Güncelleme Tarihi:
1-Aziz Yıldırım, TFF'yi FETÖ temizliği yapmamakla suçlarken ligin şaibeli olduğunu ima etti, haklı mı?
2-Rıdvan Dilmen’in ‘Evet’ çağrısı kamuoyunu böldü. Futbolcu tercihini açıklamalı mı?
3-Galatasaray, 6-0 kazanırken yıldızlarının ilk kez ‘takım’ görüntüsü verdiği söylenebilir mi?
4-Başakşehir’İ pozisyon vermeden yenen F.Bahçe, Kayseri’den NASIL 4 gol yiyor?
5-Trabzon, 2. devrede 3’te 3 yaptı. Stat açıldı. Ama en heyecan vereni Yusuf Yazıcı mı?
6-Federer-Nadal finalini izlediniz mi? iki efsanelerin size yaşattığı duygular neydi?
7-Beşiktaş, Konya’yı Kocaman’ın dediği gibi bir ‘hakem faciası’YLA mI 5-1 mağlup etti?
MEHMET Y. YILMAZ:
Haftanın en önemli olay: Fenerbahçe’nin düşme hattındaki Kayserispor’dan dört gol yemesi.
Haftanın hocası: Sergen Yalçın
Haftanın Takımı: Kayserispor
Haftanın Futbolcusu: Güray Vural
Haftanın Hakemi: Ali Palabıyık
1- İDDİALAR SOMUT KANITLARLA DESTEKLENMELİDİR
AZİZ Yıldırım’ın her söylediğinde bir hikmet olabilir, ama olmayabilir de. Evet, TFF’de de FETÖ olabilir, zaten her yerden çıkıyorlar, ancak somut kanıtlarla desteklenmeyen iddiaları ben ciddiye almam.
2- TERSİNİ DÜŞÜNEN DE FİKRİNİ RAHATÇA SÖYLEYEBİLİR Mİ?
2- Futbolcular da bu toplumun bir parçası ve kendilerine ait fikirleri olabilir, bunu açıklamak da ifade özgürlüğü gereği, herkesin hakkıdır. Sorun şu ki, tersini ifade etmek isteyenler, bunu rahatça yapabilirler mi?
3- FUTBOLDA ÖNEMLi OLAN KAZANMAK, G.SARAY KAZANDI
Akhisar sahada değildi, takım görüntüsü yoktu, ancak futbolda önemli olan oynadığın maçı kazanmaktır. Kazandılar ve ligi üçüncü bitirmeyi neredeyse garantilediler.
4- FENERBAHÇE’NİN BİR TEK OYUN PLANI VAR
Bunun tek açıklaması var: Fenerbahçe’nin tek bir oyun planı var, onu çözen her takım Fenerbahçe’yi yener.
5- YUSUF HAVAYA GİRMEZSE HEYECAN VERECEKTİR
Evet, Yusuf Yazıcı eğer kendine bakar ve havaya girmez ise önümüzdeki yıllarda da biz futbolseverlere heyecan verecek.
6- BENİM İÇİN NASTASE’DEN SONRASI YALANDIR
Doğrusunu isterseniz, Ilie Nastase’den sonra hiçbir erkek tenis oyuncusu beni heyecanlandırmıyor. Servisi at, topu karşıla, rakibin hata yapana kadar bekle. Bu tenisi öldürüyor...
7- HAKEM MÜKEMMEL DEĞİLDİ AMA KOCAMAN ABARTIYOR
Hakem mükemmel değildi, ama Kocaman abartıyor. Buna hakem faciası diyemeyiz. Beşiktaş, hak ettiği bir galibiyet aldı. Hakemin Konyaspor lehine vermediği penaltı ve Cenk’in ikinci gol öncesi faulünü görmemesi elbette tartışılmalı. Bu hataları İstanbul’un üç büyüklerine karşı yapmazdı, buna eminim. Ancak, Beşiktaş bu maçı hakem hataları olmasa da rahat alırdı...
UĞUR MELEKE:
Haftanın en önemli olayı: Sporun zirvesi, Federer-Nadal finali
Haftanın hocası: Sergen Yalçın
Haftanın takımı: Beşiktaş
Haftanın futbolcusu: Silvestre Varela
Haftanın hakemi: Ümit Öztürk
1- AZİZ YILDIRIM, İKİ ORTA SAHA ALSAYDI DAHA GÜLEÇ OLURDU
Silvestre Varela da zaten örgüt üyesi. Welliton da öyle! Şaka bir yana, Fenerbahçe’nin her mağlubiyeti sonrası Aziz Yıldırım’ın çıkıp bir vites daha artıran açıklamaları, kamuoyunda yavaş yavaş tesirini yitiriyor sanki. TFF temizlensin, FETÖ METÖ ne varsa dümdüz edilsin, buna kimsenin itirazı olmaz elbette. Ancak Aziz Yıldırım, iki senedir iki yetenekli orta saha oyuncusu transfer edebilmiş olsa maç sonraları çok daha güleç açıklamalar yapıyor olabilirdi bence.
