Alp ULAGAY
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 02, 2008 00:00
Herhalde hiçbir futbolcu sakatlanmak, hiçbir taraftar da bir oyuncunun ayağının kırıldığına şahit olmak istemez. Ama geçen hafta sonu, İngiltere Ligi’ndeki Birmingham City-Arsenal maçında böyle bir sakatlık yaşandı. Birminghamlı Martin Taylor, Arsenalli Eduardo Da Silva’nın sol ayak bileğini kırdı. 25 yaşındaki Eduardo’nun futbola dönmesi belki 9-10 ay sürecek. Üstelik eski performansını göstereceği şüpheli. Bu sakatlık bir tartışmayı tekrar gündeme getirdi. Acaba rakibini sakatlayan, onun bacağını kıran oyuncu az cezayla bu işten sıyrılmalı mı? Son 10 yıldaki ciddi sakatlıklara bakarak bu tartışmayı ele aldık.
Arsenal teknik direktörü gayet sert konuÅŸuyordu geçen pazar günü. Takımın en yetenekli oyuncularından Brezilya asıllı Hırvat Eduardo’nun ayağı bir gün önce, yani 23 Åžubat günü kırılmıştı. Hem de rakibi tarafından. Aradan geçen 24 saate karşın Wenger’in hiddeti dinmemiÅŸti. Basının önünde sakatlığın müsebbibi Birminghamlı Martin Taylor’a verdi veriÅŸtirdi: "Bence Taylor bir daha asla futbol oynamamalı. Rakibini böyle bir hareketle sakatladıktan sonra birkaç maç cezayla kurtulmamalı. Böyle kasti sertlik yapanlar için hep ’Aslında sert bir oyuncu deÄŸil. Kötü niyeti yoktu’ denir. Ama bir cinayet iÅŸleyen bunu zaten hayatında bir kez yapar."        Â
Wenger ertesi gün sözlerinin biraz ağır kaçtığını itiraf etti. Ama konu kapanmadı. Hele Ä°ngiltere Futbol Federasyonu Taylor’a tekmeden sonra gördüğü kırmızı kart sebebiyle sadece üç maç ceza verince tartışma tekrar alevlendi. Acaba ayak kıran oyuncuya bu ceza az mıydı?      Â
Aslında bu tartışma yıllardır sürüyor. Özellikle yaratıcı oyuncular saha içinde bol bol tekme yiyor. Zaman zaman bu tekmelerin şiddetiyle sakatlananlar çıkıyor. Son 15 yılda futbol kuralları sertlik yapanların aleyhine esnetildi, hakemler daha kolay kart gösteriyor ama bu önlemler bile sakatlayıcı darbeleri önlemiyor. Örneğin İngiltere’de son 10 yılda rakip oyuncunun tekmesiyle ciddi sakatlık geçiren birkaç oyuncu dava açtı. İçlerinden tazminat alanlar da çıktı, davadan eli boş ayrılanlar da. Geçen iki yılda Belçika ve Hollanda’daki amatör maçlarda rakibine kasti hareket yapan iki oyuncu hapis cezasına çarptırıldı.
Ama bu davalar ve cezalar istisna. Rakibinin darbesiyle ciddi sakatlık geçiren birçok oyuncu aylarca futbol oynayamıyor. Uzun ve meşakkatli bir rehabilitasyon süresi de cabası. Ama sakatlayan oyuncu bazen birkaç maç cezayla kurtuluyor, bazen ceza bile almıyor. Örneğin 1997 yılında, Fransa liginde Paris St. Germain takımından Paul Le Guen, Guingamplı Paul-Edouard Corridon’un bacağını kırdı. Maçı sadece sarı kartla bitiren Le Guen, Fransa Futbol Federasyonu tarafından dört maç cezaya çarptırıldı. Üstelik alçılar içindeki Corridon’a bir kere bile geçmiş olsun deme zahmetine katlanmadan.
