Güncelleme Tarihi:
Bu değerlendirmeden önceki yazıda Fenerbahçe’nin sezonun gidişatı açısından artık bir reaksiyon vermesinin gerekliliğinden dem vurmuş, CSKA Moskova ve Olympiakos karşılaşmalarının masada yeniden söz sahibi olabilmek adına hayati önem taşıdığını belirtmiştim. Sarı lacivertli ekip, kişisel beklentimin de ötesine geçerek elzem hale gelen takım odaklı tepkiyi, Ekpe Udoh liderliğinde, CSKA Moskova karşısında göstermeyi başardı.
Sisteminin en önemli parçalarından Bogdan Bogdanovic’in olmadığı, Jan Vesely’nin uzatma çeyreği hariç oyuna olumlu hiçbir katkı yapamadığı, Kostas Sloukas’ın çok kötü gününde olduğu maçta Fenerbahçe, EuroLeague’in halihazırdaki en iyi takımı CSKA Moskova’yı deplasmanda devirerek rakibinin 17 maçlık iç saha yenilmezlik serisine son verdi. Üstelik bunu, beş dakikalık uzatma çeyreğinde Rus ekibini dumura uğratarak yaptı. Tek solukta okuyunca rüya gibi değil mi?
Ekpe Udoh…
Birleşik Amerikalı oyuncu, neden Avrupa’da forma giyen en iyi basketbolculardan biri olduğunu dün akşam tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi. Takımının gerek hücum gerekse de savunmada tıkandığı her aksiyonda imdada yetişen ve ilk çözüm alternatifi olarak CSKA’nın canına okuyan Udoh, sarı lacivertlilerin maç boyunca oyun akışının içerisinde kalıp, rakibe direnç gösterebilmesinin en temel sebebiydi. 17 sayı, 11 ribaund üretip, double double istatistiğini kayıtlara geçirmesinin yanı sıra beş de blok yapan Ekpe Udoh, 33 verimlilik puanı ile EuroLeague’de haftanın en değerli oyuncularından biri oldu. Tabii tüm bu istatistiklerin ötesinde onu en değerlilerin arasında müthiş bir pozisyona yerleştiren şeylerden biri de maç sonunda Koç Zeljko Obradovic’e sarılışında saklı…
Fenerbahçe nasıl kazandı?
CSKA Moskova ekseriyeti ile Nando de Colo sağlıklıyken hem set aksiyonları hem de geçiş hücumlarını layıkıyla yerine getirebilip, topsuz oyun ve perde değişimlerinde rakiplerini çaresiz bırakabilen takım kimliğini uzun süredir o kadar net bir biçimde hissettirdi ki bu kimliğin biraz dışına çıkıldığında neler olabileceğini, bu sürecin antitezinin nasıl bertaraf edilebileceğini Rus ekibi dahil herkes unutmuştu, bir kişi hariç: Zeljko Obradovic.
Koç Dimitris Itoudis’in ekibinin Darüşşafaka Doğuş’a kaybettiği maçtan farklı olarak bu karşılaşma, yüksek oyun içi yoğunluk ve set temposunda kaybedilmedi. İtiş kakışın bol olduğu, Fenerbahçe’nin sadece belirli şeyleri iyi yapabildiği bir kırk beş dakikadan, o belirli şeylere çözüm üretemeyerek mağlup ayrıldı CSKA Moskova. Gigi Datome’nin varlığından ötürü topu yere vurup, ya da topsuz oyundaki hareketlilik neticesinde sarı lacivertlilerin canını fazlasıyla yakan çabuk forvet sendromunu işleme düşüncesine gereğinden fazla odaklanılıp, diğer temel doğrular ikinci plana bırakıldığı için ilk çeyrek hariç topsuz oyun akışında Fenerbahçe’ye net bir üstünlük kuramadı Rus ekibi. Esasında buradaki problemi, söz konusu eşleşmenin muhtemel avantajlı tarafı Cory Higgins’in mücadeleyi tamamladığı verimlilik puanına bakarak da yorumlayabiliriz. (-4)
Fenerbahçe, pas temposunu düşürmeden kullanılan top adedini düşürerek basketbol felsefesinin mevcut defolarını halının altına süpürmeye çalışan ve bunu da çarklardan ikisi işlediğinde yeterli seviyede yerine getirebilen bir ekip. Sarı lacivertliler, dün akşam Kostas Sloukas’ın çok kötü oyununa rağmen tempoyu kontrol etmeyi bildi, pozisyon sayısını istediği seviyede tuttu ve sonuca gitti. Galibiyeti getiren önemli unsurları kısaca aşağıdaki gibi toparlayabiliriz.
