Güncelleme Tarihi:
UĞUR MELEKE
ÖNCE FİNANSAL FAİR-PLAY
İlk sıraya sanırım Finansal FairPlay’in 3 büyükleri kıskaca almasını yazabiliriz. Son 10 yılda sürekli borçlandırılarak batağa sürüklenen 3 büyükler, artık ekstra borçlanma yoluyla transfer yapamıyorlar. İkinci sıraya yabancı sınırının açılması yazılabilir. Kuralın kalkması takımları eşitledi; Visca’yı, Trezeguet’yi, Diagne’yi, Aleksic’i, Douglas’ı, Guilherme’yi bulan bir adım öne çıktı. Bir de VAR faktörü var tabii. Hakemler sahada eskisi gibi tedirgin değiller. Raconu vasıfsız eski hakemler değil, teknoloji kesiyor.
EN BÜYÜK HATASI COMOLLI
Aykut Kocaman ve ekibiyle yolların ayrılmasının doğruluğu zaten zaman içinde kanıtlandı. Volkan, Aatif, Dirar’ın kadro harici bırakılması da öyle. Hatta belki daha fazlası lazımdı. Futbol takımının organizasyonunda büyük sıkıntılar olduğu belli. Bazı kanayan yaraları kesip atmak doğru karar. Ancak yerlerine getirdiğiniz isimler yetersiz maalesef. Ali Koç’un en büyük hatası galiba Comolli oldu... Çünkü Cocu, Slimani, Benzia, Frey, Jailson, Reyes gibi bir sürü yanlışın ortak paydası Fransız sportif direktör.
BEŞİKTAŞ’IN DEV LİGİ’NİN TOZUNU ATAN 7 ASI GİTTİ
Beşiktaş’ın çöküşünün birden fazla sebebi var; elbette Güneş’te de gerileme söz konusu ama ben sorunlar dağının en tepesine yine kadro kalitesindeki düşüşü koyarım: Sadece 1 yıl önce Şampiyonlar Ligi’nin tozunu atan 12 as adamın 7’si gitmiş. 37 milyon Euro bonservis geliri kasaya girmiş, sadece 4 milyonu harcanmış. Takımın içi boşaltılmış. Gidenlerin yeri daha alt sınıf oyuncularla doldurulmaya çalışıldığı için bu yılki kadro daha kalitesiz. Kalanlar da aşırı deneyimli bir oyuncu grubu olduğu için takımın 1 yıl daha yaşlanması da yıpratıcı bir detay. Durum böyleyken Şenol Güneş’i göndermek hiç adil gelmiyor hâlâ bana...
TRANSFERİ GÖRMEK LAZIM
Ben Başakşehir’le diğerleri arasında 6 puanlık bir futbol farkı olduğunu düşünmüyorum. Zaten Başakşehir ikinci devreye Trabzon ve Kasımpaşa maçlarıyla başlıyor; o 2 haftanın sonucu bu farkın organik mi, suni mi olduğunu da gösterecek. Ben sadece Galatasaray ve Trabzon’un değil, Beşiktaş ve Kasımpaşa’nın da şampiyonluk şansı olduğunu söyleyebilirim. Şu anda Diagne Galatasaray’a gitse Galatasaray’ı, Beşiktaş’a gitse Beşiktaş’ı şampiyon yapabilir. O yüzden bir ocak transfer dönemini görmek lazım bence.
