Güncelleme Tarihi:
Zaman gazetesinin haberine göre: "Galatasaray'ın, gönlünde her zaman çok farklı bir yerinin bulunduğunu belirten Hagi, gelecek planları arasında Türkiye'nin her zaman yer alacağını içtenlikle itiraf etti. Şu anda bulunduğu Steaua'nın da çocukluğundan beri tuttuğu takım olduğunu ve burada uzun yıllar görev yapmayı istediğini gizlemeyen Hagi'nin sorulara verdiği samimi cevaplar:
Milli maçta Hakan Şükür'ün yedek soyunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hakan Şükür çok tecrübeli bir oyuncu. Türkiye'de kırılmadık rekor bırakmadı. Ancak Fatih Terim, bu maçta başka oyuncuları görmek istiyordu. Hakan Şükür hayat boyu olmayacak.
Romanya karşısında bizimkileri beğendiniz mi?
Türkiye'yi bir maçta izledim. Bu yüzden yorum yapamam. Ancak defansta problem olduğu açık. Terim'in savunmaya çözüm bulması gerekiyor. Orta sahada ise Türkiye iyiydi. Eğer savunmaya çözüm bulunursa bu takım iş yapar.
2008 için Türkiye'nin şansını nasıl görüyorsunuz?
Türkiye iyi sonuçlar alıyor; ama bazen beklenmedik sürprizler de yapıyor. Milli takım bir değişiklik içinde. Romanya da öyle... Biz, Dünya Kupası'nda başarılı olduktan sonra değişimin sancılarını çok çektik. Kore'de 3. olan Türkiyede şimdi bir değişim yaşıyor. Yeni bir jenerasyon geliyor. Bu yüzden sabır gerekiyor.
Türk futbolundaki gelişimi değerlendirir misiniz?
Türkiye'de futbola yapılan büyük yatırıma karşılık G.Saray'ın geçmişteki çıkışı dışında başka bir başarı ortaya konulamadı. Önemli paralar harcanmasına rağmen iyi bir organizasyon ve strateji belirlenemedi. Büyük kulüplerde para var, yatırım var, o zaman niye başarı gelmiyor? Çünkü iç mücadele çok fazla önemseniyor.
Lincoln için 'yeni Hagi bulundu' deniliyor...
Bu tür kıyaslamalar iyi değil. Böyle bir kıyaslama futbolcu üzerinde gereksiz baskı oluşturur. Lincoln teknik bir oyuncu. Çok iyi pas veriyor ve uzaktan etkili şutlar atıyor. Ama ben Emre Belözoğlu'nu daha çok tutuyorum. Galatasaray'ın 10 numarası her zaman Emre'dir.
Peki Necati Ateş ile ilgileniyor musunuz?
Türkiye'de futbolcuların bonservis bedeli ve futbolcuya ödenen ücretler çok yüksek. Bu nedenle Türkiye'den futbolcu almamız çok zor.
Sizin döneminizde yıldız olan Necati'nin bu duruma düşmesini neye bağlıyorsunuz?
Genç ve iyi futbolcunun bu hale düşmesini anlamıyorum. Onu etkileyen faktörler çok farklı herhalde. Kaliteli ve milli bir futbolcunun bu hale düşmesi çok kötü.
Gelecekteki planlarınız arasında Türkiye'de çalışmak var mı?
Türkiye'de çalışmak her zaman kafamda ve gönlümde. Ama şu anda büyük bir takımdayım. Futbola burada başladım ve çocukluğumdan beri tuttuğum bir takım. Ama ilerisi için hiçbir şey bilinmez.
Cesaretle yer verdiğiniz gençlerin büyük bir bölümü G.Saray'da takıma girmeye başladı...
