Güncelleme Tarihi:
TARİH: 6 Mayıs 2017... THY EuroLeague Play-Off serisinde Panathinaikos Superfoods’u 3-0’la ‘süpüren’ ve üst üste 3. kez Final Four’a kalan Fenerbahçe, medya günü düzenliyor. Ay bitmeden şampiyonluğa ulaşacağından o an habersiz olan takımın yaratılmasında koç Zeljko Obradovic’le birlikte aslan payına sahip olan genel menajer Maurizio Gherardini ile sohbet ediyoruz...
Gherardini’ye, “Koç Obradovic’le birlikte Fenerbahçe’de yakaladığınız istikrarı neye borçlusunuz?” diye soruyorum. Verdiği cevap; “Kriz yönetiminde her daim başarılı olup, fark yarattığımıza inanıyorum. Zeki bir takımız ve herkes ne yapması gerektiğinin farkında. Kilit oyuncularınız takımdan uzak kaldığında, o durumu telafi etmek hiç kolay olmayabiliyor ama biz bunu başarıyoruz” oluyor.
HER ŞEY SİL BAŞTAN...
Ertesi sezon, takımın hücum ve savunmadaki iki temel taşı Bogdan Bogdanovic ve Ekpe Udoh, NBA’in yolunu tutuyor. Ayrıca Antic ve Bennett gibi iki rotasyon oyuncusu da sarı lacivertlilerden gidiyor. Obradovic ile Gherardini kafa kafaya verip, Jason Thompson, Nicolo Melli, Marko Guduric, Brad Wanamaker ve Sinan Güler gibi takviyelere imza atıyorlar. Kadrodan, oyun planlarına kadar hikayenin baştan yazılmaya başlanacağı bu hamlelerden bile açıkça anlaşılıyor.
İlk haftalar geçilirken takım kimyasını ‘sıfır’dan oluşturması gereken Fenerbahçe’de iki önemli nokta öne çıkmaya başlıyordu; takımda bir ‘son top kahramanı’ ve ‘lider’ yoktu. Nitekim sarı lacivertliler savunma ve hücumda bir türlü beklenen agresifliği, uyumu parkeye yansıtamazken, istikrarlı bir oyun da sergileyemedi.
4 MAÇTA ‘SON TOP KRİZİ’ YAŞANDI
2017-2018 THY EuroLeague sezonunun temsilcimiz için açılış maçı olan 12 Ekim 2017’deki Unicaja Malaga deplasmanından yola çıkalım... Son topa kalan karşılaşmada Sloukas’ın isabetsiz iki sayılık atış denemesi 68-67’lik Unicaja Malaga galibiyetinin habercisi olmuştu. Kadroda yaşanan birçok değişiklik sonrası daha ilk maç olmasına rağmen ‘soru işaretleri’ havada uçuşmaya başlamıştı bile...
Birçok sezonun kırılma anında belirleyici rol oynayan etkenlerin başında herkesin bildiği üzere kritik maçlardaki ‘son top’lar gelir. Nitekim tablonun büyük hâline baktığımız zaman Fenerbahçe’nin şu ana dek, ‘son top’a kalan 4 maçta istediğini alamadığını görüyoruz;
TARİH: 12 Ekim 2017
Unicaja Malaga-Fenerbahçe Doğuş: 68-67
SON TOP: Sloukas 2 sayılık atış denemesi - İsabetsiz
TARİH: 27 Ekim 2017
Panathinaikos-Fenerbahçe Doğuş: 70-68
Pana’ya karşı son hücum savunması: Sloukas savunma zafiyeti yaşadı ve 3 sayılık isabet geldi.
SON TOP: Sloukas turnike denemesi - İsabetsiz
TARİH: 14 Aralık 2017
Fenerbahçe Doğuş-Zalgiris Kaunas: 89-90
SON TOP: Nunnally kendi sahasından denedi - İsabetsiz
TARİH: 28 Aralık 2017
Fenerbahçe Doğuş-Real Madrid: 77-79
SON TOP: Wanamaker boş 2 sayılık atış denemesi - İsabetsiz
Sarı lacivertliler bu maçlardan 2’sinde galip gelebilseydi, şu anda 19 galibiyetle CSKA Moskova’nın önünde lider konumda olabilirdi. Ama sadece sporda değil, hayatın genelinde, “Şu şöyle olsaydı, böyle olacaktı” demek hiç doğru değil bana göre. Öte tarafta; Sloukas, Wanamaker gibi yıldızlardan ‘Bogdanovic soğukkanlığı’ beklemek de, en az önceki cümlede geçenler kadar doğru değil...
