Güncelleme Tarihi:
Galatasaray Odeabank için sezon başından Aralık ayına kadar gelişen süreç Euroleauge seviyesinde karşılarına çıkan yeni ve genel geçer öneriler karşısında doğru pozisyonu alabilme mücadelesiyle geçti. 2015-16 sezonunun çekirdek üçlüsü olan Sinan, Schilb, Micov'u takımda tutmak ve bu oyunculara yine temel rolleri dağıtmak karşı karşıya kalınan yeni sorunlara hızlı pratik çözümler üretebilmek anlamına gelmiyor. Zira Galatasaray Odeabank'ın yapması gereken sadece geçen seneden daha iyi olmak değil, bazı noktalarda farklı ve esnek de olmak. Bu, seviyeyi yükseltmekle birlikte sahip olunan prensiplere eklemeler yapma mecburiyetini beraberinde getiriyor. Aynı şekilde gerekli eklemelerin yansımalarını her seviyede parkeye yansıtmayı da...
Sezon başında Galatasaray Odeabank'ın potasında gördüğü yüksek skor rakamlarının temelinde, yaşanan pek çok problemde olduğu üzere oyunun gidişatının sunduğu kolay skor fırsatlarını, bilhassa yüksek seviyede, reddetmesi yatıyor. Bunun sonucunda hücumun sıkışması ve Russ Smith-Justin Dentmon gibi oyuncuların bu sıkışıklıktan kurtulma çabalarının çıkıntılık olarak yansıması kaçınılmaz. Bu ikiliyi tamamen aklamak şüphesiz doğru bir çıkarım olmayacaktır ancak yaşadıkları sorunlarla Galatasaray Odeabank'ın takım halinde yaşadığı sıkıntıların temelinin birbirinden bağımsız zeminler olduğunu iddia etmek de adil bir sonuç vermeyecektir bize. Öte yandan Russ Smith'in denklemden çıktığını göz önünde bulundurursak onun üzerinden değerlendirme yapmak pek mantıklı olmayacaktır.
ERGİN ATAMAN FARKLI YOLLAR DENİYOR
Kolay sayıyı bulmak için gardını alamamış savunmaların üzerine kısa sürelerde, sayıyı bulmak üzere, saldırmak doğru parçalarla etkili bir çözümdür. Justin Dentmon, Emir Preldzic, Sinan Güler merkezinde takımı, oyunun gerekli kıldığı anlarda hücum alanına çabuk yerleşime yönlendirmek olumlu sonuçlanacaktır ve uygulanmalıdır. Ancak kolay sayıya ulaşmak adına tek yol değil bu. Ergin Ataman da 3 haftadır başvurduğu çözümlerde farklı yoldan aynı sonuca ulaşmayı amaç ediniyor.
Ergin Ataman skora daha kolay ulaşma yolunda merkeze ,fazlasıyla ilginç ama işlevsel olarak, Tibor Pleiss'i yerleştiriyor.
Yaşanan en büyük sıkıntı, yüksek pozisyon ve oyun bilgisine karşın Galatasaray Odeabank hücumcularının rakip savunmanın yerleşimini bozma noktasında ciddi sorunlar yaşamasıydı sezon başında. Hücum organizasyonları ciddi şekilde Lasme'ye muhtaç görünüyordu ve kısaların kendilerine konfor alanı yaratabilmesi için Lasme'nin yapabildiklerinin yapılması gerekliydi. Buna öncelikle Lasme'nin yüksek yüzdeli orta mesafe şutuna olan ihtiyacın Galatasaray Odeabank kısaları için hala önemli bir ihtiyaç teşkil etmesini örnek gösterebiliriz. Zira yerleşik rakip savunma karşısında, topsuz hareket başta olmak üzere rakip savunma şeklini bozmak için asgari topsuz hareket ihtiyacıyla her açıdan potaya gidebilmek için şut menzilli pivot mutlak bir ihtiyaç. Galatasaray Odeabank bu ihtiyaca Tyus'ın karşılık vermesini bekledi ama olmadı, olamazdı da.
