Fener’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği

Güncelleme Tarihi:

Fener’e Saldırmanın Dayanılmaz Hafifliği
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2009 09:52

'Sahaya yabancı madde atmayalım ve attırmayalım, Hakem aleyhine tezahürat yapmayalım, Hakemlere tepki göstermek gerekirse eğer bizlere yakışır şekilde tepkimizi gösterelim. Aksi hareketlerde bulunmak için aramıza ortamı germek isteyen ve provokasyona yeltenmek isteyen kişiler sızmaya çalışabilir. Bu kişileri susturalım. Gerekirse güvenlik birimlerine teslim edip, haklarında işlem yapılmasını sağlayalım.’ – Genç Fenerbahçeliler Sefa & İbrahim imzalı maç öncesi duyurusu (2008)

Haberin Devamı

Derbi bitti bir baktık ki futbol konuşan kimse kalmamış. Yayıncı kuruluşun bitirim ikilisi maçı konuşmamaya yeminli gibi: maç Kadıköy’de ve Fenerbahçe kazanmış ya, mutlaka birşeyler bulunmalı, hem Galatasaraylılar hem Fenerliler ekran başında tutulacak. Sonra baktık ki taraflı tarafsız herkes yarışta: derbiyi aşağılayanlar, garip garip cezalar üretenler, olur olmaz ipe sapa gelmez eleştiriler, Keita’nın yumruğunda Christian’ın itişini, Arda’nın agresifliğinde Emre’nin faulünü, Riijkard’ın hatalarında Fenerbahçe seyircisinin nasıl da vahşi olduğunu arayanlar, birşeyler anlatıp duruyor herkes. Dünyanın en büyük derbilerinden birine sahip çıkacağımıza onu yerden yere vurmak için elimize geçen her fırsatı değerlendiriyoruz.

Şimdi arkadaşlar diyor ki: ‘Bundan sonra hangi maçı tatil edeceksiniz bakalım!’ Yahu akıllılar Ali Sami Yen’de sahaya iki ton su inen maçı tatil edemediğin için bunu tatil edemiyorsun, geleceğe bakacağına dönüp arkana baksana. Madalyonun öteki yüzünde hakem Bünyamin Gezer diyor ki: ‘İptal etsem Kadıköy yıkılırdı.’ Meslekten bir polis olarak stadda ve çevresindeki önlemlerin çıkabilecek taşkınlıkları önleyemeyeceğinin farkında. Takımı galipken bile rakibine birşeyler atan gerizekalıların kontrol edilemeyeceği görüşünde. Büyük ihtimal Ali Sami Yen’deki maçı durduramayan hakem de oradaki gerizekalılar için böyle düşünüyordu. Sen beni, ben seni, kartopu büyüdükçe büyüyor.

Edip Uras yazıyor

Haberin Devamı

Bir Galatasaraylı dostum tam 7 sezondur Kadıköy’deki köşelerinde her sene takımının kaybettiğini görüyor. Sahaya birşeyler atanlar için aynen şu ifadeyi kullandı: ‘Doğru dürüst futboldan nasibini almamış, kendini Fenerli değil Galatasaray düşmanı olarak tanımlayan …ler. Bunlar futbol seyircisi değil.’ Şiddet ve nefreti her konuda olduğu gibi sporla da yoğurduğumuzdan, ‘öteki’ ne olan düşmanlığımız bazen kendimize olan sevgimizden önde gidiyor.

Maç yazımızda da belirttik, kaptanlık yapması ve çok ciddiye almadan kapatması gereken bir küçük olay, Arda’nın susturulamayan ağzına denk gelince zaten gergin olan genç adamların sinirleri ancak kavga etmeye yetti. Mesela ben Arda’yı, Servet’i  ve Aydın’ı maçtan önceki kavgada oldukları kadar hırslı görmedim oyunun içinde. Bu itiş kakışın içine tribünden dahil olan gerizekalıların hangi gezegenden buraya geldiklerini bilmiyorum ama Türkiye’nin en modern stadlarından birinde tesbit edilip bir daha stadlara ömür boyu girmemeleri gerektiğini biliyorum. Aynen Sami Yen’de, Trabzon’da, Diyarbakır’da Bursa’daki hemzekalıları gibi. Yapılıyor mu? Hayır.