1) Pozisyon sayısı ve set temposu kontrol altında tutulurken topsuz oyun savunmasındaki zaaflar Ekpe Udoh ve Nikola Kalinic’in muhteşem performansı ile maç boyunca tolere edildi.
2) Jan Vesely-Ekpe Udoh ikilisinin hücum akışındaki alan paylaşımında, Çek oyuncunun formsuzluğunun da önemli etkisi neticesinde, problemler yaratması Pero Antic hamlesini zorunlu hale getirdi. Makedon oyuncunun varlığı sebebiyle oluşabilecek savunma sorunları ise CSKA’nın Fenerbahçe’nin temposuna ayak uydurmasıyla çok fazla gün yüzüne çıkmadı. Aslında burada takım halinde ortaya konan savunma disiplinin Rus ekibinin süreçteki bazı hamlelerini geri püskürttüğünü belirtmekte yarar var. Örneğin üçüncü çeyrekte Andrey Vorontsevich’in bulduğu üç sayılık basketlerden sonra organizasyon düzeyinde kopukluk olmaması bu sezon izlediğimiz Fenerbahçe için olumlu olarak nitelendirilebilecek bir değişimdi.
3) Koç Obradovic’in Kalinic’i iki numaralı pozisyonda değerlendirip, takım boyunu uzatarak üç katmanlı savunma sisteminin geçiş kalitesini maksimum seviyeye çekme isteği… Sırp oyuncunun bu pozisyonda yer aldığı aralıktaki her aksiyonda, perde değişimlerine rağmen ters eşleşme yakalayamayan CSKA’nın çözüm planı sekteye uğradı.
Bobby Dixon ve Milos Teodosic
Zeljko Obradovic’in de maçtan sonra ifade ettiği gibi ‘’Kararlı Bobby Dixon’’ sarı lacivertlilerin takım halinde ortaya koyduğu zihinsel direncin meyvesini kazandıran isim oldu. Kariyerinin en iyi akşamlarından birini geçiren Birleşik Amerikalı oyun kurucu, Fenerbahçe’nin hücumda tıkandığı her saniyede gerek çembere giderek gerekse de bire bir hücum aksiyonlarını doğru sekansta neticelendirerek yarattığı ivme ile bu gösterişli galibiyetin en değerli paydaşlarından biri oldu.
Dixon için bir paragraf ayırmışken Teodosic’e de değinmemek olmaz. Harika bir sezon geçiren ve sakatlıktan yeni dönen yıldız oyun kurucu (6/17) saha içi isabeti ile mücadele ettiği akşamda dokuz top kaybı yaparak oyun akışının Fenerbahçe’nin istediği yönde biçimlenmesi ve tempo kontrolünün temsilcimize geçmesine ufak da olsa katkıda bulundu.
Fenerbahçe hayata döndü, artık yeniden oyunda!
Takımda haftalardır gözüken tepkisizlik ve zihinsel yorgunluğun kırılabilmesi adına en zor maçı, en iyi şekilde geçmeyi başardı Fenerbahçe. Uzatma çeyreğinde oynanan kusursuza yakın basketbol ve ortaya konan oyun karakteri, EuroLeaague sezonunun geri kalanı için bir mesaj niteliği taşıdığı gibi bir süre sonra kendi yetilerini sorgulamaya başlayabilecek bir yapı için de inanılmaz bir öz güven kaynağı yarattı. Beş dakikada Avrupa’nın en formda takımına yirmi sayı atıp, sadece dört sayı yemenin ortaya çıkaracağı zihinsel gelişim ve enerji sarı lacivertlilerin masadaki sandalyesini yeniden kazanmasını sağladı.
İkinci yarıdaki fikstür avantajını da göz önüne aldığımızda Koç Zeljko Obradovic’in öğrencilerinin gelen galibiyetinde ötesinde hayati bir zihinsel eşiği olabilecek en olumlu senaryolardan biriyle aştığını belirtmekte yarar var. Olympiakos deplasmanında alınacak bir galibiyet ise bu eşiğin artık tamamen aşıldığı ve oyuncu grubunun halihazırdaki baskıyı kırabildiğinin en büyük delili olacaktır.
Sarı lacivertliler için sezon şimdi başlıyor…