Hiç şüphesiz bütün bir sezonu Lasme'nin temelinde bulunduğu bir planla ve büyük başarıyla geçirdikten ve yine Lasme'nin yarattığı alanlar üzerinden yüksek verimle oynayan kısaları aynı rol ve sürelerle takımda tuttuktan sonra bu ihtiyacın devam etmesi gayet doğal. Ancak yeni bir rotaya açılmak da şart. Eskide diretmek için Emir Preldzic, John Diebler, Tibor Pleiss, Justin Dentmon hatta Alex Tyus fazla belirleyici oyuncular. Bu oyuncuları transfer etmek yeni planlar, stratejiler, fikirler üretmeyi zorunlu kılar. Başlangıç böyle olmadı. Galatasaray seviye yukarı çıktıkça taşı sıkıp suyunu çıkararak oynadı tabir-i caizse. Bu, yorucu bir yoldur. Karşıda kolay sayı bulmayı reddetmeyen Fenerbahçe, Real Madrid, hatta Zalgiris Kaunas gibi takımlar olunca bir yerden sonra tıkanmalara neden olur. Bir değişiklik şarttı ve Galatasaray Odeabank sezon içinde aslında yeni bir sezon başlangıcı yaptı.
Ergin Ataman'ın hücumu Tibor Pleiss eksenine kaydırması Galatasaray yeni sezon başlangıcının temelindeki karar oldu.
PLEISS'IN VARLIĞI PEK ÇOK SIKINTIYI GETİRİYOR
Mesele şudur: Pleiss'ın varlığı beraberinde pek çok sıkıntıyı getiriyor, özellikle savunmada. Bu sıkıntılar hala da devam ediyor ancak hücum tarafında rakip savunmanın yerleşimini bozmak ve konsantrasyonunu parçalamak için ciddi bir silah halini alabiliyor Pleiss. Sinan Güler ve Blake Schilb yüksek oyun bilgisi ve pas kalitesi, Emir Preldzic yüksek pas kalitesi ve Vladimir Micov oyun okuma becerisi üzerinden Pleiss'ın bu özelliğinden faydalanmayı temel alarak hücum edince Pleiss, Euroleague'deki pek çok takımda olamayacağı kadar verimli olabiliyor.
Dediğim gibi, beraberinde getirdiği sıkıntılar fazla ancak Galatasaray Odeabank olumlu tarafları öne çıkartabilmek için çoğu Euroleague takımının sahip olmadığı kadar fazla hücum merkezine sahip.
Pleiss'in verimli kullanımının temelinde topu potaya yaklaştırmak yatıyor. Galatasaray Odeabank bu bağlamda topu potaya penetre üzerinden yaklaştırdığı gibi sırtı dönük oyunlarla da topla pota arasındaki mesafeyi kısaltıyor. Top potaya yaklaştıkça rakip savunmacıların Pleiss üzerindeki yoğunluğu artmakla birlikte Micov, Schilb ve Emir sırtı dönük oyunlarını tehditkar birer pas istasyonu olarak kullanırken Sinan da her an potaya gitme tehdidine daha konforlu bir alanda sahip oluyor. Bütün bunlarla birlikte bu oyuncular kötü bitiriciler de değiller. Dolayısıyla Pleiss'i potaya yakınken besleyerek kolay sayı bulmak kısalar için ciddi bir opsiyon iken kendileri için de skora gitme hakkı ve becerisi mevcut.
Rakibi eksik yakalayarak kısa sürede skora gitmek hücum planında ne kadar az olursa olsun bir yer tutmalıdır. Ancak nihai amaç rakibin savunma yerleşimini bozmaksa bu amaçta bir yol buldu Galatasaray Odeabank. Öte yandan planın üç sayı koridorunda getirdiği aksiyonlar da var.
