Frikik

Güncelleme Tarihi:

Frikik
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 2001 00:00


Taner BATURLAR
Haberin Devamı

Rüzgar eken fırtına biçer

İZMİR futbolunda çok tehlikeli bir oyun sahneye konuldu geçen hafta... KSK Başkanı Önder Baysoy'la dost meclisinde yapılan ve orada kalması gereken bir sohbetin çarpıtılarak, ‘‘Göztepe çıkamaz’’ diye manşetlere taşınmasıyla başlayan gelişmeleri birlikte izledik...

‘‘Analarının liginde oynasınlar!’’ diye cevap verdi Göztepe Başkanı Hamdi Türkmen... Yetmedi... Baysoy'a duyduğu öfke nedeniyle, Amigo İsmail Kocaoğlu ile küfürü önlemek için yaptığı konuşmada, ‘‘Çok istiyorsanız genç takımımıza KSK forması giydirelim, onlara küfredin!’’ deyiverdi.

Diğer kulüplerin başkanlarına da mikrofon uzatıldı. Yusuf Muhafız'ın, ‘‘Havaya girenin dilini koparırlar’’ sözleri Göztepe-KSK savaşında, Buca cephesini de açtı. ‘‘Sarhoşun peçetesi okunmaz’’, ‘‘Baysoy by-passlı’’ gibi çirkin ifadelerin ardından ‘‘Kim kimin dilini kesecek?’’ tartışması başlatıldı spor sayfalarında...

Küçüçük bir kartopu yamaçtan yuvarlanırken büyüdü, büyüdü, büyüdü ve sonunda kocaman bir çığa dönüştü...

Bu durum İzmir'de sağduyu sahibi kişileri son derece rahatsız ederken, bazılarının da hoşuna gitti elbette... ‘‘Aslan Baysoy’’, ‘‘Bravo Türkmen’’ diye tempo tutan şakşakçılar, İzmir'e nasıl bir kötülük yaptıklarının farkında bile değillerdi... Tıpkı televizyon ekranında, ‘‘Utanıyorum’’ başlıklı yazımı doğru bulmadığını söyleyip, servisimizden üç kişinin bulunduğu Önder Baysoy'un yemeğinde bize haber atlattıklarını (!) öne sürecek kadar saçmalayan sevgili meslektaşım gibi...

Altay eski Başkanı Fatih Ülker'in oğlunun Alsancak'ın göbeğinde nasıl bıçaklandığını unutanlar...

Aydın otoyolunda Karşıyaka ile Bucalı taraftarların otobüsleri durdurup, tekmelerle, sopalarla, bıçaklarla birbirlerine saldırmasını hatırlamak istemeyenler...

Göztepe ve Karşıyakalı taraftarların Tariş'in önünde yaptığı meydan savaşlarını görmemezlikten gelenler...

Göztepe-Altay maçında atılan konfetilerle yüzü-gözü kan içinde kalan gazetecileri tebessüm ederek seyredenler...

Kısaca geçmişte yaşanan acılardan, İzmir'e çıkan faturalardan ders almak istemeyenler...

Sporda dostluk, kardeşlik, güçbirliği kavramlarını ağızlarına sakız yapıp, ilk fırsatta bu ilkeleri önce kendileri çiğneyenler...

Sözüm sizlere:

‘‘Rüzgar eken, fırtına biçer’’ Bunu hiç, ama hiç unutmayın...

NOSTALJİ

BANDIRMASPOR'un altyapısında futbola başladığı zaman 14 yaşındaydı... EML'de okurken, meşin yuvarlağın peşinden koşmayı da ihmal etmiyordu. Okul bitti, İstanbul Otomarsan'da işe başladı. Şanslıydı, çünkü Otomarsan'ın İstanbul 3.Amatör Küme'de takımı da vardı. 20 yaşındayken, 2.Lig temsilcisi Yedikule'de profesyonel sözleşme imzaladı. Leblebi gibi gol atıyordu. Önce Karagümrük'e, oradan da G.Sa- ray'a transfer oldu. Tarsus İdmanyurdu'ndan KSK'ye 1986'ın Kasım ayında kiralık geldi. Geliş, o geliş. Yedi yıl yeşil-kırmızılı formayı giydi. Mersin İ.Y, Petrolofisi derken, 1994'te futbolu bıraktı. 14 yıllık profesyonel oyunculuk hayatı boyunca 400'ün üzerinde gol atmıştı... Ben, Rıza Tuyuran'ı ilk bakışta tanıdım... Ya siz?

3 SORU

3 CEVAP

1Oyundan atılan bir futbolcu teknik alanda durabilir mi?

- Hayır... Soyunma odasına gitmesi gerekir.

