Güncelleme Tarihi:
Türkiye-İsviçre maçı sonrasında çıkan olaylarla ilgili FIFA'nın sürdürdüğü soruşturma kapsamında, Futbol Federasyonu'nun savunmasını üstlenen Alman avukatlar Dirk-Reiner Martens ve Julia Feldhoff, bugün yapılan son toplantıya ve çıkacak karara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Martens ve Feldhoff, gelinen son durumu özetleyerek, ”Türkiye'yi ceza almadan düşünmek, gerçekçi değil” dedi.
'ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK'
Gerçekleştirdikleri bugünkü son savunmanın ardından açıklamalarda bulunan Alman avukatlar, “FIFA Türkiye aleyhine bir karar verirse hukuksal açıdan ne yapılabilir” şeklindeki soruya, ”Biz elimizden gelen her şeyi en iyi şekilde yaptık. Diğer yorumların hepsi spekülasyon. Karar ne çıkarsa çıksın, Türkiye'nin ceza almayacağını düşünmek gerçekçi değil. Çok olay yaşandı ve bu olaylar hukuken tartışılabilir. FIFA'nın düzenlediği tüm soruşturma ve araştırmalar çok profesyonel geçti. Bu konuda şikayetçi olunmaması gerekir” şeklinde cevap verdiler.
TEK SUÇLU TÜRKİYE DEĞİL
Yaşanan olaylarda yalnızca Türkiye'nin hatalı olmadığını savunan Martens ve Feldhoff, “Bu olayda yalnızca bir taraf suçlu değil. Olaya karışan değişik taraflar var. Çok az bir farkla yenilip elenmek ne kadar stres yaratabilir, bunu herkes anlayabilir. İsviçre'de de olmayacak olaylar yaşanmış. İlk olaylar İsviçre'de başladı ve İstanbul'da devam etti, ama İsviçre'de olan biten hakkında az bilgi verildi. Ancak İstanbul'da olanların kesinlikle olmaması gerekirdi. Bu tür olayların tekrarlanmaması için özen gösterilmesi lazım” diye konuştular.
KAÇIŞ NORMAL DEĞİL
Alman avukatlar, “İsviçreli antrenörün maç biter bitmez soyunma odasına koşun” şeklindeki talimatı hakkındaki soruya ise “Sorgulama sırasında bunun üzerinde durduk, ancak İsviçreli futbolcular böyle bir şey olduğunu onaylamadılar. Bu komik bir durumdu. Bu kaçış futbolda normal bir prosedür değildir. Oyuncular kurul karşısında (korktuklarından dolayı kaçtıklarını) ifade ettiler, ama aslında sahada korkulacak bir şey yoktu. Sadece birkaç tane plastik bayrak sopasının atıldığı vardı raporda. Bu da tabii ki olmamalıydı. İsviçrelilerin neden böyle yaptığına kimse anlam veremiyor” cevabı verdiler.
DELİLLER GAZETE VE TELEVİZYONLARDAN
FIFA'nın delillerini genelde gazete ve televizyonlardaki fotoğraf, haber ve görüntülere dayandırdığı, polis raporları ve şahitlerin verdiği ifadelere çok yer verilmediği söylentileri konusuna da açıklık getiren Dirk-Reiner Martens ve Julia Feldhoff, bu yöndeki düşüncelerin gerçeği yansıtmadığını, FIFA'nın olaylara ilişkin olarak 30'un üzerinde şahit ve sanık dinlediğini ve bunun 4-5 kez tekrarlandığını belirterek, şöyle konuştular: “İfadelerine başvurulan kişiler orada olayı yaşayan kişiler. Onlardan daha iyi şahit bulamazlardı. Bazı polis ve güvenlik görevlileri de sorgulandı. FIFA bu konuda bizce elinden geleni yaptı. Bu şahitlerin söyledikleri FIFA kararında temel ve etkili olacaktır. Sorgulamalardan sonra yazılan belgelerden biz hem hukuken hem de FIFA'nın kuralları çerçevesinde değerlendirme yaptık ve herkesin görüşlerini kendimiz yorumladık. Doğru savunma yapıp yapmadığımız bu akşam belli olacak. FIFA'nın çok profesyonel davranışlarından şikayetçi olmamız mümkün değil. Karar her şeyi ortaya çıkaracak.”