Güncelleme Tarihi:
Fenerbahçe ile Başakşehir, Trendyol Süper Lig'in 16. haftasında kozlarını paylaştı. Kadıköy'de oynanan maç büyük bir mücadeleye sahne olurken, kazanan ev sahibi ekip oldu.
Ülker Stadyumu'ndaki maçta sahadan 3-1'lik galibiyetle ayrılan Fenerbahçe'nin gollerini Edin Dzeko ve Youssef En-Nesyri (2) kaydetti.
Bu skorun ardından puanını 35'e yükselten Fenerbahçe, maç fazlasıyla Galatasaray ile olan puan farkını 3'e indirdi ve 2. sırada takibini sürdürdü. Başakşehir ise 22 puanda kaldı ve 7. sırada yer aldı.
Karşılaşmanın ardından yazarlarımız Uğur Meleke ve Fırat Aydınus, kritik mücadeleyi köşelerinde mercek altına aldı.
İşte yorumlar...
Uğur Meleke: İlk yarıda daha iştahlılardı
Yaklaşık 68 saat sonra Kadıköy’de Fenerbahçe deplasmanına çıktı. Üstelik (sakat Muhammet ve Onur dışında) hemen hemen aynı 11’le. Siz pazartesi sabahı bu yazıyı okurken Başakşehirliler, bu kez de perşembe gecesi çıkacakları Cercle Brugge deplasmanı için hazırlanıyorlar.
Atan’ı rotasyon yapmadığı için de eleştiremiyorsunuz zira çok fazla da sakatı var. Perşembe gecesi Heidenheim önünde (kaleciler hariç) sadece 4 yedeği vardı. Dün de biri kaleci, üçü genç oyuncular olmak üzere toplam 7 adamı vardı kulübede. 45’inci dakikada Ba’nın inanılmaz sorumsuzluğuyla 10 kişi kaldıktan sonra da maksimum efor sarf ettiler. Ancak zamanla pilleri zayıfladı haliyle. Umarım perşembe gecesi Brugge’da kazanıp turu geçer temsilcimiz.
Fenerbahçe için de müsabakayı iki ayrı devre olarak değerlendirmek lazım. İlk 45 dakikada, yani maç 11’e 11’ken çok fazla net pozisyon üretemeseler de tutkuları yüksekti. 24’te Fred’in, 25’te İrfan’ın taçları hızlı kullanarak oyunun temposunu artırma çabaları dikkat çekici. Bir hafta önce Beşiktaş önünde düşük tempoya razı görünüyordu çünkü sarı-lacivertliler. Dzeko’nun ilk devrede (Tadic’siz bölümde) oyun kurucu gibi oynadığının altını çizmek gerek.
İkinci yarıda Fenerbahçe Tadic-Nesyri ile galip gelmeyi bildi ancak 53 ve 63’te Mourinho’nun panikle üç değişiklik sekans hakkını tamamlaması acemice. Elbette Mourinho’nun kariyerine saygı duyuyorum ama futbolda CV’ler değil, sezonluk performanslar yarışıyor. Portekizli Hoca’nın henüz Fenerbahçe’de tek bir ekstra fark yaratmışlığı yok. Hiçbir direkt rakibini, ligde Galatasaray, Beşiktaş, Samsunspor, Göztepe’yi, Avrupa’da Lille, Twente, Alkmaar, Bilbao’yu yenemedi. Derbilere 1 puan için çıkması, sezonun belki en kritik maçlarından birinde Bilbao önünde 1 yılda 4 geri pasla 4 gol yediren Samet’i oynatması... Üzülerek söylüyorum ki, evinde Devler Ligi ve Premier Lig dahil madalya koleksiyonu olan Mourinho, Fenerbahçe’de büyük bir fark yaratamadı şu ana kadar.
