Güncelleme Tarihi:
“Gereğini yapacağım” diyen Aykut Kocaman’ın sözlerinin altında, “güven tazeleme” talebi var.
1- Kocaman’ın, “Gereğini yapacağım” sözleri herkes tarafından farklı algılandı. Peki aldığı karar doğru mu?
2- Kocaman’ın istifası kabul edilmeyecek gibi. “Devam” kararı çıkarsa, bu takıma nasıl yansır? Fenerbahçe düzelir mi?
3- Olası ayrılık sonrası, yeni hoca yerli mi, yabancı mı olmalı? Ersun Yanal yeniden bir seçenek olabilir mi?
4- Tudor çift forvetten iyi işaretler aldığını söyledi. Lider G.Saray, Başakşehir karşısında favori mi?
5- Beşiktaş, bunalımı atlattı. Şampiyonlar Ligi’nde de işini kolaylaştırdı. Devre sonuna kadar liderliğe yükselebilir mi?
6- Lucescu, aday kadroya yeni isimler aldı. Arda, Gökhan Gönül ve Caner yok. Bu oyuncuları gözden çıkardı mı?
MEHMET Y. YILMAZ:
GEÇMiŞTE OLANLARA BAKARSAK BENCE YiNE ‘AÇIK KAPI’ BIRAKTI
1- Kocaman’ın, ‘gereğini yapacağım’ kararının doğru mu yanlış mı olduğunu yorumlayamıyorum, çünkü ne yapacağını bilmiyoruz. Ucu açık bir yanıt bu. Ancak Kocaman’ın genel çizgisine bakarsak başkanla bir görüşme yapmak için açık kapı bırakıyor diyebiliriz. Benzeri bir durum Konya’da da yaşanmış, Konya yönetimi Kocaman’ın endişelerini giderince sorun çözülmüştü. Yine böyle olur gibi geliyor bana...
iSTiFADAN DÖNSE DE BU KADROYLA F.BAHÇE DÜZELMEZ
2- Devam kararı çıkarsa bu takıma olumlu yansır diye düşünüyorum. Oyuncular güven tazelemiş bir hoca karşısında işlerini daha çok ciddiye almak zorunda kalır. Ama bu, F.Bahçe’nin düzelmesi anlamına gelmez. Sorun F.Bahçe’nin kadrosunda. Şimdi 3 hafta Valbuena olmayacak, bir eksikliğin bile ne demek olduğu daha iyi ortaya çıkacak. Sorun kadroyu kuranlarda.
KOCAMAN GiDERSE YENi HOCA MECBUREN YABANCI OLACAK
3- F.Bahçe’yi taşıyabilecek çapta bir teknik adam Türkiye’de yok. Bir yandan kamuoyu ve taraftar baskısını göğüsleyecek, diğer yandan Aziz Yıldırım’ı idare edecek, bir eliyle de takımı düzeltecek! Böyle bir Süpermen yok. Mecburen yabancı olacak. Yıldırım durduğu sürece Yanal’ın da şansı yok ve unutmayalım ki Yanal da bu sezon formunda değil.
GALATASARAY DEFANSININ GERÇEK YÜZÜNÜ BU MAÇTA GÖREBiLiRiZ
4- G.Saray ilk kez çok dişli bir rakiple oynayacak. Başakşehir’in tecrübeli oyuncularına karşı Gençlerbirliği maçı bir ölçü değil. Sallanan G.Saray defansının gerçek yüzünü bu maçta görebiliriz. Ama şunu söylemeliyim ki kadrosunun oyun ve kazanma iştahı açısından bakarsak da Galatasaray bir adım öne çıkıyor.
ŞAMPiYONLAR LiGi’Ni LiDER BiTiRMEK LİGDEN DAHA ÖNEMLi
5- Beşiktaş’ın lider olabilmesi elbette mümkün. Ancak önemli olan ilk yarıyı lider bitirmek değil. Şampiyonlar Ligi’ni grup birincisi olarak bitirmek şu anda daha önemli bir hedef bence. Şampiyonlar Ligi’ndeki her galibiyet bütçeye önemli bir katkı demek. Gelecek sezonlar için yatırım demek, bundan sonraki kura torbalarında daha iyi konuma gelmek demek. İlk yarı hedefi bu olmalı.
