Güncelleme Tarihi:
Geçen sezon İspanya'nın Atletico Madrid takımından, Fenerbahçe'ye transfer olan ve geldiği günden bu yana her zaman sarı lacivertli takımda en çok konuşlan isim olan Mateja Kezman, Fenerbahçe'de geçirdiği 2 sezon ve gelecek ile ilgili düşüncelerini açıkladı..
DHA ekibini Kandilli'deki evinde ağırlayan Sırp yıldız, merak edilen bir çok soruya da açıklık getirdi. Yeni sezonda takımda kalacak mı, Brezilyalı futbolcular ile problemi var mı, Galatasaray maçı sonrası Samandıra'da yaşanan olayların ardından neler yaşadı, Türkiye'de de en çok hangi forvet ile beraber oynamak istiyor gibi bir çok soruya Sırp yıldız çok açık ve net cevaplar verdi.
Ä°ÅŸte Mateja Kezman'nın açıklamaları...    Â
-Fenerbahçe bu sezon nasıl bir sezon geçirdi?. Sence ÅžampiyonluÄŸun kaybedilmesindeki ana sebep neydi?Â
"Bence iyi bir sezon geçirdik. Şampiyonluğu kaybetmemizin ana sebebi olarak Şampiyonlar Ligi'nde çok fazla enerji harcamamızı gösterebilirim. Avrupa'da tarihi bir şans ve başarı yakaladık. Bu yüzden Türkiye ligi belki ikinci planda kalmış olabilir. Her yıl şampiyon olamazsınız. Beşiktaş ve Galatasaray da güçlü takımlar. Fenerbahçe son dönemde Türkiye Liginde de çok başarılıydı. Ama ikinci olup Şampiyonlar Ligi şansını yakalamakta çok önemli. En önemlisi Avrupa'da Fenerbahçe çok iyi bir isim yaptı. Türk futbolu için de çok önemli bir başarı elde etti ve bununla hepimiz, tüm takım gurur duyuyoruz"
-Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ndeki başarısı sence dışarıda nasıl algılandı?
"Türkiye'ye gelmeden önce Galatasaray'ın Fenerbahçe'den daha büyük olduğunu düşünüyordum. Avrupa'da görüş bu yöndeydi. Galatasaray, UEFA Kupasını kazandı. Şampiyonlar liginde çok iyi maçlar çıkardı. Avrupa'da yaşadığınız zaman Galatasaray'ın Fenerbahçe'den daha büyük olduğunu düşünüyordunuz. Ama buraya geldiğimde bunun tam tersi olduğunu gördüm. Fenerbahçe çok büyük bir kulüp, çok güçlü ve en fazla taraftara sahip olan klüp. Biz Avrupa'daki Galatasaray lehine olan durumu bu sene değiştirdik. Avrupa'daki arkadaşlarım ve bir çok kişi artık Fenerbahçe'nin Türkiye'nin en büyük kulübü olduğunu söylüyor. Herkes Fenerbahçe'nin bu seneki başarısından söz ediyor ve Fenerbahçe'nin Türkiye'nin en büyük kulübü olduğu görüşünde birleşiyor. Arkadaşlarımla konuştuğumda Avrupa'da Fenerbahçe'nin başarısı konuşuluyor"
-Fenerbahçe'de 2 sezonu geride bıraktın. Bu iki sezon boyunca çok fazla eleştirildin. Nleer yaşadın bu döneam boyunca?
"Bu kulübün bir parçası olduğum için çok gururluyum. Çok büyük kulüplerde oynadım ama Fenerbahçe oynadığım kulüpler içinde en büyüğü diyebilirim. Taraftarlar, şehrin atmosferi, stad ve daha bir çok sebebe dayanarak bunları söylüyorum. Hayatım boyunca bunun gururunu yaşayacağım. Fenerbahçe kulübünün bir parçası olmak benim için gururu verici. Burada hiç bir pişmanlığım yok. Fenerbahçe için çok fazla şey yaptığımı düşünüyorum. Ayrıca, taraftar ile çok iyi bir iletişimim var. Taraftar bizim için çok önemli. Herşeyi çok iyi anlıyorlar. Başlangıçta benim için Türkiye çok zor geçti. Ama son 6 ayda buraya çok alıştım. Başta medya ile problemlerim oldu. Ama bu sorunun da ortadan kalktığını düşünüyorum. Tamamen buraya alıştığımı söyleyebilirim. Kim olduğumu ve nasıl bir oyuncumu olduğumu sön dönemde gösterdiğimi düşünüyorum. Ben bu kulübü seviyorum. Burada mutluyum. 2 yıl daha kontratım var. Partizan'da idoldüm. Beni hala çok seviyorlar. PSV'de de çok sevildim ama burada olduğu kadar hiçbir yerde taraftar tarafından bu kadar sevilmemiştim. Fenerbahçe taraftarı beni gerçekten seviyor, bunu hissedebiliyorum. Kalbimle oynuyorum. Ailem, ben ve çocukların burada çok mutluyuz"
-Mateja, sezon sonu takımdan ayrılacağın konusunda haberler var. Yönetm ile bir görüşmen olacak mı?. Gelecek sezon Fenerbahçe'de kalacak mısın?
