Güncelleme Tarihi:
Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Alper Pirşen, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından açıklanan takım harcama limitleriyle ilgili bir televizyon kanalına açıklamalarda bulundu.
Pirşen’in açıklamaları şöyle:
"Erol hocamızın başarılı olmasını canı gönülden istiyorum"
Harcama limitleri teknik direktörlük konusunu etkilemiyor. Çünkü TFF’nin zorunlu pozisyonlarından biridir, teknik adam, teknik sorumlu. Dolayısıyla bir kulüp sadece maddi kısıtlamalar sebebiyle teknik sorumlusuz bırakılamaz. Hocamızın başarılı olmasını canı gönülden istiyorum. Her bir Fenerbahçeli'nin içine sindiğini tahmin ediyorum. Bu manada gerçekten fark oluşturacağına da inanıyorum."
"Federasyonun yaptığı açıklama bizim açımızdan komedi"
Şu anda bize istinaden yapıldığını düşündüğümüz açıklama ya da bizim gibi birkaç kulübe hitaben yapıldığını düşündüğümüz açıklama bizim açımızdan komedi. Çünkü açıklanan şeyleri kusura bakmayın bunu söylemek zorundayım ama federasyonun birçok yöneticisine tek tek izah etmek zorunda kaldık, bundan 1 sene önce. Yani bize geri izah etmeleri gereken detaylar değil bunlar. Teknik olarak bu konuları acı ama gerçek federasyondan çok daha iyi biliyoruz. Zaten bu konudaki çalışmaların da lokomotifi Fenerbahçe ve birkaç güzide kulübümüz olmuştur. Hatta federasyonun kendisinin bu konuda hiçbir katkısı olmamıştır. Onlar İspanya’dan devşirdiğimiz diyelim sistemin en önemli kısmı olan motorun beynini alıp çıkarıp çalışmayan bir araba haline getirmiştir, sistemi. Dolayısıyla federasyonun bu sürece tek katkısı bu olumsuz katkı olmuştur. Haliyle detaylı açıklama yapmalarına gerek yok, zaten biz zamanında her şeyi uzun uzun açıkladık. Bu birinci aşama. Peki, biz niye bu işe isyan ediyoruz? Öncelikle bugün bazı kulüplerden de açıklamalar geldiğini gördük; ‘biz, zaten hesaplayabiliyorduk bunları, bildiğimiz rakamlardı’ gibi açıklamalar yapıldı. Biz de hesaplayabiliyorduk. Bizim şaşırdığımız şu oldu; biz zaten federasyonun talimatlarına dayanarak yaptığımız hesaplamalarda harcama limitimiz eksi çıkıyordu. Ona rağmen zannedersem daha çok tepki toplamamak veya gülünç duruma düşmemek adına bize halen açıklamasını bilmediğimiz bir şekilde artı bir limit tahsis edildi. Ama yine gülünç bir miktar tahsis edildi. Bizim sistemle ilgili eleştirilerimiz, talimat uygulanmıyor ya da farklı uygulanıyor şeklinde değil. Burada biraz laf ebeliği yapıldığını düşünüyoruz.
"Aslında birkaç günlük güzel rüyaya yattılar"
Konu şu, geçen sene de iki yöntem vardı. İkisinin de ortalaması alındı. Üzerine belli bir miktar aşım payı bırakıldı %30, bu sene %15. Burada temel sorun şu, iki ayrı yöntemleri var. Bir tanesinde Futbol A.Ş.’nin solo hesaplarına bakılıyor, birisi de Kulüplerin konsolide yani dernek dahil hesaplarına bakılıyor. Bizim kulübümüzün konsolideki borçlarını Futbol A.Ş.’nin hesaplarının da içine bir daha katıyorlar. Yani iki ayrı hesaplamada da bizim kredi yüklerimizin tamamını düşüyorlar, oranlı bir şekilde düşmüyorlar. Bu hesaplama metoduyla da bizim limitlerimiz hep eksi çıkıyor. Bu detay önemli, lisans tarafından Serdar Bey kanallara çıkıp izah etti. Ben size halkın çok daha rahat anlayacağı detay vereyim. Birincisi borçlu bir kulüp zaten anaparayı ödeyemez. Sadece biz değil, neredeyse Türkiye’deki spor kulüpleri faaliyetlerinden devamlı zarar eder durumdalar. Bu durumda biz zaten borçlarımızı ödeyemez bir durumdayız. Bu nedenle bazı kulüpler yapılandırmayla bir miktar sıcak para alarak borçlarını ötelediler. Aslında birkaç günlük güzel rüyaya yattılar. 