BURUN FARKIYLA TRABZON
Sanırım konsey tarihinin en zor sorusu olabilir bu... Fiyat/ performans paritesi açısından Antalyaspor ön plana çıkıyor. Başakşehir muazzam bir savunma oyunu dersi verdi. Bir Kasımpaşa maçına gittiğinizde 4 gol izlemeniz neredeyse garanti! Ama ben kürsüye burun farkıyla Trabzon’u çıkarırım. Bence ligde bilete ödediğiniz paranın hakkını en fazla veren takım. İliklerine kadar bir keyif takımı. Kaptanlık bandının Yusuf’ta olması bile size o ekibin futbolu hakkında fikir verir zaten. DAHA HIZLI KARAR VERiLMELi 6- HUKUK yaşayarak gelişen bir organizma... 10 yıl önce belki boş bir oda ve camdan dışarıyı seyreden iki memurdan oluşan, “siber suçlar birimi”, şimdi tüm emniyetin bir numaralı problemi... VAR’ın ilk yıllarını da böyle okumak lazım. Yaşayarak gelişecek elbette. Şu anda en büyük sorun bazı VAR incelemelerinde kaybedilen aşırı zaman. Sanırım pozisyonlar çok daha hızlı biçimde monitöre verildiğinde, hakemler de kenara gitmeden 3 boyutlu gözlüklerle izlediklerinde çok daha kolaylaşacak işler.
HAFTANIN ENLERİ:
HAFTANIN OLAYI: 4’er gol yemelerine rağmen Sivas sadece 4, Rize de 8 faul yaptı. Futbol oynamak isteyen genç hocalar artmalı ligde.
HAFTANIN TAKIMI: GALATASARAY
HAFTANIN HOCASI: MUSTAFA DENİZLİ
HAFTANIN FUTBOLCUSU: ABDÜLKADİR ÖMÜR
HAFTANIN HAKEMİ: HALİL UMUT MELER
UĞUR VARDAN
BUNUN BİRÇOK NEDENİ VAR BÜYÜK JÜRİDE
Ortada tek bir neden yok, üstelik sadece bu sezona ait nedenler de yok. Bir birikimin, halının altına sürekli olarak süpürülenlerin artık saklandıkları yere sığmaması türünden bir sonuç var ortada. Nedir bu nedenler? Yüksek maliyetlerle günü kurtarmak için kurulmuş kadroların miadını doldurması, Finansal Fair-Play, biriken borçlar, ülkenin yaşadığı ekonomik problemler, VAR uygulaması, Anadolu takımlarının daha bilinçli, bütçeleri doğrultusunda isabetli transferleri vs... Ve son olarak klişe unsur: Zaten yeterince basit bir oyun olan futbolu artık herkesin çözmesi!
JOSEF DE SOUZA İLE GIULIANO’NUN SATILMASI
Ben kurulmaya çalışan modelin doğru, çağdaş ve geleceğe yönelik olduğu kanısındayım. Lakin uygulamada büyük bir problem var. Futbolun doğası, özellikle köklü takımlar için radikal kararlar almak aşamasında uygun zamanları sunmayabiliyor. Fenerbahçe yarını kurarken bugünü kaybetme tehlikesi yaşıyor ne yazık ki. Ben en büyük hatanın, geçen sezon takımı zirve yarışında tutan De Souza ve Giuliano gibi kilit isimlerle yolların ayrılması olduğunu, bu vedalarla takım kimyasının bozulduğunu ve yeni gelen isimlerle aynı çizginin yakalanamadığını düşünüyorum. Evet, ekonomik açıdan satılmaları gerekiyordu belki ama ruh ve denge de onlarla birlikte gitti. Cocu’nun hazırlık dönemindeki takımına bakın, geçen sezonki çizgideydi; kopuşlar başladı, yeni kimya tutmadı ve arka arka sorunlar kıyıya vurdu. Sonrası da zaten panik...
ŞU AN GİTMESİ UYGUN DEĞİL
Artık endüstriyel futbolda vefa demode bir deyim. İki şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi’nde rekor ve fakat şimdiden “Yollar bir an önce ayrılmalı” korosu... Yeni kuşak refleksleri anlıyorum ve fakat belli bir yaş üstü seyirci için bu canı tezliği ve ‘hemen yenisi gelsin’ciliği pek kabul edemiyorum. Evet, bu sezon Şenol Güneş başarısızdır, çünkü artık elinde giderek yaşlanan, giden ‘özel’ yıldızlarını yerini dolduramayanlardan oluşan bir kadro vardır. Yolların ayrılması da normal lakin bu iş için uygun zamanın sezon sonu olduğu kanaatindeyim.
