Güncelleme Tarihi:
ASLINDA her ikisi de babalarının birer kopyaları... Baba Necati Güler, döneminin en iyi oyun kurucuları arasında gösterilirken oğulları Anadolu Efesli Sinan Güler, Beşiktaşlı Muratcan Güler babalarının yolunda gidiyorlar. Babanın oğulları, zaman zaman saha içinde sıcak temaslarla eve taşan tatlı rekabeti HÜRRİYET ile paylaştılar...
‘MURATCAN’IN FİKRİ BENİ KURTARDI’
-Oğullarınızın karşılıklı oynadıkları maçları izlerken neler hissediyorsunuz?
ENTERASAN bir duygu bu... Çocuklarınızı birbirlerine rakip olarak izlemek çok hoş zevkli ama aynı zamanda da çok heyecanlı. Basketbolda beraberlik olmadığı için birisinin kazanması gerekiyor. Orada taraf tutmak olmuyor.
Bundan birkaç yıl önce Muratcan pratik bir çözüm buldu. Hep ev sahibi takımı tutuyorum. Ev sahibinin maçı kazanması normal olacağı için. Bu sistem de her zaman kazanan ben oluyorum. Babaları olarak benim bir kaybım olmuyor.
‘SİNAN CANIMI ÇOK YAKTI’
Maç sonunda rekabetin eve yansıması nasıl oluyor? O akşam evde neler yaşanıyor?
MURATCAN: Maç sonlarında genellikle yemeğe gidiyoruz. Yemekte maçtan söz etmemeye çalışıyoruz. Ancak bu sezon öncesi takımım Beşiktaş’ın kazandığı Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında ben topu çalmış, potaya doğru hızla gidiyordum. Sinan arkamdan yetişmeye çalışıyordu. Hızla geliyordu bunu bana yapamaz dedim ama bir anda da kendimi yerde buldum. Çok sıcak bir temas olmuştu. Normal biri olsa çok sinirlenirdim. Sinan bu faulü isteyerek yapmadı ama canım çok yandı.
‘O MAÇI UNUTAMIYORUM’
SİNAN: O maçı unutamıyorum. Acayip korkmuştum. Hırslı bir oyuncu tarzım olduğu için amacım o topa ulaşmaktı. Potanın altında fulelerimiz birbirine takıldı. İstemeyerek sert bir temas oldu. Abime sarıldım, öptüm özür diledim. Kasıt olamazdı. O andaki pozisyonda yaşanmış bir olaydı. Ancak eve geldiğimde ailemden, yakın aile çevrelerinden, dost ve arkadaşlarımdan çok tepkiler aldım. ‘Kardeş kardeşe bunu yapar mı’ dediler.
O istenmeyen olayın olduğu maçta annem bana o kadar kızmış ki, beni eve almamakla tehdit bile etti. ‘İnsan nasıl olur da kardeşine öyle faul yapar. Alt tarafı iki sayı. Zaten top Muratcan’da potaya atacak sen ne diye bir hırsla geldin de kardeşini yere indirip canını acıttın’ dedi.
Günün basketbolu güç odaklı
necatİ GÜLER: Bugün çok daha güç odaklı. Bizden daha atletikler ve güçlüler. Bugün artık basketbol özellikle Beko Basketbol Ligi ve ikinci lig bile profesyonel. Bizim oynadığımız dönemde hafta da üç gün antrenman yapılıyordu. Şimdi haftada 5 gün. Bazı günler iki antrenman oluyor. Halter yapılıyor. Günümüz basketbolcularının bilgi ve becerileri daha çok gelişti. Muratcan benim bir maçımı seyretti. ‘Baba siz çok yavaş oynuyorsunuz’ demişti. Oysa biz Eczacıbaşı takımında oynarken bugünkü takımlardan çok daha hızlı basketbol oynuyorduk.
Bana çok benziyor
NECATİ GÜLER: Tip olarak Sinan daha çok benziyor. Muratcan’ın oynadığı basketbol bu yıl benim tarzıma daha çok yakındı. Cumhurbaşkanlık Kupası ve Barcelona maçları gibi. Sinan’ın da Beşiktaş maçı...
İkisine de aynı seslenirim: ‘Haydi!’
MURATCAN Antalya’da oynarken, Sinan Efes’te oynuyordu. İstanbul’da Muratcan, Antalya’da da maçı Sinan kazanmıştı. O zaman ben her iki maçı da kaybetmiştim. Bir baba olarak bir prensibim var. Muratcan ile Sinan’ın takımlarının ligdeki puan konumları ne olursa olsun yine taraf olmam. İyi oynayanın kazansından başka bir şey düşünmem. Sadece her ikisini de oyun içinde ateşlemek adına haydi Sinan, haydi Muratcan derim.
Kardeşim benden iyi
MURATCAN: Ben Sinan’ın Türkiye’nin en iyi 3-4 oyuncusundan biri olduğuna inanıyorum. Benden de iyi. Onu iyi oynadığı zamanlar izlemek çok iyi bir zevk. Sinan oyuna girdiğinde maçın rengi değişecektir.
Odalarımızda bile rakiptik
Aralarındaki rekabetin çocukluk yıllarına dayandığını söyleyen Muratcan Güler, Sinan’ın kendisinden hırslı olduğunu söyledi.
MURATCAN: Doğuştan itibaren, rekabetin ne olduğunu öğreniyorsunuz kardeş sayesinde. Benim profesyonel hayatımda hırsı, isteği arzuyu alevlendiren kişi Sinan’dır. Ligde önemli yerlere gelmiş olması rekabetin canlı olmasını sağladı. Benim yeni şeyler kazanmamı sağladı. Biz çocukluğumuzdan buyana kendi odalarımızda yaptığımız maçlarda bile birbirimizin rakipleriydik.
SİNAN: Rekabet bence babamın bize verdiği basketbol değerlerini profesyonel seviyede karşılıklı olarak gösterebiliyor olmamızdır. Birlikte sahaya çıkıp karşılıklı oynadığımızda maçlarda seyirciler takımları rakip olarak izliyorlar. Ancak aile dostlarımız bizi kardeşlerin rekabeti olarak izliyorlar. Rakip olduğumuz maçlarımıza aile dostlarımız sessiz küçük bir tribün oluşturuyorlar.
‘Tren geliyor zannetttim’
MURATCAN: Çocukluktaki kavgalar orada kaldı. Hocalarımız bize kardeş olarak değil, rakip olarak yaklaşıyorlar. Maç sırasında nadir karşı karşıya geliyoruz. Bir Darüşşafaka-T.Telekom maçında yaşadık. Ben Telekom da oynuyordum. Top bende turnikeye atacağım arkamdan biri geliyor, tren geliyor zennettim. Sinan topu kesmeye geliyordu. Ancak Sinan çok hırslı bir şekilde geliyordu ki, sayıyı yapıp bir vücut hareketi ile çarpmasını önledim.
NECATİ GÜLER: Muratcan ile Sinan 14 yaşına kadar aralarında tatlı çekişmeler yaparlardı. Sinan, agresif ve hiperaktif bir çocuk olduğu için Muratcan’ı kızdırmayı severdi. Ancak abiden öteye gitmezdi. Saygı sınırlarını aşmazdı.