Güncelleme Tarihi:
1 - Yöneticisi, hocası, taraftarı günlerce çene yarıştırdı. Sosyal medya videolarında egolar bin 500... Ama sonuç olarak yine tatmin etmeyen bir derbi... Ne olacak bu ‘dünya derbimiz’in hali?
2 - Galatasaray’da Falcao’nun varlığını hissedemedik hala. Diagne gibi o da topla buluşturulamıyor. Koca Fatih Terim, bu sorunu neden çözemiyor? Ve G.Saray, Şampiyonlar Ligi’nde PSG’yi yenebilir mi?
3 - ALi KOÇ’un çocukları derbiyi sarı lacivertli taraftarların içinde tribünden izledi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunu “Tribünden, halkın içinden geldim” diyen başkanlar bile yapmadı...
4 - Beşiktaş düşme hattında. Türkiye’nin Klopp’u, Guardiola’sı dediğimiz Abdullah Avcı, neden bu kadar çaresiz kaldı Beşiktaş’ta? Avcı yol yakınken istifa mı etmeli? Malum yönetim seçime gidiyor.
5 - Fikret Orman “Beşiktaş’taki sürecimi tamamladım” dedi ama istifa etmeden seçim kararı aldı. Yeniden aday olabileceği de konuşuluyor. Sizce aday olmalı mı? Muhalefet ne yapmalı?
6 - Beşiktaş’ı 4-1 ile dağıtan Trabzonspor’un da hakkını yemeyelim. Bu görkemli galibiyet, bordo mavili takım için şampiyonluk yarışına yeniden güçlü bir dönüş olabilir mi?
AHMET HAKAN:
KEŞKE YiNE BİR JAMES BOND FİLMİ iZLESEYDiM
1- Öyle pişmanım ki seyrettiğime... Bu maçı seyredeceğime bin iki yüz ellinci kez de olsa açar bir James Bond filmi izler, keyfime bakardım. Heyecan yok... Futbol yok... Falcao yok... Gol yok... Peki ne var? Karşılıklı süper denge var... Öyle bir denge ki... Soğuk Savaş dönemi nükleer dengesi bile bunun yanında dengesizlik gibi kalır. Oysa dolduruşa gelmiş, büyük bir beklentiyle geçmiştim maçın karşısına... Salona formalı arkadaşları bile doldurmuştum. Ah ki ah!
iMPARATOR KENDiNi PARLATIYOR!
2- Yıldız kaydıran bir yanı var bizdeki futbolun... Daha doğrusu yıldız öldüren... Parayı bastırıp futbolcuyu transfer ediyoruz fakat o futbolcunun topla buluşmasına dair bir taktik için üç kuruş bile harcamıyoruz. İmparatorumuz kendi yıldızını parlatmaktan var olan yıldızların herhangi bir parıltı çıkarmasına imkân bulamıyor sanırım.
ALİ KOÇ’UN ‘HALKÇILIĞA’ iHTiYACI VAR
3- Ali Koç’un oğlunun deplasman tribününün göbeğinde yer almasını ben de sevdim. Fakat unutmayalım ki... “Ben halkın içinden geldim” demesi biraz tuhaf kaçacak olan Ali Koç’un bu türden atraksiyonlara ihtiyacı var. “Ben halkın içinden geldim” diyenler ise böyle şeylere pek ihtiyaç duymuyorlar galiba... Duysalar iyi olur aslında...
AVCI iSTiFA ETMELiDiR, BU DA HİZMETTİR
4- Siyasette üst üste seçim yenilgisi alanların istifa etmediği bir ülkede Abdullah Avcı istifa eder mi? Futbolda bu işler biraz farklı mı yürüyor? Bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var: Bazen istifa, çok büyük hizmettir. Abdullah Avcı’nın bu hizmeti, Beşiktaş’tan esirgememesi lazım. Çünkü kendisine duyulan güven, en dip noktaya gelmiş durumda. Bunun ötesi yok gibi.
SÜRECİN TAMAMLANDIYSA iSTiFA ET
5- “Süreci tamamladım” diyen bir kişi ne yapar? Tabii ki istifa eder. “Süreci tamamladım” deyip de istifa etmiyorsa... “Arkadaşların yoğun isteği üzerine yeniden aday olmak zorunda kaldım” türü bir cümleyi kurmak için zaman kolluyor olabilir. Benim şöyle bir iddiam var: Fikret Orman, “Beşiktaş Kulübü Başkanı” sıfatını kaybettiğinde her şeyini kaybetmeyeceğine tam olarak inanıp güvenirse bırakıp gider. Aksi takdirde zorlar da zorlar.
