Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2005 00:00
UEFA Olimpiyat Stadı'ndaki maçın her ihtimale karşı yedeğini kenarda tutuyor. Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın himayesinde olan kupa 11 Mayıs’taki F.Bahçe-G.Saray maçında olay çıkması durumunda Paris’e uçabilir.11 Mayıs günü Şampiyonlar Ligi finalinin provası olacak. Hem de öyle bir prova ki. Sanki patlıcan oturtma.Olimpiyat Stadı'nda
Fenerbahçe-Galatasaray Türkiye Kupası finali var. Bu iki takım daha sonra da lig şampiyonluğu için Kadıköy'de kapışacaklar. Fenerbahçe tarafı kaynayan kazanın altına yavaş yavaş odun atmaya başladı. Başkan Aziz Yıldırım, yardımcılarını ve yöneticilerini kullanarak, eyleme geçti.Galatasaray tarafında Başkan Özhan Canaydın henüz ateş etmeye başlamadı. O şimdilik topa basıyor. Ne de olsa eski bir sporcu. Ama o da bir müddet sonra yardımcılarını ve yöneticilerini mecburen devreye sokacak. Çünkü taraftarına karşı bazı sorumlulukları var.İşin enteresan tarafı, "Küfür olmasın, şiddet olmasın" diyenler perdenin önünde başka, arkasında başka oynuyorlar. Ne de olsa geçen yıllarda bazı şeyleri öğrendiler...!Muharebe olursa...Biz mutfaktakiler bunları biliyoruz. Ama yoldaki gariban bilmiyor. Yarın bir gün, İstanbul
Atatürk Olimpiyat Stadı'nda veya Fenerbahçe Stadı'nda Mercidabık Meydan muharabeleri olursa, bunların sorumlusu kim olacak.Şaka değil... UEFA Olimpiyat Stadı'ndaki maçın her ihtimale karşı yedeğini kenarda tutuyor. Şu anda İstanbul Belediye Başkanı'nın himayesinde olan kupa çok ani bir karar ve gece kalkacak bir uçakla Paris'e uçabilir. Aslında Futbol Federasyonu tarihi bir fırsatı kaçırdı. Ama geç kalmış değil. Örnek olsun diye tahrik edici beyanatlardan dolayı kulüp başkanlarına ceza verebilirdi.Tren kaçtı mı? Hayır.Yalnız size önemle şunu söyleyebilirim. Önümüzdeki yıl değişecek yönetmeliklerle UEFA cezaları aynen uygulanacak. Yani bu demektir ki, kulüp başkanı, yönetici ve teknik direktör eğer Disiplin Kurulu'ndan ceza alırsa, bırakın karşı tribün veya kale arkasını, stadın yanına bile yaklaştırılmayacak. Aynen Mourinho'ya verilen cezada olduğu gibi.Pankart meselesiGEÇEN hafta oynanan Fenerbahçe-
Beşiktaş maçında temsilcileri, "Niye asılan o iki pankartı indirmediler?" diye eleştirmiştim.Cevap geldi... Temsilcinin biri, stadın emniyetinden sorumlu en üst amirine diyor ki, "Bu iki pankartı indirtin, yoksa maçı başlatmayacağım.."Emniyetten sorumlu amir ise, "Ben bu kalabalıkta ve atmosferde o pankartları intirtemem" cevabını veriyor.Dönüyoruz BJK İnönü Stadı'ndaki bir başka maça... Yine bir temsilci diyor ki, "O karşı kapalının içinden şu şahısları alın..." Bu sefer oradaki emniyet amiri şu cevabı veriyor: ‘Ben Çarşı Grubu’nun içinden hiç kimseyi alamam.’Bunlar gerçek diyaloglar ve işin perde arkası. Şimdi tehlikenin ne kadar büyük olduğunu daha iyi görüyorsunuz değil mi?Şerefleriyle yok oldularPAZAR akşamı Maraton Programı'nda Sebat kalecisi Hakan'a 200 bin Euro maçtan evvel, 200 bin Euro da maçtan sonra otelde vereceğinin teklifini yapan Kenan Erol'un Trabzon Avni Aker Stadı koridorlarındaki görüntülerine şahit olduk. Geçen hafta kameralara Trabzonspor formasıyla çıkan bu şahıs, bu hafta hangi cesaretle Avni Aker'in koridorlarına girdi, merak ediyorum. Görüntülerden sonra Maraton’a bağlananan Trabzonspor Yöneticisi Sayın Hacısalihoğlu, bu şahsı tanımadıklarını, bu şahsın buraya nasıl girdiğini bilmediğini ve bu olay ile Kenan Erol'un Trabzonspor ile en ufak bağlantısının olmadığını söyledi. Şimdi ben sayın Hacısalihoğlu'na soruyorum...1- Kenan Erol, Trabzonspor'un Avni Aker'de oynadığı maçlarda soyunma odasının kapısından sorumlu muydu. 