Bu sezon Avrupa hayaline veda edilen maç, Münih’teki zorlu müsabakaydı. Elbette 15’inci dakikada 10 kişi kalmak, çok çok büyük bir engel. Dev bir engel. Ancak 3-0’la 5-0’la arasında da fark var; belki turu hiçbir şekilde geçemezsiniz ama duygusal fark var, mental fark var. Beşiktaş’ın Münih’te 10 kişi kaldıktan sonra sudan çıkmış balığa dönmesi, Güneş’in değişikliklerde çok geç kalması enteresandı mesela. Rövanşta da Beşiktaş’ın 1-0 ya da 2-1 de olsa galibiyeti hedeflememesi, Bayern Münih as kadroyla çıkarken siyah-beyazlıların çok garip bir kadroyla sahada olmasını asla kabullenemedim. Beşiktaş o dönemde bir ritim yakalamıştı, Bayern’i de 1-0 bile mağlup etse ritme katkı yapardı. Yendiğiniz takım bir dünya devi, Bayern olacaktı sonuçta...
Beşiktaş’ın 10 kişi kaldığında soğukkanlılığını koruyamadığı tek yer Münih değil... Geçen sezon Kiev’de Beck kırmızı gördüğünde skor 2-0’a gelmişti. 2-0’la 6-0 arasında dünyalar kadar fark var. Ama Beşiktaş orda da maç bitmiş gibi davrandı. Bu sezon Galatasaray’a karşı ligde, Fenerbahçe’ye karşı kupada 10 kişi kalındığında da reaksiyonlar sıkıntılı. Dünyada 10 kişi kalan ilk takım Beşiktaş değil, sonuncusu da Beşiktaş olmayacak. Bir kırmızı kart görüldüğünde maç orada bitmiyor, devam ediyor. Ama Şenol Güneş’in Beşiktaş’ı genelde maç bitmiş gibi davrandı o durumlarda...