Güncelleme Tarihi:
Rus Championat’ın muhabiri Anton Matveev, Beşiktaş’ın eski yıldızı Manuel Fernandes’i Türkiye aleyhine konuşmaya zorladı. Ruslar, 16 Şubat’taki F.Bahçe-Lokomotiv Avrupa Ligi maçı yaklaştıkça tansiyonu yükseltmeye çalışıyor. Ancak Ferdi Baba, Ruslar’ın tuzağına düşmedi, tahrik edici sorulara tokat gibi cevap verdi. İşte Championat’ta yayınlanan o röportaj:
-Türkiye’ye gitmek için iyi bir zaman mı?
Neden? Rusya ile Türkiye arasındaki politik durumun farkındayım. Ama politikaya girmek istemem. Bunun anlamı ne? Birçok hatıra ile bağlı olduğum ülkeye gitmek benim için mutluluk verici. İstanbul gibi harika bir şehirde yaşadım, Beşiktaş gibi büyük bir takımda oynadım, hoş insanlarla iletişim kurdum.
"TÜRKİYE'DE MENNUNİYETSİZLİK VERİCİ BİR OLAY YAŞAMADIM"
-Türkiye’de güvenlik problemi var mı?
Türkiye’de insanlar duygusal, tutkulu, bazen de çok fazla. Ama size, rakip futbolculara ve diğer insanlara saygı duyarlar. Türkiye’de 3.5 yıl boyunca memnuniyetsizlik verici bir olay yaşamadım. Evet Kasımpaşa maçında Beşiktaşlı bir taraftarla ilgili bir olay oldu ama o bir istisnaydı.
"TÜRKLER ENERJİ VE HAYAT DOLU"
-Türkler çok aktif, hatta sinir bozucu. Rusya sakin. Hangi model sana daha yakın?
Evet, Türkler durmadan konuşuyor. Bu sinir bozucu mu? Ama enerji ve hayat dolular. Bu harika. Sizin ülkenizde doğru insanlar farklı. Türkler ve Ruslar cennet ve dünya, gün ve gece kadar farklılar. Futbolda bu kendini açıkça gösteriyor. Rusya’da futbol çok çılgın değil. En azından sevgilerini göstermiyorlar. Türkiye’de sıradan bir futbolcu bile sokaklarda tanınır, eliniz yıpranır.
-Sen de öyle miydin?
Beşiktaş’a imza atmak için İstanbul’a ilk gittiğimde, kalabalıkla tanıştım. Sırf 15 dakika imza dağıttım. Tabii ki kolay değil ama çok hoş bir duygu.
-Bilic, “Türkiye’de futbol bir oyun değil. Türkiye’de futbol bir savaş” demişti. Ona katılıyor musun?
Pek sayılmaz. Futbol hala bir oyun. Ama Bilic’in ne demek istediğini anlıyorum. Evet, Türkiye’de futbolcular kalpleriyle oynar. Bazen duyguları sağduyularını gölgeler. Bu sahada doğru karar vermeyi zorlaştırır. Ama estetik açıdan Türkiye’de futbol yüksek seviyede.
-Futbol kalbi açısından Türk takımlarının Ruslar’dan bir üstünlüğü var mı?
Ruslar’ın sadece duyguya değil ortak yaşama ihtiyacı var. Ayrıca, yürek, zeka ve yetenek. Lokomotiv oynamaya çalışıyor. F.Bahçe ileriye tehlikeli çıkıyor. Türkiye’de taraftarlar sizin 12., 13., 14. oyuncunuzdur. Onlardan bunu kopyalamalıyız.
-Türk stoperler ayağını kırmaya çalıştı mı?
Hiç sakatlanmadım. Bu bir saygı meselesi.
BEŞİKTAŞ İÇİN YÜZDE 200'ÜMÜ VERDİM
-Real Madrid, Barcelona Bayern’de oynayacak kalitedesin. Ama hem Avrupa’nın sıradan takımlarında oynadın? Kendini ispatlayamadın mı?
Herkes en iyi takımlarda oynamak ister. Ben istisna değilim ama kariyerimde yanlış kararlar aldım. İdealimdeki bir kulüpte oynamadım ama ben seviyemi biliyorum.
-Kendini Türk taraftarlara ispatlaman gerekti mi?
Hayır. Her maçımda %200’ümü verdim. Bazen iyi bazen kötü oynadım. Ne yazık ki Beşiktaş’la şampiyon olamadım.
-Avrupa Ligi’ni kazanmak senin için ayrı bir motivasyon mu?
Başka nasıl olabilir ki? Avrupa şampiyonluğuna niye sevinmeyeyim? Avrupa Ligi güçlü bir motivasyon ama önce F.Bahçe’yi geçmeliyiz.
-Türkiye’de şaşırdığın şey neydi?
Sabah namazı. Fecr diyorlar. Ama problem bu değil. Sabah 5’te ezan okuyorlar.
-Sen ne yaptın? Onlarla birlikte dua ettin mi?
Hayır, ben Hristiyanım. Ama onlarla kalktım, evet. Ezanı dinledim ve sonra uyuyamadım. Sabah 5’te uyanmaya alışık değildim. Ama insanlara, dinlerine her zaman saygı duydum. Zamanla sabah ezanlarında uyanmamayı öğrendim. (Bahri ÇİFTÇİ - Akşam)