ARANAN KAN: JAMES NUNNALLY
Burada, sezonun geri kalanı ve özellikle play-off’lar ile -olursa- Final Four’da Fenerbahçe açısından ‘son toplardaki kader adamı’ koltuğuna oturtulabilecek isimlerin başında James Nunnally’nin geldiği bence su götürmez bir gerçek... Sakatlıklarla cebelleşen ancak şimdi takıma tekrar ısınan Nunnally, her an ‘kaldırıp atabilme’ potansiyeli ve özgüvenine fazlasıyla sahip... Geride kalan sezonda rotasyon oyuncusuyken, şimdi takımın skor yükünü alabildiğine hafifletebiliyor. Kritik anlarda ‘buz gibi bir kanla’ yapılması gereken şutlarda adının çok daha fazla anılmaya başlayabileceği/başlaması gerektiği görüşündeyim.
ATEŞ YİNE YUNANİSTAN’DA YANDI!
Sezon başından bu yana sarı lacivertliler aleyhine yapılan yorumlar bir kenarda dursun; herkesin düşündüğünün aksine kağıt üzerinde 21. hafta itibariyle ‘yeni takım’, son şampiyon ‘eski takım’la aynı seriye imza atmıştı; 14 galibiyet, 7 yenilgi... Aslında ‘değişen bir şey yok’ denilebilirdi. Ama sadece kağıt üzerinde...
21. haftada Fenerbahçe Doğuş, klasikleşmiş ‘Yunanistan şokunu’ yaşadı. Geride kalan sezonda en farklı deplasman yenilgisini 12. haftada Panathinaikos karşısında 81-70’le alan sarı lacivertliler, 2017-2018’de de Olympiakos deplasmanından 95-70’lik hezimetle ayrılıyordu. Bu mağlubiyetle, “Şampiyon takım, nasıl Final Four görecek?” sorusunu soranların sayısında artış yaşanmaya başladı.
OBRADOVIC, 'TAKIMIN LİDERİ KİM?' SORUSUNU ORTADAN KALDIRDI, SAYISIZ YENİ KAHRAMAN YARATTI
Ancak Zeljko Obradovic, teknik ekibi ve öğrencileri, yazının başında genel menajer Maurizio Gherardini’nin söylediği gibi ‘krizi yönetmeyi’ ve onu ‘avantaja çevirmeyi’ yine başaracaktı. Ağır Oly yenilgisinin üzerine 3’te 3 yapan Fenerbahçe, ilk 8’deki takımlara karşı sezonun başlangıcından bu yana süre gelen ‘makus talihini’ de 24. haftada kırıp geçiyordu. Dün Real Madrid deplasmanında sezonun en iyi basketbolunu oynayan Fenerbahçe, 86-83’lük galibiyetle yüksek sesle, “Şampiyon burada!” dedi.
Kalinic gibi takımı hücum ve savunmada kıvrak basketbol zekasıyla rahatlatan, Nunnally gibi bitirici darbeleri ansızın indirmeyi bilen, Datome gibi takımın isabet ritmini her an yukarı çekebilen, Ahmet gibi aldığı süreye bakılmaksızın agresifliğini genç yaşına rağmen takıma aşılayabilen oyuncuları ve Thompson gibi uyum problemi yaşamamaya başlayan taze kanlarıyla; İspanyol devi Real Madrid’i yıkmayı bildi Obradovic’in Fenerbahçesi...
Son olarak; şu ana kadar oynanan maçlardan yola çıkarak, “Obradovic, Fenerbahçe’de bu sezon neyi değiştirdi?” sorusunun cevabına değinecek olursak...
9 kez EuroLeague şampiyonluğuna ulaşan ve 10. için iştahını asla yitirmeyen Zeljko Obradovic, “Takımın oyun içerisinde parkedeki lideri kim?” sorusuna yanıt vermeyi bırakın, o soruyu ortadan kaldırdı! Çünkü koç Obradovic, Fenerbahçe’de kendi ‘kurt sürüsü’nü yarattı.
Kurt sürülerinde lider, sürünün en arkasından gidip öndekileri ve çevreyi kollar... Geçen sezon takım liderleri Bogdanovic ve Udoh, Fenerbahçe Takımı adına parkede hep ‘en önden’ yürüyorlardı. Onların olmadığı maçlarda sarı lacivertliler özellikle hücumda açmazlara düşüyor, ‘nefes almakta’ zorlanıyordu. Bu sezonun ortalarına kadar süren açmazlar, artık yavaş yavaş yerini elini taşın altına koyan sayısız kahramana bıraktı.
Obradovic, saha içinde yeni bir lider doğması için çaba harcamaktansa, sürüsüne liderlik eden bir kurt gibi takımın ‘en arkası’na geçti. Her tarafı, her oyuncuyu, zaafları, artı yönleri kolladı, gözlemledi, çareler üretti, onları hayata geçirdi, sabırla bekledi ve şimdi de meyveleri toplamaya başladı.
Bu dakikadan sonra, Fenerbahçe Doğuş’un rotası sezon içerisinde hiç olmadığı kadar net ve bellidir; Yolun sonu Belgrad’dır!
Ve eldeki oyuncuların formu korunduğu, ciddi sakatlıklarla karşılaşılmadığı sürece Fenerbahçe’nin, Obradovic’in ülkesinde THY EuroLeague şampiyonluğuna ulaşıp duble yapma şansı artık yüzde 50’den bile fazladır.