ARDA TURAN VE CANER ERKiN KENDiLERiNE ÇOK YAZIK ETTi
6- Söz konusu oyuncular kendilerini gözden düşürdüler; kimsenin onlara bir şey yaptığı yok. Arda ve Caner, Avrupa’nın her liginde kendilerine yer bulacak iki oyuncuyken, şu andaki durumlarına bakın. Tek kelimeyle kendilerine yazık ettiler. Kendilerine iyi bir mentor bulmalarında yarar var.
HAFTANIN ‘EN’LERi
- Haftanın olayı: Aykut Kocaman’ın bırakma sinyali vermesiyle Fenerbahçe’de her şeyin toz duman olması.
- Haftanın takımı: Aytemiz Alanyaspor
- Haftanın hocası: Abdullah Avcı
- Haftanın futbolcusu: TalIsca
- Haftanın hakemi: Suat Arslanboğa
UĞUR VARDAN:
BiR SÜRE DAHA, ‘GEREKENiN’ NE OLDUĞUNU TARTIŞACAĞIZ
1- Elbette doğru. Sezona her zaman olduğu gibi şampiyonluk iddiasıyla giren ve bu özlemi üç sezona çıkmış bir takım var. Avrupa cephesinde, halihazırda gruplar aşamasının en zayıf takımı görünümündeki Vardar aşılamamış, lig hedefinden de her hafta adım adım uzaklaşılıyor. Gereken yapılmalı tabii ki. Ama gereken ne? Galiba bunu tartışacağız bir süre...
KALIRSA, HER KÖTÜ SONUÇ SONRASI ÇOK DAHA FAZLA YIPRANACAKTIR
2- Kadro olarak ben Fenerbahçe’nin eksik olduğu kanaatinde değilim ama bundan sonra, şimdiki görüntünün de üç aşağı beş yukarı devam edeceğini düşünüyorum. Tamam, ligin daha 11. haftasındayız ama sarı lacivertlilerin önünde geçmesi gereken birden fazla rakip var. Şu andaki tabloya göre hangi birini yakalayacak ki? Alınacak her kötü sonuçta Kocaman daha fazla yıpratılacak.
YÖNETiM GELECEK SEZONUN TEKNiK DiREKTÖRÜNÜ SEÇMELi
3- Muhtemelen o arkaik görüş, “Ligimizi bilen, tanıyan biri olmayı” öne çıkaracak. Yanal’a gelince... F.Bahçe mazisindeki başarısı tabii ki seçimde etken olabilir ama bir destan yaratma olasılığı az görünüyor. Kim bilir belki de, “Bu sezon geçti, bari gelecek vaat eden bir takım için kolları sıvayacak birini bulalım” ön plana çıkar ki, bence doğrusu bu.
F.BAHÇE DERBiSi VE TRABZONSPOR MAÇI, ‘FAVORi’ DEDiRTMiYOR
4- Tudor’lu G.Saray’ın dertleri ve gerçekleri belli. Hırvat hoca, sarı kırmızılı takımın başında altı ‘büyük’ patentli maçta hiç galibiyet alamadı ve ancak bir gol atabildi. Bu istatistiği olumlu yönde çevirdiği ölçüde takımdaki istikbâli netleşecek. F.Bahçe ve Trabzon maçındaki görüntü, favorilik meselesine temkinli yaklaşmaya zorluyor bizi. Ama, ‘Futbolda dün yoktur, her maç 0-0 başlar’ diyerek, konuyu toparlayalım.
BEŞiKTAŞ, KALAN 23 HAFTADA HER TÜRLÜ MESAFEYi KAPATABiLiR
5- Kâğıt üzerinde böyle bir olasılık tabii ki var ama yakalamasa da bir şey fark etmez. Takımın mevcut kapasitesi bu ligi rahatlıkla götürebilecek düzeyde. Kalan 23 hafta, Beşiktaş adına her türden mesafeyi kapamak için yeterli bir süre...
LUCESCU ESKiSi GiBi DEĞiL, ONUNLA DOĞRU YERLERE GiDEMEYiZ
6- 2020 için çok erken. Mevcut kadroya çağrılan veya çağrılmayanlar üzerinden yorum yapmanın doğru yerlere götüreceğini düşünmüyorum. Ben yıllar sonraki buluşmamızda, eski Lucescu’dan eser kalmadığı kanısındayım. Dolayısıyla asıl Rumen hocanın bizi doğru yerlere götüreceğini düşünmüyorum.
HAFTANIN ‘EN’LERi
- Haftanın olayı: Eto’o’nun 36 yaşının baharında attığı deparlar. Yerli-yabancı tartışması yapanlara da gelsin!
