Güncelleme Tarihi:
TFF Başkanı Yıldırım Demirören ile Yönetim Kurulu Üyeleri, Zeytin Dalı Harekâtı’na destek olmak için Kilis’i ziyaret etti, mart ayı toplantısını bu kentte gerçekleştirdi. Ölümle dans eden kahramanların en büyük eğlenceleri maçlar...
Dile getirmeseler de ekrandan izledikleri futbolcuları, teknik adamları yanlarında görmek istiyorlar.
- ALLAHIMIZA hamdolsun...
- Sağol!!
- Milletimiz varolsun.
- Sağol!!
- Afiyet olsun.
- Sağol!!
Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Başımı kaldırıp salona göz attığımda yalnız olmadığımı anlıyorum.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Başkanvekilleri Nihat Özdemir, Servet Yardımcı, Ali Dürüst. Tüm federasyon yönetim kurulu üyeleri. Gazeteciler...Dokunsanız herkes ağlayacak.
Kilis’te, Çevik Kuvvet, Polis Özel Harekat ve Jandarma Özel Harekat kuvvetleriyle birlikte yemekteyiz...
Ne yapsak şükran borcumuzu ödeyemeyeceğimiz askerlerimiz, polislerimizle.
Sağımızda, solumuzda kahramanca savaşan gencecik delikanlılar.
Savaşmak, ölümle dans etmek.. Nasıl bir duygu?
İnsan korkmaz mı? Çekinmez mi?
Gülümsüyor hemen yanı başımdaki Jandarma Özel Harekat askerimiz:
- İlk an var ya... İşte o an sadece bir küçük bir şaşkınlık yaşarsınız. Sonrası artık umurunuzda bile değildir.
Peki ya insan bir arkadaşını, üstelik kahpece bir teröre, terörist kurşununa kurban verirse?
- Evlatlarımız için buradayız. Onlar daha iyi yaşasın diye... Ölümün önemi var mı?
Teröre dair, savaşa dair pek çok şey öğreniyorum.
- Tünelleri görmelisiniz. Tünel kazmışlar. Yukarıdan uçakla bombalasanız bile etkilenmiyor.
- Düşünün nasıl hazırlanmışlar ve dışarıdan destek almışlar.
- 90 cm’lik beton kalınlığı var. Yan duvarları 28 cm kalınlığında.
Bir roketin etkisi konusunda anlatılanlar karşısında şaşkınlığım daha da artıyor.
- Bu füzeler 3 bin derecelik ısı yayar. Bir terör karargahı vuruldu. İçeriden 2 ceset çıktı. Karagahta 2 ceset olur mu? Büyük olasılıkla diğer teröristler yandı. Cesetleri bile kalmadı.
Meraklıyım ve ve sürekli soruyorum. Ama karşımda kahramanca hikayelerini rutin günlük işlermiş gibi yaşayan kahraman askerlerimiz var.
- Mehmet Abi biraz da biz soralım. Galatasaray şampiyon olacak mı?
Ardından Beşiktaş ve Fenerbahçe soruları....
- En büyük eğlencemiz maçlar burada. Decoderlerimizi getirdik.
İşte o anda anlıyorum. TFF olağanüstü bir iş yapmış burayı ziyaret ederek.
Askerlerimiz futbolcuları ve diğer kulüpleri de bekliyorlar. Hayır bunu asla dile getirmediler. Ama futbol dünyasının arkalarından olduğunu hissetmek onlara büyük moral oluyor.
Haydi kulüpler... Şimdi sıra siz de. Kahramanlar sizi bekliyor.
BAMBAŞKA BİR COĞRAFYA
SINIRI geçiyoruz. Ay yıldızlı bayrağımız dalgalanıyor, Suriye bayrağının hemen yanında. Türkiye sınırını geçtikten hemen sonra sefaletin başladığını görüyorsunuz.
Sivil kıyafetli ama silahlı insanlar. Üniformalı silahlılar. Evlerin tepelerinde makineli tüfekler.
Zırhlı araçlar gidip geliyor. Bambaşka bir coğrafyayla tanışıyorum.