"Umarım kalırım. Burada kalmayı istiyorum. Beni seven insanları hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum. Ligin ikinci yarısında insanlar performansımı gördü. Yöneticiler ile sık sık görüşüyoruz. Bana yardımcı oluyorlar. Tüm oyunculara da öyle, takımdaki herkese yardımcı oluyorlar. Ama doğal olarak önümüzdeki günlerde oturup konuşacağız. Bu her kulüpte olduğu gibi bir görüşme olacak. Geçmiş sezon değerlendirip gelecek ile ilgili planları konuşacağız. Bu görüşme Mateja, kalacak mı gidecek mi değil sadece geride kalan sezonu konuşup görüş alışverişinde bulunacağız. İlerisi ile ilgili planları konuşacağız. Bu görüşme normal bir görüşme olacak. İyi ilişkilerimiz sürecek. Taraftarı çok seviyorum. Bana sabır gösterdiler. Saygı gösterdiler. Beni çok seviyorlar. Kalsam da gitsem de her zaman onların benim kalbimde olacağını söylemek istiyorum. Çok mutluyum burada olduğum için"
-Avrupa'da birçok ülkede oynadın. Türkiye ve Avrupa rasındaki farklar nelerdir?
Şampiyonluğa oynayan her kulüpte oynamak zordur. Ben şanslı veya şanssızım bunu bilemiyorum ama hep şampiyonluğa oynayan takımlarda oynadım. Sırbistan'da, Hollanda'da İngiltere'de hep böyle oldu. Chelsea'de mutlaka şampiyon olmak zorundaydınız. Gerçekten baskı yüksekti. Ama takım olarak çok iş yaptık ve şampiyon olduk. Türkiye'de de aynı şekilde. Fenerbahçe büyük kulüp. İkincilik kesinlikle kabul edilmiyor. Türkiye'de gelecek ve geçmişiniz yok. Sadece bugün var. Avrupa'da insanlar sizin kariyerinize bakıp sabır gösterebiliyorlar. Burada ikinci bir şans çok fazla verilmiyor. Ama bunları çok fazla düşünmemeyi öğrendim. Bunların hepsini aştım. Şu an hiçbir problemim kalmadı. Medyanın da beni anladığını düşünüyorum. Artık burada yaşamak ve oynamak benim için daha kolay.
-Galatasaray veya BeÅŸiktaÅŸ'tan teklif alsan kabul eder misin?
"Fenerbahçe dışında Türkiye'de başka bir takımda oynamam. Bu benim prensibim. Bir ülkenin iki büyük ve rakip ekibinde oynayamam. Hollanda'da PSV'de oynarken Ajax beni istedi ama gitmedim. Türkiye'de Fenerbahçe'nin futbolcusuyum. Ben Türkiye'de başka bir kulüpte oynadığımı düşünemiyorum. Fenerbahçe kalbimin bir parçası"
-Kaybedilen Galatasaray maçı sonrası bir grup taraftar ile aranda gerginlik oldu. Olayı anlatır mısın? Ayrıca arabayı neden durdurma ihtiyacı hissetin?