HEM PAŞA HEM TRABZON
Bence ikisi de. İkisi de ‘Clausura’da Başakşehir’i evlerinde ağırlayacak. Ve bu maçlar tabii ki ligin kaderini etkileyecek 90 dakikalar. Hatta zirve yarışını sürdürecek Kasımpaşa da lig maratonunun ilgiye değer öznelerinden biri olmaya elbette aday.
TRABZON HEYECAN VERDİ
Bana en çok Trabzonspor’un, son maçlardaki performansı heyecan verdi. Galatasaray maçı sonrası yalpaladılar, sonrasında Burak ve Onur’la yollar ayrıldı, takım kimyası ve ruhu oturdu, özellikle de Fenerbahçe ve Beşiktaş maçları, derbilerde aradığımız lezzet ve kıvamı sundu. Kasımpaşa da açık futboluyla dikkat çekti; çok attılar, çok yediler; ligimizin özel renklerinden olmayı başardılar.
SİSTEM OTURTULMALI
Futbol benim için sanattır ve VAR, bu sanatı mekanikleştiriyor. Ama öte yandan hayattaki öncelik, her alanda olduğu gibi burada da adaletin tesisidir. Sezonun ilk yarısında kimi acemilikler yaşandı, hayati hatalar da yapıldı ama yapılan hataların ardından benzer aksiliklerin yaşanmaması için çaba gösterildi. Zamanla problemlerin aşılacağı düşüncesindeyim. Ben değişiklikten ziyade, sistemin oturtulması beklentisindeyim. VAR’ın getirdiği en büyük farklılık ise sanırım ‘sevinme kültürü’ne dair oldu; artık attığınız gole anında sevinemiyor, VAR hakeminden gelecek onayı da bekliyorsunuz.
HAFTANIN ENLERİ:
HAFTANIN OLAYI: 15’lik Fehmi Koç ile 16’lık Mustafa Kapı’nın forma giyerek, lig tarihine geçmeleri...
HAFTANIN TAKIMI: KASIMPAŞA
HAFTANIN HOCASI: MUSTAFA DENİZLİ
HAFTANIN FUTBOLCUSU: ABDÜLKADİR ÖMÜR
HAFTANIN HAKEMİ: HALİL UMUT MELER
İLKER YASİN
BU BİR DEVRİM DEĞİL
Ne Anadolu devrimi ne de İstanbul’un çöküşü... Ülkenin yaşadığı krizin Türk futboluna yansımasıdır bu. 6.5 milyar borcu olan bir Fenerbahçe’nin, onca satılan mala ve futbolcuya rağmen 3 milyar borcu aşan Galatasaray ve Beşiktaş’ın yerlerinin burası olması, Fenerbahçe dışında yadırganacak bir şey değil. Aslında Anadolu takımları da borç batağında. Kulüpler iyi yönetilmiyor. Ne var ki bu tablo 2. yarıda değişir. Galatasaray ve Beşiktaş şampiyonluk hesapları yapar, F.Bahçe süratle yukarı tırmanır. Ve gelecek yıllarda bildiğimiz klasik puan tabloları oluşur. Genel olarak Türk futbolunda bir çöküşten söz etmek lazım. Milli takım, kulüplerin Avrupa performansı; her şey ortada. Bu kadar kötünün yanında en kötü resim Fenerbahçe’nin 16 puanla sondan ikinci sırada olması.
