Güncelleme Tarihi:
Muhtemeldir ki çok kaliteli bir marka gözlüklerini burnunun ucuna getirmiş elindeki kağıtları okuyor. Arada bir de gözlüğün üstünden gazetecileri kesiyor. Şimdi Allah’ı var, çok yakışmış, başka bir hava vermiş gözlükler Başkan’a. Sanki daha babacan, daha güven veren, hesap kitap işlerinden anlar gibi. George Bush misali kağıt kalem gibi neşriyatla ilişkisini bilmesek nerdeyse IMF’den gelen bir hesap uzmanı falan zannedeceğiz.
Ama aslına bakarsanız gerçekten de çok net bir basın toplantısı oldu. 2.5 dakikalık toplantıdan sonra sorulara cevap vermeden kalkıp gitmesinden anladım ki; tüm Beşiktaşlılar Fulya Projesinin üzerine koca bir bardak soğuk su içsinler. Bilmem kaç sene bu projeden Beşiktaş’ın kasasına tek kuruş girmeyeceği böylece anlaşılmış oldu.
Erdoğan Aksoy yazıyor |
Demirören’den sonra sazı eline Aşçıoğlu aldı. Burada Aşçıoğlu’nu eleştirmek bir yana saygı duymak lazım. Bir işadamı bir işe girerken maximum kar etmek ister. Bunun için de anlaşmalarını mümkün olduğunca kendi lehine yapmaya çalışır. İşte tam burada kendi açısından öyle başarılı bir anlaşma yapmış ki deyim yerindeyse “kandırmış bizim çocukları.” Bizim çocukların bu projeden nemalandıklarını düşünmüyoruz ama açıkça belli ki bir akıl eksikliği, bir başarısızlık, işi eline yüzüne bulaştırma durumu var. Hal böyleyken projeyi ve kendilerini eleştirenleri “Beşiktaş düşmanı” ilan etmek ne ola ki.
Aşçıoğlu diyor ki : “Proje başlangıçtan itibaren 162 bin metrekare idi zaten. Ek kat çıkma filan yok.” Haydaaaa, buyur buradan yak. Nasıl bir anlaşma yapmış bizim çocuklar anlaşılır gibi değil. Hani proje 130 bin metrekare iken oranlar % 67 - % 33 şeklindeydi. Zulaya atılmış 32 bin metrekare Aşçıoğlu’nun hesabına yazılınca oranlar otomatik olarak değişiyor : % 53’e % 47 oluyor. Yok bir lafımız, istiyorlarsa hepsini versinler. Hatta Demirel bilmem kaç dönüm araziyi İlksan’a verdiğinde dediği gibi “Verdimse verdim”de diyebilirler. Buna lafımız yok ama matematiği inkar edip, milleti bir şey bilmez, aptal zannetmesinler.
Madem proje başlangıçta 162 bin metrekare idi. 130 bin metrekare işi nerden çıktı? Ya da ilave 32.000 metrekare alan niye ikiz kulelere değil de, bu kulelerin yanında güdük kalan Beşiktaş’ın payına yapılmadı? Bizimkisi diğerlerinin yanında cüce gibi kalmış.
Takdirname filan vermek lazım Aşçıoğlu’na böyle başarılı bir çalışmaya imza attığı için. Geçenlerde bir arkadaşımıza ev bakmak için yeni türeyen lüx sitelerden birine gittik. Fiyatlar uçuk geldi bize tabii. “Hayrola kardeş, niye bu kadar pahalı ?” diyecek olduk. Ne derse beğenirsiniz satıcı : “Eeee, bizim projede ek tesisler var, cafe var, restaurant var, kapalı otopark var, market var. Şehir merkezinde hem de, hastane de burnunun ucunda.” Fulya projesinde ise ilaveten bir de otel var. Adam evi varken iki adım ötedeki oteli ne yapsın diyebilirsiniz belki: İyi de adam kaçamak yaptığında nereye gitsin bu trafik de.
İşte tam burada anladım ki, Aşçıoğlu bu projede daireleri iyi satsın diye hep kendine çalışmış, ek tesisleri de Beşiktaş’a kakalamış. Haksızlık etmeyelim, bir de kendi tarafından 95 metrekarelik bir daire vermiş.!!!
Bir diğer nokta otopark, temel, su basmanı, bodrum, asansör boşluğu dememiş, hepsini Beşiktaş’a vermişler sağolsun. Çok karşı çıkmıştı İsmail Ünal zamanında bu projeye, O da son zamanlarda sus pus nedense. Artık Demirören’le beraber değnekçilik yapar, otopark işletirler.
Hiçbir Beşiktaşlı tanımıyorum ki Fulya Projesi’nden umutlu olsun: “Her sene şu kadar kira gelirimiz olacak. Şöyle iyi, böyle kaliteli futbolcular alabileceğiz, altyapıya daha iyi kaynak ayırabileceğiz” desin. Sahi, ne kadar gelirimiz olacak senede, bunun ne kadarının kirasını peşin aldık da çarçur ettik, bilen var mı? Çamura yatıp ne kadar para aldık Aşçıoğlu’ndan açıktan, bunun ne kadarını kör topal futbolcular alıp çarçur ettik?
132 Milyon YTL borcumuz varmış. 50’si de Başkan’a. Elimizde yeterli done olsak hesaplayacağız kaç senede geri ödeyebileceğimizi Fulya’nın kira gelirleriyle. Lakin ticari sırmış, açıklayamazlarmış. Zannedersiniz babasının paralarının hesabını istiyoruz.
Belki de iyi bir anlaşma olmuştur iki taraf için de. Ama öyle paralar harcadık, öyle kötü futbolcular alıp kötü yönetildik ki, günah keçisi oldu Fulya projesi. Ama dedik ya, bilemiyoruz: Anlaşma gizliymiş.
Sayın Başkan; ne kadar hasta Beşiktaşlı olduğunu biliyoruz. Kapalıdaki amigo hastalansa maça gelemese, ondan daha iyi yapabileceğini de biliyoruz. Damarlarındaki kanın siyah-beyaz olduğunu, 50 milyonu faize koysan dünyanın parasını alacağının da farkındayız. Hatta belki de kulübe en fazla para veren başkan da olabilirsiniz. Ama olmadı işte, beceremediniz bu işi. Ne demiş Kartacalı Hannibal “Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız.”
İşte siz de; Ya 50 milyonu hibe ederek camia içinde mevcut olan aklı başında Beşiktaşlılar’dan yeni bir yönetim kurup tarihe geçeceksiniz. Ya da Beşiktaş’ın mahvolmasına sebep olan Başkan olarak kalacaksınız.