Güncelleme Tarihi:
Öküz altında buzağı
PLAY-OFF maratonu başladığı günden beri Göztepe ve Altaylılar'a bir haller oldu. Ağzımızla kuş tutsak, kimseye yaranamıyoruz. Yöneticisinden, taraftarına kadar Altaylılar'da bir sitem bir sitem. Yok efendim Göztepe'ye daha fazla yer verip, Altay'ı ikinci plana itiyormuşuz. Yok efendim Göztepe'yi, Altay'ı eleştirdiğimiz kadar eleştirmiyormuşuz vs... Göztepeliler'e sorarsanız da tam tersi...
Pazartesi sabahı Altay Amigosu Murat Polatkıran'ın çektiği faks masama geldi. ‘‘Altay-Elazığ maçında Altay taraftarını az göstererek ne yapmak istediğinizi anlamak mümkün değildir. Ben, Altay taraftar temsilcisi olarak 2 bin kombine bileti okullara dağıttım. 2 bin dolayında satılmış kombine biletimiz de vardır. 1000 Altay taraftarının da bilet alarak maça girdiğini de düşünürsek, bunların tamamının Elazığ taraftarı olarak lanse edilmesinden dolayı rahatsızız’’ diyordu Polatkıran...
Kan beynime sıçradı, ya sabır çektim...
Akşam üzeri bu kez Orhan Çetiner isimli Altay taraftarından bir başka faks... Yine benzer sitemlerle dolu...
Seyirci sayısına bakıyorsunuz 4050 kişi... Bunun en az yarısı da Elazığsporlu... Yani Polatkıran'ın verdiği rakamlar kesinlikle tutmuyor. Ahmet Taşpınar'a, ‘‘Bu rakama kombine biletler dahil mi, değil mi?’’ diye sordum. Taşpınar, ‘‘dahil’’ olduğunu söyledi. Behiç Funda'yla da konuştum. ‘‘Sayısal üstünlük kuramıyoruz’’ diye yakınırken, tribünlere gelip, Altay'ı destekleyenlere özellikle teşekkür etti...
Yukarıda yazdıklarım belki size önemsiz şeyler gibi gelebilir. Ama bence çok önemli. ‘‘Öküz altında buzağı’’ aramaktan, hep küçük işlerle uğraşmaktan İzmir bu hallere geldi. Birileri, İzmir kulüplerini birbirine sokup, köşeye çekilir ve kıs kıs güler... Birileri, sanki Atatürk Stadı'nın tribünleri tıklım tıklım dolmuş da, biz tam tersini yazmışız gibi sitemler eder... Birileri sanki bütün maçlarda gelene beş, gidene yedi atmışlar gibi, kullandığımız haberlerde sütun, santim hesabı yapmaya kalkar...
Uyanın artık beyler... İzmir'in 1.Lig'de takımı yok... Basın da dahil olmak üzere hepimiz 2.Lig'e düştük, bataklıkta çırpınıp duruyoruz...
‘‘Göztepe ile Altay, Süper Lig'e nasıl birlikte çıkar?’’, ‘‘Tribünlere nasıl daha fazla seyirci çekeriz?’’, ‘‘Masabaşı oyunları nasıl engelleriz?’’, ‘‘Ekonomik sorunları nasıl çözeriz?’’, ‘‘Hakem hatalarından, İzmir'in canının yanmasını nasıl önleriz?’’ gibi sorulara cevap aramak, el ele vermek yerine hala birbirimizin gözünü oymaya çalışıyoruz... Oysa, küçük hesaplar peşinde koşmak yerine büyük düşünmeyi bir öğrenebilsek, sorunların yarısı zaten kendiliğinden çözülecek...
NOSTALJİ
KSK potasında minik, yıldız, genç derken, (A) takıma kadar yükseldi. Ama, yabancı sayısı ikiye çıktığı için, oynama şansı bulamadı, antrenörlüğü seçti. Altytapıda kendisini geliştirdi, 1991'de (A) takımın dümenine geçti, 2000'e kadar tam 5 kez görev aldı. Şimdi Karşıyaka'nın karşı yakasında, yani Göztepe'de şampiyonluk kovalıyor... Bol şans Ajlan Kavasoğlu...