Fırat Aydınus: 3 gol, 3 puan var ama oyun olarak tat yok
İlk yarı itibarıyla Fenerbahçe adına futbol namına seyre hitap eden bir şey yoktu. Ne tempo ne baskı kuran Fenerbahçe’de tek pozitif şey Dzeko’nun klas vuruşu ve gol vardı. Başakşehir açısından ilk yarısı istatistik anlamında baktığımızda sıfırdı. 40. dakikaya kadar top ile mücadelede bir kör dövüşü varken bu dakikadan sonra topsuz alanda dövüşmeler başladı. İkinci yarı başladığında 10 kişi kalmış ekibine karşı baskı kurmaya başlayan Fenerbahçe şok bir gol yedi. Belki de 10 kişi kalmış rakibine karşı rahat bir galibiyet alacağı düşüncesi içerisinde beklenmedik bir gol ile karşılaştı. Bundan sonra Mourinho’nun değişiklikleri geldi. En-Nesyri’yi alarak çift forvete döndü. Tadic ve Mert Müldür’ü te sahaya sürdü. Oyuna giren futbolculardan Tadic’in ortasında En-Nesyri’nin kafa vuruşuyla öne geçti. Ve 3. gol yine En-Nesyri’yi kafa vuruşuyla geldi.
BECAO ‘BAŞIMA DARBE ALDIM’ DESE NE OLURDU?
Sonuç ne olursa olsun ki skordan bağımsız Fenerbahçe oyun ve mücadele olarak eksik kalmış rakibine karşı taraftarını tatmin edici bir oyun sergileyemedi. Açıkçası 3 puanı 3 golle alsa da tat vermedi.
Maçın ilginç anlarından birisi de Becao sakatlandıktan sonra F.Bahçe’nin 10 kişi oynamak zorunda kalmasıydı. Çünkü 63. dakikada 5 oyuncu değişiklik hakkı da tamamlanmıştı.
Peki size bir soru... Becao biraz önce başıma bir darbe almıştım ve başım dönüyor diyerek doktora söyleyip çıksa ve oyuncu değişikliğini bu minvalde yaptığını hakeme söyleseler ne olurdu? Sezon başından beri kuralın açık bir kapısı olduğundan bahsederken bu gibi durumları göz önüne alarak bazı şeyleri ifade etmeye çalıştım...
OZAN ERGÜN’ÜN GELiŞTiRMESi GEREKEN YÖNLERi BULUNUYOR
· Ozan Ergün’ün fiziği ve sahadaki duruşu iyi. Ufak tefek hataları muhakkak oldu ancak faul ve fena hareketlerde, disiplin cezalarında tolere edilebilecek hataları vardı. Tavsiyem ekibini topsuz alanlar konusunda yeterince hazırlaması ve çevre kontrolünü iyi yapması, pozisyonlarda yer almada biraz daha çalışması. Aslında maça iyi başladı. 40. dakikaya kadar ikili mücadelelere ve hafif temaslara müsaade etti, oyunu akışına bıraktı. Fakat tecrübe bir kararın doğru veya hatalı değerlendirilmesi ile bağlantılı değildir.
· 45+1’de Dzeko-Ba sürtüşmesinde oyunu başlatmasa, ekibinin uyarısıyla durdurup proaktif bir müdahalede bulunsaydı veya iki futbolcuyu kendi haline bırakmasa belki bu sonuçlar olmayacaktı. Ya da VAR’a gitmeden Ba’nın şiddetli hareketini kendi görüp değerlendirecekti. VAR’ın çağrısı ve kırmızı doğruydu. Ama tecrübe krizden sonra karar vermek değil, doğmadan önleyebilmektir.
OPOKU’NUN SZYMANSKi’YE MÜDAHALESi PENALTI
· 45+5’te Opoku topa dokunamıyor ve akabinde Szymansky’nin vuruşu kaleciden dönüyor. Opoku’nun eylemi devam ediyor ve Szymansky’ye müdahalede bulunuyor. Net penaltı.
· Tadic ve Piatek’in penaltı beklenen pozisyonlarında devam kararı doğru.