"Ben kimseden korkmam. Sadece Allah'tan korkarım. Bu yüzden arabayı durdurdum. Problemin ne olduğunu anlamaya çalıştım. Galatasaray maçında da iyi oynadığımı düşünüyordum. Onlar taraftar değildi, sarhoşlardı. Bana saldırmadılar. Sadece agresiftiler. Bana vursalardı bu onların problemiydi. Kavga etmekten korkmam. Üzerimde Fenerbahçe eşofmanı vardı ve buna uygun hareket ettim. Onların da bu formaya saygı göstermesi gerekirdi. Ben o insanları Fenerbahçe taraftarı olarak görmüyorum. Olayın ardından çok fazla destek gördüm. Maesajlar geldi, telefonlar geldi. Eşimde bana çok destek oldu. O görüntü Türk futbolu için iyi değildi ama bu sadece Türkiye'de olmuyor. İspanya'da Atletico'da oynarken bu tip bir olay olmuştu. Taraftarlar bazı futbolcuların arabasına zarar vermişti. Çok agresif bir taraftar topluluğuydu. Bu tabiiki iyi bir olay değil. Bu yüzden bazı futbolcular takımdan ayrıldı. Bir daha olacağını düşünmüyorum. Bu tip olaylar büyük isimlerin kaybedilmesine sebep olabilir. Fenerbahçe futbolcusu her zaman saygıyı hak ediyor"
-Takım, Brezilyalı ve Türk futbolculardan oluşuyor. Bu tabloda aslında tek yabancı futbolcu gibisin takımda. Bu senini için bir sorun teşkil etti mi? Alex başta olmak üzere Brezilyalı ve Türk futbolcular sorunların oldu mu? Alex ile uyum konusunda başlangıçta sıkıntı çektin mi?
"Kendimi yarı Brezilyalı yarı Türk hissediyorum. İspanyolca konuştuğum için Portekizceyi anlayabiliyorum. Takımdaki Brezilyalı oyuncular da İspanyolca'yı anlayabiliyor. Türk oyuncularla da çok iyi anlaşıyorum. Sonuç olarak hem Türk hem de Brezilyalı futbolcular ile çok iyi zaman geçiyorum ve anlaşıyorum. Bana saygı gösteriyorlar ve beni seviyorlar. Alex ile de çok iyi anlaşıyoruz. İlk kez Alex tipi bir oyuncu ile oynadım. Daha önce PSV'de Hasselink, Chealsea'de Drogba ve Atletico'da Fernando Torres ile beraber oynadım. Bu üç oyuncu da fiziği kuvvetli, mücadeleci oyunculardı. Alex bu 3 isimden de farklı özelliğe sahip. Daha yetenekli ve topla çok daha etkili bir oyuncu. Kendi oyun tarzımı bu yüzden biraz değiştirdim. Alex bana saygı gösteriyor çünkü onun için sahada ne kadar zor işler yaptığımı biliyor. Ona her saniye yardımcı oluyorum. Bende ona saygı gösteriyorum. Benim gol atmama yardımcı oluyor. Takımın bu kadar iyi yerlere gelmesinde katkısı büyük. Ben takım oyuncusuyum. Zaman zaman medya aramızda problem varmış gibi gösteriyor. Takım arkadaşlarım ve hocamdan memnunum. İşimin zor olduğunu biliyorum ama kabul ediyorum. Bu takımın bir parçası olmak benim için yeterli. Çok fazla gol atmak değil 1 tane kritik gol atmak daha önemli. Kıskanç değilim. Takım her zaman daha önemli"
-Alex'in Avrupa'da oynamasının zor olduğu görüşleri hakim. Sen Avrupa tecrübesi fazla olan bir oyuncusun Alex sence Avrupa'da oynayabilir mi?
Ben bu görüşlere katılmıyorum. Alex, büyük oyuncu. çok iyi oyunlar çıkardı Avrupa maçlarında. Derbilerde de çok iyiydi. Burada çok mutlu. İyi bir kontratı var. Bende onun yerinde olsam kulübümü değiştirmezdim. Ailesi burada mutlu. Bu kulüple 3 kez şampiyon oldu.Takım kaptanı herkes onu seviyor. Sadece futbolu bıraktığı zaman Avrupa'da oynamadığı için belki biraz buruk olabilir. Ama ileride çocuklarına gösterecek çok fazla başarısı var"
-Peki ya Semih. Bir anlamda aslında birbirinize rakip durumdasınız. Semih ile nasıl anlaşıyorsun?
