Fenerbahçe derbide eksik değil, fazlaydı
Güncelleme Tarihi:
Bir takım düşünelim; yıllardır şampiyonluğa hasret, zafere en yakın olduğu dönemde ezeli rakibinin 6 puan gerisinde, bitime yalnızca iki hafta varken liderle oynayacağı maça mutlak galibiyet parolasıyla çıkmak zorunda kalan, üstelik tam da rakibi gibi seçim arifesinde fakat çok daha gergin ve şampiyonluk şöleni için on binlerce tutkulu taraftar, yeşil saha ve sadece bir 90 dakika var...
Galatasaray'ın şampiyonluğunu ilan etmesi için her şey müsait...
Destekleyici ve ilham verici bir atmosfer, umut ve güven, en önemlisi önde olmanın verdiği öz güven, hatta güzel esen rüzgar ve baharda bir İstanbul var.
Hüsrana uğramanın eşiğinde bir yönetim, rekorlar kırılan sezonda da dindirilemeyen şampiyonluk özleminin altında ezilen bir teknik ekip ve tüm gayretleriyle mücadele etmelerine rağmen karşılığını alamadığını düşünen bir oyuncu grubu sahada.
HIRS VE MÜCADELE FARKI
Ancak ilk düdük çaldığında anlaşıldı ki bir tarafta gözlerindeki ateşle, hırsın timsali, savaşmaya gelmiş bir takım, diğer tarafta ise şölen için hazır fakat henüz ipi önde göğüsleyememiş bir ekip var...
İlk dakikadan önde baskıyla başlayan Fenerbahçe, Galatasaray'ın oyun kurmasına müsaade etmezken kalesini dahi göstermeden ve kontrolü elinde tutarak akışa istediği gibi yön verdi.
KIRMIZI KARTI YALNIZCA KARDEŞLER GÖRDÜ
Bu gidişat, müsabakanın 21. dakikasında Arda Kardeşler dışında kimsenin göremediği Djiku'nun kırmızı kartla sonuçlanan müdahalesine kadar devam etti.
Fenerbahçe'nin 1 kişi eksik kalmasının ardından oyun eşitlendi gibi gözükse de Galatasaray'da Barış Alper'in etkisiz kafa vuruşu dışında gol pozisyonunun yanından yöresinden geçen bir isim olmadı.
1 EKSİK HİSSEDİLMEDİ
Eksik kalmanın şokunu çabuk atlatan ve ikinci yarıya da aynı istek ve hırsla başlayan Fenerbahçe, Galatasaray karşısında sahaya istek, arzu, mücadele ve derbilerin olmazsa olması savaşçı bir kimlik ortaya koyarak sayısal dezavantajını unutturdu.
FRED BÜYÜLEDİ
Sahanın en iyisi olan Fred; üstün yetenekleri, oyun zekası, pas becerisi ve en önemlisi fiziksel mücadelesiyle mest etti...
Fred'le gole birkaç kez yaklaşan sarı lacivertliler, Çağlar Söyüncü'nün golüyle öne geçerken Galatasaray kalan bölümde de bir etkinlik gösteremedi.
MR. ERIK TEN HAG İÇİN BİR TEŞEKKÜR ARASI
Bu teşekkür, merkez orta saha konusunda sezon boyunca büyük darlık yaşayacak olmasına rağmen Fred gibi bir dinamonun, maestronun Fenerbahçe'ye gitmesine izin verip gözümüzün pasını silen Mr. Erik ten Hag'a...
Siz Mr. Erik ten Hag; cömert bir beyefendisiniz, bencillikle boğuşulan şu dünyada paylaşım değerine haiz birisiniz, geleceğe ışık tutan öngürünüz sayesinde gönülleri fethettiniz...
Kaliteli oyun ve futbolcuya çoğu vakit hasret kaldığımız şu dönemlerde, Fred'i salt futboluyla anıp hayranlıkla seyrediyoruz diyerek yazımıza devam edelim.
EPİK BİR DERBİ ZAFERİ
Fenerbahçe, büyük bölümünü 10 kişi oynadığı maçta Galatasaray'a isabetli şut şansı dahi tanımadan derbiden galibiyetle ayrıldı ve tarihe epik bir derbi zaferi daha yazdı.
HESPİ MEVKİDAŞLARINA ÜSTÜNLÜK SAĞLADI
Galibiyetle sonuçlanan derbide hırs, cesaret, direnç, fedakarlık ve özveriyle sahada mücadele eden 10 oyuncunun hepsi rakiplerine üstünlük kurarak eksik değil, fazla olduklarını gösterdi...
KARTAL, BURUK'U MAT ETTİ
Gelelim zorlu şartlarda liderlik vasfını ortaya koyarak Fenerbahçe'nin derbi zaferinin planlayıcısı İsmail Kartal'a...
İsmail Kartal, bu zorlu maçta takımını fiziksel ve taktiksel yönden çok iyi hazırlamış, motive bir şekilde saya sürmüş, stratejisiyle rakibin en etkili silahları Icardi, Mertens ve Barış Alper'i etkisizleştirmiş, rakibi Okan Buruk'u mat etmiş bir teknik adam olarak derbinin en büyük kazananlarından.