- Haftanın takımı: Alanyaspor
- Haftanın hocası: Safet Susiç
- Haftanın futbolcusu: Samuel Eto’o
- Haftanın hakemi: Bülent Yıldırım
MEHMET ARSLAN:
BAŞKANIN ELiNi RAHATLATTI
1- AYKUT Kocaman’ın samimiyetinden asla şüphe etmem. “Gereğini yapacağım” demişse, istifayı kastetmiştir. Siz de olsanız aynı şeyi yapmaz mısınız? İstifa sinyali vererek, öncelikle başkan ve yönetimin elini rahatlattı. Kocaman, “Sorumlu benim” dedi. Yönetim kabul ederse, arkasına bakmadan gider. Ama bu sözler aynı zamanda, “Mücadele edeceğim ama güveninizi hissetmek istiyorum” demektir. Kocaman, bence istifadan önce bu güvenoyunu arkasına almak istiyor.
HOULLIER’iN HiKAYESi iYi ÖRNEK
2- MIke Carson’un The Menager kitabında Gerard Houllier şunları anlatır: “Takımın istediğim seviyeye gelemediğini ve oyuncuların benim için oynamıyor olabileceğini düşünmeye başladım.” Houllier yönetime gider. Aldığı yanıt çok nettir: “Bay Houiller, dünyanın en büyük kulübü değiliz ama iki özel şeye sahibiz. Sabır ve güven. Sabırlıyız ve yapmanız gereken şeyi yapacağınıza güveniyoruz.” Houiller, ayrıldıktan sonra ekibine, “Şimdi maç kazanmaya başlıyoruz” der ve gerçekten kazanmaya başlarlar. Yönetim, bir teknik adama ne kadar güven aşılarsa, bir teknik adam da takım da yönetim de o kadar güçlü hale gelir. Bilmem anlatabildim mi...
YANAL, BiR SEÇENEK OLAMAZ
3- Yanal’ın, Yıldırım başkan olduğu sürece bir seçenek olduğunu düşünmüyorum. Yerli mi, yabancı sorusuna gelince... Jürgen Klopp tipi yabancı bir teknik adamı tercih ederim doğrusu. Uzun süreli bir mukavele şartıyla. Çünkü F.Bahçe’nin günü kurtarmaya değil, uzun vadeli bir futbol programına ihtiyacı var. Tıpkı basketboldaki yapılanma gibi.
TUDOR’UN iKi RAKiBi OLACAK
4- Evet, favori G.Saray. Ama bu sadece kağıt üzerinde. Sahada işler değişecektir tabii ki. Doğrusu ben bu maçta topun bir o kalede, bir bu kalede olduğu bir Premier Lig kalitesi bekliyorum. Çift forvete gelince... Gençlerbirliği karşısında çift forvet oynarsınız, ama Başakşehir karşısında intihar olur. Başakşehir, kaliteli ve ne oynadığını bilen bir kadro ve rakibi müthiş analiz eden bir hocaya sahip. Tudor’un rakibi bu kez iki tane: Hem Başakşehir hem de hocası Avcı!
LiDER OLMAMASI SÜRPRiZ
5- Bu sadece Beşiktaş’ın değil, aynı zamanda Galatasaray’ın da performansına bağlı. Açık ve net, ligin en kaliteli takımı Beşiktaş. Bu Beşiktaş’ın lider olması değil, olmaması sürpriz. Ligde tüm takımlar Beşiktaş’ın, Şampiyonlar Ligi’nde devam etmesi için dua etmeli. Sadece lige odaklanan bir Beşiktaş, rakiplerinin korkulu rüyası olur.
KiMSE iLGiLENMiYOR, ÇOK ACI
6- Alınmayacakları gazetecilere zaten fısıldandı. Acı olan şu: Sokakta “Millilerin kiminle maçı var” diye sorun. Yanıt, “Maçı mı var” olur. Kimse ilgilenmiyor. Ne yazık ki ben bile aynı duygulara sahibim. Onun için bu soru hiç ilgimi çekmedi.
HAFTANIN ‘EN’LERi
- Haftanın Olayı: Osmanlıspor beraberliğiyle Aykut Kocaman’ın “Gereğini yapacağım” diyerek, aslında istifa etmiş olması.