Bir görevli yanıma yaklaşıyor:
- Şu an bulunduğumuz bu bölge Daeş’in elindeydi. Buradan füze gönderiyordu Türkiye’ye.
Şimdi o bölge Fırat Kalkanı Harekatı ile temizlenmiş. TFF buraya bir spor sahası yapacak. Sefalet içindeki çocuklara, gençlere yeni bir dünyanın kapısı açılıyor. Türk ordusu, Suriye polisine eğitim veriyor. O bölgedeki Türkmenler akın akın Türkiye sınırına gelmişler. Hemen hepsi Türkçe konuşuyorlar.
Artık burada yaşıyorlar. Terörden uzak. İşte o an İstanbul’dan baktığınızda göremediğiniz bir gerçeğin farkına varıyorsunuz.
- Devlet olağanüstü işler yapmış burada.
Bunu gördüğünüzde başka bir duygu daha gelip gururla yüreğinize oturuyor.
- Türkiye çok büyük bir devlet.
TÜRKİYE OLMASA YİYECEK YOK
Çocuklarla fotoğraf çektiriyoruz. Türkçe konuşamıyorlar.
Ama gözlerinde çaresizliği ve şaşkınlığı görüyorsunuz. Temel atma töreni için ‘Devlet erkanı’ için küçük sıralara kuru pastalar bırakılmış. Plastik tabaklar içinde.
Kadınlar yok ortada. Ama babalar çocukların yanında. Törenin bitimi ile birlikte o kuru pastalara bir hücum başlıyor. Çaresizliğin ve yokluğun fotoğrafı o an orada beliriveriyor gözlerinizin önünde. Çocukların ayaklarında terlikler var. Bırakın ayakkabıyı çorap bile yok. Türkiye olmasa yiyecek de yok, su da.
TFF 25 bin forma dağıttı.
21 bin tişört, 10 bin şapka, bin 500 atkı ve bin top.
Toplam 58 bin parça malzeme.
Çoğunluğu çocuklara dağıtılmak üzere 3 bin çikolata. Suriye’nin Çobanbey bölgesine bir futbol sahası yapılacak. Kilis’e yine bir spor sahası yapılacak. Bunun maliyetini Demirören ve Limak grubu karşılayacak.
SURİYE’DE BEŞİKTAŞ AŞKI
Yüzlerce Suriyeli çocuk ay yıldızlı formalarıyla karşılayor TFF ekibini. Bir ellerinde Suriye, diğer ellerinde de Türk bayrakları vardı. Müziğin ritmine uyum sağlamaya çalışıyor merakla ziyaretçileri takip ediyor.Kilis Valisi Mehmet Tekinarslan ve Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’in etrafını sarıyorlar. .
Tekinarslan, “Hangi takımı tutuyorsunuz?” deyince hep bir ağızdan seslendiler:
- Beşiktaş...
Bu tablo bana 2000’li yılların başında yükselen değer G.Saray’ı anımsattı. Beşiktaş yurt içinde ve dışında elde ettiği başarılarla etki alanını ve taraftar sayısını epey yükseltiyor.
F.Bahçe ve G.Saray’a duyurulur.
TERÖRE İNAT HAYATA SARILIYORLAR
Kilis’i dolaşıyoruz. 2 şehidi var Kilis’in. Füze saldırısı sonrası hayatlarını kaybetmişler. Zamanla bu saldırıya karşı dimdik durmayı öğrenmiş Kilis halkı.Korku yok. Teröre inat hayata sarılıyorlar. Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara oldukça nüktedan bir isim. Lokantaya düşen füzeden sonra yaşananları anlatıyor:
- Hep birlikte destek olalım diye lokantaya gitmeye başladık. Kilisler bir dayanışma içine girdi. Lokanta dolup dolup taşmaya başladı. O arada bir manav arkadaşımız geldi, ne desin: “Ya başkanım bir füze de benim manav dükkanına düşsün. Vallahi işler çok kesat!”
Bir yanda terör diğer yanda ise teröre inat espriyle hayata bağlanan Kilis halkı.