Güncelleme Tarihi:
Toplantıda, 2010 yılı için hazırlanan 345 milyon liralık bütçe kabul edildi. Bütçenin kabul edilmesinin ardından yönetim kurulunun ve tüzüğün 19. maddesi gereğince profesyonel futbol şubesi hesaplarının ve denetleme kurulunun ibrası için oylama yapılırken, iki kurul ve bir şube oy çokluğu ile ibra edildi.
Yapılan oylamalar sonucunda, Futbol Federasyonu delegeleri ile diğer özerk federasyonların genel kurul delegelerinin seçimi, stadın bitişiğinde yapılması planlanan Kenan Evren Lisesi ve Ataşehir'deki "Fenerbahçe Salon" projeleriyle ilgili görüşme ve görüşmeler sonunda ortaya çıkacak modellerin yapılacak genel kurula sunulması ve projeler oluşturma konusunda yönetim kuruluna yetki verildi.
Ayrıca Fenerbahçe Üniversitesi için kulübün kurucusu olduğu Fenerbahçe Eğitim Kültür ve Sağlık Vakfı'na, yasanın öngördüğü maddi varlığın kulüp tarafından sağlanması ya da bağışlanması konusundaki oylamanın ardından da Düzce Topuk Yaylası'nda ve Şile yolu Sazakçeşme mevkisinde kulübe tahsis edilen taşınmazlarla ilgili olarak her türlü proje uygulama, inşaat yapma, yaptırma ve bunlar için gerekli finansmanı temin etmek gibi hususlarda yapılan oylamalarla yönetime yetki verildi.
Toplantı, kulüp için gerekli görülen her türlü gayrimenkul yatırımlarının yapılması için, satın alma, kiraya verme, intifa, irtifak gibi her türlü ayni hak tesisi, uzun ya da kısa dönemli kiralama gibi konularda yönetim kuruluna yetki veren oylama ve disiplin kurulu kararı ile hakkında 2 yıl geçici ihraç cezası verilen İzak Halet'in bu kararın kaldırılması için tüzüğün 67. maddesi uyarınca yapmış bulunduğu başvurunun görüşülmesinin ardından tamamlandı.
SALONDA GERGİNLİK
Kongre üyesi Kaya Enişte, Fenerbahçe'nin futbol kamuoyu ile kavgalı olduğunu, centilmenlikten uzak kaldığını anlattığı konuşmasında salonda bazı üyelerin tepki alkışını alınca, kongre divan başkanı Talat Yılmaz'ın konuşmasını bitirmesi uyarısıyla karşılaştı.
Yılmaz'ın bu tavrı karşısında salondaki bazı üyeler de başkanlık divanına yönelik tepki göstererek, tarafsız davranmamakla suçladı.
Yaşanan sözlü tartışmalarla genel kurul toplantısında küçük bir gerginlik yaşanırken, kongre üyesi Enişte'nin konuşmasına devam etmesiyle gerginlik sona erdi.
Bu arada kongre divan başkanı Yılmaz tartışmaların yaşandığı sırada, tepkilerin geldiği bölümdekilere, “Orada bir grup var fırsat bekliyor provokasyon için, biz biliyoruz kim olduklarını” dedi.
BAŞKAN VE YÖNETİM KURULU ELEŞTİRİLDİ
Bu arada raporlar hakkında görüşlerini açıklamak için söz alan kongre üyeleri başkan Aziz Yıldırım ve yönetim kuruluna eleştirilerde bulundu.
Fenerbahçeli eski yönetici Rahmi Eyüboğlu, şampiyonluğun kaçırıldığı Trabzonspor maçından sonra en çok üzülen kişinin başkan Aziz Yıldırım olduğunu düşündüğünü belirterek, "Başkan Yıldırım'ın 1998'den sonra seçildiğinde Fenerbahçe'nin çıtasını yükselttiğine inanıyorum. Son 3 senedir Fenerbahçe'ye olan sevgisinden dolayı, Fenerbahçe'ye zarar verdiğini düşünüyorum" dedi.
Fenerbahçe Kulübü'nün eski yöneticilerinden Orhan Demirel ise, Aziz Yıldırım başkanlığı döneminde geride kalan 12 yıllık sürede futbolda elde edilen sportif başarının yeterli olmadığını savundu.
Fenerbahçe'nin ezeli rakiplerine göre her zaman mali açıdan daha iyi olduğunun konuşulduğu, transfer için her yıl çok yüksek paralar harcanmasına
rağmen beklenen başarıların gelmediğini anlatan Demirel, "Fenerbahçe'nin elindeki imkanlarla bulunduğu yerden çok daha iyi noktalara gelmesi lazım. Fenerbahçe'de bir muhalefetin olması demokratik yapılarda doğal bir şey. Bunu yöneticilere, Başkan'a haksızlık ediliyor diye düşünmeyelim. Bence muhalefeti hareketlendirmemiz lazım. 12 yıldır kendilerine alternatif bir yönetim çıkartamadığımız için dönüp kendimize bakmalıyız. Hepimizin 12 yıldır ellerinden gelen en iyisini yapan bu yönetime biraz daha destek olarak, onlara alternatif üretmemiz lazım. Yeni adaylar çıkacaksa gelsinler adaylıklarını açıklasınlar, kucaklayalım destek olalım. Fenerbahçe'nin tüm dinamiklerinin kullanmak zorunda olduğuna inanıyorum" dedi.