Benzer bir sakatlık öyküsü iki yıl önce Türkiye’de yaşandı. Malatyaspor-Manisa Vestel maçında konuk takımın forvet oyuncusu Filip Holosko, rakip kaleci Fevzi Tuncay’ın dizine, geç kalan bir müdahaleyle tekme attı. Fevzi’nin diz bağları koptu. Bu yüzden formda olduğu bir sezonu kapatıp, altı ay futboldan uzak kaldı. Belki bir vefa gösterisi olarak Vestel Manisa yaz aylarında Fevzi Tuncay’ı kadrosuna kattı. Tekmeyi atan Filip Holosko ise ceza almadı.
Türkiye’de tekme atanın yanına kar kalıyor
1988’de Altaylı Radovic, Sarıyerli Selçuk Yula’nın bacağını kırdı. Yula altı ay sahalardan uzak kaldı.
1989’da Fenerbahçeli Rıdvan Dilmen’in sol diz bağları, Trabzonsporlu Jesic’in darbesiyle koptu. Üç ameliyattan sonra sahalara dönmesi bir yılı buldu.
1993’te Galatasaraylı Okan Buruk’un ayağı Trabzonsporlu Soner Tolungüç’ün darbesiyle kırıldı. Maçın hakemi Erman Toroğlu, Tolungüç’e sadece sarı kart gösterdi.
1997’de Altay’da kiralık oynayan Fatih Tekke, Çanakkale Dardanelspor maçında tekme yedi. Dizindeki çoklu kırık nedeniyle sezonu erken kapadı.
1998’de Fenerbahçeli Mustafa Doğan, İstanbulsporlu Güven Kocabal’ın ayağını kırdı ama maçı sarı kartla tamamladı, Kocabal sezonu kapadı.
2002’de Denizlisporlu Coşkun Birdal, Malatyasporlu Norman Mapeza’nı ayağını kırdı. Mapeza müessir fiil olduğu gerekçesiyle dava açtı. Ama bir sonuç alamadı.
2005’te İkinci Futbol Ligi (B) Kategorisi takımı Muğlaspor’da futbolcu Sami Uğurlu’nun sözleşmesi maçta rakibine kasti tekme attığı gerekçesiyle fesh edildi.
Mahkûm olan da var
İngiltere 2. Ligi’nde 1996’da Huddersfield’in savunma oyuncusu Paul Reid attığı tekmeyle Crystal Palace takımından Darren Pitcher’ın sağ diz bağlarını kopardı. Pitcher hem rakip takım hem de Reid aleyhine dava açtı. Beş yıl süren dava sonunda mahkeme Pitcher’ın 1 milyon sterlinlk tazminat talebini reddetti. Pitcher bir daha futbola dönemedi. Eşya taşıyamaz oldu.
1997’de İngiltere 2. Ligi’nde Bradford City oyuncusu Gordon Watson’ın sağ bacağı Huddersfield’dan Kevin Grays’den yediği tekmeyle kırıldı. Watson rakip takım ve oyuncu aleyhine açtığı davayı kazandı ve 909 bin sterlin tazminat hak kazandı.
1998’de İngiltere Federasyon Kupası maçında Wolverhampton oyuncusu Kevin Muscat attığı tekmeyle Charlton takımından Matthew Holmes’un kaval kemiğini kırdı. O günden sonra sadece iki kez Charlton forması giyebilen Holmes dava açıp 2 milyon sterlin tazminat istedi. Altı yıl sonra 250 bin sterlin almaya hak kazandı.
2006’da Hollanda’da bir amatör küme maçında 27 yaşındaki bir oyuncu 33 yaşındaki rakip oyuncuya önce kafa, sonra yerde tekme attı. Yaralanan oyuncunun kafatası çatladı, burnu kırıldı, gözü hasar gördü. Saldırgan oyuncu bir yılı tecilli üç yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Geçen yıl Belçika’da bir bölgesel amatör lig maçında ev sahibi ekibin kalecisi Loic Menon rakip futbolcu Mathieu Guillaume’u ceza alanı içinde düşürdü. Sonra da yerde yatan oyuncuya iki kez tekme attı. Hastaneye kaldırılan Guillaume’un ailesi kaleci Menon’u mahkemeye verdi. Mahkeme de Menon’u 3 ay hapis ve 550 Euro para cezasına çarptırdı.