Güncelleme Tarihi:
Muhafız’ın kırmızı cinliği
BUCASPOR'un, Mayıs'taki kongresinde renklerine kırmızıyı da eklemesi uzun süre tartışıldı. Kimi, ‘‘Renklerimiz sarı-lacivert. Kırmızı da nereden çıktı?’’ diye isyan etti. Kimi de Başkan Yusuf Muhafız'ı, Galatasaraylı olmakla suçladı. Muhafız, geçen hafta servisimizi ziyaret etti. Laf lafı açtı, sıra ‘‘renkler’’e de geldi.
‘‘Kırmızı sayesinde futbol okulundaki öğrenci sayımızda patlama oldu’’ diyen Muhafız bakın neler anlattı: ‘‘Eskiden 900 ile 1100 arasında değişen sayı, şimdi 1940 ile 2070 kişi civarında. Yani yüzde yüz artış var. Aidat 5 milyon lira. Bu ayda 5 milyar, 5 ayda 25 milyar demek. Kış aylarında 300-400 kişiye kadar inen öğrenci sayımız da ikiye katlandı. Bu da ayda 1,5 milyar, 7 ayda 10,5 milyar anlamına geliyor. Kırmızı sayesinde, kasamıza giren para yılda 35 milyar arttı. Eskiden renklerimizi sorun haline getiren ve kulübün önünden bile geçmeyen kişiler, şimdi çocuklarını altyapımıza veriyor. Çünkü renklerimiz ne Fenerbahçe'yi, ne Galatasaray'ı, ne de Beşiktaş'ı çağrıştırıyor. Altyapımızdan çıkacak futbolcuları da düşünürseniz, karımız yılda 35 milyar lirayla da kalmıyor.’’
Ne yalan söyleyeyim, Bucaspor'un sarı-lacivert-kırmızı renkleri beni de rahatsız etmişti. Hayır... Fenerbahçeli falan değilim. Sadece Bucaspor'un, kendisi ile özdeşleşen renklerle sahaya çıkmasını daha mantıklı buluyordum. Ama Muhafız'a hak verdim. Kırmızının sihirinin, kulübe kazandırdıkları ortada değil mi? Hem de herkesin ‘‘para’’ diye inlediği bir dönemde.
NOSTALJİ
GENÇLİĞİNDE birçok erkek çocuk gibi o da toprak sahaların tozunu yuttu. Doğduğu semtin, yani Eşrefpaşa'nın amatör takımı Akınspor'da orta sahada görev yapıyordu. Sonra futboldan koptu. İş hayatına öyle bir daldı ki, yıllar su gibi akıp gitti. Sekiz yıl önce şu anda başkanlık koltuğunda oturduğu kulübün yöneticileri, ‘‘Gel aramıza katıl. Ligde çok zor günler yaşıyoruz’’ teklifinde bulundu. Hiç düşünmeden kabul etti, bir daha da ayrılamadı. Yıllarca 3.Lig bataklığında çırpınan takımı 2.Lig'e taşımakla kalmadı, tarihinde ilk kez Play-Off oynattı. Ben fotoğrafa bakıp, İzmirspor Başkanı Cemal Dönmez'i ilk bakışta tanıyamadım. Ya siz?
Baba... Maçı anlatan yok!
GÖRSEL Yönetmenimiz Nejat Bekmen'in oğlu Berkay futbol hastası. Henüz 7 yaşında olmasına rağmen, TV'deki maçları hiç kaçırmıyor. Hele hele o akşam Galatasaray'ın maçı varsa, evde başka bir kanalı izlemek mümkün değil. Belki inanmayacaksınız, ama TRT 3'teki ‘‘Spor Arşivi’’ programının da tiryakisi. Nejat, daha önce hiç statta maç seyretmeyen oğlunu, Altay-Sivas karşılaşmasına götürdü. Berkay'ın, ağzı kulaklarındaydı. Maç başladı, Berkay'ın yüzü birden asıldı. ‘‘Ne oldu oğlum?’’ diye soran Nejat, aldığı cevap karşısında küçük dilini yutuyordu: ‘‘Baba.. Maçı anlatan yok!’’ Nejat, bu olayı ballandıra ballandıra anlatırken ekliyor: ‘‘İyiki maç 0-0 bitti. Gol olsaydı, bizimki (Tekrarını neden vermiyorlar!) diye tutturacaktı’’
Her yer karanlık
AKDENİZ Oyunları için yapılan Halkapınar Spor Kompleksi İzmir için büyük şans doğrusu... Tesisin içinde yok yok gibi. Atatürk Stadı, yan sahalar, kamp ve sağlık merkezi, tenis kortları, atletizm pisti, çeşitli branşlar için düşünülmüş spor salonları. Yıllarca bakımsızlık yüzünden dökülen dev kompleks, Gençlik ve Spor İl Müdürü Necati Demir'in yaptığı çalışmalar sayesinde toparlanmaya başladı. Ama velilerin, Demir'den önemli bir ricası var. ‘‘Halkapınar Spor Kompleksi, geceleri karanlığa gömülüyor. Gündüz okula gittikleri için gece antrenman yapmak zorunda kalan çocuklarımız, dış aydınlatma çok yetersiz olduğu için sıkıntı çekiyor’’ diye feryat eden veliler, soruna kısa sürede çözüm bulunmasını istiyor.
