Güncelleme Tarihi:
Rosenborg - Galatasaray ve Valerenga- Beşiktaş maçları için Norveç'e gittik. Tabii ki, ilk durağımız Rosenborg karşılaşması idi, 3-0 kaybettik. Neden, nasıl kaybettiğimizi maçtan sonra yazdım. Ama benim asıl üstünde durmak istediğim konu başka.
YABANCILAR AZALMALI
Rosenborg'un bir santrforu var, Galatasaray'a üç gol atan Rushfeldt. Şampiyonlar Ligi'nin bitişinden sonra İngiltere'ye gidecek. Zira oraya transfer oldu. Fiyatı 900 bin dolar. Gazetelerde okudum, sonra Türkiye'deki yerli ve yabancı futbolcu transferlerinin fiyatlarını düşündüm. Az daha dudağım uçukluyordu, aklım başımdan gitti. Sakın ha yanlış anlamayın. Ben her zaman Türk futbolcusunun yanındayım. Yabancı futbolcuların azalması, hatta futbolumuzda hiç kalmaması için ömrümün sonuna kadar da mücadele edeceğim. O iş başka.
BORÇ BATAĞI
Ancaaak, spor kulüplerimiz futbolcularımıza, ödemeleri mümkün olmayan rakamlara imza atıyorlar ve söz veriyorlar. Sonra ne oluyor? Ödeme zamanları gelince olaylar patlıyor. Zira bu paralar ödenemiyor. Ödenmesi de mümkün değil. Eğer bir kulübün her yıl 20 milyon dolar açığı varsa, bu yıldan yıla da katlanırsa ve sonunda da tıpkı Galatasaray Spor Kulübü gibi 60 milyon dolara dayanırsa kulübün ödemeleri tabii ki, tıkanacak. Tabii ki verilen sözler yerine getirilmeyecek.
Ne olacak? ‘‘Futbolcular antrenmanlara çıkmayacak’’ diye gazetelerde haberler olacak. Teknik direktörler arayı bulmak için kendi maddi manevi imkanlarını kullanacaklar. Hatta otoritelerini. Sonunda işler arap saçına dönecek ve ticari hayattaki ‘‘iflaslar’’ kulüplerimizin de başına, hiç endişeniz olmasın kesinkes gelecek. Pek çok Birinci, İkinci, Üçüncü Lig kulüplerimiz, kulüp anahtarlarını, yönetimlerini belediyelere, valiliklere vermiyorlar mı? Bunun nedenlerini hiç düşündünüz mü? Borç batağının içine kulüplerin neden battığını araştırdınız mı?
SORUMSUZ YÖNETİCİLER
Tek nedeni şudur; kulüp yöneticilerimiz yönetimlere geldikleri zaman asla o kulüpleri kendi işleri gibi yönetmezler. Zannederler ki, oyuncu transfer ederlerse ve ödeyemeyeceği paraları söz verirlerse olayları halledeceklerdir. Zira bugün vardılar, yarın yokturlar. ‘‘İki sene sonra gelecek yönetim düşünsün’’ derler ve kulübü terkedip kendi işlerine dönerler. Bunun en büyük örneğini Rosenborg maçına giderken uçakta yaşadım.
Beşiktaş Teknik Direktörü Toshack, Atilla Gökçe ile konuşuyordu. Benim yarım metre yanımda oldu bu konuşmalar. Toshack aynen şu sözleri söyledi: ‘‘Beşiktaş Kulübü önce masörlerinin, malzemecilerinin paralarını ödesin ondan sonra ‘Sergen'i alabilir miyim?’ diye düşünsün.’’ Şimdi bu ne demek biliyor musunuz? Beşiktaş Spor Kulübü'nde büyük bir maddi sorunun olduğu ve Beşiktaşlı futbolcuların vadesi gelip de ödenmemiş pek çok transfer taksidinin beklediği değil mi?
HERKESİN SORUNU
Süleyman Seba, kardeş kadar sevdiğim birisidir. Federasyon seçimlerinde biraz ters düştük ama 50 yıllık dostluk mazimiz ölene kadar devam edecek. Şimdi o da sıkıntılı. Gazetelerde haber üstüne haber çıkıyor. Beşiktaş Kulübü'nün madden zor durumda olduğu tartışılıyor. Kanımca bu, yalnızca Beşiktaş'ın değil, Türkiye'deki şu anda Aziz Yıldırım'ın başkanlığını yürüttüğü Fenerbahçe'nin dışındaki tüm kulüplerin sorunudur. Yukarıda da yazdım. Tek neden hesapsız, kitapsız, dinsiz harcamalardır. Ödenen astronomik, karşılığı olmayan transfer ücretleridir.
Haaa hiç şüpheniz olmasın, bir gün şu tabloyla karşılaşacağız; büyük bir maddi güce sahip olan Fenerbahçe Kulübü de dahil ‘‘pes’’ diyecekler. Tüm futbolcular kulüplerden bir kuruş para alamayacaklar. Ve yazık olacak. İşte bunun için futbolumuzun katilleri kulüp yöneticilerimizdir. Bu kesindir.