Güncelleme Tarihi:
Milli araya lider girmenin önemine değinen ve taraftarlara desteklerinden ötürü teşekkür eden Koç, "Milli araya giriyoruz, milli araya lider girmek de iyi bir durum. Geçen sene de 7.haftada liderdik; 5 galibiyet, 2 beraberlikle 17 puan. Ondan sonra bir nebze baş aşağıya gitmeye başladık. Gerek buradaki şanssızlık, gerek ciddi hakem hataları ki hatırlarsınız Konya maçıydı, Pelkas’ın golü verilmemişti. Sonra böyle bir inişe geçmiştik. Dolayısıyla bu hafta şahsım adına çok çok önemliydi liderliği devam ettirmemiz. Milli araya lider olarak girmenin keyfi ayrıdır, siz bilirsiniz. Ama tabii birkaç vites artırmamız lazım, oynadığımız futbolla. Ama inanıyorum ki takım birbirine alıştıkça, yeniler takıma alıştıkça, herkes hocaya alıştıkça, hoca takımı daha iyi tanıdıkça iyi gideceğimize, daha iyi olacağımıza yürekten inanıyorum, orada bir şüphem yok. Allah bizi kazadan, beladan, sakatlıktan korusun. Onun dışında sağlam bir kadroyla devam ettiği müddetçe Fenerbahçe, sonuna kadar yarışı, şampiyonluğu zorlayacaktır, zorlayacak kapasitesi vardır. Önemli olan da taraftarımızın dönmesiyle iyi bir hava yakaladık. Ondan da memnunum. Taraftarımıza çok çok teşekkür ediyorum. İyi günde de kötü günde de yanımızda olduklarını en son Olympiacos maçında gösterdiler. Onlar her şeyin en iyisini hak ediyorlar. Tabii zaman zaman istem dışı diyelim maç istedikleri gibi gitmediği zaman bazı oyuncuları yuhalamalarını da anlıyorum ama tabii tasvip etmem mümkün değil çünkü biz kazanacaksak onlardan alacağımız güçle kazanacağız. Hem futbolda hem de diğer branşlarda desteğe devam etmelerini rica ediyorum. Buradan da biraz sonra basketbol maçımıza gideceğiz. İnşallah o maç da iyi biter." ifadelerini kullandı.
Takımın genel durumuyla ilgili soru üzerine Başkan Ali Koç, "Doğru yolda olduğumuzu söylüyorum. Arzuladığım futbola yaklaştık ama tam orada değiliz. Onun için az önce de ifade ettiğim gibi bir iki vites artırmamız lazım. Evet, maçları kazanıyoruz ama bundan sonraki süreçte maçları daha rahat, daha kuvvetli skorlarla kazanmamızı diliyorum. Onu da yapacak güce sahibiz. İyi hava yakaladık, gerek Samandıra’da gerekse de gittiğimiz deplasmanlarda, burada da aynı şekilde iyi de bir hava yakaladık. 21-22 bin bilet satma hakkımız var, inşallah bu rakamlar çoğalır. Bugün 20 bine yakın taraftar vardı. İlk haftalarda 8-10 bin kişiye oynuyorduk. Biz en azından maksimuma yaklaştık ama diğer stadyumlarda da görüyorum ki çok fazla boşluklar var. Ben halbuki tersini bekliyordum. 1,5 sene futboldan uzak kalıp, futbola aç kalıp statlara hücum edilir diye düşünüyordum. İlk başta olmadı ama en azından bizim stadımızda ibre full kapasiteye dönmüş vaziyette. İnşallah federasyonumuzda ilerleyen haftalarda %60-70’e çıkartır. Çünkü futbol taraftarla çok daha keyifli oluyor.” diye konuştu.
