Güncelleme Tarihi:
Süper Lig'in 21. haftasında Galatasaray, Giresunspor ile deplasmanda kozlarını paylaştı. Sarı-kırmızılılar sahaya galibiyet serisini 10 maça yükseltmek için çıktı. Galatasaray, Karadeniz ekibini 4-0 mağlup ederek Süper Lig'de 10'da 10 yaptı.
OKAN BURUK ZİRVEYE YERLEŞTİ
Bu maçla birlikte sarı-kırmızılıların Teknik Direktörü OKAN BURUK, Galatasaray’ın başında Süper Lig'de bir sezonda üst üste 10 galibiyet alan ilk teknik direktör oldu. Sarı-kırmızılılar, ligde daha önce 1987-1988 sezonunda Mustafa Denizli döneminde ve 2011-2012 sezonunda da Fatih Terim yönetiminde art arda 9 galibiyete ulaşmıştı.
TOPLAMDA 13. GALİBİYET
Galatasaray, bu maçla birlikte 9’u Süper Lig, 3’ü de Ziraat Türkiye Kupası olmak üzere kazanma serisini 13 karşılaşmaya çıkardı.
Hürriyet yazarları Banu Yelkovan ve Uğur Meleke, Galatasaray'ın 4-0'lık Giresunspor galibiyetini köşelerinde değerlendirdi.
BANU YELKOVAN: OYUNCU DEĞİŞİKLİKLERİYLE BİLE GÖVDE GÖSTERİSİ YAPTI
Son iki maçında, iki zorlu deplasmandan beraberlikle dönen Giresunspor, bu iki maçta da galibiyetin eşiğinden dönen taraftı. Kendi evlerinde çıktıkları dünkü maçta özellikle ilk yarıda savunmada kalmayı hiç düşünmediler ve her iki devrenin başında ellerinden geldiğince golü aradılar. Hakan Keleş’in ve Okan Buruk’un kafasındaki planlarla, sahadaki yıldızlarının çıktığı terazide, ağır basan ve yakaladığı pozisyonları skora çeviren taraf Galatasaray oldu.
GOLÜ GEÇ BULDU
Konuk takım her anlamda üstün götürdüğü, ancak golü bir türlü bulamadığı ilk yarının sonlarında, önce ligde çıktığı 9 maçta 6 gol ve 4 asistle 10 gole direkt katkısı bulunan İcardi’nin ayağından bir penaltı kaçırdı, sonra kazanılan kornerde Mertens’in ayağından sayılmayan bir gole imza attı, en sonunda da ilk yarının uzatma anlarında yine Mertens’in seken topu tamamlamasıyla devreye 1-0 önde girdi.
iKi TAKIM DA BASTIRDI
İkinci yarıda Giresunspor’un kapanacağını düşünenler de Galatasaray’ın hızla farkı açacağını düşünenler de yanıldı. Farkı ikiye çıkaran golün gelmesi için ikinci yarının ortalarına kadar iki takım da bastırdı ve gol artık iyiden iyiye Fransa Milli Takımı’na göz kırpan Dubois’nın uzaktan çok şık vuruşuyla geldi.
70. dakikada Torreira, Mertens ve Kerem çıkarken, Mata, Rashica ve Berkan’ın, 88’de İcardi yerini Gomis’e bırakırken sadece oyuncu değişiklikleriyle bile gövde gösterisi yapıyordu sarı kırmızılılar. Değişiklikleri sonrası önce ligde ilk golüne imza atan Rashica skoru 3-0 getirdi, sonra Yunus sonucu belirleyen golü kaydetti.
UĞUR MELEKE: BİR KOLEKTİF OYUN DERSİ OLARAK ICARDI
Süper Lig, gerçekten enteresan bir turnuva. Hiçbir zaman 5 büyük lig ayarında olmadı, hiçbir zaman da olmayacak. Ancak muadili gibi görünen ikinci kategori turnuvalara göre de daha fazla para harcadığı için global süperstarlara ev sahipliği yapabiliyor. Mesela 27 yaşındaki Anelka’nın Belçika Ligi’ne gitmesi tüm dünyaya garip gelebilir. Ama Süper Lig’e gelmesi normal karşılanabiliyor. Ya da Mario Gomez’i, Jardel’i, Ribery’yi Avusturya Ligi’nde hayal edemeyiz.
Ama uygun koşullar oluştuğunda, sadece bir ya da iki yıllığına da olsa bu ligde süperstar seviyesinde futbolcuları, üstelik yaşları çok da geçmemişken izlemenin keyfini yaşayabiliyoruz. Şu anda belki de ceza alanında dünyanın en etkili santrforlarından birine, Icardi’ye ev sahipliği yapıyor olmamız da Süper Lig’in şansı bence.
TÜRKiYE'YE GELiYORLAR ÇÜNKÜ...
Türkiye Ligi’nin Anelka, Alli ya da İcardi gibi oyunculara 30’larını geçmeden cazip gelmesinin üç temel nedeni var:
1- İstanbul harika bir şehir... Avrupa’nın her yerine 3-4 saat uçuş mesafesi. 1-2 saat farkı. Harika iklim.
2- İstanbul’un büyükleri genelde Avrupa kupalarındalar ve böylece süperstarların global arenada kendilerini gösterme şansı oluyor.
3- Taraftar sizi otomatik olarak seviyor. Beklentisiz bağrına basıyor. Sevginin iyileştiremeyeceği bir yara yok. İstanbul, Avrupa futbolunun rehabilitasyon merkezi gibi adeta.
HER YERDE VARDI
Futbolun rehabilitasyon merkezi İstanbul’un son süperstarı İcardi’nin diğerlerinden önemli bir farkı var tabii: Arjantinli santrfor buraya sadece iyileşmek için gelmemiş, daha fazlasını istiyor.
Hemen her maçta takımının en iyisi. En çok çalışan, kolektif oyuna en çok uyanlardan biri. Eğer Barış ve Kerem gibiler hafta içi evde Galatasaray maçlarının tekrarını izleseler ve özellikle İcardi’ye odaklansalar, pas tercihleri konusunda çok şey öğrenirler eminim.
Arjantinli santrforun ismi dün belki tabelada yoktu, ama onun dışında her yerde vardı. Galatasaray’ın attığı her golün bir yerinde muhakkak var. Ve Galatasaray şampiyon olursa bu sezona adını vermeye doğru gidiyor adeta İcardi.