TRABZON’A YAPILAN HOŞ DEĞiL
6- Trabzonspor'un başarısı, Beşiktaş’ın başarısızlığı kadar konuşulmuyor. Büyük haksızlık bu... Trabzonspor’un sahada sağladığı büyük başarıyı, üç takımdan biri sağlasaydı... Trabzonspor’un başarısızlığını da pek konuşmayacaktık. Çok canımı sıkıyor bu durum. Trabzonspor’a yapılan bu muameleden hiç hoşlanmıyorum.
Trabzonspor'un Beşiktaş Galibiyetinin Perde Arkası
UĞUR MELEKE:
KOMŞUDAKİ ‘ÇILGIN DERBi’Yi iZLEYENİNİZ OLDU MU?
1- Geçen hafta Panathinaikos-Olympiakos maçı oynandı. Çocukken, üstelik internet de yokken, çok daha fazla merak ederdim bu derbiyi. Yunanlara göre ‘Avrupa’nın en çılgın derbisi’ bu. Sonsuz düşmanların derbisi... Tüm savaşların anası... Geçen hafta da acayip bir gerilim vardı komşuda. Kartlar havada uçuştu. İki penaltı vardı ve maç 90’daki tartışmalı bir penaltıyla bitti. Bu maçtan haberiniz oldu mu? Hayır. Avrupa’da onların dışında kimsenin umrunda mıydı? Hayır. Bizim derbi, o derbiden çok mu matah durumda? Korkarım ki hayır.
G.SARAY’IN PSG’YE KARŞI ŞANSI ÇOK AZ
2- Amerikalılar’ın ‘en siyah beyaz’ diye bir tabiri var. pSG de şu an tam öyle. Evet beyazlar, ama en siyahından. Evet devler, ama en problemlisinden. Ligde son 3 galibiyeti 1-0’lık sonuçlarla aldılar, üçünde de kazandıran golü son dakikalarda neymar attı. Şu anda Perez’li-Victoria’lı-Ümit Karan’lı Galatasaray olsa bu PSG’yi muhtemelen yenerdi. Ya da Hamit’li-Drogba’lı-Sneijder’lı Galatasaray da... Ama bugünkü Galatasaray’ın değil PSG ile, Angers ya da Nantes’la oynasa da şansı az. Çünkü bir oyunu yok Galatasaray’ın.
ALİ KOÇ DA HERKES GiBi OLDU
3- Ali Koç özel bir insan. Başkan seçildiğinde de söylemiştim, sadece Fenerbahçe için değil, Türk futbolu için sevindirici bir gelişmedir bu diye. Geçen sezon bu haftalarda bırakın Fenerbahçe deplasman tribününü, Galatasaray ve Beşiktaş tribününde de keyifle maç izleyebilecek itibarı vardı. Ancak Türk futbolunun zehirli atmosferinden mi, yoksa başarısız ilk sezonun getirdiği olağanüstü baskıdan mı bilemiyorum, şu anda ‘o da herkes gibi’. Tüm renkler çok hızlı kirleniyor şu ülke futbolunda maalesef.
GENÇLER’iN HOCASINI ALMALI MI?
4- Avcı için en doğru yer Başakşehir’di, Başakşehir için de en doğru hoca Avcı’ydı. Sıkça bu örneği veririm, ‘güzel adam–güzel kadın evliliği’ydi o. Adam kadına, kadın da adama denk. Bugün mesela Gençlerbirliği bir karar alıp, 10 yıl boyunca aynı hoca ile çalışsa... Maaşları günü gününe ödese, transferde üç büyüğün bile cesaret edemediği ücretlere çıkıp Arda, robinho, Ba tipinde adamlarla kadroyu genişletse, 10 yılın sonunda oyun ve sonuç istikrarı gelmez mi? Peki bu 10 yılın sonunda Gençlerbirliği’nin hocasını Beşiktaş almalı mı sizce?