Hakem kararlarına değinen Koç, “Kendimle tartışıyorum, kendimle çelişki içindeyim bu konuya girip girmeme konusunda. Ama bizim de sabrımızın bir noktası var. Biz yönetime geldiğimizden beri söyleyeyim, benden önceki dönemi konuşmayayım, geçen sene için de aynı şeyi söyleyebilirim; yani burada konuşacak bir takım varsa, şikayet edecek bir takım varsa açık ara bu Fenerbahçe’dir! Yani bizim geçen sene en kötü hesaplara göre 15-16 hadi 10-12 puan diyelim ama 1-2 puanla şampiyonluğun belirlendiği bir sezon geçirdik. Hakkımız yendi! Biz de zaman zaman sesimizi çıkarttık. ‘Az konuşuyorsunuz, yumruğu masaya vurmuyorsunuz’ diye de eleştirildik. Bizim yoğurt yiyişimizin bu şekilde olduğunu daha önce de söylemiştim. Ama yani bizim başımıza gelenler bugün sistematik bir şekilde hakem üzerinden algı yaratmaya çalışan takımların başına gelseydi herhalde İstanbul’da kıyamet kopuyordu, Türk futbolunda kıyamet kopuyordu. Bu işlerde kendinize olan ve haksız olduğunuzu düşündüğünüz konular oluyorsa aynı zamanda rakibinizin de hakkı yendiği zamanda konuşmanız gerekiyor. Tek taraflı konuşma olmaz. Bu birincisi söylemek istediğim. Bizim Fenerbahçe Spor Kulübü olarak özellikle bir rakibimizin geçen sezonun sonlarına doğru başlayan sistematik bir şekilde gerek kendi maçlarına atanan hakemler üzerinde kurmaya çalıştıkları baskı, yarattıkları algıyla kurmak istedikleri baskı, gerekse de enteresan olanı muhtemel şampiyon rakiplerinin oynayacağı takımlarla oynanan maçlar önce de bir şekilde algıya yeltenmeleri artık kimsenin gözünden kaçmıyor. Bundan sadece Fenerbahçe değil pek çok kulüp rahatsız. Zaten geçenlerde bir kulübümüz de açıklama yaptı. Ben lafı evirip, çevirmem. Biz bunu artık sakin ve sükûnet içinde karşılamayacağız. Bizim de tribünlerimiz var. Olay tribünlere oynamaksa bizim de tribünlerimiz, taraftarlarımız var. Söz konusu kulübün taraftarından da çok daha fazla taraftarımız var. Bizler de yöneticileriz. Bizim de sorumluluklarımız var ama ağzımızdan çıkan laflara, gerek ben gerek benim yöneticilerim, gerekse de profesyonellerim dikkat etmek zorunda. Tüm büyük kulüpler bu şekilde davranmaya başlarsa, bu kaotik ortamın içinden çıkamayız. Evet, hepimiz hakemlerden şikayet ediyoruz. Performanstan memnun değiliz. Seviyelerinin çok daha yükseğe çıkmaları gerekiyor. Bu sahadaki performansından, VAR’ın kullanışından, hakem atamalarına kadar. Sadece sahada yaşanan 90 dakikadan bahsetmiyorum. Çok da güzel öneriler geliyor, niye bunlar yeterince kaile alınmıyor, bilmiyorum. İlk bunu biz söylemiştik, başkaları dillendiriyor. VAR hakemi ile orta hakem ayrı olsun. Bunu yapacak her türlü imkanımız var. Atamalar, bir veya iki kişinin dudağının arasında olmasın. Süper lige bir komisyon, diğer lige başka bir komisyon, hatta bir adım öteye gideyim, kura çekimi ile hakem atamaları yapılmalı diye düşünüyorum. Şu an bunun detaylarına girmeyeceğim ama sağlamak son derece mümkün. Evet, herkes şikayet ediyor. Biz de memnun değiliz. VAR’ın kullanışından memnun değiliz, standart yakalanamamasından memnun değiliz. Sivas’la maç yapıyor. 12 dakika maç durdu. Adam 7 dakika uzattı. Biz başımıza gelenlerden şikayet etmiyoruz, bu rakibimiz daha başına hiçbir şey gelmeden olabilecekleri ön görüp, varsayıp bir şekilde bana sorarsanız, yakışıksız bir şekilde bu konuyu gündeme getirmeye başladı. Biz de bir yere kadar durdurabiliriz. Geçen sene teşvik şikesi imasından, işte bir hakemin Fenerbahçe ile ilgili şirketlerde çalışıyor olmasından tutun, bir sürü laf ettiler. Tamam da bizim burada 4-3 yenildiğimiz maçta, dün Sivas maçında Josef de Souza’nın yaptığı dünyanın her yerinde kırmızı kart, ama ona da gireceksin. Diyeceksin ki ‘evet bizim hakkımız yendi ama burada da rakibin hakkın yendi’ Bu iş öyle tek taraflı olmaz ki. Dolayısıyla bir kere bizi bulaştırmasınlar. İkinci hafta başladılar, işte Antalya’nın penaltısı falan, herkesin penaltı dediği pozisyonun üzerinden bile bize dokundular. Bizim hiç alakamız olmayan konuda. Artık, dursunlar. Durmazlarsa bizde başka konulara girmek zorundayız. Bundan da herkes kaybeder. Türk futbolu için zararlı bir süreç olur. Rica ediyorum, hepimiz kelimelerimizi, söylemlerimize dikkat çekelim. Bu bir kişinin gayri ihtiyari konuşmasından filan ben bunlara değinecek insan değilim ama bu sistematik hale geldi. Geçen sezon sonu ve bu sezonla, bakalım milli arada neler söylenecek. Merakla bekliyoruz.” dedi.
