Güncelleme Tarihi:
Lig TV'de yayınlanan Futbol Gündemi programına katılarak açıklamalarda bulunan isimlerden Divan Kurulu Başkanı İrfan Aktar, bazı üyelerin ve son olarak da yönetim kurulunun kulübe yönelik açtığı davalara tepki göstererek, “Bunlar Galatasaray tarihinde olmamış işlerdir. Bu arkadaşlarımızı yönetim olarak genel kurul seçti, onlar ise şimdi kulübü dava ediyorlar. İnanılır gibi değil” dedi.
Çözüm için herkesi samimi olmaya davet eden Aktar, bir an önce seçime gidilmesinin şart olduğunun altını çizerken, “İlan edildiği gibi 14 Mayıs'ta seçim yapılması, yeni yönetimin seçilmesi ve 7 gün içinde de devir teslimin yapılmasıyla bu iş biter. Polat ve arkadaşlarının anlayamadıkları, hissedemedikleri konular var. Ali Sami Yen Stadı'nın vedasında, Türk Telekom Arena'nın açılışında, Kardemir Karabükspor maçında, Mali Genel Kurul'un öncesinde gösterilen reaksiyonları göremediler. Mesajları alamadılar. Yapılmış bir sürü mali ve idari hatanın, mali bölümü genel kurulda görmemezlikten gelindi. Yalan yanlış futbolcular alındı, bir sürü paralar verildi, hocalar getirildi. Genel Kurul, efendice mali ibrayı verdi ancak idari ibrayı vermedi. Manası, (Sizin 1 sene daha bu kulüpte görev yapmanız zarar getirir) demektir” diye konuştu.
Adnan Polat tarafından taraflı davranmakla suçlanması konusuna sert tepki veren İrfan Aktar, şunları söyledi:
“Bu kurul bağımsızdır ve kıdeminiz dolunca üye olabiliyorsunuz. Galatasaray Kulübü'nü rencide eden, küçük düşüren insanlara karşı kimin reaksiyon göstermesini bekliyorlar. Ben o reaksiyonu gösteriyorum. Galatasaray bir kültür kurumundan gelmiştir. Bu büyük kurumun yönetiminde bulunmak çok şereflidir ama dikkatli olmak lazım. Boş konuşmamak, saçma sapan laf etmemek lazım. Herkes kurallara dikkat edecek. Daha verdiğin seçim ilanını okumamışsın. Tüzüğü bilmiyor. Seçim davetiyesi önümde. Önce seçim çağrısı yapılıyor, sonra vazgeçmeye çalışılıyor. Açtıkları dava, idari ibrasızlığın kaldırılması ve devamı olarak da seçimin yapılmaması yönünde. Bir birinden farklı şeyler. Arkadaşlarımız, ilan ettikleri seçimin arkasında dursunlar. Galatasaray Kulübü'ne daha fazla zarar vermeyelim. Dava haberini bugün görünce, kafamdan kaynar sular döküldü. Bugüne kadar böyle bir davranış yok. Malın sahibi Genel Kurul, vekili ise yönetim. Koltuklar bizim değil, geçiciyiz. Yalan yanlış işlerle maalesef kulübü çok küçük düşürdüler ve rencide ettiler. Girişimleri hiç makul ve uygun değil. Yönledirilmiş davaları anlayamayacak kadar da saf değiliz. Şu anda yeni bir yönetim seçerek, bu dava konularını tamamen kapatarak bize yakışanı yapma mecburiyetimiz var. Dışarda milyonlarca insan, ne olacak bu Galatasaray'ın hali diye konuşuyor. Biz bu laflara muhatap olacak bir kulüp değiliz.”
TÜRKER ARSLAN
Mali Genel Kurul Toplantısı'nın divan başkanlığını yapan Türker Arslan ise davalarla seçim sürecinin uzatılabileceğini söylerken, yönetimin bu yetkisinin de bulunduğunun altını çizdi.
İlk olarak, tüzüğün 28. maddesine dayanarak yönetim kurulunun kendi isteğiyle olağanüstü kongreye gitme kararı aldığını, ancak davalarda sanki 87. maddeye dayanarak idari ibrasızlık nedeniyle böyle bir karar verildiğinin ileri sürüldüğünü anlatan Türker Arslan, “Eğer 3 Mayıs'ta mahkemenin vereceği olası bir kararı genelleştirerek seçime gidemeyiz derseniz, bu durum uzun süre devam eder” derken, “Yönetim kurulunun, her an yasal engelleri gerekçe göstererek, (Genel Kurul Toplantısını yapmaktan vazgeçtim. İleri bir tarihe attım) deme yetkisi var. Bu belki etik olmaz ama imkansız değil” ifadelerini kullandı.
