Güncelleme Tarihi:
Yarın akşam İsviçre’de Fenerbahçe sezonun ilk resmi maçında sahne alıyor. Hazırlık dönemi sona erdi. Futbolun konuşma zamanı geldi.
Hazırlık maçlarında Genk maçının onbeş dakikalık bölümü hariç Fenerbahçe’den bir ses bir ışık alamadı kimse. Galatasaray maçında ise takım 10 kişiydi, futbol anlamında söylenecek herşey yalan. Takım karakterinden bahsedilebilir belki ama karşıdaki takım Galatasaray olunca bu değerlendirme de havada kalır. Dolayısıyla Kocaman’lı Fenerbahçe’nin ilk maçı İsviçre’de olacak.
Fenerbahçe son yılların en ilginç sezonuna giriyor.
Birçok yönden.
1997-98 sezonundan beri kulübün başkanlığını yapan Aziz Yıldırım’ın çalışacağı 14. hoca Aykut Kocaman. Bu 14 hocanın 10 tanesini 2003’e kadar yiyip bitirmişti. Bunların arasında takımı ilk sezonunda şampiyon yapan Mustafa Denizli de var. Tüketilen bunca krediden, harcanan bunca transfer parasından ve yaşanan hayalkırıklıklarından sonra Aziz Başkan ilk kez bir sezona taraftarlarının şüpheli ve tedirgin bakışları arasında başlıyor. Tribünlerden birer birer ayrılan taraftar grupları, müşteri olarak görünmekten rahatsız olmaya başlayan Fenerbahçe’liler ve bu sezon başlarken yapılan son yılların en düşük kombine satışı bunların net göstergeleri. Seyircinin bir sonraki tepkisi Aziz Başkan’a yönelik olacak gibi.
Aykut Kocaman, şu futbol camiasında en sevdiğim, en takdir ettiğim isimlerin başında gelir. Ne zamandan beri? Taaa rekor golle şampiyon olunan senenin deplasmanda oynanan ilk Rizespor maçından beri. Sakatlığından dolayı hazırlık dönemine katılamayan Aykut yeni takımı Fenerbahçe’nin ilk lig maçında sonradan oyuna girmiş, tam 4 gol atmış ve zorlanan takımını farka taşımıştı. Uzanan mikrofonlara verdiği demeç, olgunluğu, dinginliği ve mütevazı tavrı ile girdi hayatımıza ve aynı çizgide devam etmeyi başaran çok ender kişiliklerden biri oldu.
Ne zamandır Aykut’un ismi geçiyor Fenerbahçe patronluğu için taraftar arasında. Bulunduğum ortamlarda bu sorulduğunda cevabım hep aynı oluyordu: ‘Ah, keşke. Ama bu başkanla bu yönetimle olmaz, yürümez.’ Şimdi Fenerbahçe yepyeni bir futbol şubesi yapılanması ile önce Sportif Direktör olarak işe aldığı Aykut Kocaman’ı binbir sahne ve olaydan sonra aynı zamanda takımın da başına getirdi.
Yıllardır Fenerbahçe’lilerin özlemini çektiği genç ve savaşçı takım, yaşlı yıldız değil genç yıldız adayları, altyapıdan A takıma gelen gençler. Takımın en iyi sonuçlar aldığı zamanlarda bile gündeme gelirdi: Daum hiç gençleri oynatmıyor, Zico Paf takımını tanımıyor filan. Şimdi transfer politikaları ilk kez uzun vadeli bir takım hazırlığını çağrıştırıyor, Aykut Kocaman liderliğindeki Fenerbahçe çok uzun zamandan beri ilk kez gelecek 5 yıldan bahsediyor. Geçen sezona başlarken Avrupa başarısı sorulan Daum ‘Önce ligi alalım, birinci adım olmadan üçüncüsü olmaz’ gibisinden konuşuyordu hatırlayalım.
Fenerbahçe en azından Aziz Yıldırım döneminde ilk kez futbol takımı anlamında gelecekle ilgili adımlar atıyor, ilk kez disiplinli, prensipli ve karakterli bir ekip olabilmek için çaba gösteriyor. Aykut Hoca’nın basın toplantısında ‘gelmek istemeyen futbolcuları getirtmek için verilen çabaların daha sonra tavizler gerektirdiğini’ söylemesi bile takımın başındaki düşüncenin değiştiğinin göstergesi.
Her değişimin bir bedeli var. Manchester United’ın başında şimdi Sir ünvanlı Alex Ferguson 6 Kasım 1986’da göreve başlamıştı. United’ın ilk şampiyonluğunu 1992-93 sezonunda. Alınan ilk kupa 1989-90 sezonunda. Manchester Ferguson’lu ilk üç sezonun ikisinde ligi 11. bitirdi. Sonrasını hepimiz biliyoruz ve hala gıptayla izliyoruz.
Fenerbahçe sezona çok iyi sonuçlarla başlayabilir, hiç beklenmeyecek şeyler olup bu sezonu şampiyon ve kupalarla da tamamlayabilir. O zaman değişim ve geçiş çok kolay olur. Ama tarih bize bunun daha çok masallarda olduğunu gösteriyor. Kapsamlı ve geleceği hedefleyen değişimler acıların içinden geçmeden gerçekleşmiyor genelde.
Fenerbahçe’nin daha önce sabır göstermediği Löw ve Hiddink’i tüm futbol dünyası tanıdı. Aziz Yıldırım’ın artık herkesin gördüğü özellikle son iki sezondaki hataları taraftarın sabır çıtasını çok düşürdüğü de doğru. Bu noktada Aziz Başkan’ın yapması gereken doğasına aykırı düşüp hocasının ve takımının gerçekten destekleyicisi olmak ve kişisel egosunu biraz geri planda tutmak. Kararlı ve sakin olmak.
Aziz Yıldırım’ın basın toplantısında ‘Türkiye futbolunun Aykut Kocaman’ın kişiliğine ihtiyacı var’ sözleri ne kadar doğru. Öncelikle Aziz Yıldırım’ın şu anda buna fena halde ihtiyacı var. Belki Aykut ezberimizi bozar, Türkiye’de düzgün insanlar da başarılı olabiliyor işte dedirtebilir bize.