2- HERKES DÜŞÜNCELERİNİ ÖZGÜRCE AÇIKLAYABİLMELİ
Bildiğim kadarıyla Dilmen, Anayasa Mahkemesi Başkanı değil. Arda da YSK’yı yönetmiyor. Fikirlerini serbestçe açıklamaları için hukuki bir engel yok yani. Öyleyse görüşlerini neden özgürce söylemesinler ki? Sporcuların başka herhangi bir meslek grubundan farkı ne ki düşüncelerini saklamaları gerekiyor? ABD başkanlık seçiminde sporcusu- sanatçısı herkes görüşünü özgürce dile getirirken destekleyenler, hangi hakla şimdi Türk sporculara sus diyebiliyorlar ki? Rıdvan, Arda, Burak kardeşlerim... “Görüşlerinize katılmıyor olabilirim, ama onları özgürce söyleyebilmeniz için hayatım boyunca savaşacağım”
3- ASLANLAR, ISIRAN TAKIMLARA KARŞI ORTADA GÖRÜNMÜYOR
Galatasaray, bir dönemin ışıltılı LA Galaxy’si gibi. Kariyeri sona ermek üzere olan yıldızları toplamış, özellikle TT Arena’da topu onlara bırakan rakiplerine karşı çok keyif veren bir futbol oynuyor. Sneijder, Podolski, Selçuk, oynadığı zaman De Jong gibi pre-veteran oyuncuların keyif alanı bu tarz maçlar... Karabük gibi, Osmanlı gibi, G.Birliği gibi topu is-
teyen-ısıran takımlara karşı kayboluyorlar tabii. Sneijder’in 2 gol-11 asist, yani 13 gol katkısı var; 4’ü Alanya, 3’ü Akhisar, 2’si Rize’ye! Büyük oyuncu, büyük maçlarda sahneye çıkmış gerçekten!
4- ÇÜNKÜ F.BAHÇE BAŞAKŞEHİR’E KARŞI ÇOK GERÇEKÇİYDİ
Fenerbahçe’nin Başakşehir-Galatasaray-Manchester stratejisi, Atletico Madrid’in Bayern Münih-Real Madrid maçlarındaki stratejisi gibi. Çok gerçekçi, çok da başarılı... Ancak Atletico Madrid çıkıp Granada’ya, Eibar’a, Leganes’e karşı da aynı topu oynamaya kalkarsa muvaffak olamaz. Onlara karşı başka planlarınız olmalı, büyük takım gibi davranmalısınız. Fenerbahçe’de olmayan da o B planı zaten.
5- TRABZONSPOR’DA AÇLAR SAHADA TOKLAR DIŞARIDA
Yusuf Yazıcı, 70’li yılların Ali Kemal’i, Şenol’u, Necmi’si. Tribün o çocukta 70’li yılların isyanını gördüğü için heyecanı en üst perdede yaşıyor. Mehmet Ekici’de olmayan şey, onda var: İştah, hırs, meydan okuma. Trabzonspor’un ikinci devredeki çıkışında da başrolde o duygu var zaten: Aç oyuncular, kendini ispat etme güdüsü olanlar sahada. Tok olanlar, transfer düşünenler, kendini kurtarmaya çalışanlar dışarıda.
6- FİNALİ KEŞKE AZİZ YILDIRIM DA İZLESEYDİ
Ben izledim, keşke Aziz Yıldırım da izleseydi! Epik bir maçı kaybeden Nadal’ın, “Federer daha çok hak etti” açıklamasını görseydi mesela. Ya da son 7 sayının 6’sını alıp tarihi bir zafere imza atan Federer’in “Keşke bu sporda beraberlik de olsaydı. Bu zaferi seve seve Nadal’la paylaşmaya hazırım” dediğini duyabilseydi...
7 -TALISCA-Q7 VE BABEL’iN ALTERNATiFi YOK
Tosiç’in eline çarpan top penaltıydı. Ama Konya, o kadar silik bir futbol oynadı ki Aykut Hoca’nın maçı o noktadan yorumlamasını ga-
ripsedim. Beşiktaş keyif alıyor, keyif veriyor. Ama aynı dili konuşan Babel-Talisca-Q7’den birine bir şey olursa, gerçek bir alternatifleri de yok. Beşiktaş’ın o noktada sıkıntı yaşama ihtimali bulunuyor...