Mesleğin cilvesi
KEYİFLİ olduğu kadar, zordur gazetecilik. Her mesleğin kendisine göre cilveleri vardır elbette. Ama bizimkinin biraz daha fazla galiba. İşte Süleyman Alasya. Babasını kaybettiği gün, Sivas'taydı. Bağrına taş bastı, önce Sivas-Göztepe maçındaki görevini tamamladı. Akşam geç saatlerde İzmir'e döndü, ertesi gün de babasını toprağa verdi. İkindi namazı, tam maçların bittiği saate rastlıyordu. Baskılar erken, işler de çok olduğu için servisteki arkadaşlarımızın çoğu cenaze törenine katılamamanın üzüntüsünü yaşadı. Ben de çok kısa bir süre için Süleyman'la birlikte olup, acısını paylaşabildim. Dedim ya... Zor meslek şu gazetecilik...
Kara mizah
KSK, Bucaspor'a yenildi, yeşil-kırmızılı kulüpte yine kıyamet koptu. Yönetim şok bir kararla faturayı Cengiz, Erkan, Kazım ve Murat'a kesti. Şimdi yönetim, teknik heyet ve kadro dışı kalan oyuncular arasında söz düellosu başladı. Herkes kendisine göre haklı! Cengiz de, Erkan da üç yılda dördüncü kez kadro dışı kaldıklarını söylüyor. Güler misin, ağlar mısın? Kara mizah valla. Kadro dışı bırak, affet, kadro dışı bırak, affet, kadro dışı bırak, affet, kadro dışı bırak... Yanlışı boşuna başka yerde aramayın. İşte gözünüzün önünde. Bu nasıl profesyonellik, anlamıyorum...
Ajan Temel
DÜNYANIN en iyi ajanını seçiyorlarmış. Elene elene üç ülke kalmış; Fransa, Amerika ve Türkiye. Son aşamada birer şifre verilmiş. Heyettekiler, üç ajana, ‘‘Bir hafta boyunca size işkence yapılacak. Şifreyi söylemeyen, birinci olacak’’ demiş. Önce Fransız girmiş odaya. Bir gün, ikinci gün derken, Fransız bülbül gibi şakımış. Sıra Amerikalı'ya gelmiş. O dört gün dayanabilmiş. Derken Temel odaya alınmış. Tam yedi gün boyunca Temel'in ağzını bıçak açmamış. O kadar çok dövüp, o kadar çok işkence yapmışlar ki, sonunda yorgun düşmüşler. Kahve molası veren heyet odadan çıkmış... Temel'e madalyayı vermek için döndüklerinde ne görsünler? Temel masaya kafasını vurup vurup bağırıyor: ‘‘Hatırla oni, hatırla oni...’’
3 SORU
3 CEVAP
1Sadece yedi futbolcusu olan bir takımın, bir futbolcusu tıbbi tedavi için oyun alanını terkediyor. Hakem ne karar verir?
- Oyun tedavi edilen futbolcu geri dönünceye kadar devam eder, ancak geri dönmezse ulusal federasyonun kararına bağlı olarak maç yarıda kesilir.
2Normal müsabaka kurallarına göre oynanan bir maç başlamadan önce bir futbolcu, hakeme bildirilmeden yedek olarak belirtilen bir futbolcuyla değiştirilirse, söz konusu futbolcunun oyuna katılmasına izin verilebilir mi?
- Evet, ancak futbolcunun hakeme haber vermeden oyun alanına girmesinden dolayı ihtar verilmesi gerekir.
3Bir yedek oyuncu ne zaman asil oyuncu olur?
- Değiştirme yöntemine göre oyun alanına girer girmez asil oyuncu olur.
BİR SOLUKTA
GÖRKEM SEVİM
Doğum tarihi, yeri:
6 Haziran 1978, Muğla
Boy, kilo:
1.78 cm, 72 kg.
Kulübü:
İzmirspor
Oynadığı takımlar:
Muğlaspor altyapı, Konak Belediyespor, İzmirspor
Kaç kez milli oldu:
Olmadı
Öğrenim durumu:
9 Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü (4.sınıf)
Medeni durumu:
Bekar
Lakabı:
Yok
Fobileri:
Yükseklik
Hobileri:
Müzik dinlemek, tiyatro ve sinema izlemek
Parfümü:
Sculpture
Arabası:
Uno
Beğendiği sanatçılar:
Metin Akpınar, Demet Akbağ
Hangi takımı tutuyor:
Beğendiği futbolcu:
Hagi (Galatasaray)
Futbolcu olmasaydı ne olmak isterdi:
İnşaat mühendisi