ZAGREB’DE GÖNDERMELİYDİ
20 yıl süren Aziz Yıldırım dinamiklerini 6 ayda değiştirmek mümkün değil. Hele hele bu işi Türkiye’yi bilmeyen (insan yapısını, kulüpleri, seyirciyi, medyayı) Comolli’ye teslim etmek, mali sıkıntıda miadı geçmiş bonservissiz futbolcuları toplamak ve kurumsal kimlik oluşturmada bu kadar aceleci davranmak Koç yönetiminin büyük hatasıydı. Kurumsallığa Fenerbahçe gibi kitle kulüplerinde bu kadar çabuk geçiş olmaz. Koç’un özde yaptığı doğrudur, düşüncesi Türk futboluna da kılavuz olacaktır. Comolli ve Cocu’yu Zagreb maçından sonra gönderip, ipleri eline almalıydı. İnandığı kurumsallık anlayışına sadık kalma düşüncesiyle geç kaldı. Şirketinde olsaydı çoktan gereğini yapmıştı. SORUN
ŞENOL GÜNEŞ DEĞİL
Sorun, Şenol Güneş sorunu değil. ‘Artık al al değil, sat sat’ felsefesiyle yürüyen başkana karşı çıkamadı Güneş... Yaşlı ve doymuş bir kadro ve satılan 9 birinci sınıf futbolcunun yerinin doldurulamamasıyla buraya gelindi. Güneş, Demirören’den milli takım için teklif aldıysa, Orman da izin verdiyse, gider. Yoksa kalır. Ne olursa olsun bir stoper, santrfor hücumcu orta saha ve sağ bek takviyesinin yanında, tüm futbolcular ve tabii ki Güneş ile başkan da kendisine gelmeli. Heyecan ve motivasyon yeniden kazanılmalı. At adımına göre değil, adamına göre yürür. Bence gitmeyecek, kalacak Şenol Hoca.
FAVORİM GALATASARAY’DIR
Şampiyonlukta favorim G.Saray’dır. Trabzon, Medipol Başakşehir ve Beşiktaş zirveyi zorlayacaktır. Kasımpaşa ve Evkur Yeni Malatya da UEFA bileti için yarışa katılır.
EN İYİSİ TAKIM MALATYASPOR
Bence Malatya... Erol Bulut’u kutlamak lazım. Çok az bütçeyle, yetenek olarak sınırlı futbolcularla müthiş bir takım yarattı. Belki oynanan futbolun kalitesi insanı heyecanlandırmıyor ama puan hesapları yaparak ve gerçekçi futbol oynayarak ilk yarının takımı oldu Malatya. Trabzon ve Kasımpaşa’yı da görmezden gelmemeli.
VAR VARKEN DE HATALAR VAR
VAR sistemine yıllar boyu FIFA karşı çıktı. Endüstriyel futbolun kodamanları artık, “Sahadaki hakeme değil, masada monitör izleyen hakeme güvenelim” dedi. Saha hakemleri kişiliğini kaybetti. Gözlerine değil, kulaklarına itimat etmeye başladılar. Masa hakemleri de her zaman doğru kararı veremedi. Masa, sahayı yönetti. VAR yokken de hata vardı, VAR varken de hatalar devam ediyor. Uygulamaya girdiğine göre, bu sistem sahada işlemeye devam edecek. Fakat çok hayati; sonucu etkileyecek kritik kararları sahadaki hakem VAR’a sormalı. Yoksa doğmadan ölür!
HAFTANIN ENLERİ:
HAFTANIN OLAYI: Fenerbahçe’nin devreyi sondan 2. bitirerek, lig tarihinde bir ilki yaşaması... · HAFTANIN TAKIMI: KASIMPAŞA
HAFTANIN HOCASI: MUSTAFA DENİZLİ
HAFTANIN FUTBOLCUSU: ABDÜLKADİR ÖMÜR
HAFTANIN HAKEMİ: HÜSEYİN GÖÇEK
MEHMET ARSLAN
BU TABLO FİNANSAL KRİZ TABLOSUDUR
Keşke bunun adına ‘Anadolu devrimi’ diyebilseydik ama ne yazık ki hepimiz biliyoruz ki bunun adı Türk sporunun içinde bulunduğu finansal çıkmaz. Büyükler transfer yapamadılar; konsantrasyonlarını sahadan daha çok ekonomik sorunlar için harcadılar ve ortaya böyle bir tablo çıktı. Tabii ki bu tablo Kasımpaşa gibi, Medipol Başakşehir gibi; hatta yeni takımların başarılarını gölgelemez ama dilerim onların tüm bu başarıları, gelecekteki devrimin işaretleri olur.