KUSURSUZ ŞUTÖR DIEBLER
İşte bu noktada devreye Jon Diebler giriyor. Sezon başında aldığı kısıtlı süreleri, Galatasaray Odeabank'ın tıkanık hücumuyla birlikte değerlendirdiğimizde açıklamak neredeyse imkansız. Ancak son planlamada çok gerekli bir yeri var Diebler'ın. Ergin Ataman'ın temel prensibi üzerinden de açıklanabilir Diebler'a verdiği görev. Azami hücum merkezi ve her bir hücum merkezi için azami opsiyon. Diebler, Pleiss'in konsantrasyonunu böldüğü ve ağırlığını çember etrafına kaydırdığı savunmalarda ortaya çıkan gedikleri topsuz koşularıyla doldurabilme noktasında ihtiyacı tam olarak karşılıyor. Onun, bu boşluklar etrafında yaptığı topsuz koşular Galatasaray Odeabank kısalarının mutlaka değerlendirdiği yeni pas opsiyonları yaratıyor. Yüksek yüzdeyle şut atması onun kusursuz şutörlüğünden kaynaklanıyor ancak şuta ulaşma metodu tam da Ergin Ataman'ın istediği gibi.
Tibor Pleiss'i, pota altında caydırıcı bir güç olarak kullanarak rakip savunmanın yerleşimini bozmak, Pleiss'ın etrafında destek kuvveti zorunlu hale getirmek ve bu planı Diebler'ın yüksek yüzdeyle boş şut atabilmesini sağlayan topsuz koşularla beslemek an itibariyle Blake Schilb ve Emir Preldzic'i sadece daha verimli hale getirmiyor, aynı zamanda sistemin temel parçaları da yapıyor. Çünkü bu düzende rakibi sırtına alıp üç sayı koridorunda ve pota etrafında oluşan pas opsiyonlarını besleyecek oyunculara ciddi ihtiyaç var. Bu ikili de sırtı dönük topla buluştuğunda, topsuz dört oyuncunun kendi eksenleri etrafında aldıkları pozisyon sonucunda yüksek verime ulaşıyorlar. Pleiss'ın pota etrafındaki mıknatıs etkisinin rakip savunmanın ağırlık merkezini çember etrafında yoğunlaştırması aynı zamanda Galatasaray Odeabank kısaları için bu durumu hücum ribaundlarına yüklenmek için kullanıp potansiyel rakip hızlı hücumlarını geciktirme fırsatı oluşturuyor.
Şüphe yok ki Pleiss üzerinden kurgulanan bir plan çok sayıda ihtiyacı ve bazı oyunculardan vazgeçme zorunluluğunu beraberinde getirir. Zira hassas dengeler üzerine kurulu bir plan bu. Dolayısıyla bu düzende, sezona iyi başlayan Austin Daye'i kenara çekme ihtiyacı doğuyor zira Ergin Ataman'ın ihtiyaç duyduğu şey sahadaki hemen her parçayı hücum merkezi olarak kullanabilmek veya Diebler'ın yaptığı gibi boyalı alan etrafında konuşlanan rakip savunmaların verdiği gedikler üzerine doğru koşular yapmak. Micov ve Sinan gibi yüksek oyun bilgisi üzerinden yan rol olarak bu yapılabileceği gibi Diebler gibi bu boşluklara koşular yapmak üzerine programlanmış olabilirsiniz. Önemli olan icraat. Yani plan işlerliğini koruduğu sürece daha çok skor merkezi olarak sahada yer alan Daye'e yer bulmak kolay olmayacaktır. Lakin hasır altı edilemeyecek bir performansın tekrar 30'lu dakikalara yaklaşması da sürpriz teşkil etmese gerek.
Sezon içerisinde yeni bir düzen inşa edip, bu düzen üzerinden Olympiakos, Darüşşafaka Doğuş ve Barcelona Lassa mağlup ediliyorsa, rakiplerin durumunun ne olduğuna bakılmaksızın övgü almak kaçınılmazdır. Ancak altını bir kez daha çizmek gerekir ki bu düzen hassas dengeler üzerine kurulu.