"Semih ile çok fazla yanyana oynamadım. Üzgünüm. Birbirimizi iyi hissettiğimizi ve tamamladığmızı düşünüyorum. Antremanlarda bunu çok net gördüm. Ama maçlara beraber başlayamadığımız için üzgünüm. Birbirimizden çok farklı oyuncularız. Bu yüzden tamamlıyoruz birbrimizi. Onun için çok mutluyum. Gol kralı oldu. Başta Zico olmak üzere hepimiz onunla gurur duyuyoruz. Umarım böyle devam eder. Hayatındaki en iyi sezonu geçirdi. Onu rakibim olarak değil iyi bir arkadaşım olarak görüyorum. Şimdi işi daha zor. İyi maçları devam ettirmek zorunda. Şimdi daha fazla baskı hissedecek. Onu seviyorum. Birbirimizden çok iyi şeyler öğrendiğimizi düşünüyorum. Ben sabırlı olmayı öğrediğimi söylebilirim. İyi bir karakteri var. Çok profesyonel ne kadar oynarsa oynasın hiç problem etmiyor. İyi arkadaşız. Eşi Yugoslavya'dan. Kendisi de biraz Yugoslavca konuşabiliyor. Arada Yugoslavca şakalar yapıyoruz birbirimize. Bana yugoslav yemekleri getiriyorlar. İkimiz de birbirimizden çok şeyler öğreniyoruz. Aramızda iyi bir bağ var"
-Zor günler geçirdin. Peki hiç Fenerbahçe'den ayrılmayı düşündün mü ?
"Hiç bir zaman Fenerbahçe'den ayrılmayı düşünmedim. Eğer iyi bir kariyerim olmasaydı bu kadar baskı olmazdı. Zaten bu yüzden baskı oluyor. Bu baskıyı pozitif olarak kabul ediyorum. Bu benim daha ileriye gitmemi sağlayacak. Nereye gidersem gideyim herkes Kezmandan bahsedecek. Bu normal"
-2 sezon boyunca unutamadığın maçlar hangisi?
"Unutamadığım maçlar arasında Galatasaray'a karşı ilk golü attığım maçı söyleyebilirim. Taraftarların dediği gibi gerçek Fenerbahçeli oldum. Beşiktaş'a karşı attığım gol de öyle. Ama hepimiz için Sevilla maçı çok önemliydi. O maç hayatımızda çok önemli bir yere sahip"
-Peki ya kötü hatırıların?
"En kötü hatıralarım ise Ankaragücü ve Manisa maçlarında gördüğüm kırmızı kartlardı. Bunları haketmediğimi düşünüyorum. Ayrıca ligin son haftalarında oynadığımız ve kaybettiğimiz Galatasaray maçı da beni oldukça üzdü. Çünkü biliyoruz ki biz onlardan daha iyi bir takımız"
-Yugoslavya savaşının ardından Sırplara dünyanın her yerinden olduğu gibi tepkiler oldu. Türkiye'den de öyle. Sana ırkçılık yapıldığı gibi söylemler yer almıştı senin ağzından. Bunlarda medyada yer aldı. Gerçekten öyle mi?
"BEN MİLLİYETÇİ DEĞİLİM"
"Ben böyle bir şey söylemedim. Herşeyden önce Milliyetçi değilim. Eski Yugoslavya'da bir çok arkadaşım var. Geçmişte olan olaylar tamamen politik şeyler. İnançlı biriyim. Dinim ile ile gurur duyuyorum. Dinim bana tüm dinlere ve herkese saygı göstermeyi öğretti. Her hangi bir dine inanabilirsiniz ama önemli olan kalbiniz. İstanbul'da bununla ilgili olumsuz anlamda hiçbir şey hissetmedim. Burada yaşayan YBoşnaklarda bana yardımcı oluyor. Herkes elinden geldiğince bana yardımcı oluyor"
-Türkiye'de en beğendiğin futbolcular kim?
"Galatasaray'dan Arda'yı beğeniyorum. Çok genç. Kanatta ve orta sahanının ortasında oynabiliyor. Ümit Karan çok tehlikeli bir oyuncu. Defansı yoruyor, güçlü. Eğer onunla oynama şansım olsa çok mutlu olurdum. Bizim sistemizde tabii ki olmaz ama çift forvetli sistemde onunla oynamayı isterdim. Servet çok teknik değil ama karakterini seviyorum. Makine gibi, tam bir savaşçı. Fenerbahçe'de Deivid büyük gelişme yaptı. Colin'i de unutmamak lazım. Çok oyuncu ile oynadım. Ama bu kadar güç ve yeteneğin birleştiği bir oyuncu görmek çok zor. Eğer kendini geliştirirse çok büyük bir oyuncu olur"
-Eric Gerets, Guus Hiddink ve Mourinho gibi teknik adamlar ile çalıştın. Şimdi de Zico ile çalışıyorsun. Zico sence nasıl bir teknik adam?
