Güncelleme Tarihi:
Terim bombaladı yöneticiler yanıtladı
G.Saray Kulübü Başkanı Faruk Süren'in, ‘‘Terim'siz de oluyormuş’’ sözlerine Fatih Terim'den zehir zemberek yanıtlar geldi: Süren, bugün Monaco Prensi'nin masasında oturuyorsa bu bizim sayemizdedir.
Ortalık karıştı
ÖNCE UEFA Kupası ile tüm Türkiye'yi sevince boğdu Galatasaray... Türk futbol tarihine altın bir sayfa ekledi...Bu sevinci doya doya yaşayamadan, zaferin mimarı teknik direktör Fatih Terim'in ayrılık haberi ile sarsıldı...
Sonra Süper Kupa finali oynadı, Real Madrid ile... İspanyol devini Monaco'da devirdiğinde, tüm Türkiye sabahlara kadar bu zaferi kutladı.
Ancak yine uzun sürmedi Galatasaraylıların sevinci.
Faruk Süren'in, ‘‘Fatih Terim'siz de oluyormuş’’ sözlerinin üzerinden 24 saat geçmeden, Fatih Terim'den bomba gibi açıklamalar geldi.
TERİM PATLADI
Terim, Faruk Süren ile Galatasaray yönetimini yerden yere vuruyor ve, ‘‘Benim karizmam altında ezilenler, karşımda ceket ilikleyenler, şimdi ben orada yokum zannediyorlar. Ben sustum ama onlar çizmeyi aştılar’’ diyordu.
Galatasaray'da 4 yıl birlikte çalışan bu ayrılmaz ikilinin sert konuşmaları G.Saray camiasının huzurunu, keyfini kaçırdı, ortalığa bomba gibi düştü.
Oysa Terim'in açıklamalarından bir kaç önce HÜRRİYET'e bir açıklama yapan Faruk Süren, ‘‘Fatih Terim'siz de oluyormuş’’ şeklinde bir açıklamasının bulunmadığını iddia ediyor ve, ‘‘Bunlar Galatasaray'ı yıpratmak için yapılan master planın bir parçasıdır’’ diyordu.
SIRA BENDE ARTIK
Ardından Terim'in açıklamaları geldi. ‘‘Artık konuşma sırası bende’’ diyen sarı kırmızılı takımın eski hocası, ‘‘Sadece arkamdan konuşmayı bilenler birgün olsun yüzüme konuşabilme cesareti bulsunlar’’ diye başladığı açıklamasına şöyle devam ediyordu;
‘‘Faruk Süren'in böyle bir beyanatı açıkçası şu ana kadar sabretmiş olan, G.Saray'ın menfaati için, hiç ağzını açmamış olan Terim'i bir hayli üzdü.
HAKETMEDİM
Böyle bir güzel maçın ardından, böyle bir beyanatı, ben hakkettim mi? Çünkü ben sevgili kulübümüze 4 sene hizmetten başka hiç bir şey yapmadım. Ben hiç bir zaman ‘‘Bensiz olmaz’’ demedim. Tam tersi, ‘‘Bensiz çok daha başarılı olur’’ dedim.
Ancak demek ki, ‘‘Sayın başkan’’ı kaldırıyorum, artık gereği yok, çünkü bazı insanlar mevkilerin dolayı saygı görürler. Ama benim gibi insanlar gittikleri yerlere saygıyı da beraberinde götürürler.
Faruk Süren'e gösterilen saygı, yalnızca Galatasaray Başkanı olduğu içindir. Sayın başkanın bu ilk hakareti değil. İlk hakareti, ‘‘Sayın Terim dolmuşa bindi’’ kelimesidir.
Arkasından İviç benzetmesidir. İviç'e kendi ve bazı yöneticileri benzer, ben benzemem. Galatasaray camiasını mutluluğa boğmuş bir grubun, en azından doğru, dürüst ayrılmayı başarabilmesini çok umuyordum. Ancak Faruk Süren ve bir kaç tane maşası, yani normalde hiç bir özelliği olmayan, ancak Faruk Süren'in emirleriyle hareket eden, yüzünüze gülen, fakat arkanızdan olmadık şeyi bırakmayan bazı yöneticileredir lafım, merkeze değil. Bundan herkes payını alabilir.
HATA MI YAPTIM?
