Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2003 00:00
Yönetmen Semra Güzel, fanatiklerin belgeselini çekti. TRT 2'de yayımlanacak 3 bölümlük ‘Fan-atik’ belgeselinde neler yok ki: Tarkan'ın konserlerinde kendini üniversiteli gibi hisseden 73 yaşında emekli kadın doktor, Müslüm Gürses'i ‘sistem dışında kalabilen tek insan’ olarak gören radyo programcısı, karısı hastaneye kaldırıldığında bile maçı bırakamayan bir futbol fanatiği ile 20 fanatiğin yaşamı.‘‘Herkesin ailesinde bir futbol fanatiği vardır’’ diyor TRT Yapımcı ve Yönetmeni Semra Güzel. Çocukken evde koyu Galatasaraylı babasının transa geçercesine maç izlemesini seyredermiş bir köşeden. Bir gün gazetede okuduğu, büyük takımların taraftar profiline dair bir haber ‘‘belki de hepimizin kanında biraz fanatizm vardır’’ dedirtmiş ona ve kolları sıvamış. Artık kulağımızın alışmaya başladığı ‘fanatik’ kelimesinin, bugün yüklendiği gibi pozitif bir anlamı olmadığını, aslında ‘‘bir duyguya, bir düşünceye, inanca sorgusuz sualsiz, tutkuyla bağlanma, kör inanç, bağnazlık’’ demek olduğunu öğrenmekle başlamış işe. Ama karşısına öyle renkli tablolar çıkmış, belgeseline konu olan insanlar bir ünlüyü ya da bir takımı hayatlarının merkezine öyle bir oturtmuşlar ki, bu tanımdan kuşkuya düşmüş. KARİYER SAHİBİ 20 KİŞİ‘‘Bu akademik bir çalışma değil. Bütün fanatikler böyledir, demiyorum. Belgesel için konuştuğum 20 kişinin hepsi kariyer sahibi. Sadece hayatı boş insanların fanatik olduğu söylenir. Tam tersi olduğunu gördüm, bunu göstermek için özellikle kariyer sahibi insanları seçtim. İş kadını, gümrük komisyoncusu, serbest meslek sahibi, emekli doktor, radyo programcısı, üniversite öğrencileri var konuştuklarım arasında.’’ Araştırma çekim ve kurgusuyla bir yılı alan bu belgesele Bilgi Üniversitesi'nden Psikolog Doç. Dr. Serdar Değirmencioğlu ve Belgesel Sinemacılar Birliği Başkanı Enis Rıza danışmanlık etmiş. Orijinal müziklerini Sinan Rıza'nın yaptığı, 25'er dakikalık 3 bölümlü belgeselin ilk bölümü TRT 2'de 14 Mayıs Çarşamba akşamı saat 20.30'da yayına giriyor. Semiramis Erel ( 73, Emekli Doktor)Tarkan bana duygu nakli yaptı2 torununun yanında Tarkan'ın resmini tutuyor, çekim boyunca ağlıyor: ‘Bir anne evladını nasıl özlerse ben de onu öyle özlüyorum. Konserine gittim üniversiteliler arasında kendimi üniversiteli gibi hissettim. Kocam ameliyat olduğu zaman ‘gitme’ diye bir şarkı vardı ben onunla rahat ettim. Tarkan bana ‘duygu nakli’ yaptı.’ÜMİT ORMAN (42, İhracatçı)Tarkan'ı sevmeyeni sevmiyorumEvi Tarkan posterleriyle dolu, üç cüzdanında Tarkan'ın resmi var. Babası ''birine de benimkini koy'' dese de, fikrini değiştirmeye niyetli değil: ‘‘Yurtdışında yaşıyordum. Tarkan'ı seyretmek bana haz veriyordu. Yani Tarkan TV'ye çıktığında ülkem anılıyordu. Bir yabancının öpücük göndererek şarkı söylemesi, Tarkan'ın şarkılarını söylemesi, arabalardan Tarkan'ın şarkılarının duyulması gurbetçi olarak kalbimi çarptırıyordu. Tarkan'ı sevmeyeni ben de sevmiyorum. Tarkan'ın politikaya girmesini isterim. O kadar çok arkasından gelen olur ki.’’ARZU ÇAĞLAN (36, Radyo Programcısı) Hayatta hep yapmak istediklerimi yapıyorÖnceleri hep rock dinlermiş. Müslüm Gürses'in hayata bakışını, Muhterem Nur'a bağlılığını çok seviyor: ‘‘Nasıl desem, böyle biraz hani mistik bir şekilde, kendini sistemin dışında tutmayı başarmış tek insanın Müslüm Gürses olduğunu düşünüyorum. Bu benim de hayatta hep yapmak istediğim bir şey, belki o manada kendime örnek alıyorum.