Güncelleme Tarihi:
Hürriyet Yazarları Uğur Meleke, Güntekin Onay, Fırat Aydınus ve Mehmet Arslan, Futbol Konseyi'nde haftanın maçlarını ve yaşanan gelişmeleri masaya yatırdı.
1- 7’de 7 yapan Okan Buruk derbide de taktiksel olarak övgü topladı. Siz nasıl buldunuz Buruk’un Barış ve Berkan tercihlerini?
MEHMET ARSLAN: DENiZLi’NiN ALi GÜNEŞ SÜRPRiZi GiBi
Kazanan her zaman haklıdır. Ama bu kez Okan Buruk 2 kere haklı. Hatırlar mısınız, Mustafa Denizli, Fenerbahçe’nin başındayken 6 Mayıs 2001’deki Galatasaray derbisinde Ali Güneş’i sürpriz bir şekilde golcü olarak oynatmış ve maçı kazanmıştı. O maçın ilk golünü de Ali Güneş atmıştı. Okan hoca, taktik - oyun planı ve sahaya sürdüğü 11 ile 2 kez tebrik hak ediyor. 1 hafta boyu rakibi doğru analiz etmenin ve çalışmanın karşılığını. Sadece bu da değil, oyuncu tercihleri ile risk alma cesaretini de gösterdi. Bu cesaret liderlerin göze alabileceği türden bir cesaretti.
GÜNTEKiN ONAY: PLANI ÇOK CESURCAYDI
Okan Buruk, derbiyi maçtan önce defalarca kafasında oynamış ve tamamen Fenerbahçe’nin zaafları üzerine kurulmuş bir stratejiyle sahaya çıktı. Pas yapma, topa sahip olma gibi bir kaygısı olmadan direkt hücumlarla Fenerbahçe’nin çizgi savunmasının arkasına hızlı oyuncularıyla defalarca sarktı. Yaptığı hamlelerle de son darbeyi vurdu. Cesur plan başarıyla gerçekleştirildi ve son yılların en görkemli derbi galibiyeti geldi.
UĞUR MELEKE: KASIRGA KASTAMONU MAÇIYLA BAŞLADI
İslam Çupi’nin bir maç yazısının manşetini hatırlattı bana bu müsabaka: “Her şey sağ bekin lahana dolmasını fazla kaçırmasıyla başladı”. Çupi o yazısında küçük bir detayın bir kelebek etkisi yaratarak nasıl devasa bir hadiseye evrilebileceğini anlatıyordu ki Galatasaray’ında kasırgaya dönüşen bu performansı da önemsiz görünen Kastamonu kupa maçıyla başlamıştı. Buruk o maçta Berkan, Rashica, Dubois, Barış gibi az şans bulan oyuncularını kullandı ve o futbolcular zaman içinde rotasyonun ana parçaları haline dönüştüler. Hayatta alternatifin kadar iyisin. Buruk sezon başındaki 11’ine zaman içinde iyi alternatifler yarattı ve bunun ödülünü yedide yediyle aldı.
FIRAT AYDINUS: DiĞERLERiNiN TAKTiĞi DE AYNI
Aslına bakarsanız Galatasaray’ın oynadığı taktiğin, sezon başından beri diğer takımların Fenerbahçe ye karşı sergilediği taktiklerden bir farkı yoktu. Sadece kaliteli ayaklara sahip olması sonuca gitmesinde büyük etken oldu. Buruk’un sahaya sürdüğü kadro ve uyguladığı taktik doğrultusunda Kerem, Mertens ve Barış’ın performansları galibiyette başrol oynadı. Galatasaray, Fenerbahçe’nin ağır defansına karşı çabuk ve hızlı futbolcularıyla sonuca nasıl gidilmesi gerektiğini açıkça gösterdi ve haklı bir galibiyet elde etti.
2- Dünya Kupası sonrası düşüş yaşayan Fenerbahçe’de eleştiri okları Jesus’un üzerinde. Sizce Portekizli’nin formu mu düştü?
FIRAT AYDINUS: HIZLI VE ÇABUK FORVETLER KARŞISINDA YETERSiZLER
Jesus da aynı Jesus, Fenerbahçe de aynı Fenerbahçe. Değişen bir şey yok oynanan sistem itibarıyla. Kimi takımlar Fenerbahçe’ye karşı istediklerini sonucu alamadı, kimileri bu sistem karşısında uyguladıkları taktikle sonuca ulaştı. Tek fark bu. Ama şöyle bir gerçek de var ki; Fenerbahçe’nin ağır defans üçlüsü hızlı ve çabuk forvetler karşısında arkalarına ve aralarına atılan paslarda yetersiz kalıyor. Ayrıca maç içinde oyuncu değişikliği haricinde taktik ve sistem olarak Jesus gibi bir hocanın bir B planının olmadığı Galatasaray maçında kendini açıkça gösterdi. Fenerbahçe’nin ‘ya herro ya merro’ taktiği farklı galibiyetler alabilmeyi mümkün kılsa da bu gibi skorlara da maruz bırakacağı net biçimde ortaya çıktı.