FİKRET ORMAN’I AÇIKLAYAMIYORUM
5- 10 yıl öncesine kadar türkiye’de başkanlık seçimleri Mart’ta yapılırdı. Kulüpler o bahar bir kaos yaşar, yazın toparlarlardı. Başkanlık seçimleri akla uygun şekilde Mayıs sonuna alındı; ama kaos ustalığımız yine bitmedi! Orman ya Mayıs’ta aday olmamalıydı; ya da şimdi bırakma kararı aldıysa bile Haziran 2020’de seçim olacağını ilan edip bu sezonu tamamlamalıydı. Eylül’de istifa etmek, sonra vazgeçmek, ardından Ekim’de seçim kararı almak, peşinden tekrar aday olmak... Ben açıklayamıyorum bu tabloyu.
ÜNAL KARAMAN HARiKA iŞLER YAPIYOR
6- Beşiktaş’ta oyuna girmeyenler Douglas, Rebocho, Roco, Muhayer, Orkan, Lens ve Umut... Trabzon’daysa Campi, Serkan, Abdürrahim, Ahmet, Koray ve Fıratcan... Ahmet Ağaoğlu yönetimi, zamanı geri sarıp 1 ay öncesine; yani transferin son gününe dönebilse, kulübeye 2 sağlam adam alırdı. ünal Karaman, şu dar kadroyla harikalar yaratıyor. Bir de Beşiktaş’ın kulübesi gibi bir kulübesi olsa, muhtemelen ligin tepesinde olurlardı.
MEHMET ARSLAN:
SiŞKiN EGO DERBİSİ
1- Hiçbir şey olmayacak, aynen böyle devam edecek. Çünkü bu konunun içeride alıcısı var. Bu derbi, ‘dünya derbisi’ değil; başkanların, yöneticilerin ve teknik adamların derbisi. Daha çok büyütmek gibi kaygısı olanların değil, kendi şişkin egolarını tatmin etme kaygısı içinde olanların derbisi. Onlar bundan mutlu. Seslendikleri küçük azınlık da bundan mutlu. Ama bu arada futbol küçülüyormuş, izleyici kaçıyormuş, aman efendim kimin umurunda! Maç sonundaki sevincimize bakar mısın; olay çıkmadı diye neredeyse göbek atıp, centilmenlik öyküleri yazacağız!
KiMSE öZGÜR DEĞiL Ki
2- Falcao ismini vererek kişiselleştirmek istemiyorum ama şöyle bir gerçek var: Bakın dünya kulüplerine, neredeyse onların istemediği oyuncuları alıp onlarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Garip değil mi? Monaco, falcao gibi dünya yıldızını bedelsiz vererek gelecek kurmayı planlıyor. Hakkını yemeyelim fatih Terim, falcao transferinden daha öncelikli problemlerin olduğunu söyledi. Kenan, derbi de falcao sorusu da dahil, Türkiye’de sorunların tek kaynağı kutsallaştırdığımız forma renkleri! Çünkü ne futbolcu özgür ne gazeteci ne taraftar ne de hoca... Öyle bir kutsallaştırdık ki, yurtta tuttuğumuz takımlara dair en küçük eleştirimize bile düşmanlık addeden kulüp yöneticileriyle yaşıyoruz. Onlar da güçlerinin tadını çıkarıyor böylece. PSG maçına gelince; G.Saray’ın Avrupa’da hiçbir başarısı süpriz değildir.
ALKIŞLANMASI GEREKiR
3- Az önce de söylemiştim; derbide olay çıkmadı diye centilmenlik destanları yazıyoruz. ali Koç’un iki çocuğunun derbi maçına gitmesinden daha doğal ne olabilir? Savaşa mı gidiyorlar? Hayır, maça gidiyorlar. Asıl alkışlanması gereken konu, ali Koç gibi bir başkanın çocuklarını taraftarına emanet etmesidir.
TESADÜFi BAŞARI
4- Oh ne ala memleket! Yönetim transfer yapacak, hoca şahane futbol oynatıp şampiyon yapacak! Çalışmak, yeni sistem yaratmak... Bunlar bize çok yabancı. Bu yüzden Abdullah Avcı gibi hocayı başarısızlıkla suçluyoruz. Elbette başarısız şu anda. beşiktaş’ın düşme hattında olması bir başarısızlık ve sorumlusu Avcı’dır. Ama asıl başarısızlık bizim antrenmana inanmadan bir hocadan başarı beklememiz. Avcı’ya “Bana ne senin sisteminden, felsefenden, antrenmanından. Bana şampiyonluk getir” diyoruz. Bu anlayışla her başarı tesadüfi olur.