Ameliyatla çıktı
GÖZTEPE-Hacılar Erciyes maçını izlerken, Yeni Asır spor yazarı Erkut Şahin basın tribününde önümdeki sırada oturuyordu... Erkut'a, Göztepe yedek kulübesini gösterip, ‘‘Bak... Ümit Kayıhan, uğur getirdiğine inandığı kırmızı polarını aylar sonra çıkarıp, bu kez kırmızı mont giymiş’’ dedim. Erkut bu... Durur mu? Hemen taşını attı: ‘‘Sen bilmiyor musun? O poları Ümit Kayıhan'ın üzerinden ameliyatla çıkardılar!’’
3 SORU 3 CEVAP
1 Top, köşe vuruşu yapıldıktan sonra herhangi bir futbolcu tarafından oynanmadan önce bir dış etkenle durduruluyor. Hakem bu durumda ne yapmalıdır?
- Hakem oyunu durdurur. Oyunu maçın durdurulduğu anda topun bulunduğu yerden yapılacak hakem atışı ile yeniden başlatır.
2Maç sırasında kullanılmak üzere oyun alanının çevresine ilave toplar konabilir mi?
- Evet. Kural 2'nin koşullarını yerine getirmek şartıyla konulabilir ve hakemin kontrolu altında kullanılır.
3Top bir rakibe vurmak için kullanıldığında nesne (suç aleti) sayılır mı?
- Evet.
GÜLÜMSE
2. Dünya savaşı
İKİNCİ Dünya Savaşı'nda iki yahudi, Almanlar'a esir düşmüş. Bunlardan biri, diğerine kendilerine ne yapacaklarını sormuş. O da başlamış anlatmaya:
‘‘İki ihtimal var. Ya bizi öldürürler ya da esir kampına yollarlar. Öldürürlerse sorun yok. Kampa gidersek, iki ihtimal var. Ya kurşuna diziliriz ya da gaz odasında öldürülürüz.
Kurşuna dizilirsek sorun yok. Gaz odasına gidersek, iki ihtimal var. Bizden ya sabun yaparlar ya da kağıt.
Sabun yaparlarsa sorun yok. Kağıt yaparlarsa, iki ihtimal var. Ya gazete kağıdı oluruz ya da tuvalet kağıdı.
Gazete kağıdı olursak sorun yok. Tuvalet kağıdı olursak, işte o zaman boku yedik.’’
BİR SOLUKTA
METİN DİYADİN
Doğum tarihi, yeri:
16 Şubat 1968, Trabzon
Boy, kilo:
1.70 cm, 70 kg.
Kulübü:
Göztepe
Oynadığı takımlar:
Trabzon altyapı, G.Birliği, Fenerbahçe, Denizli, Göztepe
Kaç kez milli oldu:
Olmadı
Öğrenim durumu:
Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü mezunu
Medeni durumu: Evli
Lakabı: Yok
Fobileri:
Deprem ve yükseklik
Hobileri:
Araba kullanmak, müzik dinlemek, ve arkadaş sohbeti
Parfümü: Gucci
Arabası:
Range Rover
Beğendiği sanatçılar:
Zeki Müren, Muazzez Ersoy
Hangi takımı tutuyor:
Yok
Beğendiği futbolcu:
Hagi (Galatasaray)
Futbolcu olmasaydı ne olmak isterdi:
Gazeteci