Mali Genel Kurul'da idari ibrasızlık oylamasının sayımıyla ilgili kendisine yöneltilen eleştirilere cevap veren Arslan, “Ben defalarca genel kurul idare ettim. Aradaki oy farkını görebilecek kadar tecrübem var. Mahkemeye verilen dilekçelerde, genel kurul başkanlığının, yapmadığı bir oylamayı yapmış gibi zapta geçtiği ileri sürülüyor. Yani biz 2 bin kişinin önünde sahtekarlık yapmışız. Davaya müdahil olma talebimizi zaten mahkemeye ve savcılığa bildirdik. Karşılarında olup, her türlü açıklamayı yapacağız” dedi.
Arslan ayrıca, sarı-kırmızılı kulübün bu davalarla kaybedecek bir günü bile olmadığını söyleyerek, “Galatasaray'da seçim olmadan bu işin düzelme şansı yok. Mutlaka seçim yapılmalı ve yapılmasına yasal engel de yok bana göre. Yönetimin tüzüğün 28. maddesine göre aldığı bir olağanüstü seçim kararı var. Eğer yapılmaz ise gerçekten zor günler Galatasaray'ı bekler” diye konuştu.
OĞUZ İMREGÜN
Adnan Polat yönetiminin Disiplin Kurulu başkanlığını yapan ve ibrasızlık sonrası tepki olarak istifa eden Prof. Dr. Oğuz İmregün, yönetime mahkemeye gitmeyi kendisinin önerdiğini aktardı.
Polat'a, ibrasızlıkla ilgili 1 aylık süre dolmadan mahkemeye gitmesi gerektiğini söylediğini anlatan İmregün, “Daha önce açılan 3 davanın hiçbir anlamı yoktu. Tedbir talebinin hiçbir gereği yoktu. Yönetimin dava açabilmesi için 27 Nisan'a kadar süresi vardı. İbra etmeme kararının iptalini talep ederlerdi. Seçim kararı da tüzüğün 28. maddesine göre alındığı için rahat rahat yaparız toplantıyı. Şimdi ilk davaları açan adamlar, bu davalarından feragat ederlerse, yönetimin davası reddedilirdi. (Davayı açın) dememin sebebi bu. Seçimi bitiririz, o dava da sürer. Mevcut durumun uzaması, Galatasaray'a ihanettir” dedi.
Bu işin çözümünün 3 Mayıs'ta görülecek davada olduğunu savunan İmregün, “Mahkemenin, tüzüğün hangi maddelerine göre seçim kararı alındığını ve nasıl sonuçlar doğurduğunu anlaması ne kadar mümkün bilmiyorum. İki ayrı madde var ortada. Ayrıca 3 kişinin davaları var. Eğer yönlendirme varsa, aynı yönlendirmeyle vazgeçmeleri sağlanabilir. Seçime gidilir ve herkes de nefes alır. Bence tedbir kararından vazgeçsinler, herkesin şerefi kurtulmuş olur” görüşünü aktardı.
HAMDİ YASAMAN
Galatasaray Kulübü Divan Kurulu üyesi olan tanınmış hukukçu Prof. Dr. Hamdi Yasaman da Adnan Polat ve yöneticilerin açtığı davada, sadece ibrasızlık kararının iptalinin değil, seçim kararı için de tedbir istendiğini belirtirken, daha önceki 3 davayı da Adnan Polat'a yakın isimlerin açtığını kaydetti.
Bu davaların, yönetimin zafiyet göstermeye devam ettiğinin bir kanıtı olduğunu savunan Yasaman, bu şekilde davaların sürmesi halinde mali ibranın da ortadan kalkabileceği imasında bulunarak, “Mali olarak ibra edildi ama gösterilen bilançoya göre yapıldı bu. Gösterilmeyen bilançoları, hesaplardaki usulsüzlükleri, problemleri ileri sürerek dava açılabilir. Bunları herkes göz ardı etti ama iş buralara gelirse, genel kurulun ibra kararını vermesi, Polat yönetimini mali yönden kurtarmaz. Dava açmaya engel değildir. Bu davalar olursa, önünü alamazsınız” ifadelerini kullandı.
Yasaman, kendisine göre, tüzüğün 28. maddesine dayanarak yönetimin kendi isteğiyle Olağanüstü Genel Kurul kararı aldığını ve seçimin yapılmasında bir engel olmaması gerektiğini sözlerine ekledi.