Fenerbahçem benim
Güncelleme Tarihi:
Fenerbahçem benim. Biricik sevgilim. Söyle senden başka kimim var benim.
Seninle ağlarım, seninle gülerim, söyle senden başka neyim var benim...
Fenerbahçem'i öyle özlemişim ki, sezonun ilk ciddi maçında yemyeşil çimlerin üstünde sarı lacivert renkleri görünce geçmişin tüm hatalarını bir anda unutuverdim.
Eee, kolay değil, 50 yıldır bu renklerle haşır neşir olmuşum. Yani ne söylememi, neler yazmamı istiyorsunuz?
Yok efendim Ahmet şöyleydi, Mehmet böyleydi, Ali olsaydı, Veli olmasaydı gibi eleştirilerle sezonun daha başında içimi mi dökmemi bekliyorsunuz?
Yoo, öyle yağma yok. Durun bakalım millet daha kumsallarda yanıp serin suların koynunda yaz mevsiminin tadını çıkartıyor. Benim garibim futbolcularım da, bu sıcaklarda haftalardır top koşturuyor. Onlara da hak vermek lazım. Üstelik sezona böyle şanssız olaylarla giren Beşiktaş'a dil uzatan da ayıp eder. Ama futbol adına Fenerbahçe'de bir Okocha seyrettim ki, zevkten dört köşe oldum. Ah bu sempatik arap bir de topu ayağında fazla tutmasa, Allah rakiplerini korusun.
Daha sezon başında olduğumuzdan ve iki takımda da teknik yönetimden yeni transferlerine kadar değişiklikler yapıldığı için muhteşem bir oyun da beklemiyorum. Ben futbolu, futbolcuyu ve futbola gönül veren yöneticilerle taraftarlar ve onları değerlendirip yönlendiren medyayı çok seviyorum. Siz de öyle yapın. Bakın önümüzdeki haftalarda, aylarda ne maçlar seyredip, ne güzel golleri alkışlayacağız. Skor ne olursa olsun, ben maçı kazanan F.Bahçe'yi kutluyor, Beşiktaşım'ın da üzülmemesini istiyorum. Kısaca, ‘‘Yaşasın futbol’’ diyorum.