Haberin Devamı

Herkes cezadan bahsediyor. Ceza kime? Dünya derbisini seyircisiz oynatınca kime yarayacak? Şimdiye kadarki saha kapatmalar, sessiz maçlar kime yaradı? Suç kimde asıl ona bakmalı. Puan farkının açılmasından resmen korkan yayıncı kuruluş ve diğer medya, maçı Galatasaray kazansa bu olayları bu boyutta mı tartışacaktı? Hayır. Bu maç Sami Yen’de olsa, aynı olaylardan sonra Galatasaray kazansa herkes Türk futbolunun geleceğinden mi bahsedecekti? Hayır. Fenerbahçe olduğu için böyle mi oluyor? Hayır. Şimdi Galatasaray önde olsa ve puan farkını açacak gibi gözükse onu da aşağı çekecek formüller bulunur elbet. Bu ikiyüzlü sahtekarlığı bırakmak zorundayız.

Haberin Devamı

Madem yayıncı kuruluşundan federasyonuna, yazarından çizerine herkes ‘bu olayların durmasını’ istiyor, ben size formülü söyleyeyim. Görüntülü ve yazılı medyada rekabeti olumsuz etkileyecek hiçbir haber, hiçbir yazıya yer verilmeyecek. Yöneticilere ve futbolculara bu konuda konuşma yasağı gelecek, muhabirlere zevzek sorularla ağızdan yanlış laf çıkarma görevleri verilmeyecek, her iki stadda birer maç, fazla değil, sahaya yabancı madde atanlar dışarı alınacak ve ömür boyu derbi yasağı getirilecek, bu teknoloji mevcut. Yayıncı kuruluşun bitirim ikilisi madem herşeyin iyisini biliyor, düşmanlıktan rating yapacağına, gerekirse federasyona baskı yapacak ve her iki takım futbolcularını maç öncesi canlı yayında bir araya getirecek, bir kereliğine de olsa ellerindeki gücü doğru yönde kullanacaklar. Daha yüzlerce basit önlem var ama maç sonrası onu bunu aşağılayan yazılar yazmak daha kolay geliyor herkese.

Haberin Devamı

İngiltere’deki Liverpool – Manchester United derbisi bizimkiyle aynı güne denk geldi. Bir önceki hafta Sunderland maçında sahadaki deniz topundan sekerek kaleye giden topla yenilen Liverpool, rakibini yenerek liderlikten etti. Kale arkasındaki Manchester taraftarları sahaya deniz topları attılar. (Şansal Abi’mizin dediği gibi Liverpool taraftarları kendileriyle dalga geçmek için atmadılar topları) Tüm hafta boyunca deniz topu şakaları internette ve basında dolaştı durdu, herkes eğlendi. Kimse şampiyonluk oraya giderse böyle olur, bu hakemlerin ciğerinden şöyle olur, tatil etsem Sunderland taraftarı etrafı kan gölüne çevirir demedi.

Dün İngiltere’den başka bir haber vardı: Millwall – Leeds maçında gerizekalı bir İngiliz taraftar üzerinde Galatasaray forması ile maça girip Leeds tribünlerine bıçaklama hareketi yaptığı için sahadan çıkarılması ve maça girme yasağı alması hakkında. Onun gerizekalılığı kendine kalsın: Galatasaray formasının yarattığı imaj da bize. Sahi, Leeds’lileri öldüren hayvanları haklı göstermeye çalışan yazıları yazanlar, ağır tahriklerden bahsedenler ne demişti Kadıköy’deki maç için?

Haberin Devamı

Kendimize sahtekarlık yapmayı bırakırsak, elimizdeki derbinin değerinin birkaç kendini bilmezin karalaması ile  solmayacak kadar fazla olduğunu anlar, ona sahip çıkarız: maçın nerede olduğuna göre konuşmaktan da vazgeçeriz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!