2- Her maça çıkarken futbolcular, bu şahıs ile çak yapıp öyle mi maça çıkarlardı. Şenol Güneş ve futbolcular bu şahsı tanımıyorlar mı?3- Kenan Erol, Trabzonspor'dan resmi olarak maç başına ücret aldı mı?4- Sebat-Kayseri ile aynı hafta oynanan Galatasaray- Trabzonspor maçında Kenan Erol'un hiç rolü oldu mu? (Bu soru, Sebat-Kayseri maçı başlamadan bir saat öncesi. Yani 12.30'a kadardır) Geometriye göre üç noktadan bir düzlem geçer..! Çünkü 12.30'dan sonra sahneye konan herşey, herhalde Sebat kalecisi Hakan sayesinde ters düz oldu.Eğer Türkiye'deki bazı savcılar izin verirse, bu soruların cevapları, tahmin ediyorum, ayna gibi karşımıza çıkacaktır.Geçte olsa konuşan Cafer... Ve Sebat kalecisi Hakan... Ama bugün piyasada yoklar. Şerefleriyle yok oldular. Öteki şerefliler! oynamaya devam ediyor.Türkiye'mdeki adalet seni çok seviyorum...!Vizyonsuz insanlarYILLARDIR Marmaris'e giderim. Karayolundan da, havayoluyla da da gelseniz, Gökova kavşağında kendinizi bulursunuz. Bakmayın şehirlerarası bir yol olduğuna, orada kırmızı yeşil ışıklı kocaman bir göbekli kavşak var. Marmaris de, Bodrum da, Fethiye de, Göcek de Muğla iline bağlı. Buraya gelen valiler de, belediye başkanları da bu ilçelerin kaymağını yiyerek, "Buralar bize bağlı" diye hava atarlar... Hayatta her şey para değil. Valilik de, belediye başkanlığı da vizyon ister.Gökova kavşağında kırmızı ışıkta durduğumda içim parçalanıyor. Kaç yeri bağlayan o göbekli kavşak, bir rezillik abidesi. Modern bir harabe. Yanında meşhur ağaçların arasından geçen eski bir Sevgi Yolu dediğimiz Marmaris yolu var. O da harabe. Ey valiler, ey belediye başkanları iki günde bir bu rezilliğin önünden geçiyorsunuz. Belki de siz kırmızı ışıkta da durmazsınız. O da ayrı bir konu. Çünkü size trafik cezası kalktı. Türkiye'nin bu yöresinde akşam toprağa bir kazık çaksan, sabah ağaç olur. Bu güzelim yörede oraya 15-20 tane gül fidanı dikmek, bırakın onu, zakkum saplamak, biraz ağaç dikmek çok mu zor? Ama dedim ya, Türkiye'de vizyonsuz insanlar, yıllarca haketmediği yerlere geliyorlar.Her şey var, hiçbir şey yokSPOR Bakanı Mehmet Ali Şahin Hürriyet'te çıkan "İşte şikenin belgesi" haberi üzerine kendisine yakışır biçimde çok kibar bir cevap yazmış... 1.5 sayfalık cevabın özeti şu sayın okuyucular...Bana verdiğiniz belgeyi Gençlik Spor Genel Müdürü Sayın Mehmet Atalay kanalıyla ilgili birimlere ulaştırdım. Ben bakanım, siyasetin spora girmesini ve hükmetmesini istemiyorum. Basketbol Federasyonu özerk bir kuruluştur. Bunlara bağlı Disiplin ve Tahkim kurulları da çok değerli hukukçulardan oluşmaktadır. Takdir edersiniz ki, benim yapacaklarım bu kadardır!Sayın okuyucular... TBMM Şike ve Şiddet Komisyonu’na çağrıldım. Oradaki milletveki arkadaşları çok heyecanlı bulmuştum. Hepsi iyi niyetliydi. Spor Bakanımız Mehmet Ali Şahin de çok iyi niyetli birisi...İşte Türkiye'de gerçekler bu... Şikenin belgesi var. Başbakan Yardımcısı ve Spordan Sorumlu Bakanımız Sayın Mehmet Ali Şahin var, Şike ve Şiddet Komisyonu var. TBMM var. Bir de bizim meşhur, iki kefesinin de yerden yüksek yüksekliği aynı olan bir adalet terazisi var. Yani herşey var ama hiç bir şey yok.Helal sana KasapTÜRKİYE'de çok güzel şeyler de oluyor.Bodrum'da Gözde Kasap diye bir yere girdim. Kasaba mı girdim, üst düzey bir uluslararası ameliyathaneye mi girdim, anlayamadım.Adam bir evvelki müşterinin etini kestiği bıçağı sterilize dolabına sokuyor, bir saat sonra bir daha kullanıyor. Helal olsun. Canlı insana da saygı var, ölü hayvana da...Bıçakçı'ya hançerBU yazı yazılırken, henüz Disiplin Kurulu Diyarbakır sahası hakkında bir açıklama yapmamıştı. Kapatılır mı bilmem. Sırada Fenerbahçe maçı olması, mutlaka rahatsızlık verir. Ama hiçte önemli değil. Daha ağır bir eylem yapılan Samsun sahası, ceza verilmesine rağmen, Tahkim Kurulu içinde Samsunlu bir yönetici olduğu için ceza rafa kalktı. (Herhalde Disiplin Kurulu’nun verdiği cezaya savunmayı da bu üye yapmıştır.)Hukuktaki en önemli olay, örneklemedir. Diyarbakır itiraz eder, Samsun'u örnek gösterirse, Tahkim cezayı kaldırır. Hoş, Tahkim'in ne yapacağı belli olmaz da.Levent Bıçakcı'nın kendi getirdiği bu kurul, Bıçakcı'yı arkadan harçerlemeye devam ediyor.Şahıslar kulüp tutabilirler, taraftar olabilirler, ama 2 Beşiktaşlı, bir Samsunlu, 3 Azerbaycanlı, 4 Çinli olursa, çıkan kararlar da aynen aşure gibi olur. İçine biraz da şarap atarsan, yiyince hiçbir şey anlamazsın. UEFA Tahkim Kurulu Asbaşkanı Levent Bıçakçı'nın anlamadığı gibi.
button