KOÇ, KEŞKE AYKUT KOCAMAN’I HİÇ GÖNDERMESEYDİ
Testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur. Ben Ali Koç ve yönetiminin sezon başı itibarıyla planlarının tamamıyla doğru olduğunu düşünüyorum. Bence en büyük hataları, Cocu ile sezon sonuna kadar devam etmemiş olmaları olacaktır. Ancak madem testi kırıldı. O zaman söyleyeyim: Keşke sezon başı itibariyle Aykut Kocaman ile yollarını ayırmasalar ve takımı tamamıyla değiştirmeden, birkaç takviyeyle devam etselerdi.
YÖNETİM GÜNEŞ İÇİN YA ‘DEVAM’ YA DA ‘TAMAM’ DEMELİ
Ne yazık ki Beşiktaş, ‘Şenol Güneş ve yönetim’ diye ikiye ayrılacak noktaya geldi. Güneş’i korumak adına yönetimi, yönetimi korumak adına da Güneş’i eleştirenler var. Bu çok tehlikelidir. Beşiktaş yönetimi bir an önce, ya Şenol Güneş’le bundan sonraki sezonlarda da devam edileceğinin, ya da devam etmeyeceğinin açıklamasını yapmalı. Taraftar Şenol Güneş üzerinden yönetime tepki gösteriyor. Bu ikilik, bu ayrılık böyle devam etmez, edemez!
ŞAMPİYONLUK YARIŞINDA BAŞAKŞEHİR’İN ÜÇ RAKİBİ OLUR
Kasımpaşa’yı niye yabana atıyorsunuz? Mustafa Denizli’le Kasımpaşa, Fatih Terim’le Galatasaray, Ünal Karaman’la da Trabzonspor, bu sezon itibarıyla lider Medipol Başakşehir’in en büyük üç rakibi olurlar diye düşünüyorum.
İLK DEVRE BANA EN KEYİF VEREN TAKIM KASIMPAŞA’YDI
Açık söyleyeyim, bu sezon karşılaşmalarını izlemekten en büyük keyif aldığım takım Kasımpaşa oldu. Ama eğer başarı lig sıralamasıysa tabii ki ilk devrenin takımı Medipol Başakşehir’dir.
YENİ OLSA DA VAR SİSTEMİ YÜZDE 95 BAŞARILI OLDU
Futbol izleyicisi ve kamuoyu olarak, anlık çözümlere o kadar yakınız ki; bir teknik direktör gelsin ve sihirli değneğiyle her şeyi değiştirsin! Bir yönetim gelsin, dünya kadar transfer yapsın ve böylece takım dizip şampiyon olsun istiyoruz! VAR ve hakemlere bakışımız da böyle: VAR sistemi gelsin ve her şey bir anda güllük gülistanlık olsun! Bu iş o kadar kolay değil, elbette. İlk yarı itibarıyla VAR’da bir takım sıkıntılar yaşadık ama genel hatlarıyla söyleyebilirim ki, yüzde 90-95 oranında başarılı oldu. Bu da çok iyi bir oran.
HAFTANIN ENLERİ:
HAFTANIN OLAYI: Terim’in 16 yaşındaki Mustafa’ya, Bülent Korkmaz’ın da 15 yaşındaki Fehmi’ye forma vermesi.
HAFTANIN TAKIMI: KASIMPAŞA
HAFTANIN HOCASI: MUSTAFA DENİZLİ
HAFTANIN FUTBOLCUSU: ABDÜLKADİR ÖMÜR
HAFTANIN HAKEMİ: ÜMİT ÖZTÜRK