Güncelleme Tarihi:
Geçirdiği ciddi rahatsızlık ve ameliyatın ardından uzun süre hastanede tedavi gören Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl bayram öncesi Gaziantep’e döndü. Evi ziyarete gelenlerle dolup taşan Kızıl, oldukça moralli olduğunu, ölümden döndüğünü, adeta ikinci bir hayat yaşadığını ve 18 kilo verdiğini söyledi.
Kızıl’ı evinde ziyaret ederek hem uzun süredir söylemek isteyip de söyleyemediklerini aldık hem de Başkanımızı yormadan sorularımızı sorduk.
* Olaylı Bursa maçının ardından Federasyona bir kızgınlığınız var mı?
Bizim şahıs olarak kimseye kızma gibi bir durumumuz yok. Rahatsızlığım dönemimde sağolsun federasyon başkanım , üyelerim hastaneye gelmişler, aramış sormuşlar.
Ama Gaziantepspor camiası olarak hakemle ilgili onlara kırgınlığım var. Çünkü o hakem aynı hataları yine tekrarladı. Diğer maçlar bizi ilgilendirmez. Başkan o dönem Kırgızistan’daydı beni aradı. “Hepimize geçmiş olsun Bu hakem hepimizi yakmış” dedi.
Federasyon başkanı Mahmut Özgener bu ifadelerle Deniz Çoban’ın hatalı olduğunu ima etti. Mahmut Özgener şahıs olarak çok sevdiğim, çok dürüst adam gibi adamdır. Ben böyle biliyorum. Ama en azından bu hakem böyle bir hata yaptığı için bir süre dinlendirilmeliydi. Olması gereken buydu. Federasyonun verdiği kararlara saygı duyuyorum. Ama bilinsin ki hem Gaziantepspor başkanını hem yönetimini hem de camiasını üzmüştür. Bizi gerçekten üzdü. O hakeme hemen maç verilmesi beni gerçekten çok üzdü.
* Peki bu olayda Gazianteplilerin tavrını nasıl buldunuz. Verilen tepki ve aldığınız destek yeterli miydi?
Belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz beni sürekli aradı.
Bursaspor maçının ardından Gaziantep’te herkes tek vücut oldu. Birlik ve beraberlik içerisinde tavır sergilendi. Herkes Gaziantepspor’u sahiplendi. Gazianteplilerin sahiplenmesi beni çok duygulandırdı. Ben çok duygusal bir adamım. Film izlerken bile çok kolay ağlayan bir insanım.
Bursaspor maçında olay çıkaran kişi belki de çok iyi bir Gaziantepsporlu ama kim olursa olsun takımına çok büyük zarar verdi. Affedilir ya da affedilmez bilmiyorum ama zararı büyük oldu. O insan Gaziantep’e ihanet etmiştir. Herşeyden önce şehrimizin fair play anlayışına ihanet etmiştir. Camia olarak zarar gördük. Buna hiç kimsenin hakkı yoktu. Fair playe sürekli aday olan bir takımın bu şekilde lanse edilmesi beni gerçekten çok üzdü. Sonuç olarak da sağlığıma yansıdı. Ancak her şeye rağmen Gaziantep’in tek vücut olması çok güzel bir olaydı. Belki de bütün bu talihsizlikler içerisindeki tek güzel şeydi.
*Ya o saati atarak fitili ateşleyen taraftar. Emniyetten bununla ilgili yeni bir bilgi geldi mi?
Ben kente yeni geldim biliyorsunuz. Rahatsızlanmadan önce emniyet müdürümüzle sürekli irtibat halindeydik. Müdürümüz bu konunun üstünde hassasiyetle duruyor. O insanın muhakkak bulunması gerekiyor. Emniyet Müdürümüz de bunun farkında. Ne ben ne de emniyet bu işin peşini bırakacaktır. Gaziantepspor’a bu kadar zarar veren birisi kim olursa olsun mutlaka yakalanacaktır.
*Fenerbahçe maçı çok büyük moral oldu. Maçı izlediniz mi?
Maçı izlemedim. FB TV’deki canlı anlatımdan dinledim. Uğur olsun diye öyle yaptık. Belki de dostlarımız maçı izleyip heyecanlanmayalım diye böyle bir uğur icad ettiler ama olsun. İşe yaradı. Bu arada Gaziantep protokolü tam kadro maçtaymış. Kentin bütün kurumları ile takımı sahiplenmesi çok güzel. Bu maç camiamız için gerçekten iyi moral oldu. 3 sezondur aramızda geçen maçlardan biz galip geliyoruz. Fener’e 4-3 yenildiğimiz maçın kötü imajı yıkıldı diye düşünüyorum. Taraftarlarımız o maçın etkisinden yıllarca kurtulamamıştı. Aslında bizim taraftarlarımız çok iyi. Çok sıkıntılı dönemler de yaşadık, küme düşme potasına da girdik ama taraftarımız bizden hiç vazgeçmedi. Bizi çok üzecek birşey yaşatmadılar.
* Aylar sonra geri dönüp takıma baktığınızda ne gibi eksikler gördünüz?