MEHMET ARSLAN:
Haftanın en önemli olayı: Federer ve Nadal’ın yıllar sonra final oynaması. Serena’nın 23. grand slam zaferine ulaşıp efsane Graff’ı geçmesi.
Haftanın hocası: Sergen Yalçın
Haftanın Takımı: Kayserispor
Haftanın Futbolcusu: Cenk Tosun
Haftanın Hakemi: Ali Palabıyık
1- YILDIRIM ÖZELEŞTİRİ DE YAPSA...
Aziz Yıldırım, sürekli konuşuyor ve suçluyor. Bir yerden sonra da tekrara düşüyor. Ama asla özeleştiri yapmıyor. Fenerbahçe kazanırsa, başarılı olursa, teknik direktörün bile katkısını inkâr ediyor Aziz Bey ve “Ben yaptım” diyor. Ama Fenerbahçe kaybederse de “Dış güçler”! Geçen hafta da söyledim, keşke hep konuşsa. Çünkü ondaki bilgi ve birikim kimsede yok. Ancak, yine dediğim gibi, özeleştiri yaparak konuşabilse keşke. Ligin kötü olduğuna ben de inanıyorum, hakemlerin berbat kararlar verdiğine de... Ancak şaibeli olduğuna katılmıyorum.
2- ‘HAYIR’ DiYEN DE KONUŞABiLMELi
Tabii ki açıklamalı. Eskiden futbolcular toplumsal sorunlara duyarsızlıkla suçlanırdı. Şimdi kendilerini ifade ediyorlar, peki bundan daha güzeli var mı? Herkes konuşmalı, düşüncelerini dile getirmeli tabii ki. Bu ne öfke! Herkes kendi mahallesinde oturup öteki mahalleyi taşlıyor. “Evet” diyen nasıl konuşabiliyorsa, “Hayır” diyen de aynı şekilde konuşabilmeli.
3- BÜYÜKLÜK AVANTAJI
Galatasaray, anlaşılır bir takım değil! “Kötü diyorsunuz” puan cetveli yanıltıyor, “İyi diyorsunuz” bu kez sonuçlar ve futbol yanıltıyor sizi. Galiba en doğru tespit şu: G.Saray, büyük takım olmanın ve kaliteli oyunculara sahip olmanın avantajını en doğru kullanan takım.
4- FUTBOLCUYU OLUMSUZ ETKİLİYOR
Fenerbahçe’nin fizik gücüne erişecek bir takım yoktu düne kadar Süper Lig’de. Bu güç bile şampiyonluk için yeterliydi belki. Ama Başkan Aziz Yıldırım’ın açıklamaları bence futbolcular üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Eğer Fenerbahçe üzerine bir oyun oynanıyorsa, sürekli hakkı yeniyorsa, Fenerbahçe’nin futbolcusu bu duygudan kurtarabilir mi kendini? Biraz da bunu tartışmalı Fenerbahçe...
5-ÇOK YUSUF YAZICI’LAR ÇIKAR
Trabzonspor’un en büyük sorunu “Hep yeniden başlamaktı”. İlk yarıdaki başarısız sonuçlar, onları yine bu tercihle başbaşa bıraktı. Az daha Ersun Yanal da gidiyordu. Sabrettiler ve bir parça da olsa, düzeldiler. Eğer Muharrem Usta ve Yanal beraberliği bozulmazsa, daha çok Yusuf Yazıcı’lar çıkacaktır.
6-TEMİZLENDİK
Türkiye’deki futbol iklimini göz önüne getirin. Sonra da bu tür finallerin bize yaşattığı duyguları. Sanki bir arınma ayiniydi bizim için. Rakibini tebrik eden ve bunu sporcu nezaketi içinde yapan dünyanın en ünlü tenisçileri, saatler süren muhteşem bir final izlettiler bize. Final mi daha güzeldi, finalden sonra yaşananlar mı, bilemedim. Futbolla kirlenen ruhumuz temizlendi.
7-HAKEMLER GÖLGELEYEMEZ
Caner Erkin’in sakatlanmasından sonra Babel’in varlığı Beşiktaş’ı daha da mükemmele itti. Hakemler kötü, ancak bu durum Beşiktaş’ın iyi olduğunu asla gölgeleyemez. Kelimenin tam anlamıyla bir meydan okumaya dönüşüyor Beşiktaş’ın futbolu!
UĞUR VARDAN
Haftanın en önemli olayı: Adanaspor ve Kayserispor’un çıkışları.