Fenerbahçe Kulübü'nün eski yöneticisi Işık Eyigüngör de, kongre üyelerinin geçen sürede kendisine her zaman karşılıksız destek verdiğini vurgulayarak, "Son kongrede sizden üyeler bir taahhüt beklemediği halde 3 yıl üst üste şampiyonluk sözünü verdiniz ama maalesef birinci yılda bu sözü gerçekleştiremediniz. Fenerbahçe gibi büyük kulüpler gelenekleriyle idare edilirler. Başkanların verdikleri sözler kongre üyeleri için birer teminattır. Sizde ve arkadaşlarınızda uzun başkanlık dönemi mental yorgunluk yapmış olabilir. Bu da hata oranını artırır. Fenerbahçe kulübüne hiçbir zaman bir başkan hazırlanmamıştır veya kulübümüz hazırlanmış başkana teslim edilmemiştir. Kongre kimi seçeceğine karar verir. Tabi ki Fenerbahçe bir futbol kulübü değildir. Bunu da amatör şubelerdeki başarıyla göstermiştir. Bu da başkan ve yönetimin başarısıdır" ifadelerini kullandı.
Başkan Aziz Yıldırım ve yönetim kurulunun çok başarılı bir dönem geçirdiğini savunan kongre üyesi Rıdvan Özdil, teknik direktör konusunda öneride bulundu.
Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli ve Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard'ın kendisini camialarına kabul ettirdiğini anlatan Özdil, "Bizim camia nedense Daum'u kabul etmedi. Kulübümüze öyle bir antrenör gelmeli ki, diğer kulüplerin de saygı duyacağı birisi olmalı. Sadece Fenerbahçe camiası değil, diğer kulüpler tarafından da sevilen sayılan kişilerden oluşmalı. Başkanın istifa etmesi konusunu herkes kafasından çıkarsın. Yapılan işlemler çok büyüktür, bu tesisler, yapılan işler inkar edilemez. Geçmişi unutmamalı" şeklinde ifadeler kullandı.
Fenerbahçe Kulübü eski yöneticisi Hakan Bilal Kutlualp da, Sarı-lacivertli kulübün köklü değişikliklere ihtiyacı bulunduğunu belirterek, "Türkiye'nin kulübü yedi düvelle kavgalı olamaz" dedi.
Fenerbahçe'deki sistemin "patinaj yaptığını ve tıkandığını" ifade eden Kutlualp, "Kimse sayın başkandan sahaya çıkıp golü atmasını beklememiştir tabi ki. Fakat o golü atacak futbolcuyu kulübe kazandırmasını beklemiştir. Fenerbahçe'nin büyüklüğü rakiplerimizi rencide etmek için değil, Fenerbahçe'ye saygı duyulmak için hissettirilmelidir. Taraftarından aldığı güçle sakin kararlı ve vakur bir şekilde haklarını tabi ki savunmalıdır. Türkiye'nin kulübü yedi düvelle kavgalı olamaz. Fenerbahçe'nin gücü, Fenerbahçe ile kavga etmeye niyetlenenleri caydırıcı olabilmelidir. Fenerbahçe yeniden tüm Türkiye'nin sempatisini ve hayranlığını kazanmalıdır. Çünkü Fenerbahçe Türkiye'dir, Türkiye Fenerbahçe'dir" dedi.
Gazeteci İslam Çupi'nin, "Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür" şeklinde başlayan bir sözünü anımsatan Kutlualp, "İslam Çupi bu sözü şampiyonlukları kaybettiğimizde hatırlayıp kendimizi teselli etmemiz için söylememiştir. Gerektiğinde bırakabilmek de Fenerbahçe büyüklüğünün tanımına uyan önemli erdemlerinden biridir" diyerek yönetim kuruluna mesaj gönderdi. Fenerbahçe'nin önceliklerinin değişim gösterdiğini kaydeden eski yönetici, yönetim kuruluna tesisleşmeyi 1 yıl durdurma önerisinde bulunarak, "Tesisleşmede biraz soluklanmak gerekmektedir diye düşünüyorum. Avrupa'da da başarılı olmak için uzun vadeli plan zamanı gelmiş geçmektedir. Doğru ve yerinde tesisleşmenin önemini vurgularken, bunu en azından daha sonra devam etmek üzere geçici olarak, bir yıl dondurmak gerektiğini, böyle bir dönemde de borçlanmaya ihtiyaç duyulmayacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu. Fenerbahçe'nin hızla borçlandığını anlatan Kutlualp, kulübün sürdürülemeyecek bir borç sarmalının içine girme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu savundu. Kongre üyesi Aram Markaroğlu ise Fenerbahçe camiasının kaybetmeye alışık bir toplum olmadığını ifade ederek, "Benim kalbim 3. kez, son maçta orada kalmayı kaldıramaz" diyerek, son maçta kaçırılan şampiyonluk nedeniyle yönetime eleştiride bulundu.