"Zico bizim babamız gibi. Elde ettiği sonuçlar Zico'nun başarısını ortaya koyuyor. Kulüp tarihine geçti. Çok soğukkanlı. Arkadaş gibi yaklaşıyor bize. Kendini çok fazla geliştirdi. İleride Avrupa'da büyük kulüplerde de çalışabileceğini düşünüyorum. Bana çok güveniyor. Her zaman en zor durumlarda bana hep destek oldu. Herkes hata yapabiliyor. Bursa maçında yedek oyuncular ile çıktık ama bu Zico'nun diğer oyunculara olan saygısını ve güvenini gösterdi"
-Takımdaki yakın arkadaşlarında biri Appiah, Şu anda İtalya'da hastalığı sebebiyle tedavi oluyor. Eğer iyi bir Appiah olsaydı, Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde Finale çıkabilir miydi?
"Appiah'ın gidişi ile çok şey kaybettik. Appiah ilk yılında çok iyiydi. Sonra çok şanssız bir dönem geçirdi. Sakatlıklar yaşadı, şimdi de hastalığı var. Onun için üzüldüm. Appiah'a destek ve şans vermek gerektiğini düşünüyorum. Bize döndüğünde mutlaka katkı sağlayacaktır. Kulüp doğal olarak ondan faydalanamayacağını görünce, yerine transfer yaptı. Kazanmaya odaklı, her teknik adamın kadrosunda görmek istediği bir oyuncu. Appiah bir şansı daha hak ediyor"
-Aziz Yıldırım ile ilgili düşüncelerin?
Aziz Yıldırım çok güçlü. O pozisyonda birinin güçlü olması gerekir. Bazen devlet başkanından daha popüler olduğunu düşünüyorum. Bu kolay bir şey değil. Milyonlarca insan onu seviyor. Çok saygı gösteriyorum. Benim yanımdaydı. İkinci yarıda attığım goller ile onu memmnun ettiğimi düşünüyorum.
-Peki İstanbul'u nasıl buluyorsun. Burada ailenle günlerin nasıl geçiyor?
"İstanbul'da günlerimizi genellikle ailemle evimizde geçiriyoruz. İstanbul'da çok fazla trafik var. Zaman zaman uçan bir balonla bir yerden bir yere gitmemiz konusunda espriler bile yapıyoruz. İstanbul'da Bağdat caddesi, Nişantaşı gibi güzel yerler var. En az Avrupa'daki büyük şehirler kadar iyi restauranlar var, hatta daha iyileri var. Kiliseye gidiyorum. Burası ülkeme çok yakın, uçak ile bir buçuk saatte gidebiliyorum. Buraya gelmeden önce İstanbul'un bu kadar güzel bir şehir olduğunu tahmin etmiyordum"
21 Mayıs'ta Şampiyonlar Lig Finalinde eski takımın Chelsea ile Manchester United karşı karşıya gelecek sence hangi takım daha şanslı?
"Moskova'daki final maçınca favorim Chelsea. Orada kardeşlerim, arkadaşlarım var. Umarım kazanırlar. Baskıyı atmak için bu kupayı almarı gerekiyor"
-Şu an yorumculuk yapan bazı eski Fenerbahçeli futbolcular tarafından eleştiriliyosun. Bununla ilgili düşüncelerin neler?
"Herkesin saygı göstermesi lazım birbirine. Ne iş yaptığınız önemli değil. Çocukluğumda sahamız yoktu, topumuz yoktu, ayakkabımız yoktu. Zorluklar çektik. İlerleyen zamanda Chealsea takımına kadar yükseldim. Bu gerçekten inanılmaz bir duygu. Ama bazı insanlar bunu anlamıyor. Kompleksleri var. Futbolda artık bugün daha fazla para var. Babam Yugoslavya birinci liginin en iyi kalecilerindendi ama aynı zamanda taksicilik yapıp bize bakmaya çalışıyordu. Ama o zaman futbolda çok para yoktu. Ben kimseyi yargılamıyorum. Beni ve bizi sadece tanrı yargılayabilir. Ben herkese saygı duyuyorum"
-Ve son olarak Tuncay'ı sormak istiyor. Geçen sezon beraber oynadınız. Bu sezonun başın da da Tuncay İngiltere'ye transfe oldu. Sence Tuncay İngiltere'ye giderek doğru seçim yaptı mı?
Tuncay bence İngiltere'ye giderek doğru karar verdi. Çünkü bu tip fırsatlar çok fazla çıkmaz ve bunu değerlendirmesi gerekir. Birden çok büyük kulüplerde oynamak çok zordur. Yavaş yavaş, basamak basamak çıkmak gerekir. Başta zorluk çekti ama şu an iyi gidiyor. Belki İngiltere'ye giderek zoru seçti ama nasıl olsa Türkiye'de ona talip olacak bir çok takım var"