Ali Koç takım ve oyuncularla ilgili sorulara da şöyle yanıt verdi:
“Yeni transferlerimizden daha çok beklentimiz var. Onlar da yavaş yavaş yerine getirecekler, sistem oturdukça ama ne hikmetse de Fenerbahçe’ye santrafor gelenlerin böyle bir talihsiz yani bizden ayrılıyorlar başka yerlere gidiyorlar. Bunu da ne ile açıklayacağım bilmiyorum ama Berisha’nın sadece attığı gol değil, yaptığı baskı, ara paslar. Berisha çok zeki bir oyuncu. Rossi çok zeki bir oyuncu. Hocamızın da oyuncu transferinde iki önceliği var. Hangi mevki olursa olsun, zeki olacak ve pırpır tarzda dediğimiz oyuncular olacak. Hareketli, bol koşan, 90 dakika enerjisi bitmeyen, yer değiştirecek oyuncular. Bu iki oyuncuda da bu var. Genç oyuncular. İnşallah üstüne koyarak devam ederler.
Fenerbahçe’nin büyüklüğü mü diyeyim, Fenerbahçe’nin konumumu diyeyim, devamlı bizde kaos ortamı yaratılmaya çalışılıyor. Ben bunu oyunculara da, hocaya da söyledim. Bunu yaratacak bir sıkıntı yok. Hocanın en büyük hayali Mesut’un liderliğinde perşembe günü maça çıkmaktı. Mesut’un en büyük hayali Avrupa’da bir kez daha kendini çok net bir şekilde göstermekti ama kısmet olmadı çünkü hastalandı. İki gün evvel Pelkas’da hastaydı. Pelkas iyi oynamadı biliyorsunuz, Pelkas’ı da eve yolladık, serumlar taktık, o yetişti maça. Ne yazık ki Mesut yetişemedi. Mesut buraya, Mesut’un kim olduğunu göstermeye geldi. Mesut buraya 7 yıl sonra Fenerbahçe’yi şampiyon yapacak kadronun lideri olmaya geldi. Onu da yapacaktır. Dünya’ya da kim olduğunu gösterecektir. Mesut bizim kaptanımızdır ama her zaman söylediğim gibi Arda Güler’den Sosa’ya kadar, kim olursa olsun bu formayı taşıyan herkes bu kulübün en büyük değeridir. Bunlara da sahip çıkmamız gerekir.
Ferdi’den çok memnunuz. Sözleşmesi biten oyuncuların hepsinden çok memnunuz. Zamanı geldiğinde onlara da bakacağız.
Öyle diyorsalar öyle olsun. Burada herhangi bir oyuncumuzun ticarisi olan sözleşmesinin maddelerine girmeyeceğim tabi ki ama 8’e 9’a alabiliyorlarsa gelsinler bakalım. Fenerbahçe taraftarı endişe etmesin. Kim dünya çapında bir oyuncu. Kim’i bir sezondan fazla burada tutabilirsek ne ala. Daha %60-70’iyle oynuyor."