HASSAS DENGELER SAVUNMADA ZORLUK ÇIKARACAK
Bu hassas dengeler de özellikle savunmada zorluklar çıkaracaktır. Zira Pleiss'ı hücumda önemli bir güç olarak kullanabilmek mümkün ancak savunmada her an yeni bir zorluk çıkarıyor ve defolarını kapatma ihtiyacı doğuyor. Öncelikle ikili oyun savunmalarında adam değiştirme ihtimali bile korkutucu oluyor. Zira Pleiss+Diebler-Sinan-Micov-Schilb-Göksenin-Emir şeklinde sayabileceğimiz ana rotasyon adam değişimleri için gerek fiziksel, gerek teknik olarak büyük riskler taşıyor. Pleiss son derece yavaş ayaklara sahip ve orta düzey bir kısa karşısında bile şansı hiç yok. Nitekim potaya devrilen uzunlara bile yetişmekte hayli zorlanıyor. Diğer taraftan kısa rotasyonu uzunlarla uğraşabilmek için gerek kısa, gerekse zayıf.
Dolayısıyla Galatasaray Odeabank savunmasında her perde sonrasında kısalar kendi adamlarını yakalamak durumundalar ancak bütün maçı bu şekilde geçirmek mümkün değil. Nitekim Galatasaray Odeabank kısaları her perdeden sonra kendi adamını yakalayacak atletizme de sahip değiller. Bunun sonucunda hemen her perde sonrasında devrilen rakip uzunlara kolay pas açıları veya kısalar için ciddi penetre kanalları oluşuyor. Tyrese Rice gibi önemli bir delici elini kolunu sallayarak bu fırsatları değerlendirirken Perperoglou sadece oyun bilgisi üzerinden bu koridorları kullanabiliyor.
Aslında Tyus-Daye-Micov-Schilb-Sinan rotasyonu bu sıkıntıları yaşamamak adına çok daha sağlıklı ancak mesele Galatasaray Odeabank'ın kolay skor bulmak adına hücumda birtakım düzenlemelere gitmiş olması.
Halihazırda görünen açıkları kapatmak adına ise sıklıkla yoğun temaslı savunma stratejileri uyguluyor Ergin Ataman. Göksenin'in kişisel oyun karakterinin yanında takım olarak da sürekli temas halinde kısalar. Bu, belirli oranda yıldırıcı olma potansiyeli taşısa da Darüşşafaka Doğuş karşısında verdiği verimi çok daha keskin hücum eden takımlar karşısında fuzuli bir çaba olabildiği gibi temas için yeterli zaman bulunamayabiliniyor.
Baskonia maçı bu düzenin testi için oldukça kıymetli veriler sunuyor aslında. Galatasaray Odeabank'ın maçın ilk dakikalarında yaşadığı tıkanıklık ve oluşan fark şaşırtıcı değil. Bunun temel sebebi hücum temposunda yukarı yönlü ufak bir oynamanın dahi reddediliyor olması. Bu anlayış Baskonia için elverişsiz bir ortam da oluşturmadı öte yandan. Zira Baskonia için hızlı hücum fırsatı Galatasaray Odeabank'ın verimsiz hücumları üzerinden oluşuyor. Bu verimsiz hücumların karşılığı, hücumda topsuz koordineli hareketlerin derhal uygulandığı ve sonuca gidildiği kısa süreli hücumlar oldu. Özellikle Adam Hanga, Galatasaray Odeabank geçiş hücumlarını savunmakta yaşadığı adam ve alan paylaşımı problemlerini sürekli doğru koşularla değerlendirdi.
Galatasaray Odeabank için önemli olan nokta bu tempoya karşılık verme kararını maçın seyri içerisinde alabilmiş olması. Tempoyu asgari seviyeye indirerek Baskonia'nın konfor alanı dışına itilebileceğine olan kör inancın da terkidir bu.