Bu takım artık çok güzel şeyler yapacak. Bekleyin ve görün. Şimdi herşeyin ilk başlangıcında olumlu ya da olumsuz olaylar yaşanabilir. Yeni bir kadro oluşturduk. Bu takımda kaç tane milli oyuncumuz var? Murat, Ahmet Arı, Emre, Popov, Karcamarkas, Orhan….. İnşallah Türk milli takımına gençler yetiştirmek istiyoruz. Ne kadar iyi ve sağlam oyuncu yetiştirirsek o kadar da mutlu oluruz. Takımda elbette eksikler var. Tolunay Hocamız bu tespitlerini bizimle paylaşıyor. Biz de eksikleri gidermek için elimizden geleni yapacağız. Hocamıza inanıyor ve güveniyoruz. Zamana ihtiyacı olduğunu da biliyoruz. Zaten Tolunay hoca ve çocuklar da iyi olmak için gereken zamanı kısaltmak adına çok çalışıyorlar. Bayramda bile doğru dürüst izin yapmadılar gördünüz.
*Fener maçında İstanbul basını “Nereden çıktı bu Dany” sorusunu sık sık sordu. Biz de size soralım. Nereden çıktı bu Dany?
Dany’yi ben aldım. Çok güvendiğimiz bir dostumuz önerdi. Bana hata yapmaz çünkü çok düzgün bir çocuk. O önerince gözü kapalı aldık. Dany, oynadığı mevkii itibarıyla da yapı itibarıyla da antrenmanlarda kendisini çok gösterebilen bir oyuncu değil. Çok çalışkan ama antrenmanlarda öyle ışıl ışıl parlamıyor. Biz de sürekli kritik eşiklerde olduğumuz için fazla maç şansı da bulamıyor. Bir gün Hocama dedim ki ‘Bu çok iyi bir futbolcu buna şans versek’. Hocamın zamanı geldiğinde o şansı vereceğini biliyorum ama adamı ben aldığım için de görmek istiyorum. İyi olsun istiyorum. Nihayet hocamız O’na şansı verdi. Herkes ‘Dany, Dany’ deyince yanılmadığımı anladım. Bu futbolcuyu menajerlerle falan almadım. Arada para söz konusu değil. O yüzden bu transfere çok güvendim. Bu yüzden de şimdi herkes Dany’yi konuşuyor. Gaziantepspor’a uzun sure hizmet edeceğine inanıyorum.
*Peki Antalya maçına gidecek misiniz? Bir de bu maçla ilgili neler söylersiniz. Kupada galip geldiniz ama Antalya zor rakip.
Ligde kolay rakip yok ki. Öyle bir takımın başkasını çantada keklik gördüğü günler geçti. Herkes herkesi yenebiliyor. Büyüklerle küçüklerin tarihten gelen isim farkı dışında bence pek farkları kalmadı.
Ben yaklaşık olarak 2 aydır futbolcularımla karşılaşmamıştım. Onları hem özlemiştim hem de bayram olması vesilesiyle biraraya geldik. Futbolcularımın moralleri çok yüksek düzeyde. Hepsi de şu an çok kaliteli bir kadronun içerisinde olduklarının ve istedikleri takdirde neler yapabileceklerinin bilincindeler. Genç ve yetenekli futbolcular. Biz de onların kalitesini biliyoruz. İyi olmasalar şu an Gaziantepspor forması giymezlerdi zaten. Antalya maçıyla ilgili kendileriyle hiçbirşey konuşmadım. Söylemeye de gerek duymadım. Çünkü ne istediğimi ve ne yapmaları gerektiğini gözlerimden zaten anlıyorlar. Camiamızın, şehrimizin beklentilerini de biliyorlar. Antalya maçında da çıkıp futbollarını oynayıp kazanacaklarına inanıyorum. Bana düşen görev onlara başarılar dilemekti, onu da yaptım. Ben Antalya maçına gitmeyeceğim. Henüz sınırsız seyahat iznim yok. Biraz daha toparlanmam gerekiyor. Belki Trabzon tribününden maçını izlerim.
*Son birkaç sezondur Gaziantepspor lige hep iyi hedeflerle başlıyor. Bu sezon da iyi paralar harcandı. Ancak şu an bulunduğunuz yer hedeften biraz uzak görünüyor…
Bizim hedefimiz bir ya da iki günlük değil. İki üç maç da değil. Hocama: “Hocam suna inanıyorum, güveniyorum. Futbolcuların kapasitesini sen de ben de iyi biliyoruz. Ben Gaziantep’e yaşanmamış bir başarıyı yaşatmak istiyorum. Benim de senin de hedefin var. İkimiz de hedeflerimizin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Hedeflerimiz birbiriyle örtüşüyor. Kimseye kulak asma. Biz doğru yoldayız” dedim. Futbol kamuoyu sezon başında ‘sürpriz yapacak iki takım var biri Beşiktaş diğeri de Gaziantepspor’ demişti. Spor kamuoyu hayatta yanılmaz. Amacımız bayrağımızı iyi yerlere yükseltmek. İnşallah bundan sonra o hedefimize doğru ilelemek istiyoruz. Devre arasında hocamızla elimizde neyimiz var neyimiz yok ortaya koyacağız. Gerekirse transfer de yapacağız. Bu kadar adam getirmişiz bundan sonra da ne gerekiyosa yapacağız. Benim zamanım, param, sıhhatim de gitti. Bundan sonra da tüm servetim bu kulübe feda olsun…