Güncelleme Tarihi:
Simeone ve Hamzaoğlu: İki hoca arasındaki fark
Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçını Arena’da Atletico Madrid teknik direktörü Simeone’nin tam arkasında izledim...
Uzansam Diego Simeone’ye dokunacak kadar yakın, Atletico kulübesinin hemen arkasında ilk sıradaydım...
İtiraf edeyim Simeone’yi izlemekten maçı izleyemedim...
Adam deli...
Adam maçı yaşıyor...
Adam sahanın içinde...
Eli sürekli takımın üzerinde...
2-0’dan sonra bile sürekli bağırdı, çağırdı, oyuncularına talimatlar verdi, yardımcılarıyla değerlendirme yaptı...
Saha kenarında, bizim Sabri’den, Podolski’den daha çok performans sergiledi...
Adamı izlerken ben yoruldum...
Bizde de Yılmaz Vural, Mesut Bakkal gibi saha kenarında tepinen hocalar var diyorsanız onu da söyleyeyim...
Simeone bizimkiler gibi boşa kürek çekmiyor...
İşte maçı 2-0 aldı gitti adam...
Galatasaray elbet düzelir, asıl seyirci nasıl düzelecek
Galatasaray seyircisi son 10 yılda çok değişti, eskiden takımını oyuncusunu yuhalamayan seyirci şimdi hemen yuhalamaya başlıyor...
Emre Çolak 32. dakikada sahada çıkarken yuhalandı...
Bir oyuncu kötü gününde olabilir, hocası da bunu fark edip 32. dakikada çıkarmış zaten...
Yuhalayarak bir genç oyuncunun moralini sıfırlamak niye...
Keza maç sonunda Hamza Hoca ve Başkan Dursun Özbek’in istifaya çağrılması da aynı şekilde...
Daha sezonun başı...
Şampiyonlar Ligi’nde yenildiğin takım Atletico Madrid...
Tamam takım futboluyla umut vermiyor ama Galatasaray seyircisinin en büyük özelliği en umutsuz anlarda takıma sahip çıkmasıdır...
Galatasaray’ın kötü futbolu elbet düzelir ama seyircinin edindiği bu kötü huy nasıl düzelecek asıl mesele bu...