İkincisi, Ümit, Ergün ve Hakan Ünsal'ın transferlerinde Galatasaray'a kazandırmak için, Ali Dürüst'le uğraştıktan sonra, ‘‘Madem gidecekti, neden bize bu transferleri yaptırdı ve bize para ödetti’’ diye çok komik bir sav ortaya çıktı. Yani 3 milyon dolar para teklif edilmiş Ümit, Fenerbahçe'ye mi gitseydi? Başkanın bir yemeğinde söyledim. F.Bahçe'nin bana teklifi var dedim. Bazıları bu para için dinini değiştirir, ben kulübümü değiştirmem dedim.
BIRAKIP GİTMEDİM
Galatasaray'ı seven herkesin, Galatasaray'ın menfaatleri için hiç konuşmadığımdan dolayı, bütün suçu yüklendiğimden dolayı bana kızmaya hakkı var. Ancak olay benim G.Saray'ı bırakıp gitmem değildir. Başkan beyanat veriyor. ‘‘Aktörler oyunculardır.’’ diye. Fatih Terim, Müfit Erkasap, Hakan ve Arif bir teşekkürü haketmedi mi? Biz bunu mu hakettik?
ORKESTRA ŞEFİ
Bakın ben bize enterasan bir şey okuyacağım;
‘‘Sayın Fatih Terim, değerli hoca, sevgili dostum. 4 yıl üst üste Türkiye Şampiyonluğu'nun yanısıra, UEFA Kupası'nı da kazanarak, başarının zirvesine gelmişken, buraya gelmenin sevincini, çoşkuyla tam kutlayamadan yollarımızı ayırdık. Diğer yandan UEFA Kupası'nı kazanmanın onursal ödülü olarak Real Madrid ile 25 Ağustos 2000 tarihinde, Monte Carlo'da, Süper Kupa mücadelesinin hakkını da, senin yönetimindeki G.Saray kazandı. Gerçi artık, sevgili orkesta şefimiz, orkestrasını bu süper kupasında yönetemeyecek ama belki seyretmeye gelir düşüncesiyle seni ve eşini, bu müsabakaya davet etmek istiyorum.’’
İmza: Faruk Süren
Bana 3-5 gün önce bu faks gönderildi. Nerede şimdi orkestra şefi? Sadece, enstruman çalanlar mı vardı? Faruk Süren için esasında bunlar yadırganmamalı. O rahattır, geniştir, bunları kabul eder.
Real Madrid maçından önce ben, Kaptan Bülent'e bir faks yolladım. Buradan Lucescu'ya teşekkür etmek istiyorum. Bu faksın soyunma odasında okunmasını istemiş. Maçtan sonra da, bana teşekkür eden bir kişi vardı. O da Lucescu. Düşünebiliyor musunuz, 15 tane Galatasaraylı ve bir başkanı var, bir tek teşekkürü benden esirgediler ve utanmadan şimdi çıkıp böyle yanıt veriyorlar.
ÖZÜR BORCUM
Bazılarının 4 sene bastırılmış duyguları vardı galiba. Benim karizmam altında ezilenler, şimdi ben yokum orada zannediyorlar. Ben sustum, onlar çizmeyi aştılar. Galatasaraylı dostlarıma bir özür borcum var. Onlar beni çok ikaz etmelerine rağmen, bütün seçimlerde ben, ‘‘Faruk Süren yoksa, ben de yokum dedim.’’
Seçimden bir hafta önce, sayın Attila Donat, sayın Ali Dürüst, sayın Celal Gürcan, sayın Burak Elmas ve eşlerimizin beraber olduğu bir yemekte, sayın Süren'e dedim ki, ‘‘Sayın başkan kararınız nedir?’’ O da bana, ‘‘Yüzde 99.9 yokum. Eşimi kaybettim, işimi kaybettim, Sıhhatimi kaybettim, paramı da kaybettim’’ dedi.
‘‘Kesin mi başkan’’, diye sordum. ‘‘Sadece yüzde 99.9'un binde biri var’’ dedi.
‘‘Ben istediğim kararı alabilir miyim başkan?’’ dedim.
‘‘Evet’’ dedi, kendileri.
Şimdi bana methiye düzenleyip, beni üzmesine gerek yok. Bıraksınlar Türkiye'yi temsil eden insanlar burada rahat çalışsınlar. Benim karşımda ceket ilikleyenler, kapımı vurmadan odama giremeyenler, maalesef meydanı boş buldular galiba. Ve buna ses çıkarmayan bir başkan...’’
Bir gözlüklü yönetici şunları söylüyor, (inşallah bir yerde karşılaşırsak onun gözlüğünü alacağım gözünden) diyor ki, ‘‘seçimlere üç gün kala bizi sattı.’’ Ben kongre üyelerinin doğru dürüst oy vermeleri için istifa ettim. Çünkü benim söylemediğim şeyleri söyleyenler vardı. Nedir o, ‘‘Şirket olmazsa Fatih Terim'le çalışmayacağım.’’ Ben böyle bir şey hayatımda söylemedim, ben kimseye alet olmadım.
