Hakan Ünsal
Galatasaray, ilk 45 dakikada yılın en kötü futbolunu oynadı. Galatasaray için karşılaşmanın önemi maçtan önce tescillenmişti. Lider Başakşehir’in puan kaybı ile önemli fırsat yakalanmıştı. Fakat maçın başlangıcı ve ilk yarıdaki görüntü tamamen tersti. Bursapor düşme hattında ve istekli olması gayet doğal. Ama şampiyonluğa oynayan rakibi puan kaybetmiş bir takımın bu kadar umursamaz, bu kadar kötü, bu kadar ruhsuz oynaması akıl alır gibi değil. Galatasaray, Muslera ve Ndiaye’yi çıkarırsak, ilk 45 dakikada yılın en kötü oyununu oynadı tüm takım olarak. İnanılmaz kötü bir orta saha, her topu kaybeden bir Onyekuru, ‘olmasa daha iyi’ dedirten Diagne, rakibi yedek kulübesindeki arkadaşlarından daha iyi seyreden Feghouli ve Belhanda; Yusuf karşısında çaresiz kalan, pas hataları yapan Marcao ve Luyindama, rakibin pas trafiğini ve golü izleyen Donk. Bir takımın ilk yarısını bu kadar kötü oynadığı bir maçı tek farkla geride kapatması bile şans. Kısaca kâbus gibi bir ilk yarıydı. Devre arasında takımın fay hattı ile oynayan Fatih Terim’in hamleleri sonrası üzerilerindeki tozları alınan ve silkelenen Galatasaraylı oyuncular normale döndü. Fabrika ayarlarına dönen Onyekuru, devre arası güncellenen Belhanda, dağınık görüntüden kurtulan Luyindama ve Marcao ile Cezayir menekşesi gibi açan Feghouli, savaşan sahin Ndiaye ile maçı çevirildi. Her ne olursa olsun, 2 farklı geriden gelmek bu dönemde kolay değil.