TEMEL UYGULAYICI SİNAN GÜLER
Maç içinde gerçekleşen bu değişim ikinci periyodun ikinci yarısında başladı. Temel uygulayıcı Sinan Güler'di. Aslında ilk periyottaki verimsiz oyununun altında yatan, durağan ve topsuz koşularla beslenmeyen hücum planını değiştirmek adına bu tamamen kendi inisiyatifi miydi yoksa kenardan gelen bir talimat mıydı, kesin bir yorum yapmak zor. Sinan merkezli değişen hücum planının ikinci yarıda Schilb'le devam etmesi cevabın ikinci olasılık olduğuna işaret ediyor.
Önemli nokta şudur. Bütün bir maçı yüksek tempoda oynamak veya oynamamak antrenörlerin tercihidir. Ancak Galatasaray Odeabank, ilk yarının son 4 dakikası ve üçüncü periyodun ilk dakikalarında hücuma çabuk yerleşip skora kısa yoldan giderek ikinci yarı genelinde, Pleiss temelli planını uygulamak için elverişli bir ortam da yarattı. Zira Baskonia savunması için Galatasaray Odeabank'ın hızlı hücumları da tehdit teşkil ediyordu artık. Bunu uzun vade de ana plana yapılan eklemeler halinde uygulamak bir üst seviyeye çıkabilmek ve oyunun gerektirdiği gibi oynayabilmek için şarttır. Halihazırda Galatasaray Odeabank bu konuda yeterli değil. Bargnani'nin sahada olduğu bölümlerde potaya neredeyse hiç atak yapılmadı örneğin. Veya ters eşleşmeler üzerinden skor bulma girişimlerinin sayısı Euroleague seviyesi için hiç yeterli değildi.
Ancak altı çizilmelidir ki Galatasaray Odeabank için önemli olan Baskonia maçının ilk 15 dakikalık kısmını, kalan bölümden farklı ve olumsuz kılan sebebin üzerine gitmek ve yine maç içerisinde ürettiği çözümleri sezona yayarak Pleiss temelli ve ona mutlak muhtaç hücumu ondan bağımsız da var edebilmektir. Zira görüldüğü üzere Pleiss'sız Panathinaikos karşısında dahi direnç gösterilemiyor.
Bu, Galatasaray Odeabank'ı ne kadar ileri götürür bilinmez. Ancak eldeki kadro belli ve bunun üzerinden bir çözüm üretmek şart. Oyun planınızın merkezine, verilen en küçük bir açığı dahi hayli rahat değerlendirebilen De Colo, halihazırda Euroleague'de başka herhangi bir oyuncunun ulaşamadığı eşsiz bir tempoya çıkabilen Llull, çok geniş aralıklarda hata yapma lüksüne sahip olmanızı sağlayan Vesely-Udoh veya oyunu derhal okuyup uygun aksiyonu uygulama noktasında kusursuz bir makineye dönüşen Devin Smith gibi parçaları yerleştirmek elbette daha cezbedici ancak mesele sahanın her iki tarafını işlevsel hale getirmekse sahip olunan parçalar üzerinden, sağlam bir temel oluşturmak zorundasınız. Bu temel Galatasaray Odeabank için oluşmaya başlıyor gibi. Ancak kaldırabildiği ağırlığın ne olduğu çok daha keskin oyunlar karşısında vereceği reaksiyonla ölçülecek. Zira Euroleague'de kolay sayı bulabiliyor olmak zorundasınız ve bu yolda doğru zamanlamalı kısa süreli hücumlar çok daha rahatlatıcı. Galatasaray Odeabank'ın yaptığı ise başka.
Hücum süresini kısaltmak adına bundan önce de bazı çabalar mevcut aslında. Rakip yarı sahaya hızlı yerleşip Diebler'ın topsuz koşularına rakip sahaya yerleşir yerleşmez başlaması veya sırtı dönük oyunun erkenden uygulanması örneğin... Real Madrid'in 2014-15 sezonunda Reyes üzerinden, halihazırda da Maccabi'nin sıklıkla yaptığı gibi... Ancak yeterli değil. Sıradaki önlem paketi de büyük olasılıkla bununla ilgili olacaktır.