Onlara çok güveniyordum. Uluslararası maçlarda çok oynattım. Bir yılda onları yetiştirdim. Benden önce birileri onları topladı. Ben de genç oyuncuları gördüm ve bir şeyler inşa ettim. Onlara cesaret verdim. Onlarda da istek ve arzu olunca iyi şeyler çıktı ortaya. Bir şeyi yoktan var edemezsin. Sadece inşa edersin. Göteborg'la oynadığımız hazırlık maçında Başkan Özhan Canaydın da şahittir. Pazartesi gecesi birlikte yemek yedik. Çarşamba günü Göteborg'la dostluk maçı vardı. Başkanı da davet ettim. O hazırlık maçına gelsin ve iki sene sonraki takımı görsün diye. O maçta sadece Arif, Ergün ve Hasan Şaş oynadı. Onun dışındakiler gençti ve maçı 4-0 kazandık. Başkan geldi ve maçı izledi. Çok mutlu oldu. Schalke'yi yendik. 8 genç oyuncu ile oynadık. 55 bin kişi vardı statta. Ben her zaman cesaretli bir teknik adam oldum.
Geriye dönüp baktığınızda kendinizde hata görüyor musunuz?
Herkes yanlış yapıyor. G.Saray'dan bir yıl sonra gitmek beni çok üzdü. Gitmeye zorlandım.
Sizinle çalışmanın çok zor olduğu söyleniyor...
Hiçbir zaman öyle olmadı. Ben profesyonel olduğum ve iyi bir performans ortaya koyduğum için çalışmak çok zor olabilir belki. G.Saray'da 1 buçuk yıl görev yaptım. Haddimi aşacak bir şey yapmadım. Benim sabahtan akşama kadar kulüpte çalışmam suç mu?
Geleceğe bu kadar yatırım yaparken erken ayrılmanızı neye bağlıyorsunuz?
Türkiye'deki problem Romanya'daki gibi. Kesinlikle teknik adamlara daha fazla yetki verilmesi gerekiyor. Fatih Terim, şahsiyetli bir teknik adamdı ve hedefleri vardı. Galatasaray ne yaptıysa onun döneminde yaptı. Ama Fatih Terim'i de destekleyen bir yönetim vardı. Çünkü para veriyor ve arkasında duruyordu yönetim. Herkes kendi rolünü iyi oynadığı için başarı geldi. Ben biraz daha zayıf kaldım. Gönderilmemde başka bir sorun yok.
Franck Ribery, Galatasaray'dan niçin gitti?
Ben bilmiyorum. Ama çok iyi bir futbolcuydu. Galatasaray'da parladı. Daha önce Galatasaray gibi güçlü bir takımda da oynamamıştı. İyi bir değer kazandı. Öğrencim olmasından mutluyum.
Futbolda son dönemde artan bir tartışma var. Endüstriyel futbol, daha doğrusu paranın bu işin içine çok girmesi futbolu öldürüyor. Ne dersiniz?
Hayır, ben öyle düşünmüyorum. Tam tersine bu işe paraların girmesi gelişmeyi sağlıyor. Zaten şu anda dünya para dünyası. Kaliteli oyuncular ve büyük organizasyonlar için para gerekiyor. Para futbolun kalitesini artırıyor. Kaliteli yönetim, kaliteli teknik adam ve kaliteli futbolcu grubu o zaman bizi zirveye taşımıştı.
Ayrılışınızdan sonra Sarı-Kırmızılı takım, Fenerbahçe maçlarını kazanamıyor...
Fenerbahçe zaferlerinin arkasında bir buçuk senelik bir çalışma vardı. Kazandığımız maçlarda biz onlardan daha iyi değildik; ama daha iyi organize olduk, daha çok mücadele ettik ve başardık.
Teknik direktörlüğünüz döneminde Kayseri'de yaşanan bir olay var. O günden bu yana epey zaman geçti. 'Keşke yapmasaydım' diyor musunuz?
O olay çok geride kaldı. Ben yanlış yaptığım zaman özür diliyorum. Bu olayda da özür diledim ve konu benim için kapandı. O gün başka tatsızlıklar yaşamıştık. Bundan dolayı sinirliydim. Telefonumda söylendiği gibi birkaç saat içinde bulunmadı. Ancak ertesi gün bulundu.
Sarı-Kırmızılı takımın teknik direktörü Karl Heinz Feldkamp'la ilgili düşünceleriniz nedir?
Geçmişte Galatasaray'la büyük başarılar kazanmış bir teknik direktör. Ayrıca büyük bir tecrübe. Ben de futbolcu olarak Türkiye'ye geldiğimde yaşlı olduğum ileri sürülerek karşı çıkılmıştı. İnsanın kaç yaşında olduğu değil, ürettikleri önemlidir.