Güncelleme Tarihi:
Burak Akın / Spor Arena Detay
Fenerbahçe'nin genç file bekçisi Altay Bayındır, bu sezon gösterdiği performansıyla büyük takdir topluyor. 2020 / 21 sezonunda Fenerbahçe'nin kazandığı birçok maçta skora direkt etki eden kritik kurtarışlar yapan Altay Bayındır son Karagümrük maçının da kilit ismi oldu.
12 PUANI ALTAY KURTARDI
Ligin ilk yarısında Fenerbahçe'nin Kadıköy'de 2-1 kazandığı Karagümrük maçının 87. dakikasında Sabo'nun penaltısını kurtararak takımını galibiyeti getiren Altay Bayındır, deplasmanda oynanan dört maçta kalesinde devleşti. Denizlispor, Hatayspor, Karagümrük ve deplasmanda kazanılan Göztepe maçlarını tek farkla kazanan Fenerbahçe, bu mücadelelerde puan kayıplarının kıyısından döndü. Kalesinde devleşen Altay, bu dört maçta 8 puanın Fenerbahçe hanesinde kalmasını sağladı.
Altay, Kadıköy'deki Alanyaspor maçında ise 7 net kurtarış yaptı. Fenerbahçe'nin bu sezon topa en az sahip olduğu ve eleştiri oklarının Erol Bulut'a çevrildiği karşılaşmada Altay Bayındır, Süper Lig'de Fenerbahçe formasıyla ulaştığı en yüksek kurtarış sayısını tekrarladı. (Denizlispor ve Alanyaspor maçları kurtarış sayısı: 7)
PUANA DİREKT ETKİ ETTİĞİ MAÇLAR;
Fenerbahçe - Karagümrük: 2-1
Göztepe - Fenerbahçe: 2-3
Denizlispor - Fenerbahçe: 0-2
Fenerbahçe - Alanyaspor: 2-1
Karagümrük - Fenerbahçe: 1-2
Hatayspor - Fenerbahçe: 1-2
1.5 SENEDE DEĞERİ 18 KAT ARTTI; 11 MİLYON EURO
Hiç kuşkusuz Fenerbahçe, 2023'e kadar sözleşmesi bulunan Bayındır'ı bu performansını sürdürmesi halinde elinde tutmakta güçlük yaşayacak. Avrupa'dan birçok kulübün scoutları tarafından takip edilen Altay Bayındır'ın adı sezon sonu itibarıyla önemli takımlarla anılacak... Ankaragücü forması giyerken 600 bin euro piyasa degerine sahip olan Altay Bayındır an itibarıyla bu rakamı 11 milyon euroya çıkardı. (Veri: Transfermarkt)
YANAL 'AYAĞI İYİ KALECİ' İSTEYİNCE...
O dönem kadrosunu baştan aşağı yenileyen Fenerbahçe, kalede de radikal değişikliklere gidiyordu. Dönemin teknik direktörü Ersun Yanal'ın, Altay Bayındır transferindeki ısrarıyla sarı laciverti ekip kalesini sağlama almış oldu. Ersun Yanal'ın Altay'ı istemesinin altında yatan en önemli nedenlerden biri; taktik planda topun kaleciden başlatılarak oyuna doğru şekilde sokulmasını hedeflemesi oldu.
Ersun Yanal, kaybedilen Antalyaspor maçındaki performansıyla öne çıkan Altay Bayındır için şu ifadeleri kullanıyordu;
"Performansı değil hareketleri de olgun. 21 yaşında olmasına rağmen olgunluk olarak 40 yaşında gibi. F.Bahçe kalesine kendisini hazırlamış. 'Akıl yaşta değil başta' sözünün hayat bulmuş hali. Bu yaşta böyle bir seviyede kaleci Avrupa'nın çoğu takımında yok."
Altay Bayındır, geçtiğimiz aylarda Tam Saha dergisine verdiği röportajda futbolla tanışma dönemini şöyle anlatırken sürekli ayak oyunu çalışmalarını yaptığını, bunun da kendisini çok şey kattığını aktarıyor;
Futbol oynamaya her çocuk gibi mahallede başladım. Abim Yolspor'da oynuyordu, ben de orada başladım. Zaten küçüklüğümüzden beri kimse bize bir şey demeden bir merakımız vardı futbola. Bir an önce bir kulübün kapısından içeri girmek istiyorduk. Malzemelerin, çantaların kokusunu hâlâ daha unutmadım. O kıyafetlerin kokusu insanı farklı bir boyuta sokuyor. İnanılmaz bir heyecan veriyor. Yolspor'a abimle gidiyordum ama küçüktüm tabiî. O yüzden de gerideydim biraz. Sonra ilgimi görünce beni de aralarına aldılar. Takımın maskotu gibiydim. En küçük bendim. Oyuncu olarak başladım.''
SÜREKLİ AYAK OYUNUNDAYDIM
Mahalle aralarında, kendi oturduğum yerde asla kaleye geçmezdim. Kalecilik bana daha uzaktı. Küçüklükte kimse kaleye geçmek istemez malûm. Halı sahada bile böyleydi. Ben de bu bakış açısındaydım. Ama iyi ki de öyle yapmışım. Çünkü sürekli ayak oyunundaydım. Bu bana çok şey kattı. Ama okul takımında penaltılara kaldığımız zaman da kaleye geçiyordum. Boyum yaşıtlarıma göre o zaman da biraz daha uzundu. Kaleyi daha iyi kapatabiliyordum. Bir gün Yolspor'da antrenman yaparken, kaleci gelmemişti. Bana, "Altay kaleye geç" dediler. Benim de merakım vardı açıkçası… Geçtim kaleye. İki top kurtardım, hoşuma gitti. Biraz sardı ama "Hadi hocam yeter" dedim. Tamam, güzel de yeter yani… O zamanlar çok küçüktüm.
ANNEM 'VALLA OĞLUM SEN KALECİ OL' DEDİ
Ertesi gün idmanda hoca yine kaleye geçmemi istedi. Sonra alışma sürecim oldu. Beğenmeye başladım. O idman sonrası kalecilere baktım. Van Der Sar'ı, Buffon'u izledim. Eldivenleri, kıyafetleri ilgimi çekti. Bakıyorsun sahaya 10 tane oyuncu aynı, bir tanesi farklı. Bir tanesi daha gösterişli. Sonra hemen babama söyledim. O da sağ olsun bana eldiven aldı getirdi. Merakım daha çok arttı. Hatta annemle şöyle bir diyaloğum olmuştu hiç unutmam onu… Annem mutfakta yemek yapıyordu, yanına gittim ve "Anne sana çok önemli bir soru soracağım" dedim. "Buyur oğlum sor" dedi. "Ya ben ne yapayım? Kaleci mi olayım, oyuncu mu olayım?" diye sordum. Annem, "Valla oğlum sen kaleci ol. Sen yaparsın" dedi. Evde de mesela yatağa filan atlıyorum. Oradan alâka kurdu sanırım. Anneler bilir malûm. Hissiyatları yüksektir. Sonra eldiven filan gelince merakım çok arttı. Sonra kaleci idmanlarına başladım. Bursaspor'a geçtiğimde de altyapıda ciddi bir eğitim aldım.
250 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...