- Haftanın takımı: Beşiktaş
- Haftanın hocası: Safet Susic
- Haftanın futbolcusu: Vagner Love
- Haftanın hakemi: Ali Palabıyık
UĞUR MELEKE:
RADiKAL ÖNLEMLER GEREKiR
1- F.Bahçe’de bu sezon hemen herkes geriledi: Isla, Neustadter, Mehmet, Dirar, Giuliano, Janssen, Soldado, Alper, Şener, Hasan üstüne hiç koymadıkları gibi, eskiyi de aratıyorlar. Bir takımda herkes geriliyorsa sorun vardır; radikal önlem gerekir. Akla gelen hamlelerden biri de hoca değişikliği. Aykut Kocaman’ın bunu gündemine alması bence doğru. Dünyanın her yerinde böyle olurdu.
F.BAHÇE ORTA SINIF TAKIM DEĞiL
2- F.Bahçe’ye bir elektro şok gerek. Bir silkelenme gerek. Bu kulübün genetiği orta sınıf takım gibi davranmayı kabullenmez, reddeder. Kocaman, bir daha 7’li savunma bloğuyla oynamayı; 80 dakika skoru korumayı aklından geçirmemeli. Takıma radikal dokunuşlar gerekiyor: Janssen-Soldado çift santrafor olabilir. Merkeze Alper olabilir. Isla iyileştiğinde iki bekte Isla-Dirar olabilir. F.Bahçe tekrar büyük bir takım olduğunu hatırlarsa, düzelmemesi için bir neden yok.
YANAL’DAN ÖZÜR DiLENMELi
3- Öncelikle F.Bahçe’nin bir numaralı problemi kesinlikle yönetim problemi. Köhnemiş tek adam düzeni. O tek adamın da son yıllarda yaptığı onlarca hatadan belki de en büyüğü, F.Bahçe’yi Nisan’da şampiyon yapmış Yanal’ı göndermekti. Şu aşamada Kocaman’la yolların ayrılacağını sanmıyorum, ama bu yönde bir karar alınırsa rota Yanal olmalı. 3 yıl önce Ersun Hoca’yı göndermek için yapılan ses kaydı ayıbı için de özür dilenmeli.
BAŞAKŞEHiR’E KARŞI iŞi ZOR
4- G.Saray uzun zamandır savunmadan kısa pasla çıkamıyordu. Tudor’un bu sorunu Eren’e uzun vurarak aşma tercihi çağ dışı ama kabul edilebilir; pasın kısası-uzunu yok, doğrusu-yanlışı var. Ancak aynı yöntemin bu hafta da başarılı olacağı konusunda şüpheliyim, çünkü bu tarz ilkel taktiklerin piri zaten Başakşehir! Hem Epureanu, Eren’i Gençlerbirlikliler kadar rahat bırakmaz, hem de serseri toplarda Mahmut-Emre faktörü devreye girer. Galatasaray’ın işi kolay değil.
70-72 PUAN YETEBiLiR
5- Beşiktaş zaten telepatik bir futbol sergiliyor, ligde oyunu en oturmuş takım. Birtakım disiplin sorunları yaşadılar, Caner’in Monaco’da kadroya alınmaması ve Talisca’nın kızağa çekilmesi doğru kararlardı; kriz atlatıldı. Hep söylüyorum: Bu sene ligde iyi takım sayısı fazla. Tarihin en dengeli sezonunu yaşıyoruz. Yıl sonunda 70-72 puan şampiyonluğa yetebilir, o yüzden de dengeler defalarca değişebilir hâlâ bence.
DAHA MEDENi BiR MiLLi TAKIM
6- Son 6 turnuvanın sadece birine katılabildik, ona da gitmeyeni dövüyorlardı! 10 yıldır kıtanın son 16’sına giremeyen bizim seviyemizdeki her ülke kadroya neşter vurur, değişim yolu arar. Yapmamız gereken buydu. 10 yıldır milli takımın bir görgüsüzlük, medeniyetsizlik merkezi olması da rahatsız edici. Neşteri vururken, ulusal takımı daha medeni, saygılı bir kurum haline de getirmeli.
HAFTANIN ENLERi
- HAFTANIN OLAYI: Fenerbahçe-Galatasaray U17 maçındaki görüntü. Hem sporcu hem hakem bazında utanç verici.
- Haftanın takımı: Galatasaray
-Haftanın hocası: Safet Susiç
- Haftanın futbolcusu: Tolgay Arslan
- Haftanın hakemi: Suat Arslanboğa