Haftanın hocası: Sergen Yalçın
Haftanın Takımı: Kayserispor
Haftanın Futbolcusu: Güray Vural, Olcay Şahan
Haftanın Hakemi: Ali Palabıyık
1- YILDIRIM, DELİL VARSA HUKUKi MÜCADELESiNi SÜRDÜRSÜN
Ne denilebilir ki, mantıklı olan elinde deliller varsa hukuk mücadelesini sürdürmeli. Ama ben genel olarak ligin şaibeli olduğu görüşüne, -en azından bugüne kadar süren yarışa bakarak- katılamayacağım.
2- RIDVAN DiLMEN, GEZİ’DE SİYASETE KARŞI ÇIKMIŞTI!
Bence açıklamalı. Ki biz bugüne kadar Socrates’i, Breitner’i, Metin Kurt’u, Ivan Ergiç’i niye sevdik? Futbolculuklarının dışında ortaya koydukları siyasi tavır, duruş ve varlıkları için. Rıdvan Dilmen konusundaki problem şu; 2013’de Gezi olaylarının ardından statlardaki kimi tezahüratlar ve tepkiler için kendi programı dahilinde, “Futbola siyaset karıştırılmamalı” diyordu. Ne oldu da fikrini değiştirdi? Bence “Evet” diyen de “Hayır” diyen de kendini açıkça ifade edebilmeli. Futbolda da diğer alanlarda da...
3- ÖNEMLİ OLAN DEPLASMAN MAÇLARINI DA KAZANMAK
Akhİsar kötüydü ama Galatasaray da iyiydi! Sarı kırmızılılar, zaten iç sahada kazanmayı biliyor, fakat önemli olan deplasman maçları. Bu maçın problemi şuydu; sonuç 4-0 olmuş, herkes Rodrigues’i seyretmek istiyor, Riekerink ise yine değişiklikleri son ana bırakıyor. İkinci yarının büyük bölümündeki uyutucu futbolu, seyirci gibi izlemeyi yeğledi.
4- FENERBAHÇE, VARELA’YI HİÇ HESABA KATMADI
Başakşehİr’e özel olarak motive olmuşlardı denilebilir tabii ki, ama bence Kayserispor maçına sanki “Her koşulda yeneriz nasıl olsa” psikolojisiyle çıkmışlardı. Bir de devre arasında kadro değişikliklerini galiba pek hesaba katmamışlar. Örneğin Varela, Kayserispor’un çehresini bir hayli değiştirmiş. Her şeye rağmen Fenerbahçe, yine de kazanabilirdi, ama fırsatlar değerlendirilemeyince ev sahibi takım hamle sırası kendisine geldiğinde sonuç almayı bildi.
5- BU DEVRE YENİ SEZONUN PROVASI OLABİLİR
Bu sezon geçti elbet, ancak Yanal, ikinci yarı boyunca gelecek sezonun provasını yapabilir, ‘Üç Büyükler’le oynacağı maçlarda camiaya yeni bir heyecan katabilir. Yusuf Yazıcı bu sezonun sanırım futbolumuz adına en önemli kazancı olacak. İstikrarını sürdürürse, dillere pelesenk olan “Bordo mavililer öz kaynaklara dönmeli” tezinin de sembolüne dönüşebilir. Olcay Şahan da sadece futboluyla değil, ‘kolbastı’yı en iyi bilen oyuncu olarak camiaya çabuk uyum sağladı!
6- MAÇ MÜTHİŞTİ, ANCAK AÇIKLAMALAR DA ÖYLEYDİ
İzledim. Maç müthişti, ama karşılaşma sonrası iki sporcunun açıklamaları daha da müthişti. Nadal’ın jesti, Federer’i övgüsü bambaşkaydı; Federer’in Nadal’ı övgüsü ve maçı analizi bambaşka. Naçizane maç sonrası attığım tweet’i buraya taşıyayım: “Spor nedir, sporcu nedir, incelik nedir, zarafet nedir, rakibe saygı nedir; eh tabii yetenek ve ustalık nedir? Hepsini gösterdi Federer...”
7- AYKUT HOCA’NIN HAKEM TEPKİSİ SEZONUN TARİFİ
Kocaman’ın dediği türden bir hakem faciası izledik ve bu durum, sezonun da tarifi... Lakin Beşiktaş, maçı hakemden ziyade, rakibinden çok daha iyi oynayarak ve hak ederek kazandı. Ben yeri gelmişken bir noktanın da altını çizmek istiyorum: Siyah beyazlılar, geçmişte bir ‘Feda sezonu’ yaşamıştı, bu sezonu da Atınç, Ersan ve Demba Ba’nın geri dönüşleri itibariyle, bir nevi ‘Vefa sezonu’na dönüştürdüler.