04.12 ısrarla söylediğimiz gibi birkaç sene içerisinde zaten bu kulüplerin de milyarlarca Türk Lirasını 1 yıl içinde ödeme yapmaları lazım, bu da mümkün değil. Bu da limitlerinden düşürülecek o senelerde. Yani burada o kulüplerimiz için problem ötelendi. Bugün güllük gülistanlık açıklamalar yapan, ‘Biz zaten hesaplayabiliyorduk’ diyen kulüplerimiz inşallah 2-3 sene sonrasını da hesaplayabiliyordur. Biz dolayısıyla hep sistem eleştirisi getirdik. Biz, talimatın değiştirilmesi gerektiğini söylüyoruz; talimat bize farklı uygulandı demiyoruz. Dolayısıyla burada bir çarpıtma var. Burada çok önemli bir detay var. Kamuoyuna yansıdı mı bilmiyorum ama biz 18 kulübün altına imza attığı bir çalışma yaptık, 3 büyüklerin önderliğinde ve bütün kulüplerin de katıldığı, herkesin de imzaladığı talimatın değişikliğine ilişkin bir çalışma yaptık. Bu çalışma Türkiye Futbol Federasyonu’nun önüne götürüldü. Sonra 18 kulüp bir araya gelip federasyonla bu konuyu görüştüğünde maalesef bir kulübümüz bir ayrıklık yaptı. Daha önce imzaladığı belgeden caydı ve bir şekilde talimattaki bu önerdiğimiz sistemin daha doğru çalışmasına yönelik değişiklikler kabul edilmedi. Sadece bir kulübün bir şekilde rızası olmadan, bunun kim olduğunu kamuoyu zaten tahmin edebilir. Fazla detaya gerek yok. Burada önemli olan şu, 17 tane kulübün ortak iradesiyle bildirdiği yöntem vardı, bu dinlenmedi. Şimdi bunun açıklamasını belki biz kulüplerle istişareyle bunu yaptık. Kulüpler size bunu hazırladı, verdi. Siz bu sistemin en iyi çalışacak en önemli detaylarını alıp değiştirdiniz geçen sene. Konu da burada tıkanıyor. Bu işin teknik boyutu. Geliyorum uygulamadaki yaklaşımlarına. Biz şu anda imkansız bir projeyle uğraşıyoruz. Bütün kulüpler neredeyse bu durumda. Burada en yüksek limit açıklana kulüp bile mevcut harcamalarının %40 ya da %30 altında limitlerle uğraşacak. Nasıl başa çıkabilecekler inanın bilmiyorum. Burada hiç kimsenin durumu diğerinden iyi değil. Burada da yapı şöyle çalışıyor. Örneğin ben bugün yıllık maaş olarak 5 milyon Euro maliyetli futbolcumdan kurtulmak istediğimde yerine de 100-200 bin Euro’luk 2-3 tane genç yeteneği getirip, oynatıp yurt dışına 5-10 milyon Euro’ya veya 20 milyon Euro’ya satıp kulübüme gelir elde edip borçlarımı kapayabilmek istediğimde sistem diyor ki, sen önce bütün sözleşmelerinden kurtul, önce limitin altına düş, ondan sonra oyuncu tesis edebilirsin. Böyle bir yapıda ben genç ve ucuz oyuncuları tescil etme imkanım olmadığında elimdeki mevcut yüksek maliyetli oyunculardan kurtulmamayı tercih edeceğim doğal olarak. Sözleşmeden kurtulmanın tek yolu var, bütün sözleşme ücretini ödemek kendisine ve bu da zaten mümkün değil. Dolayısıyla peyder peydir, şişkinliği almak gerekirken biz balonu patlatma projesindeyiz. Dolayısıyla bu proje imkansız bir proje. Yine burada TFF bir ay içinde UEFA’nın da yönlendirmesiyle ‘biz bu kararı aldık’ diyor. Bir ay içinde alelacele yapılmış bir işlemden bahsediyoruz. Bu arada UEFA’ya bu tip bir yeniden yapılandırma ve yeniden yapılandırma anlaşması, borçların yeniden yapılandırılmasıyla ilgili anlaşmaların yapılması için tavsiyede bulunan, ‘bunu yapalım’ diyen zaten başta Fenerbahçe’dir. Ama önümüze konan ne Bankalar Birliği’nin sunduğu yapılandırma projesi ne Federasyonun önümüze koyduğu lisanslandırma projesi kabul edilebilir değil. Spora uygun değil, spora teşvik edici değil, operasyonun sürdürülmesine teşvik edici değil. Dolayısıyla fikir babası biziz ama bu canavarı biz üretmedik. Bu canavarı maalesef yanlış eller üretti.