UĞUR MELEKE: KENDiSiNi ÖVDÜĞÜMÜZ NOKTALARDA HATA YAPIYOR
Bu derbinin galibi kesinlikle Okan Buruk, mağlubu da şüphesiz Jorge Jesus... Jesus’u Kasım’a kadar hangi özellikleriyle övdüysek Aralık-Ocak’ta tam da oralardan fire verdi: Sezon başında Jesus’un ideal bir 11’i yoktu, ideal 25’i vardı. Bugünse takımı 13-14 kişiye sıkıştırdı ve geniş kadrosundan hiç de iyi faydalanamamaya başladı. Yine F.Bahçe’nin özellikle Rennes maçlarında övdüğümüz vazgeçmeme özelliğini de bu aralar yitirdiğini gözlemliyoruz. Hem Trabzon hem de G.Saray maçlarında geriye düştükten sonra reaksiyon veremeyen bir F.Bahçe vardı sahada.
MEHMET ARSLAN: YA YENi BiR YOL BULMALI YA DA YENi BiR YOL YAPMALI
Yunan mitolojisinde kendi yaptığı heykele aşık olan Pygmalion’un durumuna benzetiyorum Jorge Jesus’u. Son 5 haftaya kadar başarılı olan oyun planına aşık olmuş ve hiç bir değişikliğe gitmemişti Galatasaray karşısında. Ve ne yazık ki savunma kurgusunu değiştirmekten başka B planı yoktu. Her futbolcunun olduğu gibi teknik adamlarında formsuz bir dönemi olur. Bu süreci epey zararla kapadı Jesus. Ya yeni bir yol bulmalı ya da yeni bir yol yapmalı. O güç onda fazlasıyla mevcut.
GÜNTEKiN ONAY: BATSHUAYi GOL ATIYOR AMA TAKIMDAN KOPUK
Rakiplerin Fenerbahçe ve Jesus’un oyun tarzını çözmesi bunda baş etken. Sarı lacivertli takımın fiziksel bir oyunu var ve bunu her maçta sahaya yansıtmak kolay değil. Ayrıca Fenerbahçe’nin özellikle son maçlarda yaratıcılık konusunda da sorunları olduğu ortada. Ayrıca Batshuayi skora katkı yapsa dahi takımdan kopuk bir görüntüsü var ve pres konusunda yetersiz.
3- Beşiktaş’ta gündem Weghorst. Sizce Weghorst veda mı etti? Giderse yeri doldurulabilir mi? Aboubakar söylentisi için fikriniz nedir?
GÜNTEKiN ONAY: ABOUBAKAR DÖNERSE BÜYÜK GÜÇ KAZANIR
Weghorst gole fazla katkı yapmasa bile çok faydalı bir santrfor. Yeri kolay doldurulabilecek bir oyuncu değil. Ancak Aboubakar tekrar dönerse Beşiktaş büyük güç kazanır. Geçmişte Cenk ile harika bir uyumları vardı. Daha az orta yapıp merkezden de rakipleri delebilecek bir oyun da ortaya çıkabilir. Aboubakar ve Weghorst farklı tipte santrforlar olsa da Süper Lig’in dinamiklerine uygun, stoperleri zorlayacak oyuncular.
UĞUR MELEKE: BEŞiKTAŞ, REHABiLiTASYON MERKEZiNE DÖNMEMELi
Son beş yılda sanırım beş kez yaptım bu uyarıyı: İnönü, rehabilitasyon merkezine dönmemeli. Elbette bazı oyuncular bu lige kiralık gelecek. Ancak Beşiktaş, Dolmabahçe’ye getirip, emek edip hayata döndürdüğü oyuncuları bu kadar kolay kaybetmemeli. Kiralık kontratlarında daha makul opsiyonlar olmalı. Mario Gomez böyle kaybedildi. Aboubakar iki kez böyle gitti. Şimdi de galiba Weghorst gidiyor. Sezon başında Rıdvan-Emirhan-Serdar üçlüsünü neredeyse bir tek Ahmetcan bonservisi karşılığında kaybeden Beşiktaş yönetimi keşke Weghorst’u kiralarken de makul bir satın alma opsiyonu yazabilseydi kontrata.
