Güncelleme Tarihi:
Yeri gelecek Kuzuların Sessizliği'ndeki Dr. Hannibal Lecter'ın yaşattığı gerilimi yaşayacak...
Yeri gelecek Sherlock Holmes'ten bir pasaj okur ya da izler gibi gibi meraka kapılacak...
Yeri gelecek bir Guy Ritchie filmi seyreder gibi heyecan ve aksiyona doyacak...
Yeri gelecek epik bir zafer ve dramatik bir yenilgiye şahitlik edeceğiz...
Seçim öncesi hakarete varan sert açıklamalar, mevcut yönetim ve yönetici adaylarına dair ortaya atılan iddialar, Jose Mourinho'nun imza törenindeki protestolar, yine transferindeki suçlamalar gösteriyor ki bizleri sinir harbi şeklinde, yüksek tansiyonlu bir seçim bekliyor.
Hem Ali Koç'un hem Aziz Yıldırım'ın son açıklamalarında yaptığı itidal ve sükunet çağrısı seçim günü kongre üyelerine ne kadar tesir eder bilinmez…
Fenerbahçe tarihinin en gergin, en olaylı, en heyecanlı seçimi olması muhtemel olsa da temennimiz olayların damga vurmadığı, kaybedenin kazanını tebrik ettiği bir seçim olması...
Temenniyi bir kenara bırakarak, 2018 seçimini de önümüze koyarak üst düzey bir güvenlik önlemi alınması gerektiği kesin.
FENERBAHÇE = SANSASYON
Fenerbahçe; her zaman yarattığı büyük heyecan, merak, ilgi ve etkiyle öyle bir enerji açığa çıkarıyor ki bir şampiyonluğun yaratabileceği etkinin çok daha fazlasını üretebiliyor.
Fenerbahçe başkanlık seçiminde bir kez daha gördük ki televizyon kanalları, gazeteler, dijital mecralar ve sosyal medyayı kapsayan seçim kampanyaları, röportajlar, vaatler hakkında kapsamlı haberler, analizler ve tartışmalar bir spor kulübü seçimlerinin yaratabileceği etkiden çok daha büyük ve kuvvetli...
Fenerbahçe seçimlerinde medyanın büyük ilgisi, taraflı-tarafsız tüm sporseverlerin meraklı takibi, adayların salt kongre üyeleri değil de tüm ülkeyi ikna etmeye yönelik çabası, sarı lacivertli camianın ne kadar büyük bir sivil toplum örgütü olduğunun göstergesi gibi.
Fenerbahçe; kazandığı başarılarla, kaçırdığı şampiyonluklarla, yaptığı ve yapamadığı transferlerle, saha içi ya da saha dışında yaşadığı polemiklerle, her zaman ve her durumda büyük etkileşim yaratan, sansasyonel bir kulüp olma özelliğini koruyor.
REKABETTEN GÜÇ DOĞAR
Rekabet sporun her dalında, her koşulda olumlu etki yarattığı gibi başkanlık seçimlerinde de ateşleyici bir güç olarak ortaya çıkar ve kulüp menfaatine birçok fayda sağlar.
Rekabet; yaratıcı, yenilikçi, somut projelerle kulübün başarısı ve finansal yapısı üzerinde olumlu etki yaratır.
Rekabetin getirdiği dinamizm; adayları daha cüretkar hedefler koymaya yönlendirirken daha çevik davranmaya ve daha iddialı olmaya iter.
Fenerbahçe'deki seçim yarışının Jose Mourinho transferinde de görüldüğü gibi kulübe olumlu katkı sağladığı kesin.
BÜYÜK KATKILAR SAĞLAMIŞ İKİ İSİM
Bir tarafta futbol hariç hemen her branşta Türkiye ve Avrupa'da zaferler yaşatan, Fenerbahçe'nin dünyanın en büyük spor kulübü olma hedefi ve iddiasını sürdüren, ekonomik olarak UEFA'nın kıskacına girmiş bir kulübü attığı adımlar ve yaptığı maddi desteklerle ayağa kaldıran (Faaliyet Raporu’na göre 240 milyon dolar), konu Fenerbahçe olduğunda gözünü daldan budaktan sakınmayan Ali Koç; diğer tarafta kumpas sürecinde Fenerbahçe için hapis yatan, konu camiasının menfaati olduğunda kavgadan kaçınmayan, yalnız sarı lacivertlilerde değil Türk sporunda tesisleşmesinde öncü olan, Fenerbahçe'nin dünyanın en büyük spor kulübü olmasındaki ilk adımları atan ve tüm branşlarda şampiyonluklar yaşatan Aziz Yıldırım var.
Seçimi kazanan 9 Haziran'da belli olacak ancak her iki adayın şu ana kadarki ortaya koydukları vaatler ve girişimler bizlere gösteriyor ki hem finansal hem sportif açıdan seçimin kazanını Fenerbahçe olacak.