yaşındayken ilk kez go kart yarışlarına katılır.
Senna, 1973’te Sao Paulo’da ilk kez katıldığı kart yarışını kazanır. Bu ilk başarısından sonra Brezilya birincilikleri devam etse de dünya birinciliğini hiç alamaz, 1980 yılında dünya ikincisi olur. Kasım 1980’de Formula 3000’e katılır, birinci olur, başarıları dikkat çeker ve 1984’te Toleman-Hart takımıyla birlikte ilk kez F1’e katılır.
1985’te Lotus takımına katılarak Portekiz’deki ilk Grand Prix yarışını kazanır. Formula 1 başarısı ise erken ölümü nedeni ile 3 kez dünya birincisi olması ile maalesef sınırlı kalmıştır.
Tarih: 1 Mayıs 1994... Ayrton Senna, İtalya’daki Autodromo Enzo e Dino Ferrari pistinde yapılan San Marino Grand Prix’te beton bariyerlere çarparak hayatını kaybeder.
Efsanenin ölümü ile Grand Prix Sürücüler Birliği yeniden kurulur ve yeni güvenlik standartları belirlenir. İlginç olan ise Senna’nın, yarış öncesi yeni güvenlik hareketleri için Sürücüler Birliği ile görüşmüş ve bu hareketin lideri olacağına dair anlaşmış olmasıdır. Bu önlemlerin konuşulmasına sebep olan iki olay var: Yarış haftasında genç F1 pilotu Rubens Barrichello’nun büyük bir kaza yaparak yarışı bırakması ve yine başka bir pilot Roland Ratzenberger’in de aynı pistte bir gün önce kaza yaparak hayatını kaybetmesi.
Katıldığı ilk F1 yarışında yağmurlu havada kendine özgü sürüş tekniği ile yeteneğini göstermiş, bu özelliğinden dolayı daha sonraları “Rainman” lakabını almıştır. Hayatını yarışlara adamıştır. "İkinci bitiren sadece birinci kaybedendir" sözü ona aittir.
Virajları gaz kesmeden dönerek bu işin böyle de yapılabileceğini diğer pilotlara gösteren kişidir. Ölümü bile tutkunu olduğu F1 yarışlarına değer katmıştır. F1 pilotlarının can güvenliği için devrim niteliğinde kararlar alınmasını sağlamıştır.
Senna'nın ölümünden sonra Formula 1 yönetimi ve FIA, sürücü güvenliğini ön plana alan zaruri düzenlemeler yapmış ve kaza sonrası sürücülerin araçtan olabilecek en az hasarı alarak çıkması için katı kurallar getirmişti.
Kazanma hırsına rağmen gerçek bir profesyoneldi. En büyük rakibi Alain Prost'tu... Prost, Senna’nın ölümünden sonra yaptığı açıklamada, "Formula 1’i bırakmak istediğimde Senna beni kalmam için ikna etmeye çalıştı. Benim Pilotlar Birliği'nin başına geçmemi istedi. Aramızda gerçek bir rekabet vardı.
Genel anlamda rekabetimizin pozitif olduğunu söyleyebiliriz. O zamanlar insanlar ya Prost yanlısı ya da Senna yanlısıydı. İkimizi birden destekleyeni görmedim. Sonuç olarak dünyanın en iyi düşmanlarıydık. Prost, Senna’ydı; Senna da Prost’tu. Kariyerlerimiz birbirinden ayrılamaz. Senna öldüğünde, bir yarımı kaybettiğimi hissettim" demişti.
Formula 1 başka efsanesi Alman pilotu Michael Schumacher ise Monza 2000 yarışında 41. kez GP yarışı kazanarak Senna'nın rekorunu egale etmiş ve açıklama yaparken gözyaşlarını tutamamıştı.
Ayrton Senna, futbolu ve futbolcularını çok seven Brezilya'nın en çok sevilen figürlerinden birisi olarak da dikkat çekiyor. Hem yarıştığı dönem hem de vefatının ardından ülkesinde milyonlarca insan Senna'yı tanıyor ve seviyordu.
34 yaşında hayatını kaybeden Senna'nın hikayesi, Hollywood'da beyaz perdeye de yansıtıldı. Brezilyalı pilotun kariyerini ve son yarışını anlatan 2010 yapımlı "Senna" adlı belgesel film, sinema eleştirmenleri tarafından da çok beğenilmişti.