Galatasaray seyircisi birşeyler bilmeli. Ben Galatasaray'ın dostuyum. Mehmet Cansun da dahil, şimdi aile dostum diyenler, acaba Fulya Terim'i bir kere arayıp, başarı dilediler mi? Onların dostluğu pazara kadar, bizim dostluğumuz mezara kadar.
Gazeteye telefon açacaksın, ‘‘Terim'e söyleyin, ben öyle birşey söylemedim’’ diyeceksin. Sen niye açmıyorsun peki. Hocasına teşekkürü kompleks bilen bir başkan ve yöneticilerin Galatasaray camiasında yeri yok.
İki duble içince, restoranlarda, Savarona yatında otururken, benim sırtıma basmanın anlamı yok. Ben kimseyi satmadım. Bazıları gibi insanların gözüne bakıp, yalan söylemedim.
PRENSİN MASASI
Başarılar herşeyi örtmez. Bugün başkan, Monaco Prensi'nin masasında oturuyorsa, bizim ve futbolcuların sayesinde oturuyor. Mevkilerinin kıymetini bilsinler. Bu işi yapabilecek binlerce insan var. Galatasaray camiasıyla benim ilişkimi kimse koparamaz, ne Faruk Süren, ne 300 tane Faruk Süren.
Netice itibarıyla bu açıklamayı okuduğum zaman, şok geçirmedim desem yalan olur. Ancak TV'de insanların gözüne baka baka yalan söyleyenler, gazetelerde yalan söylememezlik edemezler.
EVET GİTMEDİM
Monaco'ya polemik olmasın diye gitmedim. Çünkü gittiğim zaman, ilgi göreceğim için, yine bazı arkadaşların bastırılmış duyguları ortaya çıkabilirdi. Esasında Faruk Süren'in verdiği beyanatlara futbolun içindekilerin cevap vermesi lazım. Antrenör ve futbolcu cemiyetlerinin.
Ayağını denk alsın, adam gibi davransın, insan gibi davransın. Vefa bilsin, adamlık bilsin, eğer bilmezlerse bir grup insan çıkar haddini bildirir. Yalanlardan bir yere kadar gidebilirsiniz.
FARUK SÜREN:
Polemiğe girmek istemiyorum
‘‘Polemiğe girmek istemiyorum. Fatih Terim'in bu ifadelerini sürç-ü lisan olarak görüyorum. G.Saray'ı çatışma ortamına sürüklemek istemiyorum. Ne zaman şampiyon olsak, bu tip süni polemikler yaratılıyor. Dört senelik çok güzel bir beraberliğimiz var. Bu tip süni yıpratma hareketleriyle bu bozulmaz.’’
MEHMET CANSUN:
Terim benim aile dostum
‘‘Fatih Terim'in yakın aile dostu Mehmet Cansun'a bir allahasmarladık borcu var, onu ödesin. Sonra karşılıklı konuşuruz.’’
OSMAN HATTAT:
Başarının devamından rahatsız
‘‘Bazı kişiler kendileri gittikten sonra başarıların devam etmesinden rahatsız. Profesyonel olarak Avrupa'nın dört bir yanına dağılmışlar. Türk insanı sizlerden yurt dışında başarı bekliyor. Onu yapın, buralarla uğraşmayın.’’
ALİ DÜRÜST:
Konuşma çok kişiseldi
‘‘Konuşma çok kişiseldi. Ben G.Saray'ın G.Saray Yönetimi'nin ve Fatih Terim'in menfaati için bu konuşma ile ilgili hiçbir şey söylemek istemiyorum. Kişisel konuşmam gerekirse bunu basın marifietiyle yapmam. Karşılıklı konuşurum.’’
BURAK ELMAS:
Hocamla hep konuşuruz
‘‘Fatih Hocam ile İtalya'ya gittiği günden bu yana konuşuyoruz. Bugüne kadar hiçbir problemimiz olmadı. Aksine birlikte çok güzel günler yaşadık. Bu konuyla ilgili hiçbir şey konuşmak istemiyorum.’’
ATİLLA DONAT:
Terim’in sözlerine şaşırdım
‘‘Terim'in sözlerine şaşırdım. Bizim yöneticilerin Fatih için böyle söyleyeceğine inanmıyorum. Bunlar yanlış. Kimse Fatih'in gitmesini istemedi. Biz Fatih'in Fiorentina'da başarılı olmasını istiyoruz.’’