2Sadece yedi futbolcusu olan bir takım penaltı vuruşu ile cezalandırılıyor ve bunun sonucunda futbolcularından biri daha oyundan atılıyor. Hakem penaltı vuruşunu mu yaptırır, penaltı vuruşu yapılmadan oyunu tatil mi eder?

- Ulusal Federasyon'un asgari futbolcu sayısında aksine bir kararı olmadıkça, oyun, penaltı vuruşu yapılmasına izin verilmeden tatil edilir. IFAB'ın görüşüne göre, iki takımdan birinde yediden az oyuncu kalırsa maç oynatılmamalıdır.

3Maçta oynamayan bir yedek futbolcu oyun alanına giriyor ve rakip futbolcuya vuruyor. Hakem ne karar vermelidir?

- Hakem oyunu durdurur, kırmızı kart göstererek yedek futbolcuyu oyundan ihraç eder. Oyunun durduğu anda topun bulunduğu yerden hakem atışı ile oyunu yeniden başlatır.

Üç mesaj

ALTAYLI Tahir uzun bir sakatlık dönemi geçirmesine, iyileştikten sonra da ilk 18'e hasret kalmasına rağmen, İstanbul BŞB maçının yıldızı olarak herkese anlamlı mesajlar verdi. İlk mesaj Behiç Funda'ya: ‘‘Bu takımda benim ölüm oynar.’’ İkincisi basına: ‘‘Yaşım ilerledi, ama daha ölmedim.’’ Üçüncüsü de gençlere: ‘‘Asla küsmeyin, her an oynayacakmış gibi hazır olun.’’ İnşallah, mesajlar yerine ulaşmıştır...

Bravo TRT

BEŞİKTAŞLI Woolridge'in attığı üçlük, sadece KSK'lilerin değil, sahada akıtılan tere, harcanan emeğe saygısı olan herkesin içini yaktı. TRT'nin maçı canlı yayınlaması büyük şanstı doğrusu. KSK'nin nasıl katledildiğine bütün Türkiye şahit oldu. Görüntüler açık... Faruk'un, Woolridge'e henüz pas bile vermeden sürenin dolduğu tüm çıplaklığıyla görünüyor. Maçı iki akşam üst üste üçüncü kanalından banttan yayınlayıp, yapılan haksızlığı birilerinin gözüne sokan TRT'yi de alkışlıyorum.

Heykel

YILLARCA iki kahraman heykeli, biri erkek, biri dişi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmış... Taa ki bir gün, bir melek cennetten gelene kadar... ‘‘Sizler iyi ve örnek heykel oldunuz. Bu yüzden size özel bir hediye vereceğim. Yarım saat için sizi canlandıracağım. Bu süre içinde ne isterseniz yapabileceksiniz’’ demiş melek...

Ve melek ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış... Birbirlerine biraz utanarak yaklaşmışlar, sonra da hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Kısa bir süre sonra kikirdeşmeler, kahkahalar duyulmuş, çalılar sallanmaya başlamış...

Onbeş dakika sonra çalıların arasından çıkmışlar... İkisinin de yüzünde geniş bir tebessüm varmış... ‘‘15 dakikanız daha var’’ demiş melek, gözlerini anlamlı anlamlı kırparak. Dişi heykelin yüzündeki tebessüm biraz daha yayılmış ve erkek heykele heyecanla bağırmış: ‘‘Harika! Ama bu sefer güvercini sen tut, ben de kafasına yapacağım.’’

Anlayana...

İZMİR'in tanınmış gazetecilerinden Okan Yüksel önceki gün faks çekti... Faksta, ‘‘Başka uluslar kadehlerini (sağlığa), (geleceğe) falan kaldırırken, bizde kadehler neden her defasında (şerefe) diye kaldırılır? Bu söz içki masasında konuşulanların, içki masasında kalacağına ilişkin verilen şeref sözünün kısa ifadesidir’’ yazıyordu... Okan ağabeyin mesajı bana çok anlamlı geldi. Siz ne dersiniz?

BİR SOLUKTA

SERKAN BİLEN

Doğum tarihi, yeri:

10 Ekim 1973, Bursa

Boy, kilo:

1.74 cm, 70 kg.

Kulübü:

Aydınspor

Oynadığı takımlar:

Makospor, Bursaspor, Y.Afyonspor, Kuşadası, Aydınspor

Kaç kez milli oldu:

İki kez ümit milli

Öğrenim durumu:

Bursa Uludağ Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü

Medeni durumu:

Evli

Lakabı:

Totti

Fobileri:

Karanlık

Hobileri:

Kayak yapmak, tenis oynamak

Parfümü:

Kullanmıyor

Arabası:

Opel Corsa

Beğendiği sanatçılar:

Barış Manço, Sezen Aksu

Hangi takımı tutuyor:

Fenerbahçe

Beğendiği futbolcu:

Sergen (Trabzonspor)

Futbolcu olmasaydı ne olmak isterdi:

Öğretmen

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!