‘’KEMAL ÖZNOYAN (36, İç mimar)Herkes Elvis'i hissedemezEvinde kendine bir Elvis odası yapmış. İstanbul'daki Elvis Fan Kulübü'nün kurucusu: ‘‘Bütün dünyanın tanımasına rağmen Elvis o kadar mutsuz bir insandı ki bir şekilde kendimi onunla özdeşleştiriyorum bazı konularda. Babamı erken yaşta kaybetmenin etkisi olacak ki Elvis'e bağlılığım büyük boyutlarda. Bir de Elvis'i sevmek bence bir özellik, herkes Elvis'i sevemez, herkes Elvis'i hissedemez.’’Ayşe Kaya Orbay (30, Bankacı)Evlilik yıldönümünde İnönü Stadyumu'ndaydıkDeplasman dahil tüm BJK maçlarına gidiyor. Lig tatile girince çok sıkılıyor: ‘‘Eşimle zaman zaman problem oluyor tabii. ‘Yine orada olacaksın’ diyor ama benim burada olmamam söz konusu değil. O da bunu anlamış durumda. Evlilik yıldönümümüzde bile biz İnönü Stadyumu’ndaydık, maç seyrediyorduk. Daha güzel bir kutlama şekli düşünemiyorum zaten. Kendi vücudunuzdan bir şeyi nasıl atamazsanız, tuttuğunuz takımı da değiştiremezsiniz.
Beşiktaş benim bir parçam ve onunla ilgili hiçbir şeyi dışarıda bırakamam. Her zaman benimle.’EROL AYDOĞDU (25, Promosyon Görevlisi) Mezarımda Müslüm dinletin‘Arkadaşlarıma söylemişimdir, öldüğüm zaman mezarımın başına cuma günleri Müslüm Gürses'in kasetlerini getirsinler. Onlar da ‘ya işte olur mu' gibilerinden cevap veriyor... Sevgim gerçekten ifade edilecek gibi değil. Ne yapsak ne etsek bu insana sevgimizi nasıl gösterebilsek. Müslüm Baba'yla aramıza, vefasız alemin kral babasıyla aramıza hiç kimse giremez yani. Ben Müslüm Gürses'te, dinlediğim zaman kendimi buluyorum.’’ Cüneyt Tatlıcan (28, Pazarlama Sorumlusu)Benimle evlenmiyorsun sen
Fenerbahçe'yle evleniyorsun ‘Fenerbahçe her şeyden önce benim için kimlik. Bir gün maçtaydım, telefon geldi. Eşimin rahatsızlandığını bayıldığını söylediler. Hastaneye kaldırmışlar. Ben de ‘maçtayım gelemem' dedim. Telefonu kapattım. Tabii onun tepkisini aldım ailemden olsun, eşimden olsun. Ben dedim ‘Size baştan söyledim. Ben bir Fenerbahçeliyim, sonuçta normal bir insan değilim. Bunu anlamanız lazım.’ Onu evlendiğim zaman da eşime söylemiştim: ‘Yani benle evlenmiyorsun sen Fenerbahçe'yle evleniyorsun.’ Bunu ona kabul ettirmiştim.’Yalkın Erk (26, Organizasyon Koordinatörü)Başı eğik dolaşan GS'li değildir‘Galatasaraylı olmak öyle bir duygu ki ancak Galatasaraylı olan ve bizim kadar
Galatasaray'a baÄŸlı olan insanlar anlayabilir. Bir ayrıcalık, bir özgüven, bir başınızın dik dolaÅŸması Galatasaraylılık. Yolda başı eÄŸik bir insan gördüğümüzde onun Galatasaraylı olmadığını rahatlıkla anlayabiliriz. Lacivert pantolonun üstüne sarı tişört giydiÄŸim, 26 senedir görülmemiÅŸtir. Bir fanatik olarak gerektiÄŸi yerde ÅŸiddete baÅŸvurmam gerekiyorsa sonuna kadar baÅŸvururum, baÅŸvurmuÅŸtum da zaten.’Â
button