FIRAT AYDINUS: SERGEN YALÇIN’IN ABOUBAKAR iÇiN SÖYLEDiKLERiNE DiKKAT
Bu saatten sonra fiziksel vedası olmasa bile Weghorst’un kafa olarak gidişi gerçekleşmiştir. Bu ayrılığın şampiyonluk yolunda Beşiktaş için handikap yaratacak olması yadsınmaz bir gerçek. Aboubakar’a gelince... Beşiktaş’ta hocalığını yapmış Sergen Yalçın’ın anlattıkları göz önüne alındığında Beşiktaş için ne kadar uygun olur tartışılır. Ama öyle anlar vardır ki gereksinim itibari ile; denize düşen yılana sarılır misali şu an boşta olan bir Aboubakar’a hayır denileceğini sanmıyorum.
MEHMET ARSLAN: WEGHORST’UN BOŞLUĞUNU DOLDURMAK ÇOK ZOR
Weghorst için son yılların en başarılı transferi diyebilirim. Sadece bir golcü değil. Takımın nabzı. Pes etmediğini gösteren gücü. Bu açıdan onun gidişinin bırakacağı boşluğu başarılı bir golcü bile çok zor kapatır. Ve bana sorarsanız kesin olarak gitti derim. Kalsa bile bu teklifler onun performansına olumsuz etki (dilerim olmaz) edecektir. Beşiktaş’ın bu sıkıntılı süreçte hiç de karşılaşmak istemeyeceği bir veda olacak. Biz de harika bir futbolcuyu izlemekten mahrum kalacağız.
4- Karagümrük maçını takımın en kötü performansı olarak tanımlayan Avcı, Alanya’da bir dip daha yaşadı. Şampiyon takıma ne oldu?
UĞUR MELEKE: ŞAMPiYON BiR KULÜP VAR AMA ŞAMPiYON KADRO YOK
Abdullah Avcı bu Trabzonspor’un şampiyon takım olduğunu sıkça hatırlatıyor ama kadroya baktığınızda geçen sezonun şampiyon ekibinden çok farklı olduğunu görüyorsunuz. Alanya’da ileri üçlü (Trezeguet-Umut-Naci) tamamen yenilerdi. Savunma dörtlüsünün de üçü (Gbamin, Eren, Larsen) yeni transferler. Yani aslında sahada şampiyon oyuncular çoğunlukta değil, şampiyon bir kulüp, şampiyon bir forma var sadece. Bu yenilerle de organize bir ürün koyamadı ortaya Abdullah Avcı.
MEHMET ARSLAN: VERiLEN SÖZLER OLMASA AVCI ÇOKTAN AYRILMIŞTI
Beklediğim bir sonuç ama hiç beklemediğim skorlarla sona erdi o maçlar. Abdullah Avcı gibi teknik adamlarla, Trabzonspor gibi camialar çok uzun vadeli çalışma ve kredi ile başarılı olurlar. ‘Bir şampiyonluk kazandı, daha ne yapsın’ demeyin. Avcı ile bir futbol kültürü ve mirası oluşturmalı Trabzonspor. Ama camianın sürekli zirve ve şampiyonluk beklentisi bu çalışmayı mümkün kılmıyor. Bu durumdan Abdullah Avcı ve takımı da olumsuz etkileniyor. Kısacası ben hocanın mutlu olduğunu düşünmüyorum. Verdiği sözler olmasa çoktan ayrılırdı.
GÜNTEKiN ONAY: BU SEZON KALECi UĞURCAN DA iYi OYNAMIYOR
Trabzonspor şampiyon kadroyu koruyup 2-3 takviye yapmak yerine çok fazla sirkülasyon yaşadı. Bu sezon kaleci Uğurcan da iyi oynamıyor. Takımın enerjisi ve motivasyonu düşük. Genel bir mutsuzluk var. Deplasmanlarda bu kadar çok gol yemek, kolay çözülmek Avcı’nın takımlarında görülmüş bir şey değil.
FIRAT AYDINUS: TARAFTARLARA BiR AÇIKLAMA YAPMAK ZORUNDALAR
Trabzonspor’da takımın içinde saha sonuçlarına yansıyan bazı olumsuzlukların olduğu aşikar. Taraftarın bazı şeyleri görerek tribünden uzaklaşması bir nevi geçen seneki Trabzonspor’un oynadığı oynadığı futbola duyulan özlemin göstergesi. Şu ana kadar ligde 4 mağlubiyeti olan Trabzonspor’un Montella’nın takımından 3, Pirlo’nun ekibinden 4 ve son olarak Farioli’nin takımından 5 gol yemesi taraftara bir açıklama yapmayı zorunlu kılıyor. Tabii ki kadro revizyonu, gidenler gelenler ve talihsiz sakatlıklar etken olsa da Trabzonspor gibi büyük bir kulübün yaşadığı bu olumsuz gidişat ve taraftarda kaygı doğuran süreç, sadece bu sebeplere dayanarak normalleştirilemez.