ORMAN BUNU HAK ETMEDİ
5- Orman, bırakarak hata yaptı. Süresini tamamlamalıydı. Geri dönmesi, beşiktaş’ın ancak sürekli kazanmasıyla normal karşılanabilir. Yoksa daha fazla tepki alacak. orman, bu tepkileri hak etmedi. Anlayışsız, empatiden uzak ve sürekli ‘ben kazanmalıyım’ anlayışı orman gibi başarılı bir başkanı dahi ne yazık ki yedi. orman, geleceği için aday olmamalı. Kim aday olmalı diye soruyorsanız, ne yazık ki şu anda o liderliği gösterecek başka bir isim de yok.
KAFA TUTUYOR
6- Geçen sezondan beri gençlere güvenip riskleri üstlendiği için avuçlarım kızarıncaya kadar Ünal Karaman’ı alkışlamak istiyorum. Sisteme antrenörlüğüyle kafa tutan bambaşka biri. Umarım başarır.
GÜNTEKİN ONAY
KAYBETME KORKUSU BİTİRDİ
1- Kaybetme korkusunun kazanma arzusuna baskın olması ve iki takımın da bu psikolojiyle oynaması son 5 derbinin de berabere bitmesini sağladı. Gerçekten de son yıllarda iki lokomotif kulübün derbilerde ortaya koyduğu futbol düşündürücü. Cumartesi günü derbiyi izleyen herkes sıkıldı. Fenerbahçe, ilk 25 dakika canlı ve istekliydi. Onun dışında söylenecek olumlu birşey yok ne yazık ki.
PSG’YE KARŞI İŞİ ZOR
2- Falcao’yu topla buluşturma konusunda ciddi sorunlar olduğu ortada. Ancak solunda babel, sağında feghouli, arkasında n’zonzi, Lemina, belhanda; sol bek nagotomo, sağ bek Mariano gibi uluslararası oyuncular varken Falcao rakip ceza alanında 1 kez dahi topla buluşmamışsa kendisi de aynaya bakmalı. Bu normal bir durum değil. PSG karşısında rakibin eksiklerine rağmen Galatasaray’ın işi kolay değil. Öncelikle savunma güvenliğini elden bırakmamak gerekiyor.
KOÇ BU ÇiZGiYi KAYBETMESİN
3- Her türlü sportmen ve fair play ruhuna uygun yaklaşımların yanındayım. Tribüne oynamak, taraftara şirin gözükmek amacıyla yapılanlar ülke futboluna zarar verdi. Sonuçlar ne olursa olsun, kaybetmeyi kabullenmek ve rakibe saygı şart. ali Koç, bu çizgisini asla kaybetmemeli.
AVCI NASIL GöREMiYOR ÇOK ŞAŞIRIYORUM
4- Abdullah Avcı, Beşiktaş’ın çok daha güçlü kadrolarını Başakşehir ile son iki sezonda geride bıraktı. Kötü bir teknik adam değil, kesinlikle. Ancak daha emniyetli ve rakibe göre oynayan pragmatik, sonuç odaklı bir oyuna neden yönelmedi, onu çözmekte zorlanıyorum. Beşiktaş, bu kanatlarla pas oyunu oynayıp üretemiyor. Bu stoperler ile açık alanda savunmada aksıyor. Avcı, bunu nasıl göremiyor? Anlamak mümkün değil. Daha direkt ve güvenli bir oyun şart. Ancak ciddi bir talihsizlik içinde olduğu da bir gerçek. ‘Murphy Kanunları’, şu konjonktürde de biraz devrede sanki. Ama yapamadıklarını da görmesi şart.
DöNMESİ DAHA KöTÜ OLUR
5- Fikret Orman, 5-6 yıl boyunca önemli hizmetler yaptı. Çok da iyi bir Beşiktaşlıdır. Fakat son düzlükte çok yıprandı. Küfürü ve hakareti kesinlikle hak etmiyor ancak gelinen noktayı da kabul etmesi şart. Keşke geçen hafta istifa kelimesini telaffuz etmeyip sorumluluk sahibi bir lider olarak kulübe, takıma ve teknik adama zor gününde sahip çıkmayı tercih etseydi. Bu durumda devam ediyorum demesi daha da çalkantılı bir süreç yaratır.
KARAKTERLi BiR KADROSU VAR
6- Trabzon iyi de kötü de oynasa karakterli bir şekilde dar kadrosuyla sezona devam ediyor. beşiktaş zaferinin anlam kazanması için rizespor deplasmanı ve Gazişehir maçlarından 6 puan şart.